10 Eki 2008

Saftiggibbe Abbas, Bağlasan Durmaz


Ben demedim mi; en sevmediğim laf. Adamım adını ilk duyduğum gün yazmışım. Demekki ben yazmadım mı desem fazla ukalalık etmemiş olurum. Nerden biliyordum da daha hiç bir icraatını görmediğim biri için net olumsuz görüş yazmışım. Bir kere geliş biçimi sakat. Küçük bir Alman takımının küçük hocası hasbelkader derdine düşmüş yakaladı Cim Bom'u. Zamanında Avrupa Şampiyonu olmuş takımları Dortmund rastladığında Maymuna çevirmiştik onları kendi sahalarında. Nasıl elendiğimizi ben biliyorum. Burada tek kale oynamış, golü bulamamıştık. Orada yarı sakat takımla, hiç dinlenmeden çıkıp Orkun'un jübile maçını oynadık. Artı bir demek o gün sayılmıştı. O maçta biz tur atlasak bu Saftigibbe'yi kim hatırlayacaktı ki.

Sonrasında tip analizi yaptım. Şovun içinde tip karizma çok önemlidir. Ali Eren'den, Takoz Recep'ten Necati'den asla büyük futbolcu olmayacağı gibi, Rıza Çalımbay'dan, Ziya Doğan'dan da olmaz. Tipsizsen Rıaziger olacaksın, boyun kısaysa Messi. Hem boyun kısa hem Serkan Çalık'san geilip geçersin kimse anlamaz. Skibbe çok tipsiz biri, bu tiple büyük takımlarda istikbali yok. Gerçi Daum'da çok tipsizdi ama o tipsizliklikle kaydettiği mesafeyi, tipi düzgün olsa çok daha erken katedebilirdi. Bizimkinin arayı kapatması için şimdikinden çok daha fazla balı olması lazım.

Daha sonraya gelipte icraatın başlamasıyla gördük ki Hoca moca değil. Hazırlık maçlarını saymadık bile. Adam en dandik maçta orta sahayı kuvvetli tutup, en zor maçta boş bıraktırıyor. En son Bursa maçı Antrönörlük diplomasının kopya ile aldığının ispatıdır. Yusuf gibi teknik birisi halı sahada bile böyle rahat oynamamıştır. Nitekim bir radyo programında denk geldim, hayatımın en rahat maçını oynadım dedi. Defans salyongoz yumuşaklığında, aralara atılan her top gol tehlikesi. Takımdaki üst düzey futbolcu sayısı çok fazla. O yüzden takıma hakim değil. Devamlı kadroyla oynuyor, hatta oyuncuların mevkileriyle bile oynuyor. Oyuncu değiştirme, oyuna müdahele hak getire. Biz neler gördük tribünlerden, iş boka sardığı dakikalarda gözümüz kulubeye takılmıyor artık. Biri ortaya çıkıp maçı koparamazsa o hafta kayıp.

Gelecek korkusu sardı taraftarı, dolayısıyla yönetimi. Ben sanki Adnan Polat'ın yanındaymışım gibiyim. Sanki beni dinliyor, sanki yazdıklarımı okuyor. Ümit Davala yazısı, kadrandan düşmeden rap müzik dinlemeye göndermişler kendisini. Tez zamanda bu Alman'ı da memleketine göndereceklerinden kuşkum yok. Ne yazık ki bir kere daha yazdıklarımın haklılığına sevinmek durumundayım. Güle güle Saftig'in hayaleti.

Hiç yorum yok: