Normalde bu maçta Manu'lu olmalıydım. Hiç tanımadığım iki takım amatör ligte maç yapsalar kırmızı formalıları tutarım. Liverpool'u, Roma'yı tutarım her maçlarında. Ne yalan söyleyeyim bu finalde Chelsea'yı tuttum. Maçı seyretmedim, içmeyi tercih ettim. Eve geldiğimde penaltılar atılıyordu. Sızmışım seyredemedim. Merak ta etmedim akşama kadar kim kazanmış diye. Penaltıları dramatik vermişler, çok üzüldüm Fener'li arkadaşlar ve Fener'li Medyamız gibi. Ne büyük bir onuru kaçırdılar. Düşünün Şampiyonlar Şampiyonu bir etapta koskoca Fener'i zor elemişti. Bende Chelsea'lıydım, Fener'i eledikleri için. Fener'i her kademede yenen takıma doğal sempatimizden dolayı taraftık bu finalde. Hemde sevdiğimiz Kırmızı Şeytan'lara karşı.
Ayrıca Chelsea'yı istedim. Başka nedenlerimde vardı. Morinho bey benden sonra tufan diye bekledi. Takımın düşeceğini, eleneceğini öngörüyordu. Aynı bizim gibi iş geldi başlarına. Kaçan Hocaların yardımcılarını tanıdı herkes. Türkiyede Cevat, Dünyada Avram diye biri yaşamıyordu sezon başında. Yol açıldı, kendini bok sanan hocaların işi artık kolay değil. Bu yüzden istedim Avram'ın kazanmasını.
Chelsea'yıistedim. İbrahimoğlu başkan Rus'tu. Eski tüfek olarak Rus'a, Sovyet'e sempatimiz büyük. Kızıl Meydan'daki finali bir Rus çocuğunun takımının kazanmasını isterdim. Yazık oldu Abromoviç'e.
Anelka kaçırmış penaltıyı. Fenerbahçe ile papaz olup gitmiş, kimseye minneti olmayan Niko, avuta gönderince Van Der Sar'a teslim olmuş son maçını oynamış Chelsea'da. Üzüldüm Nicolas'a
Kırmızı Şeytanlar bir kupayı daha indirdiler Manchester'e. Basınımızda benim gibi fransız kaldı şampiyonluğunuza. Biz hakkınızı verelim, her sene böyle olmaz, Liverpool maçınız dışında her zaman yanınızdayım. Kırmızı Aslanlar, Kırmızı Şimşeklerden sonra Kırmızı Şeytanlar.... Rengimizin kardeşliği, ne güzel. Sizlerde çıldırın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder