21 Mar 2015
Taksim'den Aşağı; Ramiz Köfte 2-3 Galatasaray
Galatasaray ilk 11 i belli olunca başlar benim için futbol, son düdük çalınır, bir şeyler karalarız sonsuzluğa ve biter. Zift medyasının katran karası spor kanallarındaki medya maymunları ne söyler, ne yazar ilgilenmem. Ve en ağır sözlerimi Galatasaray kazanınca söylerim. Son söyleyeceğimi ilk önce söyleyerek başlıyorum.
Günahım kadar sevmem Edirnekapı-Habipler minibüs şoförünü, ama kefilim, Büyük bir Galatasaray Taraftarıdır, şaka değil adam geberiyordu. Serum bitince Florya'ya dönüp Ramiz Köfteyi kovsa şerefsizim bütün söylediklerimi geri alırım. Hadi biz profesyonel Galatasaray taraftarıyız, maçı okuyoruz, golü yiyeceğimizi, sonra atacağımızı, sonra yemeyeceğimizi biliyoruz da rahatız. Abdurrahim ne anlar futboldan, bu maçı atlattı ama bir sonraki maçı atlatacağının garantisi yok.
FED dataları gibi sağlam, hipotezlerim var. Kadroyu öğrenir öğrenmez başlıyorum yardırmaya. Tabeladan bağımsızım, 3 puanı aldık ya rahat rahat yenileyelim. Ve testi kırılmadan su taşıyıcısını bir kez daha sopalayalım. Galatasaray kadro gurubundaki en büyük Türk oyuncu Sinan Gümüştür. Ligin son maçına bakacağız, ilk 11 de yoksa, Olcan ve Umut varsa en iyi ihtimal 3. lük maçı oynuyoruz demektir. Bu teori maç bazında da geçerlidir. Bilinçli bir atak yapma şansımız yoktur. Gol karambolden, kornerden, serbest vuruştan geldi geldi, ama korktuğum mesele bu değil. Galatasaray ne kadar kötü futbolcularla oynarsa oynasın nasıl olsa bir delik bulur çıkar golü bulur. Korktuğum akıllı hocalar, akıllı futbolcular, gereğinden çok daha fazla tehlike yaratır. Hiç bir savunma oyuncusu Umut'a, Olcan'a önlem almaz. Bu yüzden Galatasaray'ı yenme cür'etini gösterir, nitekim gösteriyorlar da.
Koskoca Sneijder Hacı Hüsrev'de maça çıktı. Eskiden ayı oynatırlardı o meydanda hatırlarım. Daha fazla seyirci olurdu. 18 milyonluk İstanbul'da 40 lira verip Sneijder'i Dünya gözüyle seyretmek isteyen 7-8000 kişi yok, biz neyin futbolunu konuşacağız. Bengaldeş'te gezse Sneijder'in peşinden 50.000 kişi gelir. Geçelim, daha ne kadar dip yapacağız görelim. Reyjart-Hagi-Terim-Mancini-Prandelli, paraşüt bir türlü açılmıyor Ramiz Köfte'ye kaldık. Çakılmamız an meselesi.
Maça damgasını vuran futbolcu Umut Bulut'tu. Futbolcu diyenle selamı sabahı kestim. Biraz iyi oynasa 2-0 geriye düşmezdik. Şimdi yazması kolay ama gerçek bu. İdare etse, bir kaç pozisyona girse de ilk yarı berabere bitse, Burak oyuna girmeyecek. Sahanın yıldızı Veysel Sarı gücüne güç katacak, goller geldiğinde çok geç olacaktı. Bir diğer futbolcu olmayan futbolcu Olcan'ın unutulmaz performansıyla gelen 2 gol şok etkisi yaptı. Bereket geri dönüş için hamle üstünlüğü ve zamanımız vardı. İki çöpten birini çıkarıp Burak'ı ateşe attık. Eğri doğruya denk geldi Umut maça mührünü bastı.
Muslera 2 gol yiyip rahatlamıştı, artık yemezdi, içimiz rahat olsundu. Maymuni bir top çıkardı, direk yardımıyla 3. gol girmediğinde kader ağlarını örüyordu işte. Büyük kaleci, Galatasaray iyiyse o da yemez, kötüyse kova.
Döve döve ilk 11 e girmek eskidendi, unutmuştuk. Şimdi devir dost, ahbap, kul köle devriydi. Adamın adamı olmazsan Sinan Gümüş gibi A2 maçlarında şov yapardın. Yasin savaşarak formayı aldı, Sneijder'le ver kaçları futbola dair kırıntılardı. Daldı kesti, Umut Bulut vuramadı, vursa pozisyon kaçmıştı, Selçuk affetmedi.
Yasin bir kere daha kuşandı, cenabetlik var kendisi atamıyor, belki de gol atmayı sevmiyor, soldan aktı, Umut olsa kendisi vururdu, o Umut'a pas verdi. Tam Umut'luk pozisyon, 7.5 metre boş kaleye dürtecekti topu. Ne kaleci var, ne savunma oyuncusu, ballı ekmek kadayıfı, istatistik metre utanmadan golü Umut attı yazacaktı.
Usta bir kaç maçtır iyi oynuyor, 2-0 dan 2-2 ye gelmekle avunacak gibi değil, bu kez sağdan aktık Selçuk'la, Sabri'ye attı sandım, daha beteri Umut'tu topla buluşan. Kaval kemiğiyle tepti, top yerdeki adama çarparak havalandı, gol pası oldu, Kral golü, gol kralı özlemişti.
Artık Taksimden aşağı Kasımpaşaydı. Ben korkmadım 3. golü yeriz diye, 1-0 galip olsak kesin yeriz derdim, Muslera 2 tane yediği zaman büyük kaleci oluyor, korkma. 4. golü aramakta fazla istekli olmadık. Saldırmadık bu yüzden, ne var ki Apo'nun kalp çarpıntılarını düşürmek için Umut'un yerine futbolu öldürecek biri lazımdı. Futbol ölecekse bizde eksik olmaz katil. Sok Yekta'yı futbol topu icat edildiğine pişman olsun. Makinalı tüfekle yaylım ateşi yapar.
Melo'nun yerini Hamit kelle koltukta idare ediyor. Bu maçta da orta sahayı çok iyi tuttu regule etti. Selçuk'u öne attı. Sabri'de bir sıkıntı var öğreniriz, çıkınca Hamit sağ beke geçti. Sanırsam Emre Çolak girdi ama ben hatırlamıyorum, yanılmış da olabilirim. Var mı yok mu ben göremedim. Babel korkulacak yıllarını geride bırakmış, ben tırsmamıştım, tırsanlar da boşuna tırsmış.
Şimdi başkaları düşünsün, Fener-Beşiktaş maçı ne olur? El Şikesiko'nun sonucu ne olursa biz yarar? sorusunun net cevabı yok, öyleyse kesin biz kazanacağız.
15 Mar 2015
Geçen Maç SERF Demiştim Özür Dilerim Hocam; Galatasaray 2-2 Başakşehir
5-0 yenseydik de aynı şeyleri yazarak başlayacaktım. Kamu görevi yapan bir insana herkes iyi diyorsa, emin olun çocuklar o kuruluştaki en kötü adam odur. Maç bu 3 ihtimalli, katlanırız, neler görmedik? ama buna katlanamam, dayanamam, Aydın'a yanımda otur sana 15.000 dolar verdireyimin iyi insanlığı olamaz. Bu ihanettir, bu hırsızlıktır. Bu bir insan düşmanlığıdır. Aydın'ın çocuğuna yaptığın iyiliğin, bin beter kötülüğünü Birhan Vatansever'e, Sinan Gümüş'e yaptın sen. Fener maçından sonra SERF ilan etmiştim, Büyük Galatasaray Taraftarından özür diliyorum, hak etmediği unvanı vermişim, Ağasının hizmetkarı, Galatasaray'ı bitirmek için görevli Şebeke'nin maşası, bir virüs. Fatih Terim'in Galatasaray'a attığı son kazık.
Ey Büyük Galatasaray Taraftarı; 5 cm uzağa işeyebildiği için Başkan sandığınız prostatlı Liselinin, Dolmuşçu Şebeğin yönettiği takımınızla, bu salağa rağmen 4 yıldızı görebilirsiniz, ana inanın çocuklar değişmesi pek mümkün görünmeyen Kravatlı Eşkiyalar Sistemi sürdüğü müddetçe 5. yıldızı torunlarınızın torunları göremeyebilir.
Sultan Süleyman, biraz eğlenecek çağırmış Sümbül Ağa'yı,
-Sümbül Ağa öyle bir suç işlemiş ol ki, özrün kabahatinden büyük olsun.
- Gece Hürrem Sultan'ı pandikledim Hünkarım.
-Neoooo, ağalarrr, alın şunun kellesiniiii, niye yaptın laaaaann
-Kusura bakmayın Sultanım, karanlıkta Hürrem'i sen zannettim
Algoritmayı vermiş Motor Sanat Terk.
Futbolcu çetesi emri altında zaten. Mancini'ye, Prandelli'ye teneke bağlattı. Açıklardan Bruma'yı çakma Çin burma bileziği gibi geçirdi, diğer açığı artık kim aldırmışsa, kupa maçlarında, emeğiyle aklıyla zor kullanarak girdi. 65 de benim aldırmadığım Yasin'i çıkar, galipsen maçı tutacak çöpün birini alıp yat, mağlupsan 18 e alıp banka hesabını doldurduğun forvet çöpü sok. Gerisini Yüce Gök'e havale et. Bizim götümüzü doğarken Evliyalar yalamış. Hacı Yatmaz'ız. Titanik'te yılbaşı partisi için akşam kokteyline şarap mezesi yapılacak canlı yengeç olsak, gemi batar yine bize bir şey olmaz yırtarız.
Hepimiz ağlıyoruz ve soruyoruz, neden bu değişikliği yaptın? özrün ne Sümbül Ağa?
-Ezberimize göre 65 de çıkaracaktık her maç olduğu gibi. Şansımız varmış ki kötü oynuyordu zaten. 2-0 da öndeyim, Bruma ,Ağa'nın futbolcusu, yanılmış olamaz, bakarsın ayağına top çarpar gol atar da hala varsa Fatih Terim kulu taraftar, minnetle anar, Yasin'in kimsesi yok, kafasını koparayım dedim. İyi oynamaya başladı, Koskoca Galatasaray'ın küçücük beyinli Ramiz Köftecisiyim, 5 dakika iyi oynadı diye ilkelerimden mi taviz vereyim. Özür diler geçer giderim.
Rakiplerin bizi yenemeyip, Feneri, Beşiktaş'ı yenmesiyle beleşten atılan fark, 2 maçta kapandı. Objektif olmamız gerekirse şu an en iyi ihtimal 7. 8. olmamız lazımken Şampiyonluk hayalleri kuruyoruz. Başakşehir maçını baz olarak alsak bile 5 saniyede golü yiyorduk. Maçın hakkı en az 3 farklı yenilgiydi.
3-0 yendiğimiz maç yazısında bile yazdım. Tekrar yazıp not olsun diye sonsuzluğa bırakıyorum.
Ligin son maçını bitiren kadroya bakınca bu notu hatırlayın. Olcan-Umut Bulut var, Sinan Gümüş yoksa en iyi ihtimal ligi 3. bitirdiniz demektir. Bu da demek oluyor ki bu sene de küme düştünüz.
Maçı 4-2 kazandık mı Muslera ne sevimli geliyor değil mi çocuklar. Kedi diyenler Panter diyenler çok sevimli bulanlar. 2 tane kurtarmıştır, 3 lüye icabet etmiştir. Yediği 2 gole kimse aldırmaz, gelsin 3 puan. Bir maçı da sen al be kardeşim. Yan toplarda, serbest vuruşlarda felç geçirirsin, ayağına gelen topu taca şişirirsin. Tamam kaskon var Sinan Bolat'la, Eray'la ömür boyu yapılmış. Hasarlı da olsan tam ödeniyor. Yedeklerin bok çuvalı bile değil, Kentsel dönüşüm şantiyesinde amele olsan, 100 senelik köhne apartman yıkılsa 1 tane tuğla bile tutamazsın. Gel gelelim bizim Polyanna Taraftar gözünde Dünya'nın en iyi kalecisisin. Kredin sonsuz, tıka basa gol ye, bizim gibi salakların parasını da al götür.
Chelsea maçında stoperler 2 kafa gölü yedirdi, elendiler. Sen de fazla yüklendin dedi birisi maç esnasında. Evet yedirdiler,takım erken elendi, ne var ki seneye o kupayı alma ihtimali var. 10 maç kaldı bir aylık kazancını Galatasaray'ın her hangi bir maçına galibiyet basabilecek taraftar çıkar mı içinizden? Her maçı kaybedebiliriz, her maçı da kazanabiliriz. Tam bir langırt ligi, Sen Şampiyonluk savaşını yaptığın takıma yenil, başka bir takım gitsin onu yensin aradan sıyrıl, takımı ben Şampiyon yaptım de. Defolun lan başımızdan. Yıllardır korkuttular kandırdılar, takımı Ruslar, Araplar alır diye. Alsın ne var bunda? Galatasaray'ın sahibi Adanalı bir ağa olsa bundan çok daha iyi. Hamza, hoca olacağına takımın sahibi olsa 1 puan kaybetmez, 1 doları oynamayan futbolcuya vermez. Son 20 senenin bütün Başkanları, yöneticileri, Hocaları ya salak ya hırsız. Galatasaray'ın muhasebesine bakan müdür senede 5 milyon dolar çalmıyorsa o da ya salak, ya evliyadır.
Sabri sakatlanıp çıktı sandık, meğerse devreye girerken attırdığı muhteşem gol yüzünden cezalandırılmış. Yerine Tarık girdi, Kol saati gibi geçirmişler. 2 sene de kavgasını verdik almak için. Bizde pozitif ırkçılık var, Sinan Gümüş zenci olsaydı, ya da Fatih Terim 10 milyon yuro verip aldırsaydı, Bruma yerine şimdi onu seyrediyor olacak, Fatih Terim'e de tapınacaktık. Nerede onda o akıl? Mehmet Ekici bizde olsa diye iç geçirenlere rastladım. Bizde olsa Florya'da oynanan A2 maçlarında frikik golleri atardı. Arada sırada oynasa kornerlerinde kimse kafaya bile çıkmaz, serbest vuruşun başına geldiğinde Selçuk'tan, Burak'tan sopa yerdi. Buraya yazıyorum Mehmet Ekici bizim sepet kaleciye kornerden gol atacak.
Başakşehirin hocası bizim, Uğur, Ferhat, Yalçın, Alper Tuğ, Alpaslan bizim, golü atan Mehmet Batdal bizim. Dua ettik, bizim olmayan Semih Şentürk yoktu, olsaydı ilk maçın skorunu arardık. Nitekim daha ağır oldu. 3. gölü yememek için kaleci adamı 18 dışında indirdi.
Prekazi'nin golcüsü Tanju'ydu, Hagi'nin Hakan Şükür. Lincoln'ün Baroş'u vardı, Sneijder'in golcüsü Umut Bulut. Ver kaça girsen biri ayağıyla biri kaval kemiğiyle oynuyor. 1 metre eninde 100 metre boyunda bir hatta topu ver kenarlara değmeden 1 saatte gidemez o yolu. Hamza'nın haklı olduğu bir nokta vardı, onda da arkasında duramadı. Sneijder Hamza'nın futbolcusu değil. Umut Bulut- Sneijder aynı takımda oynamaz. Forvet adamı çıkaracağına Sneijder'i bile çıkarsa maçı vermezdi. Sneijder'in özelliği 3 lük atmak. 2 maçta tek bir pozisyon yaratamadılar. Tıklamayla oynayabildiği adam da Yasin'di onu da çıkarınca pozisyona bile giremeyeceğimizi hepimiz biliyorduk.
Eğri gemi doğru sefer yapamaz. Tüpçü-Aziz-Motor Sanat Terk şebekesi futbolun başından kaybolmadığı sürece, futbol , özelde Galatasaray Taraftarı genelde pis akvaryumda yüzmek zorunda olan temiz balık taraftarları için zulümdür, acıdır, gözyaşıdır. Ömrü yetenler bekleyecek, biz tabelayla, kupalarla ilgilenmiyoruz, Galatasaraylıyız, pis akvaryumdan lağıma da atsalar değerini kaybetmez, çekeriz bu cefayı.
9 Mar 2015
SERF Hamza; Fenerbahçe 1-0 Galatasaray
Demeçlerden başlayalım içini doldururuz nasılsa. Maç arifesinde futbolcuların görüşleri yayınlandı sosyal medyalarda. Bruma Bey için Fener maçının, Balıkesir maçından bir farkı olmadığını öğrendik. Doğru 11 er kişi oynanıyor, saha top kale ebatları aynı, o maçı kazanana da 3 puan veriyorlar. O zaman ha sen oynamışsın ha Aydın Yılmaz, bizim için bir farkı yok kim itelemişse seni, zehir zıkkım olsun, çoluğundan çocuğundan çıksın. Git ekmeğini başka takımda ara, Ronaldo ol, sakın bize görünme. Bize futbolcu lazım değil hıyar, bize Galatasaray yenildiği zaman ağlayacak, başka bir Galatasaraylı ağladığında başını omuzuna yaslayacağı adam lazım.
Maç öncesi Hamzaoğluna soyluluk unvanlarından hangisinin verileceğini divana getiriyorduk. Ben dolduruşa gelerek Arşidük'lüğü uygun görmüştüm Ramiz Köfte'ye. Rakibimize başarılar dilerim dedi. Dileği de gerçekleşti. İyi adam lan tartışmasız. Kan lazım desen verir, yere düşsen kaldırır, futbolculuğu da böyleydi, sarı kart almaz, riskli toplara girmez, yenen takımı tebrik eder, bir Evliya bir Eren, bir Dalay Lima'ydı. Aynen devam, ha Galatasaray'ın başında ha Akhisar'ın. Deplasmanda 1 puan aldın mı, senden huzurlusu yok, sıçan gibi oynamışsın, senden öncekiler gibi yatmış, tırsmış, pusmuşsun unutulur gider. Hala lidersin, yarın Şampiyon olursan dün geceden beri ağlayan taraftar, seni İmparator ilen eder.
Bakın, 4. yıldız başında hiç hoca, Başkan bile olmasa yine gelir. Görürüz, Arşidük, Kral ilan etmemize ramak kalmış ne var ki SERF gelmiş SERF olarak kalacak Hamza ile devam edersek 5. yıldızı bir nesil göremez. Bala kısmete, son dakikalara sıkışan 3 puanlar, Fenerbahçe'nin beklenmedik puan kayıplarıyla açılan fark, küçük beyinli hocanın tırsmasıyla 1 maçta kapandı. Ne olur? ne bileyim, deveye sormuşlar senin Hocan neden Hamzaoğlu? Deve demiş ki senin Hocan da Arap İsmail. Normal de birinin başında Van Gaal, birinin başında Morinho olması gereken iki takımın bu iki hocayla oynayacağı her maç EL SİKKO'dur.
Maç başlarken Evliya Tarafındaki kalenin arkasından bir perde indirildiğini gördük. Pahalı bir kumaşa basılmış bir resimdi anladığım kadarıyla. Bir kanarya kuşu, bir Aslan'ı stadın içine doğru tekmeliyordu bu resimde. Kareografimiymiş neymiş! yazık bu işin de sahtesi çıkmış. Hiç bir taraftarın elinin değmediği tribün şovu olarak futbolumuzun utanç tarihinde yerini aldı.
Maçtan sonra Galatasaray Başkanı, gelenek bozulmadı niye üzüleyim demiş. Büyük Galatasaray Taraftarına çağrımdır, Galatasaray Başkanlık makamına saygınızı gösterin, hayatınızda etmediğiniz en ağır küfürleri edin. Alp Yalman'dan 5 cm uzağa işeyebildi diye Koskoca Galatasaray'ın başına iki satırlık adamları musallat ettik, bundandır böyle ilkelerdeki dibe vuruşumuz. Şampiyon olsan ne olacak?
Maçın hakemi Şansal BüyükA olsa, Lig TV'nin ali menfaati için önce Hakan'ı sonra Olcan'ı son adamdan atardı. Olcan'ın bodoslama Gökhan Gönüle girişine sarı kart, faul verirdi. Diego'nun ceza sahasında kendini yere atışına, Emenike'nin Koray'ın ayağına ince takılıp düşüşüne acımaz penaltıyı çalardı. Bu maç için Cüneyt Çakır'a ters bir şey söylersek çarpılırız. Eğri gemi doğru sefer yaptı, Sergen'in yatışıyla, Hamza'nın maçı Fenerbahçeye hediye edişiyle ligi yeniden satma şansını yakaladı.Allah bereketini artırsın.
Maça başlayalım; Burak Yılmaz'ın aşırttığı top, evliyaların dokunuşuyla üstten dışarı çıktı. Selçuk'un vuruşunu Galatasaray Maçlarının en büyük Fener futbolcusu Volkan Demirel yerde yatarken kalkıp kurtardı, Hamit'in cılız şutunu çeldi, attıkları golle morali tavan yapan kaleci, o yüksek motivasyonla golden hemen sonra Yasin'in mucizevi sıyrılışıyla vurduğu insanlık dışı şutunu, insanlık dışı bir suplajla çıkardı. Galatasaray maçları baz olarak alınsa nefret ediyorum ama söyleyeceğim, Dünya'nın gelmiş geçmiş en büyük kalecisi Volkan Demirel'dir. Ülkemizde de tüm jenerasyonların en büyük kalecisidir. Bizim için kale önünde göründüğümüz toplam 2 dakika sürmeyen aksiyonlar bu kadardı. Geri kalan sürede sıçan gibi oynadık. Topu taca bile atamadığımız pozisyonları içim sızlayarak seyrettim. Koskoca Sneijder kalenin önünden topu Fener yarı saha sahasında hayaletlere şişiriyordu. 6-0 yenildiğimiz maçı izleyin, inanın çocuklar dün geceki maçtan çok daha iyi oynamıştık, 3-0 olmuşken bile geri dönmeye oynadık. Lucescu ile 7 kişi kaldığımız maçta bile saldırdık. Galip gelemediğimiz 19. Kadıköy maçının en berbatını oynadık. Yenildik diye söylüyorsam kahrolayım. Berabere kalabilseydik çok daha ağırını yazacaktım.
Galatasaray iyiyken Muslera'yı seyretmeye doyum olmuyor. Takım 2-3 atmış 1 gol yemiş, 2 gol çıkarmış, kaleci performansı seyrediyoruz. Simoviç varken böyleydik, kaleye top gelse de blokaj, suplaj seyretsek derdik. Bir çataldan bir çatala atlardı. Takım fark atmışken Muslera için de aynısını istiyorum, top gelse de kurtarsa. Maç riskliyse top yarı sahamıza geldiğinde Yusuf Yusuf oluyorum, hele kornerler, serbest vuruşlar. Korku filmi gibi. Emre'nin serbest vuruşunda felç geçirdi. Yedek kaleciler kaleci değil, tamam da bir büyük maçı da sen al be kardeşim. Keşke kurtardığını yeseymişin de zaman kalsaymış çıkarmak için. Öğretmediler mi, söylemedilir mi? Galatasaray son dakikalara 2 farklı girememişse o maçı ya kan kusarak tamamlayacaksın ya golü yiyeceksin. Gol bağıra bağıra geliyor, Galatasaray sanki 8 kişi kalmış, Burak'ın, Sneijder'in ayağına top gelmiyor. Umut Bulut unutulmuş yok hükmünde, Olcan Adın ben niye atılmıyorum diye Cüneyt'in gözünün içine bakıyor. Sabri serseri bir topa vurur takımı Kadıköy'den Şampiyon çıkartırım diye macera aramaya gitmiş. Sahanın en kötü Fenerbahçelisi Kuyt, bom boş buluştuğu topa, Hamit'in vurduğundan daha kötü vurdu, Chedju götünü döndü, Muslera gol yemezsem kontratım iptal olur korkusuyla uzanamadı, boynumuzu büktü, 20. Kadıköy maçına bıraktı hayalleri.
Sinan Bolat yüzünden Muslera'ya, Umut Bulut yüzünden Burak Yılmaz'a laf söylerken boğazım düğümleniyor. Elalemin kalecisi sakatlanıyor, yerine oynayan daha iyi, futbolcusu ceza alıyor, yerine oynayan daha iyi. Fener tek kaleye dönmüş, adam değiştiriyor, bizimkisi maçı Gök Tanrıya havale etmiş yiyeceği golü bekliyor hamle için. Çift forvet oynuyorum diye kendini kandırmış, ikisini toplasan Burak'ın tek olarak oynayacağından daha kötü. Topu onlara aktaracak kanat oyuncusu yok. Arap'la alay ettik, bütün takıma Sneijder savunması yaptıracak diye. 40 metre yaklaştırmadılar kaleye.
Takımda iyi futbolcuyu imbiklerle süzdüm, zar zor Selçuk İnan'ı ayırabildim aralarından. Gol olan şuta sırtını dönmese Chedju'yu, salakça verdiği geri pasla Hakan Balta'nın sakatlanmasına sebep olmasa Hamit'i de ayıracaktım. Sadece bu maç için değil elbet ama Umut Bulut'un futbolcu olmadığını, Olcan Adın'ın Galatasaray futbolcusu olamayacağını söyleyerek diğerlerine kötü oynadılar hükmünü yapıştırıyorum.
Galatasaray'ın başkanı, Hocası, futbolcusu benim kadar üzülmüşse Galatasaraylılığımın hayrını görmeyeyim diyorum. Hepinizi bu Galatasaraylılığının olanca ateşiyle kucaklarım. Ağlamak için bir omuz arayanınız varsa ben buradayım.
SERF; Ortaçağ Avrupası'nda, miras yoluyla kendisine tahsis edilen kiralık arazide toprak ağası adına çalışan köylü
7 Mar 2015
4. Yıldızı Almaya Gidiyoruz.
Yarın gece futbolumuzun en büyük lig maçı oynanmış olacak. Ve tabi yine günün gecesinde bir renge tutkun olanlar sokaklarda, barlarda, kırlarda, ovalarda şarkılar söylerken, kaybeden eğer sarı kırmızı renklere tutkun olanlar olursa, kötü kaderine küsecek, canından bezecek, uzun süre yüzü gülmeyecek, kendi kabuğunun yalnızlığına çekilecek. Kaybetmeye hiç ihtimal vermiyoruz, ama yine de her ihtimale karşı elimizden gelen karınca kararınca sinerjimizi sevgili Galatasarayımıza ulaştırılmak üzere sonsuzluğa bırakıyoruz.
Eminim ki Hamzaoğlu son haftaların muzaffer Galatasaray dizilişinde fazla değişikliğe gitmeyecek. Bunun baş nedeni, asla beraberliğin bize yaraması dolayısıyla değil, bilakis beraberlik yettiği halde, saldırmak, tarihe bir kez daha nam salmak için olacaktır. Galatasaray, nice maçı beraberliğe razı olmayarak kaybettiği için adı Galatasaray'a çıkmıştır. Sıçan gibi oynayarak Galatasarayı yenen Arap İsmail'in taraftarı olmaktansa, aslan gibi oynayarak Fenerbahçeye yenilen Hamzaoğlu'nun taraftarı olmanın onur ve gururunu taşırız.Yeter ki Galatasaray gibi oynasınlar çekeriz biz her türlü cefayı.
Şimdi kendimizi bir anlığına Galatasaray kulübesine koyuyoruz. Ve takımı gerekçeli kararlarımızla Fener maçına çıkarıyoruz.
Muslera; Son maçlarda yükselen formu dolayısıyla takımın en güvenilen adamı olacak kuşkusuz. Topu oyuna garanti paslarla sokmalı, gelişigüzel şişirmelerden uzak durmalıdır. Asla vakit geçirmeye oynamamalı. Hatta, topu acele elle oyuna sokarak Fenerbahçeli futbolculardan korkmadığını maçın başında hissettirmeli. Büyük kaleci olduğunu dost düşman kabul etti, bu finalde de biraz daha büyüyeceğine eminim.
Sabri; Ben sağ bekte azılı Galatasaraylı Sabri'ye her Fener maçında güvenmişimdir. Fener maçları başka maçlara benzemez, bugün var yarın yok futbolcularla Fener maçı kazanılmaz. Konsantre bir Sabri, aşırı motive şekilde maça çıkar, Galatasaray sağ tarafını aslan gibi savunur.
Semih Kaya; Özel bir taktiğe gerek yok, ilk topa çıkacak. İlk müdahaleleri yapacak, penaltı veya serbest vuruşa sebep olmayacak. Emre Aşık performansı bekliyorum. Stoperde hangi Türk oynarsa kale arkası hakemle konuşacak. Sahtekar Emenike, Egemen gibi şerefsizlere dikkat etmesi sağlanacak.
Chedju; Son maçlarda formuna form katanlardan büyük maç futbolcusu. Risk alıp topu Muslera'dan istemeli, kazasız belasız Selçuk'un sihirli ayaklarına ulaştırmalıdır. Bence maçın kader adamlarının başında olacak. Bariz hata yapmazsa ise kolay kolay gol pozisyonu vermeyiz. Geriye düşersek kornerlerde serbest vuruşlarda ileri çıkar gol arar.
Hakan Balta; İşi kolay, Fenerbahçenin sağ tarafı sol tarafından güçsüz. Gökhan Gönül her maç olduğu gibi bu maçta da yarım sakat olarak oynayacak. İçeri iyi orta yapılmasını engellesin, top kalemizden mümkün olduğunca uzakta kalacaktır. Normal oyununun üstüne çıkabilirse hücumda da kendini gösterir. Bu maçta da koyar mı koyar. Hakan Balta son haftalarda ilk 11 oynamadı, ama onun için fark etmez. Takımdaki en büyük Fener maçı oyuncusudur. Hamzaoğlu'nun oynatacağını düşünüyorum.
Olcan Adın; Oynadıkça üstüne koyan, oynamadıkça futboldan uzaklaşan bir grafiği var. Muhtemelen sol bek oynayacak. Futbolcunun büyüme maçıdır, hodri maç, hodri meydan. Çıksın oynasın sırtımızda taşıyalım. Hücum beki olarak mümkün olduğunca önde mevzilenmeli. İki sebepten, biri Fener'in en tehlikeli, en hızlı futbolcusu Sow'u ilk kapatacak olmasından, ikincisi daha önemlisi Gökhan Gönül'ün üstüne üstüne salınarak tam bir kara bela olması açısından. Ayrıca bitmez tükenmez enerjisi ile savunmada Sabri imdat dediğinde yetişir.
Selçuk; Kötü oynaması yasak olan futbolcularımızdandır. Muslera, Hamit, Burak ile birlikte mutlaka iyi oynama mecburiyeti olan futbolcularımızdan biridir. Diğerlerinden biri kötü oynarsa kompanse edilebilir, ama bu saydığım futbolculardan biri bile kötü oynarsa sonuç felaketimiz olur. Profesör Selçuk bu maçtan da yüz akıyla çıkacak, şu an oynayan en büyük Türk futbolcusu olmanın onuruyla tatile çıkacaktır. Açısını bulur da serbest vuruşun başına geçerse koyar. Penaltı olursa o atar.
Hamit Altıntop; Hamit maçta, benim en güvendiğim futbolcu olacaktır. Sezonun en büyük futbolunu oynayacağına inancım tamdır. Cami tarafındaki kaleye doğru işeyeceğine inanıyorum. Hırlayacak, havlayacak, ısıracak, boğacak, kan kusturacaktır. Büyük maç futbolcusu Hamit'ten füze bekliyorum.
Bruma; Açıklardan biri odur. Fener seyircisi, maçın ilk dakikaları atlatıldıktan sonra susacaktır. Korkudan bağıramayacaklardır. İlerleyen dakikalarda golü bulamayan Fenerbahçeli futbolcuların savunmada mutlaka dikkati dağılacak, hata yapacaklardır. Fenerbahçe'de en güvendiğim futbolcu Egemen'dir. Egemen'e doğru atılacak her topu kovalasın mutlaka pozisyon bulacaktır. Ben ekmeği Egemen'den yiyeceğimizi düşünüyorum.
Yasin Öztekin;; Unutulmaya yüz tutmuşken ara transferde aldığımız en büyük oyuncu durumuna gelmiş, Galatasaray Taraftarı futbolcumuzdur. Açığın birinde onu Hamza'nın kendisini koşturacağını düşünüyorum. Kupa maçında Sneijder'in oynamasının en büyük nedeni de Yasin'in Sneijder'le oynama alışkanlığına katkıdır. Bruma için söylediklerim onun için de geçerlidir.Egemen'e kim yakınsa pusuya o yatsın. Burak'ın kesin olarak dengesini bozacağı Fener savunmasında kazma Egemen'den ekmek yer. Bir Galatasaraylı olarak tarihe geçme fırsatı kendi ellerindedir. Kale arkası hakemi uyarmalı, kornerlerde yaka paça indirilmeyi gözden kaşırmaması sağlanmalıdır.
Burak Yılmaz; Gol kendisini çağıracaktır. Unutulmaz bir maç oynayıp Galatasaray tarihinde tüm jenerasyonların en büyük ilk 11 ine geçme fırsatı yarın kafasında, ayaklarındadır. Aynı şans Selçuk için de geçerlidir. Ofsayta dikkat, hakemi kandırma yemez, ve en önemlisi hücum faul yapma. Fener'in elinden 2 Şampiyonluk aldı, yarın 3. sünü alacağından şüphem yok.
Sneijder; Büyük maçların büyük futbolcusu. Kendi ismini Hagi'nin yanına yazdırmak istiyorsa takımı Florya'ya getiren otobüste bayrak sallar. Metin Oktay'lar, Hagi'ler, Sneijder'ler; 10 lar Galatasaray müzesine kupa taşıdıkları için değil, sarı kırmızı beşiklere yatırdıkları bebekler için büyüktür. Yarın geceden sonra kim bilir kaç bebek sarı kırmızılı zıbınlarda huzurla uyuyup, ilk Cim Bom sesi çıkaracağı günleri bekleyecek.
Cüneyt Çakır; Maçın hakeminin iyi maç umurunda değildir. Çok kolay sarı kırmızı kart verir. Fenerbahçe seyircisi özellikle bu yönünü kullanmaya çalışacak. Kafadan sarı kartlarla direncimizi kırabilir. Acımaz çok kolay penaltı çalar. Hatta kimsenin çalamayacağı penaltıları bile çalar. Serbest vuruşlarda yaka paça indirilen futbolcuyu kollar çalar. Aman dikkat, hakemle devamlı konuşmak hileye karşı uyanık olmasını sağlamak gerekir.
Hamza Hamzaoğlu; Ramiz Köfte olarak başlamıştı maceraya, Beşiktaş maçında, Stefan Duşan'ın torunu Biliç'i yenip Ortaçağda Dük'lüğe terfi eti. Kadıköy'de Fener'i indirirse Arşidük, 4. yıldızı takarsa Kral olur. Olur da bir Avrupa macerasından daha muzaffer çıkılır İMPARATORluğunu ilan eder.
Ya da çok kısa bir yol daha var, Şebeke sandığımızdan çok daha güçlü, iyi oynuyoruz kazanırız diye olayları doğal seleksiyona bırakırsak, Büyük Galatasaray Taraftarının gözleri önünde bir maç boğazlanır, giyotine vurulur. Tarih, kahramanları yazacak.
Sonuç; Galatasaray kimle nerede oynarsa oynasın yenmek için oynar. Yeter ki aslan gibi oynadıklarından, maç bittiğinde 1 metre koşacak dermanları kalmadığından emin olalım. Gerisi 3 ihtimallidir, katlanırız. Eğer kaybedersek,de takımın yeniden denemesi için katkıda bulunmaya devam ederiz. Biz Galatasarayız, Galatasaraylıyız, yensek de büyüğüz yenilsek de. Biz Galatasarayı Şampiyon olsun diye sevmedik diyoruz. Ve takımın Kadıköy'den zaferle döneceğine gönülden inanıyoruz.
Eğer maçta dara düştüğünüzü hissettiğiniz bir an gelirse Melo'yu düşünün.
Yolunuz açık gazanız mübarek olsun çocuklar, her zaman sizinleyiz. Haydi Aslantepe Çocukları, Cim Bom'un Aslanları kükreme sırası sizin.. .
28 Şub 2015
Bu Gece Tatbikat, Haftaya Savaş; Galatasaray 3-1 Kayseri
Geçen hafta auta giden topa ''goooool'' diye yırtınan, 3-1 olduktan sonra dilini kaybedip, 3-2 olunca bulan spikerden kurtulamayız elbet. Bakalım bu maç neler yumurtlayacak diye dikkatle dinledik. Ne mümkün Galatasaray'ımızı Zift Kanalının katranlarından kurtarmak. Bu kez de sürprizi, futbolcularla konuşmak için bekleyen şebek yaptı.'' 2-1 biten maçtan sonra'' gibisinden bir şeyler zırvaladı.
Ben boşuna demiyorum, bizim 2 gol 1 gol sayılıyor. O yüzden 2 farklı öne geçirmeyen gole sevinmiyorum. Hele tek farkla son dakikalara girmişsek yandık. 87 dakika tek kale oyna, 88. dakikada rakip gol kaçırsın, medya maymunlarına katlanabilen dinlesin. Küçük takımların, küçük Hocalarının mottosudur. Başı Rıza çeker. ''Çok basit goller yedik'' Çatalı sarsan şutu seyretmemiştir. Kalecilerinin çıkardığı füzeleri unutturur. 10'un mıhlayarak attığı unutulmaz gole basit der. Futbolcusunun gösterdiği delikanlılığın çeyreğini göstermez. Galatasaray'ı yenme ihtimalini düşünür de neden 15. olduğuna kafa yormaz. Futbolumuzun mezar kazıcılarıdır.
Melo bel fıtığı ameliyatı oldu, 47 yaşında ben de olmuştum, 3 hafta sonra halı saha maçı yaptım. Melo 3 maç sonra sahada olur. Yerine kim oynasın diye kendi tribünlerimize sorduk. Hamit bir önceki maç kötü oynamıştı, bereket kazandık, kazanan takım değişmedi. Yenilseydik muhtemelen hesabı Hamit'e ödetecektik. Sedju'yu ön libero görmek isteyenler de çoğunluktaydı. Geçen hafta Hamit'e giydirdim, bu maç çıkarıyorum. Bana göre geldiğinden beri en büyük maçını oynadı. Gerçi cenabetliği devam ediyor ama taraftara Melo yoksa ben varım dedi. Bayern günlerinden kalma şov yaptı. İlk toplara bastı, takımı rahatlattı, hırsıyla da Melo'yu andırdı. Fener maçı için hazır kıta ilk futbolcumuz. İçimiz rahat olabilir. Büyük takımlarda büyük Hocalarla çalışmış iyi bir Hamit, yükselen formuyla güvencemiz olan Kaptan'la beraber, Fenerbahçe orta sahasını dar ederler.
Emmoğlu Burak yetiş, Umut Bulut futbolcu falan değil. Oynadığı oyunu her halı sahada en az iki genç çocuk oynayabilir. Kıt zekasıyla futboldan ekmek yemenin açığını yakalamış. Yetenek yok, o yüzden pas trafiğinden uzak duruyor. Çalım, şut hak getire. Top sürme bok getire. Sırrını çözdüm. Top orta yapacak adamın ayağından çıkmak üzereyken, 3 e kadar sayıp zıplıyor. Top bel hizasındaysa ayağını, yukarıdan geliyorsa kafasını sallıyor. Değdi değdi, İbrahimoviç'in bile atamadığı golü atar, çoğu da değmez zaten. Karambol, beleş gol arar. Kaleye şut çekildiği zaman pusuya yatıp avını bekler. Bir yerlerden sekerse dürter. Ruhsuz, motivasyona ihtiyacı olmayan bir futbolcudur. 50.000 kişi tezahürat yapsa gaza gelmez, 10 maç oynatma küsmez. Sneijder'in döve döve attığı gol de de bana niye pas vermedin diye trip yapar, sevinmez. ÇÖP
Bu maç puan kaybetsek bile takımı eleştirmeyecektim. Hamzaoğlu pis akvaryumdan düşmek üzere olan temiz balık Erciyes'i yendim diye aynı takımı sürerse ne olur? Burak'ı yetiştiririz, sorun yok. Sağ açık sol açıklar cesedi kaldırabilir mi? En korktuğum adam Olcan. Söz bitti, artık kim oynarsa hayatının topunu oynayacak, o stadyumdan takımı muzaffer çıkaracak. Belki Türk Futbolunun sonu olacak, biz galipsek o maçı bitirtmeyecekler. Kadıköy'de kuduz olmamak için hafta boyunca futbolcularımızı aşılayacağız.
Cuma maçlarının en güzel tarafı bu, hele bir de lider girmişsen. Hele bir de iyi oyunla 3 puanı almışsan, alttaki takımın dengesini bozmuşken. Aşağıladığımızdan değil, çırak olduğundan Ramiz Köfte diyoruz. Kadıköyde koyarsa Arşidük ilan edeceğiz. Emre Çolak'ın mesaj gönderdiği 4. yıldızı Arena'ya getirirse Kral olur. Hele birde kurcusu olduğumuz Şampiyonlar Liginde yarı final de çekerse İmparatorluğunu dost düşman kabul eder.
Bizim için futbol son düdükle bitti. Bir sonraki maçın ilk düdüğüne kadar yesinler birbirlerini. Kapatırken, söylemesek olmaz. Gerçeği hayal, hayali gerçek sanan şizofrenler var. Bizim gerçeğin 1/16 sının hayalini gören Zampara Fiko, Türkiye'ye UEFA kupası gelmedi demiş. Doğrudur ne diyelim. Onların hayalini bile yanlış gördükleri gerçek, Galatasaray müzesinde parlayaduruyor.
Maçın adamı Hamit Altıntop'tu. Sneijder'i alkışlatmak için çıkarması ise maçın olayıydı.
22 Şub 2015
Hakemi de Yendik; Sivasspoor 2-3 Galatasaray
Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyleri defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı beklemektir. Ainstain
Kabul ediyorum ki aptalım. Defalarca söylüyorum her seferinde başka bir sonuç bekliyorum. Ve teoremi yazıp Büyük Galatasaray Taraftarının beynine saplamayı umuyorum.
Türkiye'de futbol, 17 takımın, arkasına aldığı bütün futbol dışı güçlerle birlikte Galatasaray'ı şampiyon yapmamak üzere sanki hayatlarının son maçına çıkıyor gibi oynamasından ibarettir. Benim gibi aptal olmayanlara, bir kez de bu yönüyle bakmayı öneriyorum. Yedek kulübelerine, takımların Hocalarına yedek futbolcularına. Galatasaray'ı boğmaya ant içmiş bir konsantrasyonla, kinle takımlarını sevk ve idarelerine bakınız. Bundan asla şikayetçi değilim, futbolun doğal seleksiyonu içerisinde oynadığımız takımlar, oynayabileceği en iyi futbollarını oynasınlar. Şikayetimiz, anlamakta zorlandığımız, niçin? neden? olduğuna aklımızın yetmediği, 16 takımın, arkasına aldığı bütün futbol dışı güçlerle berabar Fenerbahçe'yi neden Şampiyon yapmak için de facto bir anlaşma imzaladığı ve bunu maçlarda gözümüzün içerisine sokarcasına uyguladığıdır.
İşte bu yüzden bir kez daha Galatasaraylı olmanın saygı doruğuyla yazıyorum. Hakemi de yendik.
Bir motto, bir amentü daha ezberlememiz gerekiyor. Maç anında yazdığım görüşlerimi okuyanlar şahidimdir. Galatasaray Hocası olması mümkün görünmeyen, asla olmayacak olan Hamzaoğlu varken, her maç kılıçtan geçirseler sahibimiz olmadığından ezberlememiz, maçı bu gözlerle izlememiz gerekiyor.
''Galatasaray'ı son dakikalara en az 2 farklı önde giremediği hiç bir maçı kazandırmazlar''
Bu benim maç izlerken ki besmelemdir. Bu yüzden Galatasaray'ın attığı ilk gole tepki vermem, oyunun başlarında atılan 2. ye de. Çünkü biliyorum Galatasaray'ın attığı 2 gol 1 gol sayılıyor. 2-0 öne geçtiğin hiç bir maçı koparamazsın. Halbuki bak Fener maçlarına. 1 gol yiyen takım rahatlıyor, kurtuluyor, oyundan düşüp hayırlısıyla önündeki maçı düşünmeye başlıyor. Bu gece de öyle oldu. Nasıl olduysa aradan sıyrılıp kadroya girmeyi başarmış Yasin'in aklı olmayan hiç bir futbolcunun atamayacağı golüne bile sevinemedim.
10 dakika içinde 2. yi bulamamışsak Muslera'ya 1 gol yazın. Banko, kaçınılmaz olarak beraberlik sağlanacak. Hiç bir futbolcuya neden gol yedirdin diye kızamam. O gol yenecek. Kızacaksam 2. yi neden bulamadınız diye kızarım. Denemedik dersem nankörlük ederim, büyük bir handikapla oynamamıza rağmen denedik. Melo'nun yerine Hamit oynadı. Tiksindim oynadığı futboldan, ben bu adamın Bayern'de oynadığına inanmıyorum, eğer oynadıysa emin değilim googula sormadım muhtemelen Volsburg'un, Dortmund'un şahlandığı periyot olması lazım. 11 futbolcundan 1 i banko Hamit'se sen Almanya'da İspanya'da şampiyon falan olamazsın. Top oynamıyor, langırtın orta miline sabitlenmiş en sağdaki futbolcu gibi. Kenarda da fırfırla maçı idare eden hocan varsa, Hamit topa rastgele değiyor, daha doğrusu top Hamit'e rast gele değiyor. Random %90 isabetsizlikle işliyor. Hamit'e değen topa daha sonra bizden başka birinin dokunabilme ihtimali Tuna nehrine atılan bir kibrit çöpünün Bostancı iskelesinde yüzebilme ihtimali kadar düşük. Fazla uzattık, Hamit'in futbol ölümü gerçekleşimiş, Ptt 2 de oynayabilir mi? seyretmedim o ligte oynayan futbolcu kardeşlerimin emeğine saygısızlık yapmak istemem.
Bruma için Aydın sabrı göstereceğiz. Çok para kaptırdık diyenler var, Aydın'ın oynamadan 10 senede aldığı paranın yanında gazoz parası. Açık olarak rakibi korkutsun yeter. Oyundan alındığında aklıllı hocalar Galatasaray'ın yatacağını düşünerek diriliyor. Ne zaman adam geçeceği belli olmadığından karşısındaki futbolcu ürküp, boş bırakmıyor. Futbolu adam olur mu? Hamzaoğlu ile olmaz, Daha doğrusu bir Hoca marifetiyle futbolunu geliştiremez. Beyin cerrahı lazım. Kargadaki beyinle değişse, Ronaldo'dan büyük futbolcu olur, mevcut beyinle de Eminönü'nde saat satsa hiç birimiz farkına bile varmayız, nerede lan bu diye soranı çıkmaz.
Melo yoksa zaten 1 kişi eksik oynadığını kabul edeceksin. Kim oynasa benim gazabıma uğrayacaktı, o yüzden Hamit konusunu kapatıyorum, nasıl ki Tarık Çamdal geçen hafta Jübilesini yaptıysa, Hamit'te bugün yaptı, yazıklar olsun oynadığı futbola, aldığı paralara.
Bizim için Ülkede futbol Galatasaray maçının başlama düdüğüyle başlar, son düdükle biter. Zift medyasını ne seyreder, ne okurum. Bu gece maçı anlatan spikeri de anmadan geçemeyeceğim. Auta giden topa olanca arzusuyla ''gooool'' diye bağırdı. Koskoca stadyumda gol diye bağıran başka hiç kimse yoktu. Tutamıyorlar kendilerini, dillerinde larc beden prezervatifle dolaşmasalar alayı Hepatit B den, sarılıktan karantinaya alınacaklar. Tuvalet kağıdı ihtiyacını yarı yarıya düşürdüler. 3-1 olunca neredeyse ağlayacaklardı. 3-2 olunca Melih heyecanlandı, beraberlik golünü anons etme zevkini ortağıyla paylaşmayacak kadar ağır çanak yalayıcıydı. Benim bildiğimi o bilmez mi? nasıl olsa Galatasaray'a bir gol attırırlardı, ah ulan biraz daha zaman olsaydı ne güzel olurdu şimdi.
Hamzaoğlu'ndan değişik bir şey beklemiyorum, çok kısa zamanda notunu verdik, Alberto Aynştayn'ı kızdırmayalım. Biz maçtan maça seyrettiğimiz, durumdan vazife çıkartıp görüş bildirdiğimiz için hafta boyunca neler yaşandığını bilmiyoruz. 35-40 futbolcuyla bütün bir hafta çalışma yapan Hocamızın seçtiği maç kadrosu ve sahaya sürdüğü ilk 11 belli olunca başlıyor bizim mesai. Şundan eminim banko futbolcuların dışında 18 kişilik kadroya girişin birinci kriteri Hamza'nın vicdanı. Futbolla hak edilmiyor, zaten ilgilenmiyoruz. Oynamayan, oynamayacak futbolcuya kızamıyoruz. Yedek kaleci? ha ben olmuşum, ha Eray, Sinan fark risk var mı? yok, o halde 4-5 kaleciden biri neden alınıyor, bu hafta da parayı o alsın yazık. Şundan da eminim asla oynamayacak olan diğer 3 kişinin de seçilmesindeki paradigma aynı. Yekta kazansın, yok ulan bu hafta Pandev, belki bir kaç maç sonra Cemali. Oynamayacağı garanti 3 kişi neden ileride oynama ihtimali olan bir genç çocuk tarafından işgal ettirilmez. Ayıp mı? Sisteme şebeke'ye ters mi? Sinan Gümüş'ü Emre Can'ı hatırlatmıyorum korkmayın.
Olcan'ı beğenmişler, fikrimi değiştirmiyorum, maçın başında söylemiştim. Sivas'ın sağ kanadı, bizde yok onu net söyleyebilirim. Olcan'la durdurmuşuz, öyle diyorlar. Ben büyük takım taraftarı olduğumdan top rakipteyken maça bakmam. Nasıl durdurduğunu görmedim, seferleri kaldırılan, hızlı trenle tarihe karışan Kurtalan Ekspres gibiydi Sivasın sağ tarafı. Atçı imam efendi bile zevk yaptı, Sergen oyuna girmek isteyecek diye ödüm koptu. Top bizdeyken bizim sol taraf beni tatmin etmedi, isabetsiz ortalar, gol olan pozisyondaki aptallık, kısmet, pas tercihi, bu yazıda kullandık langirt golü. Hani şartlı çıkan Hüseyin Göçek'in yerinde ben bile olsam o golü saymam. Gireni çıkarttırmak için elimden gelmeyeni bile yapar, tetiği çekerim. Burak'ın geri dönüş maçlarından birini seyrediyorduk. Hücum fauller, yakalanan ofsaytlar, ofsaytta olduğu için vazgeçilen Galatasaray son pasları, attığı balık gol beni yerimden kıpırdatamadı. Büyük takım golü atmadan benden kurtuluşu yoktu, mükemmel bir akıl golü attırdı, Telles'in bir yıldız gibi kayarak geldiğini görerek Olcan Adın'ın senede 1 defa yapabileceği servisi yaptı. Sakatlanıp çıktığında yerine giren çöp maçı bitirdi.
Her hafta can çekişerek alınan 3 puan, oyunla desteklenmediği sürece bizi taşıyamayacak. Sistem yaptığı hesaplamalara bizi çoktan 5-6 puan geriye atmayı planlamıştı. Saha içinde çok net görüldü, Galatasaray da büyük takım refleksiyle direniyor, bakalım ne kadar, nereye kadar direnecek. Benim umudum yok, Galatasaray'a güvenmediğimden değil, şer cephesi çok güçlü olduğundan. Fenerbahçe'ye yenilirsek ligi bırakırız, sonrası hüsran olur, 4.5 bile olamayabiliriz. Bu yüzden nasıl ki bize karşı oynayan takımlar son maçlarını oynuyormuş gibi oynuyorlar. Fener maçına kadar detant uyguluyorum, sorunları geçici bir süre donduruyorum,
Çocuklar Fener maçından sonra ölecekmiş gibi oynayacaksınız. Karşınızda kutsal ittifakla kuduz aşısı yapılmamış bir suç örgütü bulacaksınız. Futbol oynayarak yenerim diyorsanız yanılıyorsunuz. Bir kişilik kontenjanı Pitbull'a ayırıyorum, geride kalanlarınız Aslan'a dönüşeceksiniz. Unutma, kazanırsan alacağın sadece bir 3 puan değildir. Ant olsun ki onun peşimde değilim. Evire çevire Kadıköy Kuduzhanesinde Fenerbahçeyi yeneceğimiz bir maç futbolumuzu pisleten Global Kraliyet Şebekesine bir isyandır.
Bu gece Hüseyin Göçek'e sahada verdiğiniz ders, Fenerbahçe maçına yapılan bir cephane yığınağıdır, kazılan bir siperdir. Bu maç bir tatbikattır, savaş yakındır. Gazanız mübarek olsun.
18 Şub 2015
3 Puan Başınıza Çalınsın; Galatasaray 3-1 Balıkesirspor
![]() |
Resim yazısı ekle |
Ramiz Köftelikten en azından Arşidük olma şansını yakalamıştı.Eğri doğruya denk gelmiş, Şedju Afrika'ya gitmiş, Semih-Burak sakatlanmıştı. Kazasız belasız, unutulmaz bir takım kurulur, sakatlar döndüğünde de formalardan forma beğenirdi. Hakan Balta-Koray Günter tandemi kusursuz işliyor, maç be maç daha da uyumlu hale geliyordu. Hakan'ın tekniği tecrübesi, Koray'ın hava topu hakimiyetiyle uyum sağlıyordu ki, Galatasaray'ın iyi olduğu sezonlardaki klasiklerini çağrıştırıyordu. Bir teknik, bir kahraman kazma. Cüneyt-Papaz, Falco-Stump, Popescu-Bülent, Hakan-Koray. Şedju döndü, Kabak Hakan'a patladı. En azından Hakan'ın formu ve tecrübesi 5. yabancıyı tribüne yollayabilirdi. Telles'i. Burak-Selçuk'un arkadaşını kesmeye vicdanı el vermedi.
Galatasaray kadro gurubu içerisinde en güvendiğim, en büyük Türk oyuncu olduğuna inandığım Sinan Gümüş, Burak yokken kadroya girebilirdi. Tren kaçtı, şimdi ben bile Burak'ın oturup, Sinan'ın oynamasını kaldıramam. Bruma-Sinan-Sneijder-Yasin 4 lü forvetiyle oynasaydı, gol rekoruna gidebilirdi. Denemedi, cesaret edemedi. Burak'da döndüğünde 5 li forvete, 1966 Brezilyasına benzeyebilirdi. Geçmiş olsun.
Alt yapılardan bir futbolcunun A takımda oynaması için ne yapması gerekecek? yarın 14 yabancı dolacak, Messi olsan ne yazar, hangi maç kendini göstereceksin? Duygun Yarsuvat'tan sonra Florya'nın çaycıları bile ben Başkan olabilirim deme hakkına sahip. Pazar büyük, dolandırıcı Kravatlı Eşkiyalar şimdiden menecerlerle kol bastı oynuyor. Bu Sinan Gümüş'ün takıma girme şansı var mı? Tarık Çamdal'ı kim aldırdı, Fatih Terim 1 maç Milli Takım'da oynatarak kol böreği gibi önümüze koydu, bu dalavereye kim ortak? Kim denen oynatıyor?, Para verdik diye Galatasaray Taraftarına görüntü kirliliği yaşatmaya kimin hakkı var. Topla bir sağ bek olarak gereğinden fazla buluştu, çok iyi taç atıyor demiştik, şimdi bir hünerini daha gördük. Orta diye tabir ettiğimiz, gelişigüzel içeri şişirişlerde her seferinde önündeki adama nişanlayabildi. Oynadığı bütün maçlarda çerçeveyi bulan tek şutu, Muslera'nın kalesine olan bu şebeği sebep ne olursa olsun oynatan futbol fakirinin Galatasaray kulübesinde işi ne? Sorular milyon tane.
Maç 3-0 olmuş, Sneijder uygulamalı ders veriyor, Yasin le beraber şov yapıyor, çocuğun gol atması an meselesi. Ama işte bütün mesele de bu, Sinan Gümüş'ün oynatılmamasının mantığı, Yasin'in iyi oynadığı maçta acil çıkarılmasının mantığıyla aynı. Kötü oynasa devam edecek, rezil edecek, bir daha gündemden düşürecek. Yasin 2 gol atsa başına bela alacak, Umut Bulut denen futbolu kaval kemiğiyle oynayan, Şebeke'nin biatçısı bir daha saha yüzü göremeyecek. Ustasının en büyük düşmanı Hagi'ydı, İmparator olma sevdasıyla kinini beraber taşımak zorunda kaldı. Çırağının kaderi de aynı, Sneijder nefretiyle yaşıyor, ama unuttuğu bir şey var, Hamza'nın Mehmet Ağar'ı yok. Karşı cephe saha dışında çok güçlü.
Bizim diğer takım taraftarı gibi tabelayla işimiz yok, 4 tane yediği maçta hücum oynadığı için alkışladığımız Ramiz Köfte'yi 3-0 dan sonra ezildiği için dövüyoruz. Galatasaray'ın, işin ucunda kupa yoksa hiç bir maçta öncelikle misyonu, imajı kalesini savunmak olamaz. Tribünlere kimse gelmiyor diye şikayet etmeyeceksin. Senin maaşını 3 puan değil, futbol seyretmek isteyen taraftar verir, 3 puan için değil, tribünlere bir kaç bin kişi daha getirmenin taktiğini vereceksin, arayıp bulacaksın.
Bir kıyağımız olsun Ramiz Köfte'ye;
Maç kadrosunu kurarken yedek kaleci alma kardeşim. Muslera'ya bir şey olduğunda ha kalede kimse olmasın 10 kişi oyna, ha Eray'la birlikte Sinan'ı da geçir. Boşuna para almasınlar, sana bir tüyo vereyim, bildiğini sanmıyorum. Sabri çok iyi kalecidir, Sinan'dan, Aykut'tan, Eray'dan daha iyi kaleci değilse şerefsizim. İsteyen araştırsın, ben seyrettim. Boyu ufak en kötü çatallara giderse yer, diğerlerinin göğüs kafesinde delik var, nereye atsan giriyor.
Teknik bir liberolu sisteme dön, Şedju'yu Muslera'nın tam önünde en geride oynat. Normal bir set oyununda yarı sahamız ile penaltı noktası arasında bir yerde olsun. Sağına Sabri'yi, soluna Hakan Balta'yı koy. Top bizdeyken Muslera dahil 4 kişi savunma güvenliğinde olsun yeter. Koskoca Galatasaray neyi savunacak?, 1 adam artırdık. Sağ ve sol bekleri toplam 14 er km koştur. Dur koşamazlar deme hemen, bitene kadar saldırsınlar, 7-8 km yi ne kadar kısa zamanda yaparlarsa o kadar iyi, O dakika gelince, Sabri-Hamit, Hakan-Olcan değişikliği yap, onlar da 7-8 km koşsun. Maksat takım koşu mesafesini artırmak.
Melo-Selçuk, 3-2-5 Hücum sisteminin çapaları. Top kimdeyse o saldıracak, diğeri eskortluk edecek, bayrak yarışı gibi, bir birlerin kademesine girecek. Top rakipteyken ilk topa Melo basacak. Selçuk Melo'nun kademesinde, yanı başında olacak. İleriye atılmayacağına inandıkları hiç bir topu geriye, yana vermeyecekler.
Şimdi geliyoruz Galatasaray taraftarı kazandırma bölgesine. Sağ açık, sol açıksız 1 dakika bile oynamaz Galatasaray Hamzaoğlu. Metin Kurt'lardan gelen harstır, haslettir. Bruma çok iyi olduğundan değil, açık olduğundan, hızlı olduğundan, adam geçebildiğinden, iyi hocayla iyi topçu olacağının sinyalini verdiğinden forvete ilk yazıyoruz. Sol açığa da Yasin'i. En öne tabelacı Burak'ı. Ne kadar çok topla buluşturursan, o kadar fazla değişiklik görürsün skor tabelasında. Kenarda bir öcü oturtacaksın. Pandev, Umut bulut Burak'ı korkutmaz, çizgi film gibi gelir hata yaptığında kulübeye bakması. Belki Alper Taş Altuğ gibi biri olabilirdi. Sinan Gümüş var ya demeyin, o benim ilk 11'imin prensi. Lafımın arkasındayım, Galatasaray kadrosu içerisindeki en büyük Türk oyuncudur. Burak'ın yanına yazıyorum. Sol açığa da Yasin'i koydum. Bruma yorulana, iyi oynayacağından umut kesilene kadar oynasın, bu kanıya vardığında Telles'le değiştir. İyi oynuyorsa dokunma, Emre Çolak takımın tek rezervesi olsun.
Sneijder'i sal sahaya, nerede istiyorsa orada oynasın, Galatasaray taraftarı kazandırsın. 10lar(Metinler, Hagi'ler, Sneijder'ler) Galatasaray müzelerine taşıdıkları kupalarla, aldıkları lanet olası 3 puanlarla değil, 1,2 ve daha fazla bebeği sarı kırmızılı zıbınlara sardıkları bebeklerle büyüktür.
Sarı kırmızı Beşikte uyunan bir bebek, pis ligimizin sonuncusundan yatarak, tırsarak, kan kusarak aldığın 3 puandan milyon defa daha değerlidir.
ÖZGECAN kardeşim, yaşadığın son günü unut, Nihat Doğan medya maymunun tweetini okuma, hayallerini ışıklarla paylaş.
10 Şub 2015
Ramiz Köftenin Biten Balayısı; Eskişehir 1-2 Galatasaray
Aslında işimiz bu olsa, bu işten para alsak kolay, Geçen haftaki Bursa maçı yazısını kopyala yapıştır. Maç öncesinden başlayalım kopyalamaya. Türkçe konuşmasını bilmiyor, ne demek istediğini kendi dilinden anlatamıyor, 10 yabancıyla nasıl anlaşıyor? defo ortaya çıkınca gördük. Dilek; TDK sözlük; İstek, talep, rica, temenni. ''Eskişehirspor'a başarılar dilerim'' Fenerbahçe Başkanı söylese, hakem söylese, bir futbolcumuz söylese kafasını kopartırız. Ramiz Köfte böyle dedi. Herhalde Eskişehirspor'un kazanmasını istemiyor(konjonktüre bakarsak emin de olamıyorum) derdini anlatamıyor. Seneye 14 yabancı olacak, ilk 11 in yabancı çıkma ihtimali var, kenarda Ramiz Köfte'yi düşününce şimdiden korku filmi gibi. Galatasaray taraftarının dileği başka elbette. Tam bir paradoks bu sene Şampiyon olursan bu salakla devam ederler, seneye duman oluruz. Bu salaktan kurtulalım diye Telli Baba'ya adak dilesek, kendi elimizle Şampiyonluğu vermemiz lazım.
Galatasaray kadro gurubunda 40-45 oyuncu var, % 80 çöp. 11 kişi zor çıkıyor. Takımda 11 kişiden bir tek Burak eksik. Bir bakıyorsun takım sanki 8 kişiyle oynuyor gibi. Sanki banko oyuncu oynamayınca yerine kimse oynamıyor gibi. Geçen hafta Selçuk, bu hafta Burak. Formaları var içinde kimse yok. Sabri sakat, yerine Eskişehirli Tarık oynuyor, ben de olsam onu oynatırdım. Oynayacaksa bu maçta oynayacak, Eskişehir'i tanıması avantajı, Aslan olma maçı, Eskişehir onu tanıyor dezavantajı maymun olma ihtimali var. Bereket Erkan Zengin transfer olmuş, ve bereket takım son yılların en kötü oyununu oynadı da, şebeklikle taç atarak idare etti. Allahı var çocuğun o kadar para eder, tacı Sabri'den iyi atıyor. Sabri'den daha yakışıklı. Ben çocuğuma sağ bek forması alacak olsam şerefsizim Tarık'ın formasını alırım.
Ramiz Köfte, bakalım kime acıyacaktı bu maç için? Burak oynayamam abi, bacağım ağrıyor deyince fal baktık. Öngörülerimizi maç kadrosunda tamamen bitirdi. Romantik Galatasaraylıların ilk 11 beklediği Sinan Gümüş A21 e gönderildi. Buraya zapta geçireyim kalsın. Kadro gurubu içerisinde en büyük Türk oyuncu Sinan Gümüş'tür. Gene iyi kötü taraftarın bir görüşü oluştu, ben hiç seyretmeden bu kanıya varmıştım, sözümün arkasındayım, tek bir kolay maçta, Bruma'lı bir maçta Sinan'ı oynatsınlar bir daha kesemezler. Onlar da bildiği için zorluk dereceli, ya da çöp futbolcularla kupa maçında oynatıyorlar. Bruma, Yasin, Snaijder, Sinan forvetiyle bir maça çıksak, benim de dileğim bu. Öyle bir salaksın ki Hamza, kötü oynarsa bize, iyi oynarsa sana olan bir değeri, Kravatlı, formalı çetelere direnemediğin için oynatamıyorsun.
Bruma derken, çok şeyler beklediğim için değil. Bruma'nın oynadığı maçta hızından, aldığı paradan korkuyorlar, bekleri çıkaramıyorlar, artı yenmeye geldim imajı veriyorsun. Dün geceki maçın ilk 11 ini gördükten sonra, attığımız twiitleri yazmaya gerek bile yok. Yekta çıkana, Bruma girene kadar pozisyon üstünlüğü ne kadar kötü olursa olsun karşı takımın olacaktır. Koskoca ilk yarıyı çöpe attı.
Spikerler Sneijder'in çıkması için ne şarlatanlık yaptılar. Hagi'nin golcüsü Hakan Şükür olmasa belki Hagi ecelinden önce giderdi bu ülkeden. Sneijder'in golcüleri, kariyeriyle oynuyor. İsmi cismi olmasa 6 ay durmaz, oynamaz bu salaklarla. İnsanlık dışı attığı gol pasları, veya golden bir önceki pasları tabelaya yansımıyor. Onun verdiği paslardan birini bile kendisine verebilecek yetenekte adam yok. Bereket ismi Sneijder, Pandev gibi tribünde otursa, yedek kulübesinin sandalyelerinin tozunu alsa, Hollanda Milli Takımının bankosu da dert etmiyor.
Maç seyircisiz oynandı, konu değil ama boş geçmeyelim. Tüpçü en ağır küfürleri ediyorum sana. Futbolcuların, kenar yönetimlerinin bütün seslerini duyduk. Koskoca Galatasaray Hocasının taktik bilgisini çözdük. Vakti olan, midesi bulanmayan bir kere daha izlesin inanmıyorsa. En az 200 kere ''bravo oğlum''- ''afferin X'' Taktik, sevk ve idare bu. Motor Sanat Terk varken gene pandomim seyrediliyordu, mimiklerle futbol takımı idare edilebiliyordu, bizimkinde bu da yok. Efendi adam, düşmanı yok. Rakip kazansın istiyor, gol atınca maymunluk yapmıyor, özür diliyor. Kenarda Hoca yerine Hazreti Mevlana var. Melo bile hırçınlıktan vazgeçti, Melo'luk topa müdahaleleri özledik. Okuyan aklında tutsun, ya Melo gittikçe kötü oynayıp kesilecek, ya Melo'luk yapıp atılacak. Melo, Hamza'lık futbolcu değil. Hamza'da Melo'luk hoca değil.
Yekta'nın futbol dışı bir hüneri olduğuna bahse giriyorum. Mustafa Sarp için girmiş kazanmıştım. Koskoca Reykart'ı yemişti, Yekta 7. hocada. Hoca yeme, öğütme değirmeni. Olacak şey değil, taraftarın % 90 ının nefret ettiği futbol dışı yaratığı oynatıp, kendi mezarını kazmak için ne gibi bir nedenin var. Beni oynatın diye silah mı çekiyor, ya da elinde videonuz mu var. Aldığı paranın yarısını size veriyor desem, siz çakıl taşı mı alıyorsunuz, ihtiyacınız yok. Bütün takıma fıkra anlatıp moral kondisyonu mu sağlıyor. Maçlarda kimyasal bir salgıma mı yapıyor, hücum edilmiyor mu o Yekta oynarken. Sayarım sabaha kadar, ama ilk 11 oynaması için futbol içi tek bir nedenim yok.
Snaijder'in pasıyla kötü vuran Umut( senede 1 defa iyi vurur, o hakkını da geçen maç kullandı) un şutunu kaleci kurtaramadı, iyi vursa belki kurtaracaktı, top tekrar önüne düştü yarım golle öne geçtik. 10 dakika içinde 2. golü bulamazsak işimiz Muslera'ya kalacaktı. Zaten o ana kadar 3-0 olması gereken maçı Muslera tutuyordu. Gol olan pasta topu tokatlayabildi, ama ne gezer topun düştüğü yerde bizden bir salak olsun da uzaklaştırsın. 0-0 biteceğine 1-1 bitti ilk yarı. Ramiz Köfte için değişen bir şey yok.
Sedju Afrika'dan enkaz halinde dönmüş. İyi oynayan, pozisyon vermeyen Koray-Hakan Balta tandemini bozmuştu. Yekta'yı çıkarmaz ise ayıptı, yanında Şedju'yu bekliyorduk. Koray-Bruma girer, 2. yarı seni yeneceğim Eskişehir diye bağırabilirdi Ramiz Köfte. Ne gezer, çöpün kısası çıktı, şişmanı girdi. Sağ açıkta 25 dakika geçirdi. O sırada Bruma çağırıldı, soğukta it gibi titriyordu Ramiz'in yanında. Spikerler, Muslera hariç çıkacak yabancıları tek tek saydılar. Eminim Ramiz Köfte bile bilmiyordu kimi çıkaracağını. Bruma'yı kenarda gören yabancılar 7 dakika daha kendilerini gösterdiler. Biri ben çıkayım demedi şerefsizlerin! Halı saha maçı olsa, kenara biri girmeye gelse, utanır biri çıkar, gel kardeş benim yerime oyna der. Olacak şey değil, Ramiz Köfte'nin şansına 4 yabancı da hata yapmadı bu sürede, sakatlanmadı, sarı kart almadı. Kısacası hiç birimiz bilemedik, tecrübeli Hocamız, futbol tarihi boyunca görülmemiş, görülmeyecek bir hamleyi kayda geçirdi. Yabancı sol beki çıkardı, beraberliğe razı olmadığı, golü bulmak için 2. yarı aldığı sağ açığı 25 dakika sona sol beke geçirdi. 3. sağ açık yabancıyı oyuna sürdü.
Sadece Burak yoktu, ama bütün takım sürekli değişiyordu. Eskişehir'in kanadı gitmekle kalmamış, kolu da kırılmış, Es Es bando da yok ki, gaz versin, ona rağmen bizim eski kavak yeli Skibbe vur emri verdi. Şişman çöpü zorluyorlardı. Çataldan döndü topları, çerçeveyi bulanları da Muslera kurtarıyordu. Maç içinde 2 maymuni suplaj yaptı. Deplasmanda 1 puana razı olmayan bir tek Sneijder vardı. Tıpkı Bursa maçında olduğu gibi, topu ortalanamaması mümkün olmayan yere, dünyanın en kötü bekin bile ortalayabileceği ivmeyle topu bıraktı. Aslında kimse vuramadı, Selçuk'a çarptı mı ondan bile emin değilim tekrarını hala izlemedim. Garip bir şekilde kaleye girdi. Olacak şey değildi, Arap İsmail olsa, 10 takla atardı bu gole, bizim kenar yönetimi muhtemelen prostatlı başkan, muhtemelen şebek minibüsçü abartılı sevinmedi. Belki bize yakışan buydu derdim Ramiz Köfte olmasa. Biliyorum ki Eskişehirlilere de acıdı. Şampiyonluğu kaçırırsak bize de acıyacak.
Neticede sıfır puan almamız gereken son 2 maçı 4 puanla kapadık. Önce gök Tanrıya, sonra Muslera'ya dua edelim. Ve testi kırılmadan önce, suya giden Ramiz Köfte'yi bir kere daha dövelim., kapatalım.
Bak Hoca, bütün takımlar Galatasaray'a karşı son maçlarını oynuyorlar gibi, maçtan sonra öleceklermiş gibi oynuyor. Bursa-Akhisar-Trabzon- Kayseri hariç oynadığın maçların tamamında aşırı isteklendirme var. Bu saydığımız takımlar dışındakilerin Fenerbahçe'ye karşı oynadıkları maçlar da ise bariz şike var. Bu sene bir de stratejik ortak çıktı. Beşiktaş'ı da olası bir Fenerbahçe kazasına karşı sigortalı işçi yaptılar. İyi niyetle, futbol içinde kalarak bu yükü taşıyamazsın, son 10 dakikaya 2 farklı önde giremediğin hiç bir maçı bize kan işetmeden kazanamazsın. Muslera hasta olsa, başına iş gelse her maç duman olursun. Melo'ya bir bok olsa, hakemler kolluyor, atsa orta sahayı tutamazsın. Her takım orta sahası kadar konuşur, söyleyecek lafın olmaz. Aklını başına devşir, Galatasaray büyük takımdır, gerekirse beksiz oynar, ama asla kanatsız, hücum oyuncusuz oynamaz, oynayamaz. Galatasaray şovu büyük Galatasaray taraftarı için yapılır. Taraftarın istemediği adamın oynadığını bugüne kadar görmedim, bu sene de görmem. İstemediğimiz adamları ısrarla oynatıyorsan da seni yok biliriz olur biter.
Yolun uzun Hamza, bizim vaktimiz kısa o yüzdendir bu sitemler, mertliktendir, Galatasaraylılıktandır, Allah Kahretsin!.
Galatasaray kadro gurubunda 40-45 oyuncu var, % 80 çöp. 11 kişi zor çıkıyor. Takımda 11 kişiden bir tek Burak eksik. Bir bakıyorsun takım sanki 8 kişiyle oynuyor gibi. Sanki banko oyuncu oynamayınca yerine kimse oynamıyor gibi. Geçen hafta Selçuk, bu hafta Burak. Formaları var içinde kimse yok. Sabri sakat, yerine Eskişehirli Tarık oynuyor, ben de olsam onu oynatırdım. Oynayacaksa bu maçta oynayacak, Eskişehir'i tanıması avantajı, Aslan olma maçı, Eskişehir onu tanıyor dezavantajı maymun olma ihtimali var. Bereket Erkan Zengin transfer olmuş, ve bereket takım son yılların en kötü oyununu oynadı da, şebeklikle taç atarak idare etti. Allahı var çocuğun o kadar para eder, tacı Sabri'den iyi atıyor. Sabri'den daha yakışıklı. Ben çocuğuma sağ bek forması alacak olsam şerefsizim Tarık'ın formasını alırım.
Ramiz Köfte, bakalım kime acıyacaktı bu maç için? Burak oynayamam abi, bacağım ağrıyor deyince fal baktık. Öngörülerimizi maç kadrosunda tamamen bitirdi. Romantik Galatasaraylıların ilk 11 beklediği Sinan Gümüş A21 e gönderildi. Buraya zapta geçireyim kalsın. Kadro gurubu içerisinde en büyük Türk oyuncu Sinan Gümüş'tür. Gene iyi kötü taraftarın bir görüşü oluştu, ben hiç seyretmeden bu kanıya varmıştım, sözümün arkasındayım, tek bir kolay maçta, Bruma'lı bir maçta Sinan'ı oynatsınlar bir daha kesemezler. Onlar da bildiği için zorluk dereceli, ya da çöp futbolcularla kupa maçında oynatıyorlar. Bruma, Yasin, Snaijder, Sinan forvetiyle bir maça çıksak, benim de dileğim bu. Öyle bir salaksın ki Hamza, kötü oynarsa bize, iyi oynarsa sana olan bir değeri, Kravatlı, formalı çetelere direnemediğin için oynatamıyorsun.
Bruma derken, çok şeyler beklediğim için değil. Bruma'nın oynadığı maçta hızından, aldığı paradan korkuyorlar, bekleri çıkaramıyorlar, artı yenmeye geldim imajı veriyorsun. Dün geceki maçın ilk 11 ini gördükten sonra, attığımız twiitleri yazmaya gerek bile yok. Yekta çıkana, Bruma girene kadar pozisyon üstünlüğü ne kadar kötü olursa olsun karşı takımın olacaktır. Koskoca ilk yarıyı çöpe attı.
Spikerler Sneijder'in çıkması için ne şarlatanlık yaptılar. Hagi'nin golcüsü Hakan Şükür olmasa belki Hagi ecelinden önce giderdi bu ülkeden. Sneijder'in golcüleri, kariyeriyle oynuyor. İsmi cismi olmasa 6 ay durmaz, oynamaz bu salaklarla. İnsanlık dışı attığı gol pasları, veya golden bir önceki pasları tabelaya yansımıyor. Onun verdiği paslardan birini bile kendisine verebilecek yetenekte adam yok. Bereket ismi Sneijder, Pandev gibi tribünde otursa, yedek kulübesinin sandalyelerinin tozunu alsa, Hollanda Milli Takımının bankosu da dert etmiyor.
Maç seyircisiz oynandı, konu değil ama boş geçmeyelim. Tüpçü en ağır küfürleri ediyorum sana. Futbolcuların, kenar yönetimlerinin bütün seslerini duyduk. Koskoca Galatasaray Hocasının taktik bilgisini çözdük. Vakti olan, midesi bulanmayan bir kere daha izlesin inanmıyorsa. En az 200 kere ''bravo oğlum''- ''afferin X'' Taktik, sevk ve idare bu. Motor Sanat Terk varken gene pandomim seyrediliyordu, mimiklerle futbol takımı idare edilebiliyordu, bizimkinde bu da yok. Efendi adam, düşmanı yok. Rakip kazansın istiyor, gol atınca maymunluk yapmıyor, özür diliyor. Kenarda Hoca yerine Hazreti Mevlana var. Melo bile hırçınlıktan vazgeçti, Melo'luk topa müdahaleleri özledik. Okuyan aklında tutsun, ya Melo gittikçe kötü oynayıp kesilecek, ya Melo'luk yapıp atılacak. Melo, Hamza'lık futbolcu değil. Hamza'da Melo'luk hoca değil.
Yekta'nın futbol dışı bir hüneri olduğuna bahse giriyorum. Mustafa Sarp için girmiş kazanmıştım. Koskoca Reykart'ı yemişti, Yekta 7. hocada. Hoca yeme, öğütme değirmeni. Olacak şey değil, taraftarın % 90 ının nefret ettiği futbol dışı yaratığı oynatıp, kendi mezarını kazmak için ne gibi bir nedenin var. Beni oynatın diye silah mı çekiyor, ya da elinde videonuz mu var. Aldığı paranın yarısını size veriyor desem, siz çakıl taşı mı alıyorsunuz, ihtiyacınız yok. Bütün takıma fıkra anlatıp moral kondisyonu mu sağlıyor. Maçlarda kimyasal bir salgıma mı yapıyor, hücum edilmiyor mu o Yekta oynarken. Sayarım sabaha kadar, ama ilk 11 oynaması için futbol içi tek bir nedenim yok.
Snaijder'in pasıyla kötü vuran Umut( senede 1 defa iyi vurur, o hakkını da geçen maç kullandı) un şutunu kaleci kurtaramadı, iyi vursa belki kurtaracaktı, top tekrar önüne düştü yarım golle öne geçtik. 10 dakika içinde 2. golü bulamazsak işimiz Muslera'ya kalacaktı. Zaten o ana kadar 3-0 olması gereken maçı Muslera tutuyordu. Gol olan pasta topu tokatlayabildi, ama ne gezer topun düştüğü yerde bizden bir salak olsun da uzaklaştırsın. 0-0 biteceğine 1-1 bitti ilk yarı. Ramiz Köfte için değişen bir şey yok.
Sedju Afrika'dan enkaz halinde dönmüş. İyi oynayan, pozisyon vermeyen Koray-Hakan Balta tandemini bozmuştu. Yekta'yı çıkarmaz ise ayıptı, yanında Şedju'yu bekliyorduk. Koray-Bruma girer, 2. yarı seni yeneceğim Eskişehir diye bağırabilirdi Ramiz Köfte. Ne gezer, çöpün kısası çıktı, şişmanı girdi. Sağ açıkta 25 dakika geçirdi. O sırada Bruma çağırıldı, soğukta it gibi titriyordu Ramiz'in yanında. Spikerler, Muslera hariç çıkacak yabancıları tek tek saydılar. Eminim Ramiz Köfte bile bilmiyordu kimi çıkaracağını. Bruma'yı kenarda gören yabancılar 7 dakika daha kendilerini gösterdiler. Biri ben çıkayım demedi şerefsizlerin! Halı saha maçı olsa, kenara biri girmeye gelse, utanır biri çıkar, gel kardeş benim yerime oyna der. Olacak şey değil, Ramiz Köfte'nin şansına 4 yabancı da hata yapmadı bu sürede, sakatlanmadı, sarı kart almadı. Kısacası hiç birimiz bilemedik, tecrübeli Hocamız, futbol tarihi boyunca görülmemiş, görülmeyecek bir hamleyi kayda geçirdi. Yabancı sol beki çıkardı, beraberliğe razı olmadığı, golü bulmak için 2. yarı aldığı sağ açığı 25 dakika sona sol beke geçirdi. 3. sağ açık yabancıyı oyuna sürdü.
Sadece Burak yoktu, ama bütün takım sürekli değişiyordu. Eskişehir'in kanadı gitmekle kalmamış, kolu da kırılmış, Es Es bando da yok ki, gaz versin, ona rağmen bizim eski kavak yeli Skibbe vur emri verdi. Şişman çöpü zorluyorlardı. Çataldan döndü topları, çerçeveyi bulanları da Muslera kurtarıyordu. Maç içinde 2 maymuni suplaj yaptı. Deplasmanda 1 puana razı olmayan bir tek Sneijder vardı. Tıpkı Bursa maçında olduğu gibi, topu ortalanamaması mümkün olmayan yere, dünyanın en kötü bekin bile ortalayabileceği ivmeyle topu bıraktı. Aslında kimse vuramadı, Selçuk'a çarptı mı ondan bile emin değilim tekrarını hala izlemedim. Garip bir şekilde kaleye girdi. Olacak şey değildi, Arap İsmail olsa, 10 takla atardı bu gole, bizim kenar yönetimi muhtemelen prostatlı başkan, muhtemelen şebek minibüsçü abartılı sevinmedi. Belki bize yakışan buydu derdim Ramiz Köfte olmasa. Biliyorum ki Eskişehirlilere de acıdı. Şampiyonluğu kaçırırsak bize de acıyacak.
Neticede sıfır puan almamız gereken son 2 maçı 4 puanla kapadık. Önce gök Tanrıya, sonra Muslera'ya dua edelim. Ve testi kırılmadan önce, suya giden Ramiz Köfte'yi bir kere daha dövelim., kapatalım.
Bak Hoca, bütün takımlar Galatasaray'a karşı son maçlarını oynuyorlar gibi, maçtan sonra öleceklermiş gibi oynuyor. Bursa-Akhisar-Trabzon- Kayseri hariç oynadığın maçların tamamında aşırı isteklendirme var. Bu saydığımız takımlar dışındakilerin Fenerbahçe'ye karşı oynadıkları maçlar da ise bariz şike var. Bu sene bir de stratejik ortak çıktı. Beşiktaş'ı da olası bir Fenerbahçe kazasına karşı sigortalı işçi yaptılar. İyi niyetle, futbol içinde kalarak bu yükü taşıyamazsın, son 10 dakikaya 2 farklı önde giremediğin hiç bir maçı bize kan işetmeden kazanamazsın. Muslera hasta olsa, başına iş gelse her maç duman olursun. Melo'ya bir bok olsa, hakemler kolluyor, atsa orta sahayı tutamazsın. Her takım orta sahası kadar konuşur, söyleyecek lafın olmaz. Aklını başına devşir, Galatasaray büyük takımdır, gerekirse beksiz oynar, ama asla kanatsız, hücum oyuncusuz oynamaz, oynayamaz. Galatasaray şovu büyük Galatasaray taraftarı için yapılır. Taraftarın istemediği adamın oynadığını bugüne kadar görmedim, bu sene de görmem. İstemediğimiz adamları ısrarla oynatıyorsan da seni yok biliriz olur biter.
Yolun uzun Hamza, bizim vaktimiz kısa o yüzdendir bu sitemler, mertliktendir, Galatasaraylılıktandır, Allah Kahretsin!.
3 Şub 2015
Fernandao ile Fernando'nun İt Dalaşı; Galatasaray 2-2 Bursaspor
Selçuk yok Burak yok, Şedju döndü, Semih dönemedi. Rakip, Türkiye'de futbolu bilen tek hoca olan Şenol Güneş'in takımı. Şampiyonluk kavgasına giriştiği takımlar sırayla, torpille 3 er puan almışlar. Takım 1 hafta önce çok iyi oynadığı maçı zar zor kazanabilmiş. Hamza'nın kafa bir dünya.
Romantik Galatasaray Taraftarı Selçuk'un yerine Sinan Gümüş'ü, realist taraftar Olcan Adın'ı ilk 11 yazdı. Hesap edilemeyen bir şey daha vardı. Hamza Hoca'daki vicdan, Suriye kantonlarında çıkacak kayıkçı kavgası öncesi, 1 milyon Suriyeliye acıyarak Türkiye'ye getiren Tayyip Bey'den daha fazlaydı. Bir hafta önce Burak'a acımış, 1 ay daha hastanede yatmasına sebep olmuştu. Bu hafta da Sedju'ya acıdı. Halbuki Sedju kendi ulusal takımının kader maçında rezalet oynamış, elenmesine sebep olmuştu. Hem formsuz, hem moralsiz, hem de yorgundu, ama olsundu, maksat eldeki futbolculara babalık yapılsındı.
Neyse dedik, Hamza acemi ama salak değil, kaç maçtır iyi oynayan Hakan Balta - Koray Gunter tandemini bozacak değil ya. Bozar mı acaba? Sedju'yu, Melo ile beraber ön libero oynatır diye düşündük. Maç öncesi konuşmasını duymasaydık keşke.
''Rakibimiz çok güçlü, ve formda, zaaflarından yararlanmaya çalışacağız'' Başkanı GalataSaray'a başkan olacağına AkSaray'a soytarı olmuş, Ramiz Köfte, Sarayı Ak Hisar'la çevirmiş çok mu? Gözünü yum düşün, Barnebauda Galatasaray'la maçın var, Angelotti'sin. Maçtan önce konuşuyorsun, ''Galatasaray çok kuvvetli, zaaflarından yararlanmaya çalışacağız'' Taşşaklarından asarlar Barnebau'nun çatısına.
Biz asmıyoruz, varsın stajını Galatasaray'da tamamlasın Hamzaoğlu aşireti. Ve maç öncesi görüşlerimiz zapta geçsin diye sanal aleme atıyoruz. Ve garanti veriyoruz ki maç çok iyi maç olacak. Galatasaray savunma güvenliğini düşünerek gol arayacak, Bursaspor kendisinden korkan büyük takımı evinde yenmeye oynayacak.
Başlama vuruşu öncesi dizilişe baktığımızda ise şok geçiriyoruz. Tezahürat yapmayı bırakıp Muslera'ya dua etmeye başlıyoruz. Bursaspor'un en kuvvetli tarafı, Şener-Volkan'lı sağ tarafı. Küçük takım hocası önlemi almış korkmayalım. Hakan Balta-Telles-Olcan hatta Sneijder sol tarafımız Kanije Kalesi savunması. Başta dedik, Şenol Güneş futbolu bilen tek hoca, Hamza kendisinden tırsıyor, at Koray'la, Sedju'nun arasına topu koştur it gibi Volkan'ı. Yenemezse ayıp.
Maç Fernendao ile Fernando arasında it dalaşına döndü. Bizimki kurtardı, onlarınki atamadı, derken Galatasaray insanlık dışı bir gol attı. Ben böyle gollerin hastasıyım. Asistçisi, golcüsü belli olmayan takım gollerine doyamıyorum. Eğri doğruya denk geldi, gol yememek için konuşlandırdığı bütün sol ayaklı adamlar, sol tarafta 100 metre kare alan içinde inanılmaz bir pas trafiğine karıştı. Sneijder'in tıklamasıyla, top mükemmel bir ivme kazandı. Milim şaşma yoktu, sahanın en kötü iki oyuncusundan biri, hayatı boyunca asla bir daha yapamayacağı ortayı kesti. Diğeri ayağıyla bile vuramayacağı darbeyle kafa attı, ağlara mıhladı.
Böylesi büyük bir büyük takım golü atan takım, kendi sahasında kazanamıyorsa sebep sonuç aranmaz, direk kenara ihale edilir maç. Bir taraftan golün keyfini çıkardık, bir taraftan da vesveseye kapıldık. 2.yi mi arayacaktık, yoksa Muslera'ya dua etmeye devam mı edecektik. Beklediğimiz oldu, koskoca mübarek Galatasaray formaları, kadrajda kendi yarı sayamızda daha çok görünmeye başladı.
Burada bir parantez açıyorum. Bursaspor'u istisna tutuyorum ama, bütün takımlar Galatasaray'a karşı sanki son maçlarını oynuyorlar gibi. Sanki futbol bir daha oynanmayacak, ne yapacaksan Galatasaray maçında yap demişleri gibi. Sakatlanmaktan, atılmaktan, yorulmaktan korkma saldır. FB ve nedense bu sene Beşiktaş'a ise salyangoz yumuşaklığında oyna, fark yeme, rezil olma az farkla kaybet, maçı savuştur. Bu durumda Hamza'ya kızmak çok anlamsız. Morinho olsa sonuç değişmez, karar verilmiş, kalem kırılmış, 4. olursak şükredelim bu kutsal ittifak karşısında.
Parantezi kapatıyoruz, dedik ya küçük takım hocalığından terfi kolayına olmayacak. Golü atmış, yatıyor, devre bitmek üzere, gök tanrıya emanet edilmiş maçın sevk ve idaresi. Derken 4 kişiyle kontrol altına alırım sandığı Volkan, Muslera ile penaltıdan daha kolay bir pozisyonda karşılaştı, Arena'yı susturdu. Golüyle değil, sus işaretiyle.
Sedju'yu oynatacağım diye, 6 adamın yeri değişti. Oyun içerisindeki deplaseleri saymıyorum. Sanki kenar yönetimi Koray Günter'den başkasını izlemiyordu. Piyangodan çıkan Sabri sakatlanıp çıktı, 5 milyon dolara alınan sağ bek yedeği kenardaydı. Akıl sır alacak gibi değil, 7 kişi kenarda, sadece 2 kişinin kimin yerine gireceği belli, Muslera'nın yerine Koray, Sabri'nin yerine Tarık. Olacak şey değildi biri oldu. Demek Tarık maç başı parasını alsın diye fasulyeden kulübedeydi. Eray'ı kaleye geçirmekle, hiç kimseyi geçirmemek arasında fark yoktu zaten. Vicdanlı Hamza, maç başı parayı, Alperen Uysal alsın istememiş demek ki.
Seyretmiyor okumuyorum, muhtemelen Medya Maymunları o penaltıyı gördü diye Fırat Aydınus'u doğramışlardır. Bu ortamda o kalabalıkta eli görüp, penaltıyı çalmak için delikanlı olman lazım. Galatasaray lehine çalıyorsan da kanlıyı bir kenara koyup, deli olman lazım. Penaltıyı Emre attı, atarken hiç korkmadım, atamasaydı bile fikrim değişmezdi, Melo ile aynı fikirdeyim. Galatasaray'ın bir geleceği varsa Emre Çolak o geleceğin en büyük futbolcusu olacak. İzin verirlerse ağaları. Hoca Sneijder atsın istemiş. Hem vicdanlı, hem doğrucu Davut. Kaçırsa özür dileyecek. Vahim olan kadroya hakim değil, muhtemelen Edirnekapı-Habipler minibüs şoförünün talimatlarını uyguluyor. Ustasından öğrenmiş bütün futbolcuların hamisi olacak. Volkan'a eskortluk ediyor, teselli ediyor Emre Çolak penaltı atarken.
Sinan Gümüş'ü zorluk derecesi yüksek maçta, takım yenikken oyuna sürdü. Ve bir taşla iki kuş vurdu. 1. kuş, Selçuk-Burak'ın olmamasını hissettirdi, yerlerini iyice sağlama aldı. 2. kuş, Koray ve Sinan Gümüş'ten kurtuldu. Artık çocukları başka takımlarda seyrederiz.
Şenol Hoca'yı oyuncu değiştirmemekle suçlamışlar. Haksızlar, takımı mükemmel oynuyor, 2-1 galip, 3. an meselesi, devamı hezimet. Niye ritmi bozsun, helal olsun, oyuncu değiştirmek mecburiyeti mi var? Penaltı golünden sonra önlemini aldı. Kafama takılan bir soruyu kendisine sorarak kapatıyorum.
Sevgili Hocam bize karşı oynadığın oyunu Fenerbahçe'ye karşı da oynayabilecekmisin? Oynarım, yenerim diyorsan yeni bir Çin sürgününe bavulunu hazırla derim. Bu ülkede futbol lağımda oynanıyor, temiz adamlara yer yok. Galatasaray maçını izleriz gerisi artık ilgilendirmiyor, bütün maçlar yasa dışı zaten.
Ramiz Köfte'ye yazdık bu hafta kaybedilen 2 puanı. Ama kızmıyoruz, başkası olsa da sonuç değişmezdi. Fenerbahçe Şampiyon olsa da kutlasam diyen prostatlı Başkan'ın Hamza'dan daha iyi hocası inanın olmaz, canı sağ olsun.
Romantik Galatasaray Taraftarı Selçuk'un yerine Sinan Gümüş'ü, realist taraftar Olcan Adın'ı ilk 11 yazdı. Hesap edilemeyen bir şey daha vardı. Hamza Hoca'daki vicdan, Suriye kantonlarında çıkacak kayıkçı kavgası öncesi, 1 milyon Suriyeliye acıyarak Türkiye'ye getiren Tayyip Bey'den daha fazlaydı. Bir hafta önce Burak'a acımış, 1 ay daha hastanede yatmasına sebep olmuştu. Bu hafta da Sedju'ya acıdı. Halbuki Sedju kendi ulusal takımının kader maçında rezalet oynamış, elenmesine sebep olmuştu. Hem formsuz, hem moralsiz, hem de yorgundu, ama olsundu, maksat eldeki futbolculara babalık yapılsındı.
Neyse dedik, Hamza acemi ama salak değil, kaç maçtır iyi oynayan Hakan Balta - Koray Gunter tandemini bozacak değil ya. Bozar mı acaba? Sedju'yu, Melo ile beraber ön libero oynatır diye düşündük. Maç öncesi konuşmasını duymasaydık keşke.
''Rakibimiz çok güçlü, ve formda, zaaflarından yararlanmaya çalışacağız'' Başkanı GalataSaray'a başkan olacağına AkSaray'a soytarı olmuş, Ramiz Köfte, Sarayı Ak Hisar'la çevirmiş çok mu? Gözünü yum düşün, Barnebauda Galatasaray'la maçın var, Angelotti'sin. Maçtan önce konuşuyorsun, ''Galatasaray çok kuvvetli, zaaflarından yararlanmaya çalışacağız'' Taşşaklarından asarlar Barnebau'nun çatısına.
Biz asmıyoruz, varsın stajını Galatasaray'da tamamlasın Hamzaoğlu aşireti. Ve maç öncesi görüşlerimiz zapta geçsin diye sanal aleme atıyoruz. Ve garanti veriyoruz ki maç çok iyi maç olacak. Galatasaray savunma güvenliğini düşünerek gol arayacak, Bursaspor kendisinden korkan büyük takımı evinde yenmeye oynayacak.
Başlama vuruşu öncesi dizilişe baktığımızda ise şok geçiriyoruz. Tezahürat yapmayı bırakıp Muslera'ya dua etmeye başlıyoruz. Bursaspor'un en kuvvetli tarafı, Şener-Volkan'lı sağ tarafı. Küçük takım hocası önlemi almış korkmayalım. Hakan Balta-Telles-Olcan hatta Sneijder sol tarafımız Kanije Kalesi savunması. Başta dedik, Şenol Güneş futbolu bilen tek hoca, Hamza kendisinden tırsıyor, at Koray'la, Sedju'nun arasına topu koştur it gibi Volkan'ı. Yenemezse ayıp.
Maç Fernendao ile Fernando arasında it dalaşına döndü. Bizimki kurtardı, onlarınki atamadı, derken Galatasaray insanlık dışı bir gol attı. Ben böyle gollerin hastasıyım. Asistçisi, golcüsü belli olmayan takım gollerine doyamıyorum. Eğri doğruya denk geldi, gol yememek için konuşlandırdığı bütün sol ayaklı adamlar, sol tarafta 100 metre kare alan içinde inanılmaz bir pas trafiğine karıştı. Sneijder'in tıklamasıyla, top mükemmel bir ivme kazandı. Milim şaşma yoktu, sahanın en kötü iki oyuncusundan biri, hayatı boyunca asla bir daha yapamayacağı ortayı kesti. Diğeri ayağıyla bile vuramayacağı darbeyle kafa attı, ağlara mıhladı.
Böylesi büyük bir büyük takım golü atan takım, kendi sahasında kazanamıyorsa sebep sonuç aranmaz, direk kenara ihale edilir maç. Bir taraftan golün keyfini çıkardık, bir taraftan da vesveseye kapıldık. 2.yi mi arayacaktık, yoksa Muslera'ya dua etmeye devam mı edecektik. Beklediğimiz oldu, koskoca mübarek Galatasaray formaları, kadrajda kendi yarı sayamızda daha çok görünmeye başladı.
Burada bir parantez açıyorum. Bursaspor'u istisna tutuyorum ama, bütün takımlar Galatasaray'a karşı sanki son maçlarını oynuyorlar gibi. Sanki futbol bir daha oynanmayacak, ne yapacaksan Galatasaray maçında yap demişleri gibi. Sakatlanmaktan, atılmaktan, yorulmaktan korkma saldır. FB ve nedense bu sene Beşiktaş'a ise salyangoz yumuşaklığında oyna, fark yeme, rezil olma az farkla kaybet, maçı savuştur. Bu durumda Hamza'ya kızmak çok anlamsız. Morinho olsa sonuç değişmez, karar verilmiş, kalem kırılmış, 4. olursak şükredelim bu kutsal ittifak karşısında.
Parantezi kapatıyoruz, dedik ya küçük takım hocalığından terfi kolayına olmayacak. Golü atmış, yatıyor, devre bitmek üzere, gök tanrıya emanet edilmiş maçın sevk ve idaresi. Derken 4 kişiyle kontrol altına alırım sandığı Volkan, Muslera ile penaltıdan daha kolay bir pozisyonda karşılaştı, Arena'yı susturdu. Golüyle değil, sus işaretiyle.
Sedju'yu oynatacağım diye, 6 adamın yeri değişti. Oyun içerisindeki deplaseleri saymıyorum. Sanki kenar yönetimi Koray Günter'den başkasını izlemiyordu. Piyangodan çıkan Sabri sakatlanıp çıktı, 5 milyon dolara alınan sağ bek yedeği kenardaydı. Akıl sır alacak gibi değil, 7 kişi kenarda, sadece 2 kişinin kimin yerine gireceği belli, Muslera'nın yerine Koray, Sabri'nin yerine Tarık. Olacak şey değildi biri oldu. Demek Tarık maç başı parasını alsın diye fasulyeden kulübedeydi. Eray'ı kaleye geçirmekle, hiç kimseyi geçirmemek arasında fark yoktu zaten. Vicdanlı Hamza, maç başı parayı, Alperen Uysal alsın istememiş demek ki.
Seyretmiyor okumuyorum, muhtemelen Medya Maymunları o penaltıyı gördü diye Fırat Aydınus'u doğramışlardır. Bu ortamda o kalabalıkta eli görüp, penaltıyı çalmak için delikanlı olman lazım. Galatasaray lehine çalıyorsan da kanlıyı bir kenara koyup, deli olman lazım. Penaltıyı Emre attı, atarken hiç korkmadım, atamasaydı bile fikrim değişmezdi, Melo ile aynı fikirdeyim. Galatasaray'ın bir geleceği varsa Emre Çolak o geleceğin en büyük futbolcusu olacak. İzin verirlerse ağaları. Hoca Sneijder atsın istemiş. Hem vicdanlı, hem doğrucu Davut. Kaçırsa özür dileyecek. Vahim olan kadroya hakim değil, muhtemelen Edirnekapı-Habipler minibüs şoförünün talimatlarını uyguluyor. Ustasından öğrenmiş bütün futbolcuların hamisi olacak. Volkan'a eskortluk ediyor, teselli ediyor Emre Çolak penaltı atarken.
Sinan Gümüş'ü zorluk derecesi yüksek maçta, takım yenikken oyuna sürdü. Ve bir taşla iki kuş vurdu. 1. kuş, Selçuk-Burak'ın olmamasını hissettirdi, yerlerini iyice sağlama aldı. 2. kuş, Koray ve Sinan Gümüş'ten kurtuldu. Artık çocukları başka takımlarda seyrederiz.
Şenol Hoca'yı oyuncu değiştirmemekle suçlamışlar. Haksızlar, takımı mükemmel oynuyor, 2-1 galip, 3. an meselesi, devamı hezimet. Niye ritmi bozsun, helal olsun, oyuncu değiştirmek mecburiyeti mi var? Penaltı golünden sonra önlemini aldı. Kafama takılan bir soruyu kendisine sorarak kapatıyorum.
Sevgili Hocam bize karşı oynadığın oyunu Fenerbahçe'ye karşı da oynayabilecekmisin? Oynarım, yenerim diyorsan yeni bir Çin sürgününe bavulunu hazırla derim. Bu ülkede futbol lağımda oynanıyor, temiz adamlara yer yok. Galatasaray maçını izleriz gerisi artık ilgilendirmiyor, bütün maçlar yasa dışı zaten.
Ramiz Köfte'ye yazdık bu hafta kaybedilen 2 puanı. Ama kızmıyoruz, başkası olsa da sonuç değişmezdi. Fenerbahçe Şampiyon olsa da kutlasam diyen prostatlı Başkan'ın Hamza'dan daha iyi hocası inanın olmaz, canı sağ olsun.
27 Ara 2014
Galata SARAY'a Çıktı Açık Alınla; Gençlerbirliği 1-1 Galatasaray
10 larca havuz gazetesi, yüzlerce Medya Sülüğü var, maçı yazdığını sanan, bizi de okuyorlar mı diye bin türlü hokkabazlık yapan. Onlara bırakalım sahayı. Onlar sahaya bakıp yazsın, 4321 taktiğiyle oynadılar, Alan daraltamadılar, bloklar arası mesafe açıktı, gibi saçma sapan önermeleri.
Biz maçı tribünlere bakarak yazan taraftayız. Hatta maçı maçtan önce seyredip, tabela ne olursa olsun yazdığımız şeyi değiştirmeyenlerdeniz. Başlıyoruz,
Galata bu sefer Saray'a çıktı dediler. Bedreddin Dalan'ın şoförüne rastlamasa muhtemelen hala Edirnekapı-Habipler minibüs hattında çalışıyordu Şebek. Hasta Galatasaraylı, minibüsü sarı kırmızı atkılarla süslü, Şampiyon yazıyor ön camın üstü boydan boya. Kaputun üstünde bozuk para bölmeleri hapishanedeki bir Galatasaraylının hediyesi boncuklarla bezenmiş. Maç anında belki arabayı başkasına emanet edip, güzergahtaki bir kahveden maçı seyrediyor. Belki o büyük, unutulmaz günlerde hat dışına çıkıp, tura çıkmıştır. Ama kader, ama düzen bu, bir bakmış ki, 2014 sonlarına doğru koskoca Galatasaray'ın CEO'su.
Alp Beyden 5 cm uzağa işeyebildi diye adını bilmediğimiz, yolda görsek tanımayacağımız bir prostatlı Başkan yapılmış. Dürüstlüğün yanından bile geçmemiş Ali'yi de alarak sac ayağı oluşturmuşlar, 100 sene daha geçse sportif olarak asla yanımıza bile yaklaşamayacak rakibimizle, Canımız, Ciğerimiz Galatasaray'ımızı, sistem çanağı yalama yarışmalarında eşitlemişler, belki de öne geçirmişler..
Galatasaray Cumhurbaşkanı'nın ayağına ancak Avrupa Şampiyonu olduğunda, Süper Kupayı aldığında Devlet Üstün Madalyası almak için gider. Bu mübarek günlerin dışında futbol sahası dışında gideceği tek bir rotası vardır. Aslanlı Yoldan ilerleyerek Ata'sının huzuruna çıkmak.
Keşke Galatasaray 5-0 yenilseydi de bu ayıbı bana yaşatmasaydı. Bu ayıbı yaşatan Şebeklerin de son kullanım tarihi olan 5 ay sonrasını göreceklerini sanmıyorum. Olanca kinimle saldıracağım. Ben Galatasaray futbolcusu olsaydım, ya Saray'a çıkmazdım, ya da maçta oynamazdım, oynayamazdım. Eğer Ülkenin yarısının nefret ettiği bir Cumhurbaşkanının tarafıysan, maç senin için teşviktir. Gönlün beynin diğer yarısında kalmışsa ters teper oynayamazsın. Alakan yoksa da, çıkar dün gece oynadığın gibi oynarsın, gelen ağam giden paşam. 30 sene önce Kenan Evren'in huzuruna çıkarılan futbolcular resimleri çöpe attılar, umarım dün Saray'a çıkarılan futbolcularımız bu kadar uzun süre beklemezler.
Maç yazamayacağız, yenemedik diye değil. Biz Galatasaray forması seyrediyoruz, yenerse maçın geometrik değerine göre mutlu oluyoruz yenemezse moralimiz bozuluyor o kadar. Bizim Galatasaraylılığınız esas maçtan sonra başlıyor, 24 saat, 365 gün, nerede bir Galatasaraylı çocuk görsek ateşini harlandırırız. Bir tek bir Galatasaraylının boynunu eğen, bizim baş düşmanımızdır, zaten öyleydi, bu gün katmerli bir nefretle uyandım. Minibüsçü, dünya ahret düşmanımsın, tek başıma ben olsam bile bir Galatasaraylıyı utandırdın.
Aslında Aziz'e kızıyoruz da bir taraftan adam haklı. Hocaya, futbolcuya gerek yok. Şu şikeyi de yapmamış olsaydı ülke için rol model bir Başkan'dı. Mancini yerine Hamza'nın gelmesi daha iyi oluyorsa, bu ülkede futbol konuşulmaması lazım. Biz de futbol analşzine girmeyi gereksiz buluyoruz. Olur şey değil, Mancini, Prandelli kovulup 40 yıl düşünsek aklımıza gelmeyecek Hamza Galatasaray'ın başına geliyor, Galatasaray daha iyi oynuyor, daha iyi sonuç alıyor. Mancini ile Hamza İnter'i değişse acaba onlarda da bir değişiklik olmaz mı? Futbol yazmamaya çalışıyoruz, bilmediğimizden, anlamadığımızdan değil, Tiyatro seyrediyoruz, bir sonraki sahnede ne olacak, oyuncular, oyunu kuranlar biliyor, biz bilmiyoruz. Heyecanlanmaya, üzülmeye, sevinmeye gerek yok. Biz eskiden tribünlerde maçın, Şampiyonluğun kaderini değiştirebiliriz sanırdık. Bu yüzden 10 yıllarca gırtlaklarımızı parçaladık, kısık seslerle gezdik. Şimdi eminiz, bu yüzden tribünleri tek ettik. Gitmek isteyeni de engelleyemediler dün gece gördük. Tribünlere alınmayan Galatasaray taraftarı( ne kadar taraftar diyebilirsek) 90 dakika bağırdı.
Seyrettiğimiz Galatasaray maçı için söyleyecek hiç mi bir şeyin yok diyenler için bir şeyler yazıp, Hisseli Harikalar Kumpanyası'nın önümüzdeki perdelerinde ne seyredeceğiz acaba diye istiareye yatıyoruz.
Muslera bu sezon ilk defa benim görmek istediğim büyük takım kalecisiydi. Maymuni bir suplaj(uçarak kurtarış) yaptı, kenardan gelen öldürücü gol ortasında da insanlık dışı bir plonjon(uçarak topu tutmak) seyrettik. Estetik, görsel zevk açısından muhteşemdi.Beğenim bu yüzden değil ama. Topları çok çabuk ve seri olarak adama pas olarak kullandı. Semih'ten çok daha teknik bir futbolcu, çoğu pozisyonda liberoluk yaptı. Kötü oynayan takımın en iyi futbolcusuydu(kalecisi değil)
Semih Kaya keşke fakir olarak kalsaydı. Kaybedecek hiç bir şeyi olmasaydı da toplara ölümüne girseydi. Her oynadığı maça son maçım diye çıkabilseydi. Florya'ya metrobüsle gitseydi. Ay be Asimo senin de pantolonuna cep diktiler, cebi yurolarla doldurdular, 4 sene önce trenle gelip gittiğin Kartal'a şimdi uzay mekiği gibi arabanla gelmeseydin keşke. Hiç bir futbolcudan umudumu kesmemiştim senden kestiğim kadar. Şimdi kaybedecek çok şeyin var, neştere kafa atmıştın, şimdi topa götünü dön. 5. cm sıçrayama, gelişi güzel uzaklaştırdığın top bile 20 metre uzağa gidemesin. Top Galatasaray çerçevesinden içeri girerken felç geçir, ayakta kal. her girdiğin ikili mücadelede asırlık çınar gibi devril. Maç, antrenman olmadığı zaman, atla Lombardicine köyüne git balık tut, mangal yap. Sakın Terry ile, Pike ile, Maskerano, Compani gibi stoperle tanışıp arkadaş olma, Abidal futbolu bırakmış, gidip akıl danışma. Ne gerek var lan, nasıl olsa görünmez bir el ilk 11 i yapıp sahaya sürüyor ve sen varsın o sayının içinde. Devam et, bu sistem sen futbolu bırakana kadar değişeceğe benzemiyor, senin gibi kaç kazma daha kaldırır.
Burak'ı ofsayttan, hücum faulden Hz. Hamza'nın dahiyane buluşuyla kurtardık. Bir akıl da ben vereyim kesin çözüm için. Burak'ı kaleye geçirin hiç ofsayta düşmez. İşin kolayı buymuş, Burak geriden gelecek, az pozisyona girecek ama çok atacak. Dolayısıyla nöbetçi golcü, asıl golcü olarak oynayacak, Galatasaray hücum gücü, ofsayt handikapı yüzünden düşürülecek. Nasıl olsa yediğimizden fazlasını atıyoruz, prim Hamza'ya yazılacak. Bruma'yı banko oynatıp, maç be maç güven, güç, form kazandırmak, Burak'a ofsayta düşme demek daha zor. kim uğraşacak? Yürü be Fath Terim'in Çırağı. Hayatının kumarını oynamıyorsunnasıl sa, şu ana kadar Dük yaptık zaten, Beşiktaş'a koyarsan Arşidüksün, Kadıköy'den sağ selamet çıkarsan, 4. yıldızı takarsan Kralsın. Uyarına gelmez ya, Nasrettin Hoca gibi maya çaldığın göl yoğurt tutarda Avrupa Şampiyonu olursan İmparatorsun. Aksi mi? korkma kardeşim, Kravatlı Eşkiyalar köşe başlarını tuttuğu sürece, seni tekrar Ramiz Köfte'ye usta başı yaptırmazlar.
Bir günlük beylik beyliktir deyin, keyfinizi çıkarın, cebinizi doldurun. Kulüplerin başına gerçek sahipleri gelene kadar, bayramınız olsun.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)