Transferler peş peşe gelince Erden Timur'a taraftarın bakış açısı oluştu. Başarılı bir iş adamı, futbol genel coğrafyasına yabancı, menegerler, hocalar, futbolcu celepleriyle işi olmaz, komisyon kovalamaz, tek derdi, iyi oyuncuyu, uygun fiyata Büyük Gala Taraftarının huzuruna çıkarmak.
Notu çok iyi verdiğimiz için bir lakap yarışması düzenlenmişti, benim önerdiğim seçilmiş. REGULUS; Aslan Yıldız Takımının en parlağı, Aslan'ın kalbi, 10 numarası, Yüce Gala göklerinde PARLAYADURSUN. Bu transferlere tatbikat diyelim, nice savaşlarda başarılar dileyelim.
İyi de çok övündüğümüz Gala sosyal (asosyal medyası ilgilendirmiyor, okumam) medyası, 10 dakika önce kendi attığı tweeti, başkasından görünce inanıyor, her saat başı bir transferi daha uçağa bindiriyor. Ligin uzak ara en iyi iki saldırı kanadı bizde. Sen yazıyorsun da onlar okumuyor mu? 30 futbolcu var, 3-5 daha yolda, acaba ne zaman işten kovulacaksın, patron sürekli senin pozisyonuna işçi alımı ilanı veriyor. Bırakın çocuklar topunu oynasın. Adı anılan, İcardi, Belotti hatta Cengiz'in tamamını Yunus'un tek bacağına değişmem.
Tasarımcımızdan şimdilik hiç bir ışık alamadık. Kadro mühendisliği denirdi bu işe, bu sene birileri kadro müteahhitliği daha doğru demiş, en doğru meslek futbol takımı hocalığı için tasarımcılık. Belli bir bütçeyle, değişik mağazalardan ürün alıp, dünyanın en güzel mankenini giydirecek, podyuma çıkaracaksın, işin bu. Futbolcunun alışması diye bir şey olmaz. Melo bidon olarak geldi, ilk çıktığı maçta oynadı. Hazır değillermiş, iyi o zaman beklesinler bir kaç maç kaybedelim keyifleri gelince oynatalım.
Alemsin Gala taraftarı, ortada sıçan, ayak tenisi oynuyorlar, çürümüş lastiği çekiştiriyorlar, sek sek zıplıyorlar diye dalganı geç, sonra iki yeni futbolcu ağır idmanlarda sakatlandı diye tasarımcıya fırça at. Bir karar verin, antrenman ağır mı, yerçekimsiz bir ortamda yapılan kadar hafif mi?
Taraftarın yeri tribün, geçen maç eleştirdik, bu maç hakkını verelim. Olimpiyat Stadı bizim evimiz sayılır, bir sezon taşınmıştık. Kontenjanın son koltuğuna kadar tribünleri doldurdular, bu sezon o stada Karagümrük, İstanbulspor maçlarına da gidilecek, deplasman değil. Son dakikalara kadar umudu kesmediler, Gomis'e girerken yaptıkları motivasyon bence vuruş anında etkili oldu. Normalde hiç bir futbolcu, hele golcü, hele uçurumların kenarındaki ota tutunan takımın Aslan Parçası dönüp vurmaz. İnsanlık dışı vuruştu. Tribünlere koştu, Arjantin tribünleri gibiydi o an. Orada olmak isterdim.
3 maçı atlattık, her maç olduğu gibi bu maçta da 2 net penaltı, izlenmeye bile gerek görülmedi. Bir kere daha yazıyorum, okuyup hak verenler de yazsın. Hakemin nasıl yapayım da Gala'ya puan kaybettireyim misyonuyla çıktığı maçlar olduğu sürece ki hep böyle olacak, Muslera'nın kaptanlığı bize pahalıya patlıyor. Pozisyona en uzak, itiraza gelse sarı kart, pozisyonun içindekileri de hakem heyeti maç esnasında zaten sindirmiş oluyor. Ucuz kart görmemek için itiraz da edemiyorlar. Kıdeme bakılmaksızın, pisliğe en yakın futbolcu saha içi kaptanı yapılsın. Benim önerim LUC.
Takım ilk yarıyı son 50 yılın belki de en kötü futbolunu oynayarak heba etti. Bir kötü alışkanlık edindik, çok zor oyuncu değiştiriyoruz, geriden gelip kazandığımız turnuvalara çok güveniyoruz, nasıl olsa rakipler de kaybeder, daha çok maç var. Yok kardeşim Okan, vaktin yok, hatta en az vakit senin. Şimdiki Gala taraftarı çocuk, 4 sene üst üste şampiyon olamadım diye sokakta formasıyla gezmez. Çiğ çiğ yenmek istemiyorsan aklını başına çabuk devşir. Önünde son sezonların belki de en rahat Trabzon deplasmanı var. Şampiyonlar Ligi müziği dinler miyim diye can çekişiyorlar. Sonuç ne olursa olsun, en bitik durumda sana çıkacak, sen bu kurt sofrasından sağ selamet çıkarsan yürürsün. Çıkamazsan da serum bağlanır koluna genç yaşta, yazık olur hayallerine.
Maç yorumunu benden çok daha iyi yapanlar var, ben genele dair bir kaç görüş beyan edip yıldız tablosuna geçeceğim. Muslera'ya çok taktım biliyorsunuz, siz sadece kaleci olarak bakıp bana kızıyorsunuz. Futbolcu da aynı görüşte, kaleci iyi yemez zannıyla sıkışan geri pası atıyor. Bu maçta atılan toplarda biri hariç uzunları sürekli taca gönderdi. Kaleci kardeşim bu, her topu 10 numara gibi göndersin bekleyemeyiz. Apo geçen maçta bu mantıkla gönderdi, kısa düştü gol oldu hataya saydık, bu maçta da aynı yerden aynı pası attı, kıl payı ofsayt gol sayılmadı, artık suça sayarız.
Saldırı beklerini Okan Hoca Akhisar Hocası taktiğiyle kullanıyor, Boey iyiydi, biraz kısmeti olsa bir golü bir asisti vardı, Anholt orta kesemedi kötü oynadı hükmü verildi. Bekleri ters kullan, bunlar bildiğin küçük takım beki değil, ilerle orta yap. Orta adı üstünde tiksinirim orta yapandan. Ortaya karışık kime giderse, top benden çıksın da. Pas vereceksin kardeş pas. Kurtalan Ekspres gibi senelerce aynı hat üzerinde git gel. Rampada dinlen, düz ovada tehir kapat. Böyle oynatacaksan Titrek İsmail'i çağır. Mariano kaç defa içeri girerek gol pozisyonuna girer, atardı.
Gelen futbolcuların hiç birini daha önceden tanımıyordum, bizim formayı koşturmadan hüküm vermem. Seferağa için sürem doldu. 6 pas üstünde penaltıdan daha net pozisyonda vurmak yerine ofsayttaki futbolcuya pas vermeyi tercih eden golcü, benim gözümde istese 50 gol atsın çöptür. Vur taca gitsin, ben eyleme bakarım, gol attırsaydı bile aynı yorumu yapardım.
Kötü oynarken, hele son dakikada hele umut kestiğin, gitsin diye gözünün içine baktığın, beklemediğin bir futbolcudan atılan golle alınan 3 puan 3 puan değildir. Demiryoluspor 1-0 galip başlar, rakibin hassas dengesini bozar, taraftarının hafta sonunu zehir eder. Beter oladururlar,
Her maç ilk ve son maçımızdır, yolumuz uzun engebeli, kanlı kızıl bir maç meşalesi yaktık, düşmesinler peşimize kaybedilmiş kupaların öfkesini boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar. Yolumuz 23 yolu bu yolun bitim noktası, son istasyonu kupa takının kurulduğu gardır. Ara istasyonlarda inmek yok, taraftarla, takımla, hocayla, Başkanla saldıracağız, Biz kazanacağız.
23 Yolu 3 Yıldız Tablosu; Muslera 2( Biri hariç kullandığı uzun topları taçtan topladık, aşırı güveniliyor, top gelmedi, beğenmedim)- Boey 7(antrenman yemeyen iyi oynayan akıllı, yerine alınan sakat, forma kavgası veriyor, maçın adamı) , Nelsson 1( transfer olmayınca dengesi bozuldu, en kötü maçını oynadı, ben desteği yavaş yavaş çekiyorum, olmazsa olmaz futbolcu değil) Apo 1( ilki hata, ikincisi suç, aynı pis pası verdii, ofsayt imdadımıza yetişti, yetiş ya Emin yetiş ya Metehan) Aanholt 2( oyun stilini kaybedince kötü oynuyor görünür. hüneri pas trafiğine içeri girmek)- Sergio 3, Luc 7( tam bir Gala futbolcusu) , Akbaba 1( küçük takımların büyük topçusu, çok korkuyor yedek kalacağım diye, oynamaz, olmaz) - Yunus 6( 1 gole ihtiyacı var çocuğun) Seferağa 1( maç çöpü) Kerem 3( düşüş devam)
Okan Buruk; 2 ( sevk ve idarede büyük takım hocalığı refleksi gösteremiyor, ipi çekilecekse kendi çekecek. Kendi düşen ağlamaz.
Maç pansiyon ödülü; Gomis 10 halk kahramanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder