15 Eki 2017

Böyle Özletme Kendini Cim Bom; Konyaspor 0-2 Galatasaray


Futbolu bitirmek için ellerinden gelen bu kadardı, daha fazlasını yapabilseler tereddüt etmeyeceklerdi. Passolig icat ettiler, maça geleni fişlediler, rutin dışına çıkanı maça almayız dediler, koskoca Konya'da bu Galatasaray'ı kimse canlı izleyemedi. Çok mu zor, sadece olaylı maça gelenleri maça sokmamak. Kaldı ki o maça gidip olay çıkarmayan binlerce taraftar da var. Babası embesil oğlunu işten el çektirmek için Ayı Sinan'la arkadaş yaptığından beri başımız belada. 

Gideceğimden değil, istesem de gidemezdim, maça bilet almaya kalktım. Satışa çıkar çıkmaz en hızlı bilgisayar çekenimizi görevlendirdim, 30 saniyede bitti, hayatında bilgisayar görmemiş Sabo'lar, Yılmaz'lar benden önce davranmış demek, oradaydılar. Bu sene ne götürüyorlar ama, BMV'ler yenilenmiştir. Hele ki Fener maçında gasp ettikleri kartları kaça satacaklar acaba?

Kara günler için kombine almış, en yakınlarımdan fırça yemiştim, biz Galatasaraylılığı sokakta bulmadık, artı eksi bize ihtiyaç duyulacak biliyorduk. Düşüş sürseydi de Fener maçında tribünde olacaktık. Dursun'un kellesini alacaktık, şimdi gırtlak parçalatmaya geliyoruz.

Biz yokken ne güzeldi ortalık, maçlara 5.000 kişi gidiyor, küçük boy baş altı takımı kendini Şampiyon oldum sanıyor, lig öyle 8. Haftada falan bitti sayılmıyor, lağım medyasın maymunları zevkten kuduruyor, yayıncı kuruluşun kardan zararını konuşmuyor, futbolcunun pasaportuyla ilgilenen yok. Biz olmadığımız için, bizim 1.torbaya attığımız Milli Takım 3.torba takımı olmuş, en kolay gruplardan çıkıp turnuvaya gidemiyor, giderse de kovuluyor derdine düşen çıkmıyor. Hayat bayramdı çocuklar, şimdi nasıl geçecek daha 26 ızdırap haftası var. Çekilecek dert değil, bilirim, o muhteşem 4 ızdırap yılı yaşayanlar benden daha iyi bilir. Hiç bir korkuya benzemez ayağa kalkmış Galatasaray korkusu. Daha bunlar bir şey değil. Öcünüz, zebellahınız, kıyametiniz olacağız. 

Tarih diyalektiği dersi veriyoruz. Galatasaray Şampiyon olmayacaksa, kötüyse göz yanılması, Fenerbahçe iyi görünür, görecelidir. Fenerbahçe'de kötüyse Beşiktaş Başakşehir'le şampiyonluk yarışına girip kazandım sanır. İllizyondur, Galatasaray Şampiyon olacağım diyorsa da herşey teferruata girer, gerçek ortaya çıkar. 2.ler, 3.ler içtimada görünür. Beşiktaş kötü oynadığı için fark yemiyor, sen iyi oynadığın için olması gereken oluyor. Muhtemel lağım kanallarındaki şebekler şaşırıyorlardır, seyretmesek de seyredenler bildiriyor. Asıl şaşırmaları gereken hadise bu Beşiktaş'ın nasıl 2 yıl Şampiyon olduğu olmalı oysa.

Şaşırmaları da iyi bir şey, şaşırmak iyidir. Ağzı bir karış açık şaşıran Aynştayn fotoğrafı vardır. Biz şaşırıyorduk yıllardır, nasıl oluyor da Şampiyon olmuyorduk(olamıyorduk değil). Şaşırdığımız için de biliyorduk, ülkemizde futbol Galatasaray'a karşı oynanan oyundu, bu yüzden en çok Şampiyon olmamızı da savaş gücümüze bağlıyorduk. His takımıydık, kenetlenmesini bilirdik. Mekan sahibi geri döndü kabul edin.

Nutuk uzun sürdü, maça gelelim biz. Futbol adına ne varsa ilk biz yapmıştık ya, yine yapıyoruz. İlk defa yabancı pasaportlu ilk 11 le sahaya çıktık. Kural bize özel değil, hatta biz Şampiyon olmayalım diye çıkarılmış zabazingo. Geçen yıl da çıkabilirdik, geçen maçta, gelecek maçta da. Türk oynamayacak diye bir şey yok. Derde düştüğü için oynayan Türk'e, kaptana değil, Galatasaray derde düştüğü için oynayacak kaptanlara oyunculara kapılar da açık, tribünlerde. Son 3 yılın en büyük topunu oynadı Selçuk Bey. Sana demiştim, Burak'ı unut sana en fazla Marakeş'te meyveli kokteyl ısmarlar, sen onu kurtarırsın, ama onun sana kıyağı olmaz. Sıkı sarıl Gomis'in saçlarına, 3 hafta önce atmadığın pasları at korkma. 

Çıkardı Rodrigez'i, devreyi beklemeden. 1 maçı 5 maç gibi oynuyor Tudor. Yürümedi, bir şeyler ters gidiyor, adam geçemiyordu. Galatasaray'ı durdurmanın yolunun gol yememek olduğunu sanan küçük hocalardan birine daha denk gelmişti. 6 bekle oynadılar, setten, akan oyundan gol atmak için dakikalar hızla geçiyordu. Ameliyatı erken yaptı, adam geçemeyen Rody'nin yerine topu havadan geçirme ihtimali olan Selçuk'u soktu. Belki şartlı soktu, beni bitirmeye oynarsan bitiririm mi dedi bilinmez. Uzun dikine oynamaya başladık. Topu tutarak av aradık. En ufak bir şüphesi olan Galatasaraylı  yoktu sanırım puan kaybı olur diyen. 

Fernando maçın en büyük futbolcusuydu. Bana göre de şu ana kadar ki en büyük futbolcusu. Futbol ayakla değil, kafayla oynandığı zaman güzel. Adam yiyiciler, kabus olmaya devam edecek. Gol olsaydı unutulmaz bir gol olacaktı Feghouli'nin çektiği insanlık dışı şut. Muhtemel benzerlerini çok seyredeceğiz. 

Gugıl dayıya sormadan adlarını doğru yazamam, tanımıyorum. Fener'in, Beşiktaş'ın aldığı golcüler varmış. Daha doğrusu gol atamayıcılar. Ulu Tudor onları veto etmiş, belki çok atacaklardı, ama his takımı oyuncuları değil demiş. Ve Aslanla insan karışımı Saçlı'yı seçmiş ( Romanya'da bir meyhanede seyrettim maçı, Gomis'e saçlı diyordu) ve tam isabet kaydetmiş. Saçlı( bu kadar kelin olduğu takımda da güzel bir ironik lakap) aslan yürüyüşü yapmadı. Adamlığından, olmayan seyirciye saygısından. Bence deplasmanlarda yapmasa daha iyi olur. Halk düşmanı bir hakeme denk gelir, taraftarı tahrikten basar kartı. 

Sadece ben mi arıyorum bilmem, Tolga Ciğerci'yi unutmayın kazanıyoruz diye. Biz kazandıkça oynayacağımız takımların direnci artacak, her maçımızı bekleyen takım, Hoca iştahla ilk çelmeyi ben takayım diye bir sezonu feda etmek pahasına bizim maçta can çekişecek. Tabelaya tutunmaya çabalayacak Konya hocası gibi, 1-0 yenikken bile gelmeyip, son barutu son 5-10 dakikaya saklayacak. Tudor penaltıdan bağımsız son dakikaları Serdar'la oynayacak yoğurdu bile üfleyerek yiyecekti zaten. Maç doldur boşalta gidecek, yeteri kadar hava topu golü yedik, sütten ağzı çok yandı. Denayer'e de kıyamadı, iyi oynadı, bir kişi değiştirip 3 kişi değiştirmiş oldu.

Eren Derdiyok o golü atacaktı. Yedek kalmasını sebebi atamaması değil, gol postta kararının yanlış olması. Çalım atarak boş kaleye atacak ne tekniği, ne hızı vardı oysa. İnsan kendini bilir, iman gücüyle üste doğru vururdu. Kaçırsa bile dert değildi, mesele ne yapacağını bilmemesi. Yazık daha çok kulübe paspasçısı olacak bizim çocuklar. Şu kupa maçlar başlasa da paslanma dursa bari. 

Dükkanı bu haftalık kapatıyoruz, bundan sonra yazacaklarım Fener maçı yazısına girecek. Kelimeleri tüketmeyelim,  Şunu bilmenizi istiyorum çocuklar. Bükreş'te şu an saat 05.17 ve ben akşamdan kalma, yorgun Galatasaraylı Ahmet Kaya dinliyor, son sözlerimi yazıyorum. Fener maçına anırmaya geliyorum. Bu takım bizim.

Ne mutlu Galatasaraylıyım diyene, hepinizi Galatasaraylılığımın olanca ateşiyle kucaklarım.

Hiç yorum yok: