648 yıl önce, Osmanlı Akıncıları'nın mola verdikleri yaz günlerinden birinde güreşe tutuşan 40 yiğit içinden ikisi yenişemeyip güreşe güreşe can verdiler.
Arkadaşları bu güreşçileri güreş yaptıkları alandaki bir incir ağacının dibine gömdüler ve o tarihten bu yana aynı yerde yiğitler güreştiler. Sonraki senelerde o çayırlığa doğru akan bir pınarın aktığını görenler, ''Kırktı onlar''diyerek o yere Kırkpınar dediler.
Ata sporumuz dendi yüzyıllar boyu. Türkiye'nin dört bir yanında anlı şanlı turnuvalar yapılsa da Kırkpınar güreşin Türkcell Süper Ligi'ydi. Ve bu pazar er meydanından Mehmet Yeşil Yeşil Şampiyon olarak ayrıldı.
Çoğu futbol maçından daha fazla seyirci güreşleri takip etti. Ancak ne yazık ki Ata sporumuz artık, hırsızlık, yağma, yalan, dolan olduğundan hiç birimizin dikkatini çekmedi Başpehlivan. Oysa aynı günlerde Hidayet Türkoğlu'nun 65 milyon yeşil'e Toronto'ya transfer olduğunu yazıyordu yalama Medya. Ata sporumuzu yapıyordu Hidayet ne de olsa.
Federer, Nadal'ı yenip Wimledon'u kazanıyordu diğer ata sporumuz katagorisinde. Medya maymunları baş köşelerde veriyordu haberlerini. Yağlı güreşle kim uğraşacaktı, günümüzde hangi ata, oğlunu, torununu yağlayıp, kispeti giydirip çayırlarda güreştirecekti. Pis pis kokuyordu garibanlar, her ne kadar zebellah gibi vücutları olsa da tikilerimizin dikkatini çekmezlerdi.
65 milyon yeşille ilgilenen Türk spor medyası, İstanbul'un akciğerine yapılan yarış pistinde şoförlük yapanlarla ilgilendi, Formula 1 Ata sporumuzdu. Brown gp ne demekse o arabayı süren Censon Button denen arabacının yarışı kazandığını biz bizim medyamızdan öğreniyorduk. Ki benim gibi arabayı, arabacıyı en az seven, araba sürmekten nefret eden biri bile ne kadar kaçsa da mutlak bir yerlerden haberi oluyordu. Ne farkı vardı canım, o zamanlar atalarımızda at yerine Ferrari vardı da binmediler mi?
Yazın futbol yok, Ata sporlarımız devam ediyor, Medyamız bize sıcağı sıcağına duyuruyor, televizyonlarımız eksik olmasın, bize saat kurdurarak 65 milyon yeşili cebelleze indiren Hidayet'e ermiş Oğlu'muzun maçını izletti bizlere daha ne yapsın.
Ne var ki 65 milyonun seyretmek istediği yiğitlerin, başpehlivanların güreşleri vardı. Japon'un iğrenç Somo Güreşçisinden daha az ilgilerini çekti Mehmet Yeşil Yeşil. Soyadı Yeşil olmasa bu gün unutulacak olan başpehlivanımızdı.
Haydi Bre pehlivan Mehmet, gitmesek de görmesek te bize unutturmaya çalışsalar da orada, bir kır meydanında güreşen kardeşimizsin, bizimsin. Kemerin, kutlu gazan mübarek olsun.
1 yorum:
güzel bir yazı.. emeğinize klavyenize bileğinize sağlık..
Yorum Gönder