Galatasaray maçlarından başka maç seyretmem. Bugünkü maçın son dakikalarını seyrettim. O da maçın 2-2 devam ettiğini öğrendiğim için. Yılmaz Vural'ın maçını aslında seyretmek lazım. Daha doğrusu Yılmaz Vural'ın büyük takımlarla özellikle Fenerbahçe ile maçlarını. Oyuna somut etkisi vardır. Artı ya da eksi yönde anlarsın Yılmaz Vural'ın maçı olduğunu. Misal kaleciyi santrafor oynatması kadar değişik bir fonksiyonu vardır kulubeden. Maymunluk cabası. Televizyon gösterdi durum 1-1 iken Fenerbahçe kulubesini. Aragones dede 3 bilinmeyenli denklem çözerken elinde kağıt kalemle Fenerbahçe galibiyet golünü atıyor. O pozisyona bakmıyor bile üstad. Uğur Boral'ı çıkarma hesabı yaptığı için top Uğur'a geldiğinde hesap yapıyor yardımcısıyla konuşuyor. Nasıl olsa bi bok olmaz hesabı. Uğur golü atmasın mı. Koskoca Aragones tükürdüğünü yalayacak değil ya başka hocalar gibi. Golü atmış olsa bile Uğur'u çıkarıyor. Deniz'i alıyor. Kader ağlarını örmüş ne kadar hata yaparsa yapsın Futbol evliyaları Aragones'in yanında yerini almış. Fenerbahçe taraftarının yüzde doksanının küfür, yüzde onunun beddua ettiği pozisyonda Deniz, sakarlığını yapıp beraberlik golüne sebep oluyor. Ama olsun evliyalar son sözünü söylemedi henüz. Konumuz Aragones değil, bizimkisi; aman diyen takımların Gazman'ı, Zagor'u, Kara Murat'ı, Yılmaz Vural'ı konumuz.
O sırada maymunluk yapıyor, devreyi galip kapamış. Fenerbahçeyi en çok yenen küçük takım hocası, bir kere daha muzaffer olmak için kısmi felç geçiriyor, kalp krizini tutuluyor. 1-o galipken beraberliğe el sıkışan bir taktiğe geçiyor. Belki de tarihinin en kötü Fenerbaçesinden tırsıyor. Son dakikaları dua ederek, metafiziğe yalvararak geçiriyor. Dedik ya geçmiş olsun bu akşam papazların akşamı.
Uzatmalara gitmiş maça ne olduğu bilinmeyen, kimin basiretinin bağlanması sonucu futbolcu lisansı almış, bütün futbol hayatını orta altı takımlarda yedek futbolcu olarak geçirecek olan Murat Hacıoğlu'nu almış Yılmaz Hoca. Bari aldın bu adamın salak olduğunu bilecek ve olası ayağına top geldiğinde sahanın en uzak noktasına doğru abanmasını söyleyecektin. 5 saniya kalmış Fenerbahçe aut çizgisinde taç ataışı kazanmışsın. Baskette 1 saniya kala top sende hesabı. Tacı yanlışlıkla futbolcu görünümlü Hacıoğlu'na verdiler. Topu kaptırdığında bastım küfürü ecdadına. Yalandan koştu daha yarım dakika önce oyuna girmiş, Kocaelispor'un Tüpraş reklamlı Yemyeşil_Simsiyah formasını giymiş lanet futbolcu. Ey hemşerim, sevdiğim, maçlarına gittiğim, ve bizim maç hariç kimle oynarsa oynasın taraf olduğum Körfez ekibinin taraftarı, bu maçtan sonra Fethiye Caddesinde Murat'ı gezdirirseniz futboldan anlamıyorsunuz demektir.
Ey küçük takımların büyük hocası Yılmaz Vural; Normal bildiğini sahaya yansıtsaydın kazanmıştın. Maçı beraberliğe razı olduğun gol attığın dakikada kaybettin. Murat Hacıoğlu'yla bir daha maça çıkarsan futbol tanrıları seni affetmez. Eğer hala kovulmamışsan bilki sevgili Kocaelisporu biz Kartal Stadında seyredeceğiz demektir seneye. Sende televizyon başına geçip yorumladığın maçın Hocasını eleştirmeye devam eder, başı derde giren başka bir küçük takımın yollarını gözlersin. Başarılı olmanı isterim Hocam. Senin, Giray'ın ve Güvenç'in.
O sırada maymunluk yapıyor, devreyi galip kapamış. Fenerbahçeyi en çok yenen küçük takım hocası, bir kere daha muzaffer olmak için kısmi felç geçiriyor, kalp krizini tutuluyor. 1-o galipken beraberliğe el sıkışan bir taktiğe geçiyor. Belki de tarihinin en kötü Fenerbaçesinden tırsıyor. Son dakikaları dua ederek, metafiziğe yalvararak geçiriyor. Dedik ya geçmiş olsun bu akşam papazların akşamı.
Uzatmalara gitmiş maça ne olduğu bilinmeyen, kimin basiretinin bağlanması sonucu futbolcu lisansı almış, bütün futbol hayatını orta altı takımlarda yedek futbolcu olarak geçirecek olan Murat Hacıoğlu'nu almış Yılmaz Hoca. Bari aldın bu adamın salak olduğunu bilecek ve olası ayağına top geldiğinde sahanın en uzak noktasına doğru abanmasını söyleyecektin. 5 saniya kalmış Fenerbahçe aut çizgisinde taç ataışı kazanmışsın. Baskette 1 saniya kala top sende hesabı. Tacı yanlışlıkla futbolcu görünümlü Hacıoğlu'na verdiler. Topu kaptırdığında bastım küfürü ecdadına. Yalandan koştu daha yarım dakika önce oyuna girmiş, Kocaelispor'un Tüpraş reklamlı Yemyeşil_Simsiyah formasını giymiş lanet futbolcu. Ey hemşerim, sevdiğim, maçlarına gittiğim, ve bizim maç hariç kimle oynarsa oynasın taraf olduğum Körfez ekibinin taraftarı, bu maçtan sonra Fethiye Caddesinde Murat'ı gezdirirseniz futboldan anlamıyorsunuz demektir.
Ey küçük takımların büyük hocası Yılmaz Vural; Normal bildiğini sahaya yansıtsaydın kazanmıştın. Maçı beraberliğe razı olduğun gol attığın dakikada kaybettin. Murat Hacıoğlu'yla bir daha maça çıkarsan futbol tanrıları seni affetmez. Eğer hala kovulmamışsan bilki sevgili Kocaelisporu biz Kartal Stadında seyredeceğiz demektir seneye. Sende televizyon başına geçip yorumladığın maçın Hocasını eleştirmeye devam eder, başı derde giren başka bir küçük takımın yollarını gözlersin. Başarılı olmanı isterim Hocam. Senin, Giray'ın ve Güvenç'in.
1 yorum:
Eskiden Oğuz Dağlaroğlu vardı Fenerbahçenin imdat çekici olarak, şimdi de Murat Hacıoğlu...
Yorum Gönder