16 Ağu 2015

Bendeniz Ramiz Köfte; Sivasspor 2-2 Galatasaray


1974 Kıbrıs harekatı olmasa şimdi futbolcusu olduğum APS Panthrakikos'un başındaydım. Nereden nereye? 1970 de Gümülcine'li bir Evliya'nın  ben doğarken bizim evin bacasından yukarı doğru uçtuğu rivayet edilirdi de inanmazdım. Savaş sonrası üzerimize gelen baskı artınca aile sandalla Meriç Nehri üzerinden Türkiye'ye kaçarken, o günkü kötü kaderimizin, Dünya'nın dört bir yanına dağılmış, milyonlarca Galatasaraylının bugün ki kötü kaderi olacağını kim bilebilirdi ki?

Galatasaray tarihi çok kötü Hocalar gördü, Sigi Held der kimileri, kimileri Saftig. Kafa yormayın bunlar dahil en kötüsü benim. Bir illüzyon projesiyim. Nasıl ki Ustama bir kader çizilmiş, hiç hak etmediği halde ülkenin gelmiş geçmiş en iyi hocası diye kakalanmış, aynı yollardan geçiyorum. İnanmayan 13-15 yaşında çocukların bir halı saha maçında anket yapsın. 2002 Dünya Kupasında 3. olan Milli Takımın Hocası kimdi diye sorsun.%90 Fatih Terim çıkmazsa ben Hamza'nın Oğlu Hamza değilim.

3 kupa aldı yazdılar bana. Keşanlı Ali Destanını bilirmisiniz? Hani bir kabadayı öldürülür de cinayeti gariban peçeteci Ali'ye yıkarlar, Ali ben yapmadım dese de kimse inanmaz, hapisteki itibar hoşuna gider cinayeti üstlenir ağa olur ya, ben de aynı. Ustam nasıl Hagi'nin, Popescu'nun, Taffarel'in işlediği cinayetin üstüne yatıp kahraman ilen edildi. Ben de daha düne kadar Muslera'nın, Sneijder'in Melo'nun leşine kondum. Ama hem benim hem ustamın ihmal ettiği bir şey vardı. cinayetlerin asıl sahibi biz hapisten çıkınca ortaya çıktı, daha doğrusu bizim foyamız. Muslera. her zaman tutacak, Sneijder her zaman atacak, Yasin her zaman coşacak değildi ya. 

Küçük takım Hocalığını herkes beceremez çocuklar. Adı üstünde küçük takım, çoğu maç yenilecek. Yenildiğinde de kovulacak. Misal ülkenin en büyük küçük takımı Kayserispor'dur. Son 40 yılda en çok Kayserispor Hocası kovulmuştur. Biz daha küçüğünü tercih ettik, Akhisar'ı. Hocalıktan önce, futbolcuyken, futbolun dışında olmamız gereken, safımızı belirledik. Başta anlattım, bizi yurdumuzdan eden Ecevit'i sevecek değildik ya, Demirel'ci olduk, Bu yolun yolcularının trenine bindik. Şebekeye daha, vasat altı Galatasaray topçusuyken yazıldık.Ne mutlu ki tercihimizin isabeti bizi Galatasaraylı 4 yıldızlı Hamza yaptı. Teşekkürler Gümilcileli Evliyalar.

Küçük beyinli Hocaların mottosudur. 1 gol atmaya bakacaksın., Hiç gol yememeye oynayacaksın. Golü bulduğunda Kanije Kalesi savunmasına geçersin. Hiç kimse galip gelinen bir maçı 5 sene sonra deşip, o maçta balla kısmetle, kötü oynayarak kazanmıştın demez. Geçen yıl kan kusturarak kazandığım maçlarda bana, futbolcularıma, Duygun Başkana küfür etmekten çenesi felç olanlar, kupaları, yıldızları görünce niye kötü oynadın diye gırtlağıma mı yapıştı.

Benden Avrupa Şampiyonluğu bekleyin, ama iyi futbol beklemeyin. Bilmem, bilsem de oynatmam. Bizim gittiğimiz futbol dışı rota, bizim iyi futbol oynamamıza izin vermez, boşuna sinirlenmeyin. Muslera keşke bir kaç maç daha böyle gol yese de ben 1 fazlasını Burak'a Umut'a attırabilsem. Hayırlısıyla bu beklentimiz de olacak, olacak. Şampiyonlar Ligi maçlarına kadar Sabri'yi taraftarın gazabından koruyabilirsek, ilk maçlarda Muslera follaş olur, brekisefal kafataslı Eray'ı kaleye geçirme şansım doğar.

Melo başıma bela oldu. Aydın'ı kovdunuz, Yekta'yı yolda gören dövecek noktaya gelince mecbur toprak sahaya attık. Karavanayı kestik artık evden azık getiriyor. Sercan'a güvenmiştik ne güzel. Ustam ona cebi çok büyük bir pantolon diktirmişti. Dolarları dolduruyordu, Burak'ı kızdırmayacak, tehdit etmeyecek taraftarın midesini bulandırmayacak, benim arkamdaki kombineden Galatasaray maçlarını izleyecekti. Ben yoktum, maçı da seyretmemiştim bana ne? Balıkesir maçında Galatasaray'a attığı golden sonra yaptığı şebeklik Büyük Galatasaray Taraftarı tarafından cezalandırıldı. Yanlış yaptınız, Galatasaray'a gol atan herkesin yaptığını yapmıştı çocuk oysa. Efendi olsaydınız benim gibi eşek olmasaydınız.( burada virgülü nereye koyacağınızı biliyorsunuz).

Sabri kötü futbolcu olduğu için icraatı boyunca 15 sağ bek alınmış, 14 ü kovulmuş. Tarık her ne kadar Türk olsa da, şerefsiz Almanya'da doğduğu için Alman gibi. Uyuz oluyorum Türk olmayanlara. Elbette ki evladımız Sabri'yi tercih ediyorum ben de bir Türksever olarak.Sağ bekte bir ekmek var, o ekmeği de kendi evladımız dururken, yabancıya kaptıracak değilim. Dünkü maçı sıfır olumlu hareketle tamamlamayı başarabilen, ama 3 lüyü güzel çektiren Sabri bizim kırmızı çizgimizdir o oynayacak. Maçı 0-2 den 2-2 ye nasıl getirdim. Bir kaza golü yeseydik de yenilsemiydik? Son saniyede kazanılan kornerde neden topun başında Sabri varmış? Ne anlarsınız? Selçuk'a attırsaydım da kontra yeseydik, o riski alırmıyım? Şimdi Arena'ya gelecek taraftar düşünsün. Biz boşuna Passolig'çi olmadık, küfür edenleri toplatacağız. Tüm stad mı küfür edecek, eyvah yarın ola hayır ola. Ustaya danışırım onu geçelim.

Burak yerine Olcan'ı oynatarak, bilinen kötü, vizyonsuz Hoca imajımı kafadan yıkmak istedim, Galip takımı değiştirdim. Ama aslında bir şey denedim. Burak'a küfür edenleri cezalandırdım. Yerine oynattığım Olcan'ı görün de aklınız başınıza gelsin, Burak'ı bırakmayın. Neymiş, faul yapıyormuş, ofsayttı bilmiyormuş. Nankörsünüz, Morinho olsa aklına gelmez benim geldi. İlk yarıda Olcan'ın attığı golün ofsayt olmadığını söylediler devrede. Yardımcı Hocaya da söylemişler.Bize bir ofsayt borcu olduğunu hesaplayıp, Burak'ı oyuna soktum. Burak'ın attığı ofsayt golü vermeyerek ödeşti. Ama siz, futbolu bilen taraftar, gol ofsayt diye sevinmediniz bile.

Sneijder çıkmak isteyince içimin yağları eriyor. Anlatamam Sneijder ile Umut'u değiştirip topa tecavüz etmenin dayanılmaz zevkini. Mağlup durumdayız, takım zaten klasik kötü oyunlarından birini oynuyor. Sneijder'de bir delik bulamıyor. Geldi kenara bacağım ağrıyor dedi. İçimi tarifsiz bir sevinç kapladı.Devlet Bahçeli benim yerime hoca olsa bu kadar sevinmez.gavurun birini çıkarıp, Türk ve Müslüman alıyorsun oyuna. Şuur, huzur ne ararsan var. Yenilsen bile idare eder. 

Bilal'i dikkatli Galatasaraylılardan saklayamadık. Mustafa Sarp bile 2 sezon idare etti, maskesini siz düşürene kadar. İt gibi koşturdum, tabelaya soktum. En çok koşanların başında daha ne istiyorsunuz. nedir bu Melo sevdanız. Çocuk benim gibi efendi, penaltı yaparken bile rakibi sakatlamadan yaptı. Melo gibi çift mi daldı? sarı kart almaz, sinirlenmez, sinirlendirmez, hakemle dalaşmaz, neymiş, küçük takım futbolcusuymuş. Dert ettiğiniz şeye bak, madem ki biz küçük takım değiliz, o zaman dengeyi sağlamak da bizim işimiz, küçük futbol oynatırız geçer gider, elimize mi yapışacak?.

Geçen sezon Muslera yılın futbolcusu seçilerek bizi gururlandırdı. Bu sezonda kendisinden yılın futbolcusu seçilmesini rica ettim. O olmazsa Shedju olur gibime geliyor. Benim gözümden kaçtı ama siz onu muhtemelen çok beğendiniz. Takımın en iyi oyuncusuydu. Burak olacak değil ya en iyi futbolcumuz. Siz de çok şey istiyorsunuz benden. Takım iyi futbol oynayarak Şampiyon olursa en iyi futbolu Burak oynamış, Sneijder oynamış demektir.Gelenek bozulmaz, biz statükocuyuz, bu sene de yılın en iyi futbolcusu savunmamızdan çıkacak bizi tekrar onurlandıracak.

Beni bağlamıyor, ben küçük beyinli Hocayım.Her ne kadar en büyük takımın başındaysam da bu konjonktüreldir. deseleksiyondur, yaptığımız iş futbol ise de futbolla açıklanamaz bir negatif bilimdir. Galatasaray bir takımı yenmiş, kupa kazanmış, Şampiyon olmuşsa Hocanın başarısı yoktur. Hoca işini yapmıştır., Eğer yenememiş, kupa kazanamamış, Şampiyon olamamışsa da Hoca'nın hatasıdır diyerek, ucuz delikanlılık  yapacak değilim. Ben yaptım, ben yendim, ben kazandım.

Traşı bırak da maç kaç kaç bitti?  diye mi sordunuz.

2-2

5. yıldızın kutlu yoluna Kızılırmak Boylarından start verdik.Adımız Galatasaray, soyadımız Aslan. Bizim sizin gibi taraftarımız olduğu sürece, sizi bu büyük yoldan benim gibi niceleri döndürememiş, ben mi döndüreceğim. Bizimkisi, zamanında bulaştığımız bir pislik, bir tercih. İstesek de sürüden ayrılamayız. Türk Futbol Lağımının sebebi, pislik taşıyıcısıyız. Bereket RÖGAR çok kuvvetli, seçilmiş de her ne kadar kokuya bir şey yapamasa da pisliğin görünmesini şimdilik engelliyor.

2 puan kaybettiniz, üzüldünüz, ne var ki 3. golü atsak bile aynı şeyleri hissedecektiniz, bari hayra yorun en azından Ramiz Köfte'yle dertleştiniz 

9 Ağu 2015

Topa, Toplu Tecavüz; Galatasaray 1-0 Bursaspor


Galatasaray formasına ne sevdam biter, ne de bu forma içindeki çöplerle, çöpleri transfer eden kravatlı,prostatlı fosillerle, ne de bu çöpleri oynatan hocalarla kavgam. İflah olmaz bir çocukluk hastalığına yakalanmışız, mezara kadar devam.

Türkiye'de oynanan futbol o kadar kötü ki, geçen sezonun başında Mancini- Hamza değişikliği yapılacak diye taraftara anket yapsalar, %1 oy alamayacak vasıfsız işçi, sezonu 2 kupayla, 4 yıldızla kapatabiliyor. Yetmiyor aslında otomatik, sanal kazandığı kupayla, angarya bir maçtan sonra reel olarak resim çektiriyor.

Aklıma başka örnek gelmiyor, bir insanda nasıl bu kadar şans olabilir, Amiri Motor Sanat Terk Futbol Ceo'suyla beraber aynı Evliya tarafından doğarken götleri yalanmış hacıyatmaz bu ikili. İnsan olmayıp ıstakoz olsalar. Titanik'in mutfağındaki akvaryumda, yılbaşı balosu için hazırlanan menüde, şarap mezesi olarak canlı canlı haşlanmayı bekleseler, gemi batar yine kurtulurlar.

Ben futboldan anlamam, ömrümün %79 u Galatasaray Tribünlerinde geçti(45/57). 1000 den fazla maçı canlı izledim. Bir algoritma edindim, maçı izlerken ister istemez oyun, futbolcu, hoca beni matematiğe yönlendiriyor. Tabeladan bağımsız, kendi kendime bile maç izlesem söyleniyorum. Bazen de yazabildiğim kadar yazıyorum. Maçı Rumen kanalı Dolce tv'den izledim, sessiz. İlk defa denemiş oldum, öneririm, Zift spor medyasının Galatasaray düşmanı anlatıcısından, yorumcusundan bağımsız izole edilmiş bir maçtı.

Maç dediğime bakmayın, tarih yazıcıları, müzeler, müzelerdeki kupaların her gün tozunu alan teyzeler, kupaları periyodik olarak parlatan gümüşçü dedeler bu kupa buraya nasıl geldi diye sormazlar. Bizim gibi, işin sonunda ne var diye bakmadan biteviye güzel futbola dilenenleri kimse önemsemez. Kendimiz yazar, kendimiz okuruz. Bizim amacımız pınara giderken çocuğu dövmek. Dövmediğimiz çocuk, dönerken testiyi kırmış sa da vakur durup, yeni testi almak.

Görüşüm kupayla, galibiyetle değişmedi. Bu futbolcularla, bu oyunla bu ıstakoz şansıyla Şampiyonlar Ligi kupasını bile Florya'ya indirse, benim gözümde RÖGAR( Türk futbol lağımının görünmemesi için özenle seçilmiş kapak) ın palto taşıyıcısı, Ramiz Köfte olarak anılacaktır. Devlet Bahçeli Galatasaray Hocası olsa, en fazla o da o kadar Türk kafatası taşımayan futbolcuları oynatır. O da Brakisefal kafataslı futbolcular nemalansın, leşe konsun, Cuma namazlarında kendilerine dua etsin, Şebeke tezgahının sürdürülebilir olması için.

Sneijder-Umut, Podolski- Jem değişikliği, futbol topuna toplu tecavüzdür. Geçen sezonun son maçlarında bulduğu 1-0 ın üstüne yatma taktiği devam etmektedir. Büyük Galatasaray Taraftarı Sosyal Medyası, Aydın'dan sonra Yekta'nın da işini bitirmese, 90+ 3 de Yekta'nın oyuna gireceğinden eminim. Futbolu idam ederken kullanıyor vizyonsuz adam çöpleri. Olcan'ı ( bu kez Emre Çolak) sokup, topu ters kelepçe yere yatırıyor, Umut Bulut ofsaytta yakalayıp, kaval kemiğiyle vurduğu topa ''Biz sana ne yaptık lan'' diye bağırıp korkutuyor, Yekta'da hiç dokunamadan infazı gerçekleştirip puansa 3 puanı, kupaysa kupayı alıp orgazm oluyor. Biz de, köyde yaşamışlar bilir, tam işi bitirmek üzereyken odunla dövülüp mecbur vazgeçen eşşekler gibi tatminsiz, nankör taraftar olarak her reaksiyonda iyot olup açığa çıkıyoruz.

Siz memnunsanız sorun yok çocuklar. Ben sizi uyarıyorum. Podolski'ye, Sneijder'e, Muslera güvenip iyi oyun oynarız, yine şampiyon oluruz, Şampiyonlar Liginde destan yazarız diye umutlanıyorsanız, korku filmine hazırlıklı olun. maçları 3 boyutlu gözlüklerle izleyin. Duvar dibinden kapıdan uzak durun, Gaziantep maçında kapıya attığım kafa yüzünden, hem kafamda, hem kapıda ufak da olsa göçük var. Göğsünüze yastık koyun, bol bol yumruk atacaksınız. Küllük, kalem, telefon gibi nesneler yanınızda olmasın,Tv'ye fırlatırsınız. Yok zamanda yenisini de alamazsınız. Alt çeneye dikkat, küfür ederken fazla açmayın. Gülmeyin ben son maçlarda iki defa çene felçi geçirdim.Elle zor düzelttim. Maç seyretmeyeceğim diye binlerce yeminim var. Allah'tan, Allah'la aram iyi değil de, beni sistem dışı kabul edip tutmadığım yeminlere günah point yazmıyorlar.

Bilal Kısa'dan Galatasaray futbolcusu olmaz, olamaz. Aslında çocuk çoğu futbolcudan teknik, iş futbol olsa ilk 11 de yer bulması lazım, şimdilik bulduğuna bakmayın. Yarın büyük maçlarda, takım maça forse edemeyip, ezildiğinde çıkacak foyası. Rahat, basan eden yok, ilk toplarla o oynuyor, dikine isabetli pas atıyor. Ee daha ne deme hemen, öz güvenle beraber bu pasları sıklıkla atıp, bir kaç gol attırırsa yandı. Selçuk'un saltanatı tehlikeye girer, iyi oynamasına izin vermezler. Selçuk'tan daha iyi bir pasörü ilk 11 oynatamazsın, odunla döverler. Daha kötü bir Bilal'i de taraftar itin kıçına sokar. Zaten itin 12 parmak bağırsağındaydı hiç oynamadığı halde, Alim Allah biri plastik eldiveni takar, parmakla içeri fitil gibi sokar. İstikbali yok.

Melo'yu feda ettiler. Ünal Aysal'a gitme diyemediğimiz içindir Melo'ya da gitme diyemeyişimiz. Melo'dan çok daha iyi futbolcular gelir gider, kuşkum yok. Ama bir maç gelir çatar, ben hangi maç olduğunu, hangi an olduğunu hatırlatırım, o anda sana futbolcu gerekmez. Omuzuna yaslanıp, güvenle, huzur içinde ağlayabileceğin birini ararsın. Benim şu ana kadar öyle biri olmadı hayatımda, büyük eksiklik, olanlar gözünü yumup düşünsün, bir an olmadığını aklına getirsin. Bir ölüm kalım maçına denk gelir, bütün futbolcular, taraftarlar umudunu kesmek üzeredir Manchester Maçı gibi. Birinin tribünlere  anırmasını, kükremesini, havlamasını beklersin (çok bekleriz) ''ben yenilmem'' diye nara atar, döner o top gol olur tarih yazarsın.  Yazamadığında da keşkelerle geçmişe ağlama diye yazıyorum.

Sabri'nin ortalarını, şutlarını geçtik, bıktık konuşmaktan. Dedik, biz futboldan anlamıyoruz, oynatılmasının futbolla açıklanabilir tarafı yok. Biri kronometre tutsun, Sabri'nin kullandığı taçlar yüzünden maçlar en az 5 dakika oynanmıyor. Sabri taçı elinden çıkarmadan gözünüzü yumun 5 e kadar sayıp açın, kalemize kontra yememişsek adam değilim. Acaba top kazanma istatistiğine mi oynuyor diye düşünmüyor değilim. Topu kolay yoldan rakibe verip, sonra tekrar kapmak için mücadeleyi sayanlar var da o yüzden.

Bu bir maç yazısı değildi elbette. Yazmadığımdan değil, ben maç seyretmedim, topa işkence, topa tecavüz filmi seyrettim, midem bulandı, biraz daha kinlendim. İçinizi karartmadım biliyorum. Çünkü bizim tuttuğumuz takımın eşi benzeri Dünya'da yok. Büyük Galatasaray Taraftarının da öyle. Transfer bekleyen, yenilik isteyen, takımı yetersiz bulan hepimiz için, her sezon başında söylediğim şeyleri tekrar ediyorum.

Sonsuza kadar her an, Galatasaray'ın en büyük transferi, en büyük kozu Büyük Galatasaray Taraftarıdır. Gerektiği, durumdan vazife çıkardığı zaman sahaya iner, gereğini yapar. Ne hocalara, ne yöneticilere, ne futbolculara güvenirim size güvendiğim kadar. Yeter ki biz teslim olmayalım, Galatasaray taraftarı teslim olmadan, mübarek formayı teslim etmez.

Kupaların tozunu alan Ayşe Teyze, kupaları cilalayan Arto Dayı, kusura bakmayın, Galatasaray'da çalışmanın bedeli de fazla mesai. Vinner takımın emekçilerisiniz. Angara'nın yolları büklüm büklüm bağlarından, bir kupa daha geldi, güzel bir yere koyun, parlayadursunlar.

7 Ağu 2015

Futbola Lanet Ettirenler; Yekta(dan) Kurtuluş

Önce Mustafa Sarp'ta bir özür borcum var, onu ödeyeceğim. İsmini Galatasaray'a transfer olduğu gün öğrenmiş, futbolunu hiç görmeden başlamıştım saldırmaya. İşimiz çok zordu, Reykart banko oynatıyor, sahada hiç görünmemesine rağmen bir şekilde balık golleri buluyor, zift spor medyasının gazıyla da hemen hemen Arda Turan'la aynı muameleyi görüyordu. Neyse ki Büyük Galatasaray Taraftarının futbol bilgisine de benim imanım tamdı. 2 seneme mal oldu, tezlerimi ispatlamam, sonunda oy birliğiyle karar verip kovduk.

Bir tespit araya sıkıştıralım.

Tanımadığımız, hem fikir olmadığımız bir futbolcu, sakatlık hariç, bir sezonda resmi maçların en az yarısını oynamamışsa, onu alan, aldıran hırsızdır.

Hangi hırsızın sayesinde, kimin basiret bağlanması sonucu kendisini Galatasaray'da buldu ise çaldığı paralar çoluğundan çocuğundan çıksın, kendi payım zehir zıkkım olsun. Mübarek Galatasaray forması içinde gördüğüm ilk maçtan beri baş çelişkimdir. Mıymıntı, kasıntı, ruhsuz kansız, ölü bir yaratık.

Gidiş yolu, pek iyi. İnsan satıcısı kimse yaptığı işi mükemmel yapmış. Bir proje çizmiş önce. Fenerbahçe Stadında'ki ağların ardında Galatasaray formasıyla taraftar olmuş. Yalan, taraftar olsa biz mutlaka tanırdık. Hele Kadıköy deplasmanına giden Dünyanın en azılı 2000 Galatasaraylı içinde olacaksın, üstelik Süper Lig futbolcususun ve seni hiç kimse tanımayacak. O gün maça gitme sebebi, sahtekarlık, bir plan yazılmış, çizilmiş uygulanmış.

Sarı Kırmızı zıbınlı  bir resmi de çıktı mı bilmem, ama erkek bebeği olan babalara bir önerim var. Hem Fener, hem Galatasaray zıbınlarıyla resmini çek bebeğinin, hatta sırayla Sarı Kırmızı, sarı lacivert bezlere sıçırt.(Ben yapmıştım, 2 sene boyunca sarı-lacivert beze sıçmıştı bizim oğlan. Resmini çekmeyi unutmuşum) 20 sene sonra sikindirik bir takımda futbol oynarsa al sana kapı gibi CV. Git Kadıköy'deki hırsızlara, benim oğlum Sarı Kırmızı beze sıçmıştı de, göster resmini, az para mi verdiler yıkılma hemen. Al soluğu Florya'daki hırsız kravatlı eşkiya bürolarınd. Sarı-Lacivert beze sıçarken ki resmini göster,  bir de o zaman ki devlet, yöneten oligarşik çete kim ise taraf olduğunu beyan et. Al sana oğlun Galatasaray'lı Yekta Kurtuluş.

Taraftar sever, taraftar futbolcuyu. Sabri'nin aldırdığı 15 sağ bekin sebebinin Sabri'nin kötü futbolcu olduğu gerçeğine kafayı yormak yerine çektirdiği 3 lüler hatırına,coşar sempatik bulur,kredi verir.Sabri dağlara taşlara orta yapar güler de, aynı ortayı Telles yapsa homurdanır. Yekta'da kurtuluşu, taraftar şirin görünmekte aramış yıllarca. Tahmin ediyorum aldığının yarısını da Galatasaraylı Medya Maymunlarına yedirmiştir. Bugün anket yapılsa % 60 Melo'dan daha iyi oyuncu çıkartırlar. Bir deseleksiyon, bir yutturmacadır gider.

5 senede 50 maça çıkmış. Oyunu öldürmek için sehpayı tekmelediği, topa ayağını bile değmediği maçları da katmış,Vikipedya. Ne zaman Hocalar oyunu idam edecekler, sırayla soktular cellatları. Olcan adın girer, futbolu idam sehpasına çıkartır, Umut Bulut boynuna ilmiği geçirir, maç bitti bitecek Yekta oyuna girer, sehpayı tekmeler, maç başı parasını indirir.

Bu tip futbolcular, takımın çetesine yağdanlıkçı olur. tatile birlikte giderler, aleme, bara beraber takılırlar, bilmiyorum ama eminim, 18 e soktukları her maçta oda arkadaşı Yeni Çeri ağalarından biridir. Melo ile, Sneijderle yatacak değil ya, koskoca Galatasaray'ın koskoca Yekta'sı. Futbolcu değil, adam bile değilmiş. Milyonlarca Galatasaraylı nefret ediyor, hala ben takımda kalmaktan mutluyum diyor. PTT liginde sıradan bir takımda bile çöp olduğunu en iyi kendisi biliyor, bu yüzden ne kadar dolandırsam bu kerizleri o kadar kardayım felsefesiyle, yıllardır bizi soyuyor.

Mustafa Sarp'ın özrünün sırası geldi, Kim bilir kaç maç iyi oynamıştır, Sarp. Biz takıntılı olduğumuzdan nankörlük ettik, ama elimizi vicdanımıza koyalım, Mustafa Sarp, Yekta'nın yanında ordinaryüs profesördür. Daha çok hizmeti geçmiştir, istenmediğinde de alıp başını gitmiştir. Bakın göreceksiniz Yekta efendi, yarın bir takıma gitsin, hangi hırsız, dolandırıcı alır o ayrı konu, senede bir maç oynar, hele bir de kazayla gol atarsa, Sercan'dan bin beter maymunluk yapar.

Her zaman iftiharla söylerim, bizim taraftarımızın Dünya'da eşi benzeri yok. Başkaları olsa 2 kupa kazanmış, 4 yıldız takmış takımın Hocalarını, Başkanlarını, çöp futbolcularını bile bağrına basar. Biz farklıyız, futboldan en az Hocal
ar kadar anlarız. Büyük Galatasaray taraftarı Sosyal Medyası olmasa, Aydın Yılmaz'la bu Şebeke yeniden sözleşme imzalardı, biz olmasak Melo'nun yerinde Yekta 2 senedir kan kusturuyor olurdu, biz saldırmasak Yekta'yı kovmazlardı. Sabri arada kaynadı gitti, Dedik Sabri'nin kredisi var, Yekta kim?

Yekta'nın kovulmasına katkıda bulunan herkese bin teşekkür ediyorum, şimdi sıra öteki çöplerde. Futbola lanet ettiren, Olcan Adın, Umut Bulut, ve Sepet Eray'da. Galatasarayı, Aydın Yılmaz'dan, Yekta Kurtluş'tan kurtarmayı başaran taraftarımızın tribünden gelen gücü, takımı leş, çöp futbolculardan er ya da geç temizleyecektir.

45 yıldır tribünlerdeyim, tribünlerin istemediği futbolcunun oynadığına şahit olmadım.

Yekta Kurtuluş, kısmet bu günlermiş, defol git, Florya'dan bir daha geçme, sen bizi tanımadın, biz seni, lanet olsun sana futbolcu lisansı veren kuruma.

25 May 2015

Binbaşım Zafer Bizim; Galatasaray 2-0 Beşiktaş

Aslan'a kurulan tuzaklar sökmedi, Maçları önce oynatıp, duruma göre pozisyon almaya kalktılar. 1-0 lık sinir bozucu 3 puanlar, tuzağı kurduranları tuzağın içine attı. Siz en iyisi ÖKÜZ'e tuzak kurun, başarı şansı %100.

Dünyanın hangi liginde 1 takım yenerse Şampiyon olma ihtimali var ve taraftarının önünde oynayabileceği, kutlama kapabileceği maç yoksa, rakibiyle aynı anda oynatılmaz? Bu kalleşliktir, Zaferi kutlamayı ertelediniz, ama zaferi engelleyemediniz.

Galatasaray final takımıdır, kaybetmeyeceğine inancımız hamaset değildi, 20 şampiyonluğun 15 ini izleyen biri olarak şahidim, Şampiyonluk potasına girdiğimiz, finallerin hiç birini kaybetmedik. Büyük takım refleksi, büyük takım taraftarı 19 şampiyonluğa bedel bir Şampiyonluk kazandı. Övünün büyükler, sevinin çocuklar.

Şampiyonluğun hikayeleri çok yazılacak elbette. Hele ki, 3 Başkan'la 2 Hoca'yla, hesapta olmayan futbolcuların oynadığı, hesapta olanların oynamadığı bir iklimde son düzlüğe kayıpsız, gol yemeden girmenin hikayesi bir başka yazılacak.

Şimdi yazması kolay tabi, ama eyvah dediğimiz şeyler Şampiyonluğu getirdi.

Devre arasında Yasin'i, Abdurrahim Rize'ye hediye verdi. Tıpkı yıllar önce Çağlar Birinci'yi almak için Denizli'ye Semih Kaya'nın da dahil olduğu yarım takım verdiğimiz gibi. Semih gitmedi, İstanbul'u terk etmeyip, Kartal'da oynadı. Gitseydi Semih Kaya diye bir futbolcu olmayacaktı. Yasin gitmedi, Klop'la çalışmış biri, oynayanları görüp ben nasıl bu takımda oynayamam diye çıldırmış olmalıydı. Gitmem dedi, Kupa maçlarında oynatırız dediler, peki dedi. Döve döve takıma girdi. Yatıp kalkıp Abdullah Hoca'ya dua etmemiz lazım Hamza'dan önce. 2-0 öndeyken, Yasin'den kurtulmak üzereydi, maç 2-2 ye gelince Yasin ilk 11 deki yerini garantiledi. Servet'e Mersin'de, Atınç'a Arena'da felç geçirttiyse, ilk 11 deki yerinin özgüveni sayesindeydi. İlk oynadığı maçlarda olsa o çalımları atamaz, o vuruşları yapamaz, yapmazdı. Nitekim taç çizgisi kenarında faul var diye topu bırakıp hakemle dalaşan Burak'ın sakatlığı, Melo'nun topu söküp Yasin'e ulaştırmasıyla geçti. Topla slalom yapıp vuruş anında ofsayt pozisyonunda avazı çıktığı kadar bağırıyordu bana at diye. Eski Yasin yoktu artık, kendi vurdu, geri geldi top,  kendi beşiğini kendi salladı, olanca hıncıyla bir kere daha vurup, Arena'yı, milyonlarca Galatasaray'lıyı yere yatırdı.

Yatıp kalkıp Rize'ye gitmem diyen Yasin'e teşekkür edelim, Dua etmesini bilenler de Burak sakatlanıp bir kaç maç kaçırdı diye Yüce Gök'e dua etsin. Şampiyonluğun en büyük payı, Yasin'in takıma girmesi, Olcan'ın kenara gelmesi, Sneijder'le oynama alışkanlığında edindiği öz güven bize 1 numaralı Şampiyonluk müjdesiydi.

Belki de Hamza hocanın küçük takım hocası olması da Şampiyonluğu getiren faktörlerden biriydi. Son düzlüğe girerken gelen giden liderlikten sonra kararını vermiş olabilir. 1 gole de 3 , 5 gole de 3 puan veriliyor. Ezberleri bozdu, Şampiyon olan takım az gol yediği için değil, çok gol attığı için olur amentüsü değişti. Ben nasıl olsa 1 gol atarım, kalecim de iyi nasılsa yemeyeyim, yatayım felsefesi, neticeyi getirdi. Bizim gibi Hatice peşinde koşanlar maçları duvar dibinden uzak, ördeklerimiz yanı başımızda seyrettik. Kan işedik, duvara kafa attık. Düşünün takımın golcüleri son 4 maçtır tek gol atmamış, takım 12 puan alıp Şampiyonluğu ilan etmiş. Futbolu öldürüp maçları kazanmayı tercih edenler, kupayı kazanacak ama taraftarı kaybedecek. Bunları konuşmanın sırası değil elbet. Konuşmamız gereken hikaye Ramiz Köfte'nin Binbaşılığa terfisidir. HERKES RÜTBESİNİ BİLECEK; SELAM DURACAK

Sneijder'in 2.golü resmen döve döve atılmış gol. Erken gelen golden sonra oyun üstünlüğünü Beşiktaş'a vermeyi pek içlerine sindiremediler. Ölümüne top söküşten sonra Selçuk İnan çaktı, dönen topa Hamit çaktı, geri dönen top Usta'nın önüne düştü, Selçuk referans yaptı, buyur sahne senin dedi, Beşiktaş'a golü yoktu, artık olacaktı.

14. sene gelen Şampiyonluk maçı, Neushatel Maçı ve bu maç, bence tribün tarihimizin en büyük maçlarıydı. Kazanılması gereken maçlardı, Cehenneme çevirdik dört bir yanı. Dünya'da bir ilk yapıldı, yedek kulübesi, 500.000 yuro maç parası ödemiş localar bile katıldı. Kimler yoktu ki maçta? Arda, Hakan, Mondragon, Ufo gözler birini aradı, Hagi yoktu, birini aramadı, o da zaten gelemedi. Milli Takım Hocası, sezonun en büyük maçına, final maçına gelememiş saklanmayı tercih etmişti. Maçı seyretmediğine de bahse girerim.

Büyük sakatlıklar, büyük geri dönüşlere yol açtı. Burak Yasin'i, Semih Hakan Balta'yı, Melo Hamit'i, Schedju Semih'i tekrar futbolcu yaptı. Şampiyonluk yaşamış tecrübeli büyük futbolcular, taraftarı Şampiyon olarak uyuttu.

Kuduz aşısı baronlarının Türkiye distribütörleri  sayemizde servetlerini ikiye üçe katladı. Zift Tv başta olmak üzere, Medya Maymunları, Şampiyonluk fal bakıcıları, büyücülerinin salyalarını kesmeye stokları yeter mi bilinmez?

Biz Mürteci Şam Baba'nın şebeklerine Pastör'ün icadıyla şifa dileyelim, Fransız İhtilalinin Sekülerizminin temsilcisi Büyük Binbaşı Galatasaray'ın neferleri olarak, Anadolu'muzun kınasını yakalım.

Kınalı yıldızı, diğerlerinin yanına gönderelim. Sonsuza kadar PARLAYADURSUN:

24 May 2015

Cehennem'in Tarih Yazıcılarına Son Çağrı


Ey Büyük Galatasaray Taraftarı!

Birinci görevin, bir iki ve daha fazla bebeği turuncudan iz taşıyan tok bir sarı, vişneye çalan koyu kırmızılı zıbınlarla beşiklere yatırmak, ilk avazlarının ''Cim Bom Boooom'' diye çıkmasını sağlamak, büyüyenlerin, Büyük İnsanlığın ilk uğrak, ilk sınav yeri Galatasaray Tribünlerinde desibel desibel gırtlaklarını parçalatmak, Bu büyük ilkeli, gönüllü birliği sonsuza kadar korumak ve pazara kadar değil, mezara kadar savunmaktır.

Ey Galatasaray geleceğinin evladı! Sen, bu gece soy adını aldığın dedenin değil, kutsal emanetini teslim aldığın, Ali Sami Beylerin, Hasnun Galiplerin ahvad(torun)ısın, Metin Oktay'ların, Prekazi'lerin, Hagi'lerin, Hakan Şükür'lerin, Hasan'ların, Bülent Korkmaz'ların yad(anı)ısın, Tribünleri biz kurduk, şanla şerefle zafer ve savaş naralarıyla sizlere devir ettik, onu daha da yücelterek gelecek nesillere teslim edinceye kadar, bütün silahlarıyla saldıranlara karşı Galatasarayı savunan, Cehennemler kudursa bile ölmez nigahban(nöbetçi)ısın.

Ey Büyük Arena tarih yazıcıları; Ümit Burnu'ndan, Sibirya Bozkırlarına kadar dağılmış milyonlarca Galatasaraylı adına görev sizin, Cehennemden çıkarmayacaksın, Galatasaray final kaybetmez, defalarca gösterdin, Tipide karda, yağmurda güneşte, büyük utkularının işaret fişeğini fırlatan, kucak kucağa, göz yaşlarıyla, kalp çarpıntılarıyla çekilen halaylara el sallayan köşe bayrağı şahit o günlere,



Zafer, zafer benimdir diyenlerindir, gelecek nesiller sizlerin izini sürecek, minnetle anacaktır.

Galatasaraylılık teslim ol çağrılarına ateşle karşılık vermektir,

Gazanız mübarek olsun çocuklar.






20 May 2015

Temeltepe Hatırası; Sivasspor 2-1 Galatasaray