8 May 2015

Haklıyız Kazanacağız; Galatasaray 1-0 Konyaspor



Bu kez başa yazalım;

Türkiye'de futbol, 17 takımın, Galatasaray'ı Şampiyon yapmamak için, hayattaki en önemli izlenimlerini bulanık hale gelinceye, bütün kazanımlarını bir maç için feda etmeye varıncaya, güçlerinin son Wattına kadar Galatasarayı Şampiyon yaptırmamak, 16 takımın ise Fenerbahçeyi yaptırmak üzere kurgulandığı bir sirktir. Palyaçosu, hokkabazı bol, Hisseli Harikalar Kumpanyası.

Haklıyız, doğruyuz, temiziz, bu Hakem'de başaramadı, artık bir sonraki maç hangi silahlarınızla saldıracaksınız, bekliyoruz, varsa cesaretiniz gelin. Galatasaray Final takımıdır, kazanacağız.

Maç kadrosu beklediğimiz, bizim de tahtaya yazacağımız kadroydu. Her ne kadar formda Hakan Balta'yı sol bekte bekliyor olsak da, Olcan Adın'a sol bekte fazla itirazım yok. Ayrıca futbolunu sevmediğim Olcan'a 1 ve 6 Mayısta tarafını belirtmesi üzerine de sempatim arttı. Sorunları 4 maç sonra konuşmak üzere detant uyguluyorum.

Bir kaç maçtır dikkatimi çekiyor, pek önemi de yok ama yine de yazacağım. Sinan Gümüş  anlaşıldı ki oynayamadan çürüyecek. A2 maçlarında oynuyor, goller atıyor A takıma bekleniyordu, bu durum Hamza'yı rahatsız ediyordu. Muhtemelen Hamza sosyal Galatasaray taraftarını sıkı takip ediyor. Kadro oluşumunda tweetlerin rolü büyük. Yanında oturtarak Sinan Gümüş'ü unutturdu, Bilerek veya bilmeyerek kafasının Sinan için dağılmasını önlemiş oldu.

17 takımdan biri olan Konya, yarın kıyamet kopacak, bari son bir maç daha oynayalım havasında oynadı. Takım halinde kapanıp, futbolun ırzına geçme pahasına 2 puan kaybettirmek için ellerinden gelmeyenleri bile yaptılar. Kalecileri tek başına 10 dakika yedi. yere düşen kalkmadı, ayaktaki yere düştü. Okan'dan daha aşağılık bir futbol oynamayı tercih etti Aykut. Ama hakkını da yemeyelim, Okan, Şampiyonluğu  kaybettirebilmek adına, kasabına oynamıştı, Aykut'un elindeki tek kasap Ali Turan olunca, daha şerefsiz bir oyun tercih etti. Sneijder çok iyi kontrol edildi. 2 şutu dışarı gitti. Yasin- Bruma kanatları gol pozisyonu üretimine ilk yarı boyunca katkı sağlayamadı. İkisinden birine prim vereceksem Bruma'ya veririm. Daha doğrusu aldığından bir miktarı Sabri versin. Bruma'nın serseri mayın futbolu, o kanatta kara delikler oluşturdu, Hafta arası Messi'yi seyretmiş Sabri, ben de oynarım ne var ki, gelecek 15.sağ beki de kovarım demiş oldu. Bruma yerine Umut oynadığı zaman, küfrü yiyen Sabri oluyor. Sabri farkında değildir ama iyi oynuyorsa önündeki it gibi koşan açık yüzündendir. İt gibi koşan açığın Galatasaray'a olmasa da Sabri'ye büyük faydası var.

İlk yarının en kötü futbolcusu, geldiğinden beri en kötü futbolunu oynayan Melo, en iyi oyuncusu Sabri'ydi. Büyük futbolculuk başka bir şey, maçın tamamında kötü oynamazlar, nitekim maçın başında da Shedju rezaletti, ilerleyen dakikalarda toparladı. İkinci yarıda da Büyük Melo direnişin simgesi oldu.  Pozisyonsuz, oyunsuz geçen bir ilk yarıydı. Galatasaray adına ise söylenecek çok kötü futbol oynadığı, taraftar için kahredici bir hafta sonu geçirme beklentisinin oluşmasıydı.

Muslera'ya bir haller oldu. Bu maç formu olamaz, biri müdahale etti veya kendisi radikal bir değişikliğe gitti. Son iki maç görmek istediğim büyük takım kalecisi kaledeydi. Belki de son iki maç en çok top kazanan futbolcu Muslera'ydı. Yandan, cepheden gelen çoğu topu tutup, en yakınına eliyle ayağıyla verdi. Maçın tamamında en iyi oynayan oyuncu Musleraydı. Taffarel'den beridir özlediğim Galatasaray kalecisi son iki maç kalede olandı. Bana göre yeni transferdir.

Bir parametre var elimde. Dayanamam da, maçı seyretmesem, bir iki soruyla nasıl oynadığımızı anlatabilirim. En çok koşan kimdi diye sorarım. Selçuk derseniz bilin ki o maç kötü oynamışızdır. Yatsın, koşmasın demiyorum, efektif koşsun diyorum. İyi futbol oynatmak istiyorsa Hamza'nın Selçuk'u koşu mesafesi listesinden çıkarıp, açıkları monte etmesi lazım.

İkinci yarı takım Selçuk'un önderliğinde Melo'nun ayağa kalkışıyla, Aykut'un tepesine çöktü. Gol geldi gelecek derken Burak'ın gözünü kapatıp vurduğu kafa en net kaçırdığımız pozisyon oldu. Geçen hafta o kafayı vuran, bu maç boş kaleye vuramayanın aynı futbolcu olduğuna inanmak güç. Dakikalar azaldıkça, umutlar tükenmeye başlıyordu. İlk kementi Bruma yedi. Emre Çolak oyuna girdi, girmesine de hiç bir halta yaramadı. 3-4 senelik Emre Çolak görüşümde bu maçta da isabetsizliğe uğramadım. Emre Çolak ya ilk 11 oynayacak, ya da maçı tribünden seyredecek. Sonradan oyuna giren, hele maçı kurtarsın diye içeri atılan Emre'den 1-2 sene daha verim beklemeyin. Yapmak istediği şeyleri yapacak öz güveni olmuyor kritik dakikalarda. Başa bela futbolcuların başında. Oynatmasan olmaz, oynatsan o da olmaz.

Hamzaoğlu adında bir Evliya var mı bilmem ama, doğarken götünü bir Evliyanın yaladığı kesin. Sakatlanan, ceza alan oyuncunun yerine giren, oynayandan daha iyi çıkıyor. Son haftaların en formda futbolcusu Hakan Balta bu maçı bay geçecekti. İyi oynarken Schedju sakatlandı. Burak dürtebilseydi, yerine giren Hakan Balta bu sefer bize son dakikalara kadar havale geçirerek maç seyrettirmeyecekti.

Sneijder'in korner pasına, sırasıyla Hakan Balta, Büyük Melo ve Büyük Galatasaray Kaptanı kafayla voleybol oynadı. Unutulmaz bir büyük takım golü atarak, o ünlü korner bayrağının dibinde unutulmaz bir selfi daha çektirdiler..

Semih Kaya büyük döndü demiştik,bizi bu maçta da yanıltmadı. Hatasız oynadı, ayrıca dikine pas trafiğine de katıldı. Alıştığımız kazma top uzaklaştırıcı stoperlikten göze hoş gelen top oynayan bir liberoya doğru gidiyor. Belki sakatlanmamış olsa çoktan maçlara 4 yıldızlı formalarla çıkıyor olurduk. Hakemlere pek laf söylemem, ben hakem olsam ben de Galatasaray'ın yolunu kesmeye uğraşırım. Verdiği kırmızıyı tekrar cebine koymakta haklı. Futbol öldürücüsü Umut Bulut pozisyonda ofsayttı. Ama hakem Burak'a yapılan penaltıyı çalamadı. Maç 2-0 olsa çalardı. Avantajı oynatmayarak 2. golü yedi, maçı son saniyeye kadar tutmayı başarsa da, çelmeyi takmaya gücü yetmedi.

Son düzlükte alınan 1-0 lık galibiyet, taraftarın kimyasını bozar da en büyük darbeyi rakibe indirir. Düşünsene Fenerlisin, Beşiktaşlısın 2 puan kaybedilmek üzere. Galatasaray bu, Melo bu Selçuk bu, adamın aklını alır. 1-0 matematik olarak 5-0 dan küçüktür ama verdiği kuyruk acısına dayanmaya İso'nun, Bilo'nun yüreği yetmez. Hata yapacaklardır. Hani Hamza rakibi bitirmek için son dakikalarda atıyorum dese, Trapattoni ilan edeceğim, boynuna sarılacağım o derece. Selçuk'un kafası ağlara giderken gol diye havaya uçtum, düşerken Fenerlileri düşünüp tarifsiz bir haz duydum. Beşiktaşlı için de ekstra bir takla attım.

3. yıldızın yoluna şaşılası benzerlik var. Son maçlara yine böyle girmiştik, son dakikalarda gelen goller, kaleyi gole kapatmalar. Korku dağları bekliyor, şimdi onlar düşünsün.

4. Yıldız için gel 4 maç gel.

4 May 2015

SIĞMIYORUZ, Geliyoruz; Akhisar 0-2 Galatasaray


Milyonlarca Galatasaraylıya sorup takımı çıkarın diye anket yapsak, tahtaya kemiksiz bu 11 i yazardı. Bağıra çağıra, tweet ata ata sonunda Hamza'ya istediğimiz takımı çıkartmayı başardık. Bizi izlediğinden, dediğimiz yapacağından emin olsam 10 sene kontrat imzalatacağım. Olması gereken de bu zaten. Galatasaray şovu, büyük Galatasaray taraftarı içindir. Bizden başka hiç bir takım taraftarı bizim iyi oynamamızı seyretmek istemez. Dolayısıyla Hocalar taraftarın dediğini yapmak, seyretmek istediği futbolcuları sahaya sürmek zorundadır. Şimdi sıra maçı sevk ve idare ettirmekte.

Kadroya müdahalemiz sınırlı, biz kimi oynatacağına değil de kimi oynatmayacağına karışıyoruz. Teknik, yetenek, taktik, fizik, karakter parametrelerini göz önüne alarak ortaya tez atıyoruz. Olcan, Umut Bulut, Yekta bu takımın futbolcuları değiller, ve olamayacaklar diyoruz. Buraya bir iddia daha basıyoruz. Seneye bu 3 futbolcu, bütün bir sezonda toplam 3 maça çıkmayacaklar. Bunu en iyi kendileri biliyor, son düzlüğe fotofinişle girdiğimiz şampiyonluk kavgasında Galatasaray'a verecekleri tek katkı, tabelaya oynanan dakikalarda girip futbolun ırzına geçmeleri. Nitekim bugün sırayla girdiklerinde,futbol, can çekişe çekişe öldü, 3 puan doğdu doğmasına da, futbolu kaybettik.

Biz büyük takımız, aldığımız 3 puanlarla, şampiyonluklarla değil, her maçın her saniyesinde rakip kim olursa olsun gol atmaya yenmeye oynadığımız için büyüdük. Kaldı ki lig averaja kalabilir, ilk yarı muhteşem oynayan takım topa basmasa, 3. yü bulsa arkası ağır hezimet olurdu. Hamza 3 puanı garantiye alacak bir oyun oynattı, baş çelişkilerim birer birer girmeye başlayınca da, maçın uzatma dakikalarına kadar bana ızdırap çektirdi.

Emre Çolak bu takımın geleceği, fakat diken üstünde. 11. futbolcu olarak Emre'den maksimum verim alınmaz. Banko futbolcu garantisi verilecek, çalımla adam geçebilen, gol bölgesine fazla adamla girmemizi sağlayan en önemli futbolcu, Sneijder'le oynama alışkanlığı edinsin, 4. yıldızın haresi olur.

Zokora insan kasabı, Sneijder'i doğramak üzere sahaya salınmış, taç atarken bile yanı başında durdu, peş peşe 3 faul yaptı, hakem sarı kart göstererek güzel futbola prim verirdi, ama işine gelmedi. Maç boyunca da avantajları kesti, uzun süre sarı kart göstermedi, bu maçı Roberto Carlos 11 kişi bitirdiyse hakeme dua etsin. Ama yapıştığı adam Sneijder, timsah gibi avını bekledi, bir anlık gafletini dalalete çevirdi, klasik füzeyi gönderdi. Burak mucize eseri ofsayt değildi, salmayı balığın bol olduğu kaleye bıraktı.

İkinci gol için ben başka bir iyilik düşünüyorum. Emre'nin usta işi içeri ortasına Burak usta işi bir kafa vurup gol attı, ama benim işim başka. Ben golü geçen hafta Burak'a o iğrenç saçını kes diyen çocuğa yazıyorum. Golcü kel olur kardeşim, kısa saçlı olur. Cephedeki adama uzun saç yakışmaz. Burak'ın tipi budur.

Biz Yasin'le Brumayı ısrarla ilk 11 görmek istiyoruz derken, çok iyi oynayacaklarına inandığımızın garantisi yüzünden değil. İsimler başka da olabilir, gerçi Galatasaray'da yok, var da yok. Sinan Gümüş'le Hamza kan davalı, bu yüzden aşiret mensuplarına şans veriyor. Aydın Yılmaz bile oynasa fark etmez. İt gibi koşacak adam lazım kanatlarda. Kötü oynadığımız maçların istatistiğine bakın test etmek için. Mutlaka en çok koşanımız Selçuk İnan olmuştur. Listede Selçuk yok, açıklar varsa o maçı seyretmesem bile iyi oynadık derim. Bugün Bruma kötü, Yasin beklenenden kötü oynamış görünebilir. Ne var ki kim bilir kaç kanat akınını başlamadan vaz geçirmişlerdir. Oyun ve pozisyon üstünlüğümüzün 1 numaralı sebebi, açıklardaki sür'atli oyuncular olmuştur.

2. sebebine parantez açıyorum. Özellikle bu sezon çok saldırdım. Kusuruma bakma Muslera, Galatasaraylılıktandır bunca savaş. Ben sana yediğin goller için sitem etmedim, topu gelişigüzel oyuna sokmaya çalışırken taçlardan topladığımız için saldırdım. Sen de benim hakkımı yeme, maçtan önce attığım tweet şahidimdir. İyi oynayacağını, topları pasla oyuna sokacağını yazdım. Dakikalar büyük takıma lazım, topla bizim oynamamız lazım, topun bizde kalmasının 2 numaralı sebebi de sendin. İlk defa yazıyorum ama olsun bu maç Büyük Takımın Büyük Kalecisiydin kardeşim.

Maçın adamı bence Semih Kaya idi. Özellikle ve dikkatle izledim, sıfır pas hatasıyla oynadı. Öyle dandik, yana, Muslera'ya paslar da değildi, muhteşem kademelere girdi, ofsaytı çok iyi kurdu, savunma sanki langırt milindeki futbolcular gibiydi. Cesaretin ve aklın simgesiydi. Son toplara müdahalesi kusursuzdu, hoş geldi. Tam bu araya magazin haberi sıkıştırayım bari.  Galatasaray eski basketçisi Yasemen Saylan'la çıkıyormuş galiba, çok mutlu oldum. İki Galatasaray sporcusu evlendiğinde takımı biraz daha fazla seviyorum. Tugay abisi de basketçi Etkin'le evlenmiş bizi çok mutlu etmişti.

Bu gece Selçuk İnan sezonun en iyi maçını oynadı. Şimdiye kadar söylenmemiş olsa bu maç ben söylerdim, maestroydu.  Bunlar iyi haber, formda olanlar bizimkiler olunca garanti katsayısı artıyor. Emre, Semih, Yasin hatta bugün için Sabri formdaysa korku azalıyor, yerini güven alıyor. Sneijder, Melo, Chedju elde kapı gibi kasko zaten.

İkinci yarıya başlarken Zift Tv konuşmacısı Melih, Umut Bulut'la, Olcan giriyor diye anons yaptı, görmüyoruz ama muhtemelen ağzı kulaklarındaydı Türkiye Cumhuriyetine borç veren Amerikan Generali gibi. Şerefsizler, futbolu hepimizden iyi biliyor. İlk yarı oynanan muhteşem oyunun ikinci yarı Şebeke lehine dönmesinin tek olasılığı bu iki futbolcunun oyuna girmesiyle mümkün olacaktı. Dilek ve temennileri başka maça kalıp, dakikalar azalmaya başlayınca keyifleri kaçtı.

2-0 ın garantisi yoktu, lağım içinde oynanan bu ligte Galatasaray'ın 2 golü 1 gol sayılıyordu. 1 golü Akhisar atabilse, 2. golü nasıl olsa hakem atardı, atacaktı. Hamza'yı zapt edemiyoruz. Artık eminim, Olcan-Umut-Yekta-Hamza boş zamanlarında okey oynuyorlar. Kahve arkadaşlarını oyuna sokmak, oynatmak için an kolluyor. 3. golü erken bulsak makineli tüfek gibi peş peşe saydıracaktı çöpleri. 3. gol gelmeyince, maçı kazandığına inandığı anda başladı değişikliklere. Küçük takım hocalığı depreşti, 2 farklı öndeydi, Kanije Kalesi savunmasına geçebilirdi. Üstüne üstlük Muslera çok iyi günündeydi, Suarez, Messi, Neymar forveti oynasa en fazla 1 gol atarlardı. Okey arkadaşlarını sokup maçı bitirdi.

Golcü döndü, Semih Kaya döndü, Telles cezalı, eğri doğruya denk geldi, Hakan Balta sol beke geçer, keşke maçlar 1 maçlığına 12 şer kişi oynansa da Emre Çolak, Melo'ya kurban verilmese. Bu da Hamza'ya ev ödevi olsun, bu kadarına da o baksın bir zahmet. Bugün maçı biz aldık çünkü.

Beşiktaş ve Fener maçlarına da değinsem mi diye düşündüm, yazdığım cümleyi bile silemedim midem bulandı vazgeçtim. Şu kadarını da yazayım, not kalsın. Süper lig dediğimiz tiyatro, sirk, orta oyunu her neyse 17 takımın Galatasarayı şampiyon yapmamak, 16 takımın Fenerbahçeyi yapmak üzere aralarında de fakto senet imzaladığı ortaklık sözleşmesidir. Her takımın ya hocası, ya futbolcusu çürük. Bu sene Şampiyon olursak, sadece 17 takımı değil, Şebekeyi, hakemleri Medyayı hatta içimizdeki şer odaklarını da ezip Şampiyon olacağız. 19 una bedel olacak.

Sonsuzluğa akıp giden yıllarda, gelecek nesiller bol yıldızlı formalı Şanlı Galatasaraylarını seyredecekler, Yıldızlardan birinin, diğerlerinden Kutup Yıldızı, Şimal Yıldızı gibi farklı olduğunu görecekler. 4. yıldız, bir başka parlayacak. PARLAYADURSUN

Maç yazısını unutulmaz Galatasaray Taraftarı kardeşimiz Şenol Ablak'ın aziz hatırasına armağan ediyorum.

29 Nis 2015

Sabri'nin Uzun Taç Atışı



Beyhude bir teoremin peşine düşüyorum, haydi hayırlısı,

100 yıllık futbolda en büyük futbol teorisyenlerinin bile açıklayamayacağı dosyayı açıyorum.

Sabri Sarıoğlu nasıl olur da, bir ülkenin en büyük futbol takımının vazgeçilemez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez sağ beki olabilir?

Eskittiği, kovduğu, futbol kariyerini bitirdiği sağ beklerin, aklımızda kalanlarını yazalım.

Sebastian Perez'den başlayalım, Muhammed Sarr, Emrah Umut, Suat Usta, Cesar Pratez, Cihan Haspolatlı, Uğur Uçar, Ali Turan, Serkan Kurtuluş'ta mola verelim. Koskoca Eboue'yi Florya'ya sokmadığını, Salih Dursun'a, Veysel Sarı'ya, Tarık'a kulübü soydurduğunu söyleyelim.Yasin Öztekin'i az daha iptal ediyordu diyelim ve başlayalım.

Bu yazıyı yazdığımızda da 6 maç kalmış, 6 sını da kazanırsak şampiyon oluyoruz, ne yazık ki alternatifsiz sağ bek olarak bu son 6 ölüm kalım maçını oynayacak. Göreceğimiz korku filmine taraftarı alıştırarak bir kere daha elimizden geleni karınca kararınca yapmaya kalkalım.

Her sezon sağ bek aramışız, şu saydığımız adamlara kaptırılan paraları kendisinin aldığı parayla toplasak, Küçük bir Güney Amerika takımına yatırsak, Kıta Şampiyonu olurduk. Ve o kıta Şampyonu takımın Dünya'nın dört bir yanına  dağılmasıyla da binlerce Sabri'yi ben de futbol oynarım umuduyla futbol sahalarına sokardık.

İşte tam da bu noktadan tezlerimizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Futbolun kendi felsefesiyle açıklanamaz bir durum söz konusu. Sabri, futbolu bıraktıktan sonra, halı saha maçına bile çağırılmayacak, mevcut karizmasıyla, bilgisi, kariyeriyle Hoca olamayacak, futbol taraftarıyla ilişkisi, 3 e kadar sayıp, ellerini sahanın ortasında havaya kaldırıp, taraftarı coşturmakla sınırlı bilgisiyle, zift medyasında Galatasaray Maymunu yapılmayacak.

Peki neyin bedelidir, neyin karşılığıdır, Milyonlarca Galatasaraylıya senelerdir çektirilen bu cehennem azabı?

Lucescu, Hagi, Feldkamp, Skibbe, Reykart, Mancini, Prandelli, çalıştığı yabancı Hocalar, çalıştığı yabancı futbolcuları yazıp kafa şişirmeyeceğim. Rumence'den, İsanyolca'dan, Almanca'dan, Flemenk'çeden, İtalyanca'dan, Japonca'dan,,, her dilden sporcuyla muhatap olup, Türkçeyi bile konuşamamak, nasıl bir Galatasaray Kaptanlığıdır? cevabı bulmaya çalışacağız.

Önce her maç tutulduğumuz, küfretmekten çene felci geçirdiğimiz, Sabri atraksiyonuna değineceğiz.

Sabri'nin Uzun Taç Atışı;

Top defalarca sağ taraftan taca çıkıyor, 100 metrelik hat boyunca nereden çıkarsa çıksın, Sabri topu ellemezse sanki hükmen mağlup sayılacağımız başkaları için küçük, en azından benim için büyük olan eylemini deşeceğiz. Özellikle rakip kaleye yakın yerden top lehimize taca çıkmışsa. Mücadeleye en yakın oyuncu topu bir an önce oyuna sokmak ister, tac atmasını bilmeyen, daha doğrusu Sabri'den daha kötü atan oyuncu bulunmadığından, Sabri'nin ''bıraaaak'' emriyle taç atımından vaz geçer. Hele maç yağmurlu bir havada oynanıyorsa bu ritüel daha bir anlam taşır.

Galatasaray konumu itibarıyla her maçını galibiyete oynamak durumundadır. Dolayısı ile saniyelerin önemi büyüktür, top ne kadar çok oyun içerisinde kalırsa Galatasaray için avantajdır. Tabi Sabri için bu avantajın önemi yoktur. Topu top toplayıcıdan ister, çoğunda beğenmez, kenardaki çocukla değiştirir. Formasının içine sokar, topu kurular. Bu eylemi bilimsel olarak açıklamaya kalksak, kalkabiliriz. İhmal edilebilir şeyleri bile ihmal etmiyoruz. Topun üstündeki ıslaklık zerreleri, muhtemelen taç atışı boyunca sürtünmeyi olumsuz etkileyebilir. Mutlaka bir ağırlığı vardır topun üzerindeki damlaların.  Topun yer çekimine direnci azalır, Sabri'nin hesapladığı zamandan daha önce eğik atış durumuna geçebilir. Bu durumda misal Umut Bulut'a doğru atılmış gelişi güzel taç, Umut'a gelemeden rakip oyuncu müdahil olabilir. Hadi Sabri hesabı tam yaptı diyelim, ıslak topu Umut'la buluşturdu, Umut kel kayabilir, Burak'la buluştursa Burak'ın saçı her maç başka bir stil, topla buluştuğunda ne gibi olumsuzluk olur çalışılmamış. En iyisi topu kurulamak.

Kurulanmış top, Sabri'nin elinde atış anını bekleyedursun. Zaman Galatasaray aleyhine işliyor, taç atışından kaybedilen süre maça eklense Sabri'li maçta sadece taç atışlarından 4 dakika eklenmesi lazım. İnanmayan ilk lig maçında kronometre tutsun. Sabri Reiz hesap yapıyor rahatsız etmeyelim. Topu başının üstüne getirdi, atacak, rakip taraftar olsam sadece bu anları seyretmek için maça giderim. Topla buluşmak isteyen futbolcuların deli danalar gibi sağa sola kaçışmaları, Sabri'nin bir türlü karar verememesi, verdiği andaki kimyasal, tıbbi değişimler. Ciğere oksijen çekiş, duluğu şişiriş, denge, Taç kullanan Sabri, taçtan gelen topa dokunan futbolcu, kaleciden oluşan üçgenin hipotenüsü, açı, ilk hız. Pozisyona alınacak, verilecek reaksiyon, rakip futbolcuların tacı kapıp, kontratağa çıkma telaşı. Kalbe son bir nefesle kan pompalama, geriliş ve topun elden çıkışı. O an gözünü kapa, 3 saniye bekle, sonra aç, Sabri'nin kaptırdığı topu kapmak için takımın 10 futbolcusunun hesapta olmayan enerjisini, koşu mesafesini, mücadelesini, büyük ihtimalle rakip takımın kalemize bilinçli veya kontra başlattığı atağı, Sabri'nin kıçına nişadır sürülmüş kedi gibi koşuşunu göreceksin.

Sabri'nin kullandığı tacın golle sonuçlanmasını geçtik, tehlike yaratmasını da geçiyoruz, topun bizde kalmasına razıyız. Vakit geçirmek bizim avantajımıza değil, ayağınla atamıyorsun, onun sebebine daha geçemedik, en kısa anda, en yakınındaki adama elinle bile atamıyorsan, o Porshe'ler, Ferrari'lere nasıl biniyorsun?  Taç atışlarından kaybettiğimiz zamanı, çoğu zaman mumla arıyoruz. Topa en yakın kimse tacı o atsın, bizi ızdıraptan kurtarsın diyoruz, teknik tarafından meseleyi kapatıyoruz.

Hiç bir büyük takım futbolcusu olma özelliği olmayan futbolcu, neden bertaraf edilemez peki. Yazının başında saydığımız futbolcuların çoğu Sabri'den daha iyi futbolcu olduğu, defalarca kadro dışı kaldığı halde alavere dalavere Sabri Reiz Sağ beke nin futbol dışı açıklaması nedir?

Muhtemelen, yüz binlerce baba, oğlunu, Sabri'yi gördükten sonra benim oğlum da futbolcu olur haklı hayaliyle spor okullarına yazdırır, futbol endüstrisine bu anlamda büyük bir katkısı vardır. Her sağ bek Dany Alves olsa, düşünsene hangi baba çocuğuna futbolcu olsun diye yatırım yapar. Futbolcu olmayacak olan çocuk, okumaya yönlendirilecek, muhtemelen bir baltaya sap olacak. Sap olunca ülke meselelerine kafa yoracak, muhtemelen kurulu sistemlere bizim gibi muhalefet yapacak. Anarşi, kargaşa. Bakın Acun Ilıcalı'ya, 10 yıldır, bir ulusun beyin ameliyatını tek başına yaptı. Kutu açtırdığı dakikalarda Fener- Bursa yarı final maçı vardı, Her iki takım tam kadro, stadyum tıklım tıklımdı, halkımız narkozu yemiş, Acun'un hokkabazlarını seyretmeyi uygun görmüştü.

Sistem hassas bir tahterevalli üzerinde suni bir denge üzerine kurulmuştur. Selçuk Şahin gibi, Sabri gibi çok kötü futbolcu olduğu halde çok uzun süre kompanse edilmesi gereken futbolculara ihtiyaç vardır. Bir takıma bir Sabri çok, hiç Sabri eksiktir. Bu yüzden futbolun kendi kriterlerine göre Sabri, her sezon için önce düşünülmüyor, sonra ihtiyaç duyulacak hale getiriliyordu. Tıpkı Selçuk Şahin gibi. Sabri sayesinde takıma takıma 13 sezonda 14 sağ bek transfer edilmiş, kim bilir kaç yönetici, kaç hırsız, kaç menajer, kaç kravatlı eşkıya sırtımızdan palazlanmıştır. Düşünsenize Sabri iyi çıksa bu transferlerin hiç biri yapılmayacak, borcumuza borç eklenmeyecekti- ki bu durum futbol endüstrisine darbe demekti.

Bir gün elbet her şey olduğu gibi futbol da temizlenecek. Oyunu biz kurduk, halk çocukları, düştüğü lağımdan çıkaracak olan da bizleriz. O günler geldiğinde, mertçe, delikanlıca maçlar yeniden oynandığında hak etmeyen hiç kimse futbolcuyum diyemeyecek, Sabri özelinde tüm vasat altı, niteliksiz, futbolcu lisansına sahip gençler, büyük maçları bizim gibi tribünlerden izleyecek. Şimdi zaten izleyenler de para alamayacaklar. Porshelerini, sevgililerini antrenman sahalarında sergileyemeyecekler.

Umarım o günler çok uzaklarda değildir.

26 Nis 2015

Çaylak Hamza; Galatasaray 1-0 Gaziantepspor


Kadıköy, çok rahat geçmesi planlanmış bir maçı daha kazanmak üzereyken imalat hatası bir futbolcu çıktı. Emre Güral, başka türlü gol yemez kaleciye insanlık dışı bir füze fırlattı. Daha doğrusu fırlatmış, totem yapıp maçı izlemedik, sonucu gece 10 da öğrendik ki, yenersek tekrar lider oluyoruz.

Futbolumuz lağım çukurunda, bunun en somut göstergesi elbette tribünler, Şampiyonluk, liderlik maçlarına bile kimse gelmiyor. Ama esas futbolun mezar kazıcıları her iki takımın başındaki iki salak. Bundan 10 yıl önce, Arap İsmail Fener'e, Ramiz Köfte Galatasaray'a Hoca olacak diyeni ellerinden ayaklarından zincirleyerek, tımarhaneye yatırırlardı.Ne yazık ki şimdi her maç bunlar bizi Mazhar Osman'a gönderiyorlar.

Fenerde Arap olmasa biz, bizde Ramiz Köfte olmasa çoktan Fener havlu atmıştı. 6 hafta kaldı 3 kere daha lider değişirse kimse şaşırmasın.

Epeydir ilk 11 zift medyasına servis edilmiyordu. Demek her şey eskiye rücu etmiş. Bu kez maçtan önce ne dediğini dinlemedim Hamza'nın. İlk 11 i öğrendiğimden 70. dakikaya kadar ettiğim küfrü, 57 senelik normal, 45 senelik tribün yaşantımın tamamında etmedim. Çenem ağrıyor, sabaha beni bir kontrol edin, muhtemelen yüz felci oldum.

Son 4 yılın Galatasaray kadro gurubundaki en kötü 4 futbolcu, Umut Bulut, Olcan Adın, Sabri Sarığolu ve Yekta Kurtuluş'tur.  Bunlardan 3 ü ilk 11 Yekta yedekteydi. Böyle bir maç kadrosu seçen, ilk 11 i sahaya süren Hoca, hoca değil KALLEŞ'tir. Aptallık, ihanet başka bir şey, onlarda kendine bir menfaat sağlarsın nihayetinde. Ama kalleşlik çok ayrı, sana bir faydası yok, ama milyonlarca Galatasaraylıya zarar veriyorsun. Benim mahkememde bu suçun cezası futbol idamıdır. Galatasaray'ın başında bir yönetici, Başkan olsa Ramiz Köfte'yi Florya'ya sokmaz. Ramiz Köfte'nin, Yasini oynatmaması kalleşliktir.

Aziz Yıldırım'a rica etsen, desen ki Galatasaray'ı sahaya sen çıkar, en fazla Melo yerine Yekta'yı oynatır öyle çıkardı.

Burak Yılmaz muhteşem döndü. Ofsayt, hücum faul, hakemi kandırma, yarım metreden boş kaleye kaçırma.Ne ararsan var, bir balık gole ihtiyacı vardı, onu da atsaydı, ''Qraaaaall yeaaaaa'' Şeytan diyor biraz daha yalvar, gelsin Arab'ın, Rus'un biri takımı satın alsın, şu çöpleri kovsun da kurtulalım. Ben Olcan ve Umut için artık bir şey yazmayı gereksiz buluyorum, yeteri kadar yazdım, bundan sonra da onlara küfür etmeyeceğim. Onları Galatasaray'a alanlara, oynatanlara bin defa daha lanet ediyorum.

Bu sene seyrettiğim takımlardan uzak ara en kötüsü ve en adisi Gaziantepspor'muş. Okan Buruk'a da helal olsun. Maçta en az 30 dakika uzatma vardı. Her futbolcu yerde 5 er dakika yattı. Sıçan gibi oynayarak 2 puan kaybettirseydi Galatasaray'a da Lig Tv'de hocalıktan kovulduğunda bir maymunluk kapsaydı, yazık oldu onun adına.

Muslera sezonun en büyük maçını çıkardı. Beni yanılttı, çerçeveye top gelmediği için uzun zamandır gol santrası yapmadık.

Ben maç değil de Sabri'yi sayıyorum. Kaldı en fazla 6 lig maçı. Ömrümden ömür gitti sağ bekte o karısına Porşeleri alırken.

Sinirden elim ayağım titriyor, yazı yazamıyorum. Takımın en formda futbolcusu Yasin'i 70 dakika oynatmama  sebebini Büyük Galatasaray Taraftarına açıklamak zorundalar. Umut Bulut çıkarken 2-0 yeneriz , Sabri'yi çıkarmayı unuttu inşallah atılır da 10 kişi kalırsak 3 olur demiştim. Burak'ın kaçırdıklarına sayın. 70 dakika sezonun en kötü futbolunu oynayan takım, daha sonra sayısız gol pozisyonuna girdi.

Oynanan oyun 6 maç için hiç umut vermedi, Hamit'in barut, Melo gelene kadarmış. Şimdi Melo cezalı, Chedju cezalı, bu sefer Sneijder dönüyor, 6 maç ölmeyen Galatasaraylı ömrüne en az 10 ar sene koyar.

Maçın adamı Yasin Öztekin.

Şampiyon olmanın garanti bir yolu var. Hamza Hamzaoğlu'nu kovmak, Umut,Yekta,Sabri;Olcan'ı kadro dışı bırakmak. Sinan Gümüş'ü son maçlarda en az yarım devre oynatmak. Golü ısrarla, Bruma, Yasin'le açıkta aramak. Burak'ın kulağını çekmek. İkinci yol, Yüce Gök'e, Sneijder'e emanet, ruh sağlığının garantisi yok, en azından benim.

Prandelliyi çok erken kovduk, Hamza'nın nefesi yetmedi. Son 10-12 maç kala gelseydi, şimdi çok rahat Şampiyonduk. Lider kaldıkça, Şampiyonluk ihtimali sürdükçe kendini Hoca sanıp macera arıyor. İşi çok kolaydı aslında. Belki hiç oynamamış futbolcular vardır, oynayanlardan daha iyi onayacak olan. 40 futbolcu var, antrenmanda 20 şer kişilik iki takımı maç yaptırsa, Sneijderi birer devre ayrı takımlarda oynatsa, Sneijder kime daha çok pas atmışsa onlardan bir 11 yapıp çıkarsa uzak ara yine Şampiyon olurdu. Eminim antrenman maçlarında bile  Sneijder, Umut'la Sabri'yle Olcan'la   pas trafiğine girmiyordur.

Mucize bir 3 puan alındı, ben saymıyorum. İddiamı tekrarlıyorum. Ligin son maçının sın dakikalarında da Olcan, Sabri, Umut var, Sinan Gümüş yoksa bilin ki 3. olmuşuz. Hepimize büyük geçmiş olsun.

19 Nis 2015

Emre Çolak'a Yazık Oldu; Trabzonspor 2-1 Galatasaray



Benim için maç, Ramiz Köfte'nin maç öncesi konuşmasıyla başlar, son düdükle biter. Zift Medyasını mecburen bu kadar izliyorum. Sonrasında ne seyreder, ne gazetesini okurum ne Galatasaraylı olanları dahil, Medya maymunlarını dinlerim.

''Yenilirsek Dünya'nın sonu değil'' dedi. Bu kafadaki bir Hoca'nın sevk ve idare edeceği büyük maçın nasıl olacağını kurgulamak çok kolay.Konuşmaları kes kopyala, her maç aynı. Güzel bir maç olacak, rakip güçlü, onlara da başarılar dilerim, bla, bla,bla. Teknik, taktik, motivasyon hak getire. Sanki bir takım, yenildiği zaman Dünya'nın sonu olan bir maçı daha önce oynamış da bu onlardan biri değilmiş.

Gidin Sabri'nin garajına bakın, ligimizi satın alan Katarlı Arabın çocuğunun garajından daha çok ve daha pahalı arabalar yoksa ben bilgisayarı yiyeceğim. Futbolda en kolay oynanan mevki sağ bek, takımın en kötüsü yıllarca idare edebilir. Çek bir 3 lü, at bir trip al bir Ferrari daha eşine. Galatasaray formasıyla oynayıp oynayacağın son 7 lig maçın daha var. Bu hırbolukla futbolu bıraktıktan sonra seni ne hoca yaparlar, ne Medyaya Galatasaray maymunu. Gidersin köyüne, uzay marka arabalarınla köy kahvelerinde Galatasaray maçları izlersin. Ne kadar büyük Galatasaraylı olduğunu da o zaman öğreneceğiz. Bakalım tribünlerde de olabilecekmisin? Fener maçını kaybettirdin, bu gece de maçı verdin, yazıklar olsun.

Muslera 2 gol yemeden doymuyor. Muslera yüzünden bir Galatasaraylı beni bıçaklarsa şikayetçi değilim. Son defa kusayım, ne olursa olsun. Sadece bana böyle görünüyor, tıpkı Fatih Terim'in hoca olmadığı göründüğü gibi. Çok Galatasaraylıyla RÖGAR( Türk Futbol Lağımının kapağı) yüzünden papaz oldum. Muslera için de oluruz. Kaleci değil, en azından Galatasaray kalecisi değil. Yan toplarda felç geçiriyor. Topu oyuna sokamıyor. Galipsek vakit geçiriyor. Cepheden gelenlere maymuni kurtarışlar yaparak göz boyuyor. Nankörlükse nankörlük 4. senesi 4 tane aldığı maç yok. Fener maçında yediği gol, bu gece yediği 2. gol beni canımdan bezdirdi. Follaş diye bilinen Hakan Arıkan, gitmiş maçı aldı, Kedi dediğimiz, taraftarın tamamının panter sandığı Muslera maçı verdi. Aslında bir algoritma var onun bile kodlarını çözemiyor bizimkiler.Zift Medyasına göre ligimizin en iyi kalecisi Muslera. İyi olsa böyle söylerler mi diye merak bile etmiyorlar. Sneijder büyük futbolcu diyeni duydunuz mu? Melo'ya iyi diyen çıktı mı? Canları sağ olsun. Bence Galatasaray'ın 1 numaralı transfer önceliği kalecidir. Belki de bir illizyon var. Yedek kaleciler öcü olduğundan, Muslera gözlerine büyük kaleci görünüyor da olabilir. En iyisi o mecbur 2 golü erken yemek için Yüce Gök'e duacı olmak. Çıkarmaya zaman kalsa yeter bana.

Belki 10 defa yazdım, bu 11. olsun. Ligin son maçının son dakikalarında, Olcan, Umut var, Sinan Gümüş, Emre Çolak yoksa bilin ki en iyi ihtimalle ligi 3. bitirmişizdir. Kenarda o kadar çapsız bir Hoca var ki, oyuncu değişliklikleri şans işi. Melo iptal olmasa Hamit'i  Florya Kaşıbeyaz'da kebap yerken seyredecektik. Hamit sakatlanmasa, kadro gurubu içerisinde en büyük Türk futbolcu, Galatasarayın geleceği, Lucescu'nun elinde olsa Maradona olacak Emre Çolak çürüyüp gidecek. En dandik maçta oynatmayıp, ölüm kalım maçında bizi kurtar diye sahaya sürdüğü Çöp Pandev Koskoca Galatasarayı kurtaracak. Bir diğer büyük futbolcu Sinan Gümüş'ü en dandik kupa maçında bile oynatmayıp, çetelerin emrine girecek. Küsmesinler diye topu bomba sanan Umut Bulut'u zorluk derecesi en büyük iki maçta 2. santrfor olarak oynatıp 6 puan kaybedecek. Maç bitiminde de 7 maçımız daha var diye, rakiplerin puan kaybetmesine duacı olacak. 3. olursa da Dünyanın sonu değil. Milyonlarca Galatasaraylı için felaket olsa da.

Emre Çolak'ın oynadığı büyük futbol galibiyet almaya yetmedi. Berabere kalsaydık da aynı şeyi yazacaktım. Fark etmiyor. Fenerbahçe'nin yarım metre taçtan boş kaleye attığı bir işe yaramayan golüne nasıl sevindiklerini hatırlayan var mı? o gol 1 puandı aslında. Kadıköy'de 83. e kadar 0-0 ı getirmişsin 4 puan öndesin. yani 5 puan. o golü yedin kaybettiğin 4 puan oldu. Zaten ülkede futbol lağımda oynanıyor. 17 takım  Galatasaray maçlarında kırmızıyı görmüş boğa gibi çıkıyor. Şampiyon olamasın diye her takım sanki son maçlarını oynuyorlarmış gibi konsantre. Olsun, kimse bize yatsın demiyoruz. Hatta bugün bizi yendi diye Trabzonspor'a sövenler, Çalınan Şampiyonluklarının davasından dönenler var. Neymiş küfür etmişler. Etmişlerse açarsın bir dosya kendine. Fenerbahçeyle girdikleri kan davasında saf değiştirmek bize yakışır mı? Neymiş, Trabzonsporlular AKP ye oy veriyormuş, bize ne biz seçim sandığımıyız. Yendiler, Muslera 2. i yemese kaçırdıkları 3. golü merak etmeyin atarlardı.  Bize Trabzon yatmadı diye sitem eden, kızan varsa Galatasaraylıyım diye gezmesin.  Galatasaraylılık; Sonuçlardan, kupalardan, puanlardan bağımsız bir harstır, hulustur, mürşittir. Galatasaraylılık bir imajdır, Metinler'den, Hagi'lere, sonsuzluğa akıp giden bizi asla terketmeyecek olan sevdadır.

Takımın panoramik görüntüsü şampiyonluğa inanmış, alacak, koparacak görüntü vermiyor. Tanımayan biri seyretse Şampiyonluğa en yakın takım olduğuna inanmaz. Maç içerisinde kimi futbolcular insanlık dışı pas trafiğiyle şov yaparken, kimi futbolcular topla kaval kemikleriyle oynuyor. Ramiz Köfte regule edemiyor. Takımın en kötü iki oyuncusu Umut Bulut-Sabri aynı hatta. Bu hatta oynayan rakip takım forveti maçın adamı olamamışsa futbolculuğundan şüphe duyarım. Takımlar arasında, futbolcular arasında fark yok gibi. Her takım kötü futbolculardan oluştuğu için bu sezon Hangi Hoca iyiyse kötü Hocayı yeniyor. Ramiz Köfte Beşiktaş maçını bile kaybedebilir, tabi o maça kadar Şampiyonluğu taşıyabilmiş ise. Büyük Galatasaray Taraftarı devreye girer maçın sevk ve idaresini alır. Seneye her takım 11 yabancıyla sahaya çıkabilir, Galatasaray'ın başında Türkçe bile konuşmasını bilmeyen Hamza'yı düşündükçe seneye de maça gidememeyi şimdiden planlayabilirim.

Şimdi Şenol Güneş Hocamın eline ayağına düştük. Bir umut, hakemleri, kuduz aşısıyla zor zaptedilen Fener taraftarını aşabilirse yeniden umutlanabiliriz. Hiç bir maçımızın garantisi yok. Aksi olur da hele bir hezimetle Şenol Güneş derdest ederlerse hepimize geçmiş olsun. 4. yıldızı verdiğimizin resmidir.

Bu sezon başında, Şampiyonluğu zaten hiç birimiz öngörmedik. Hile, şike en azgın bir biçimde sürüyor, maçlar yasa dışı. Ama Galatasaray bunca engellemeye, içeriden dışarıdan bunca şer şebekesine rağmen, Başkansız, Hocasız işi buralara kadar getirmiş. Belki de 19 undan daha kıymetli olacaktı sonıncusu. Direnişin, haklının, doğruluğun simgesi olacaktı bu Şampiyonluk. Kaybedilirse çok yazık olacak. Biz çok kaybedilen Şampiyonluk gördük, dayanırız, TEMİZ FUTBOL ilk defa görecek.

İzin verme Galatasaray, Yensen de büyüksün yenilsen de, ama YEN, Yenmelisin yeneceksin.

Fatih İşgal etmiş, Yavuz gırtlaklarına çökmüş, Kanuni haraca bağlamış, Trabzonlu minnetle anıyor. Ülke ülke değil tımarhane olmuş, biz futbol yazısı yazıyoruz.

9 Nis 2015

Fener'li Necip Uysal

Hiç uzatmadan bodosloma giriyorum. Bana git  Beşiktaş'tan bir futbolcu al getir, ilk 11 e koy deseler. Necip Uysal'ı alır çıkar gelirim. Bugün için, oynadığı, oynayamadığı topu gördüğüm için değil, tanıdığım ilk maçlardan beri görüşüm buydu. Oyuna girerse ürker, çıkarılırsa rahatlardım. Çok büyük oyuncu mu? değil, zaten çok büyük oyuncu olsa her maç ilk 11 oynatırlar. Akıllı, futbolu bilen hocaların hamle oyuncusu, Büyük Hocaların göze batmadan, dikkat çekmeden, önlem alınmadan, darbe yaptıracağı bir futbolcu.

Üst üste 2 maçı aynı tempoda oynar. Şut çeker, kafa topuna çıkar, her rakibe karşı farklı biçimde kullanabilirsin. Bilmiyoruz ama belki de kaleye bile geçer. Yani Galatasaray'a tercih sebebimizin birinci maddesine göre şimdiki Galatasaray'da mutlaka kendisine yer bulabilecek yeteneği var.

Ne var ki bizim parametrelerimize göre Galatasaray futbolcusunun, sadece çok iyi futbolcu olması yetmez, hatta ters teper. Nitekim hakemi kandırıyor, yalandan yere yatıyor diye Burak'a, Eboue'ye saldırdık. Ben hakem olsam Necip bir ikili mücadelede yerde kalmışsa basarım Necip lehine penaltıyı, faulü. İkilemde kaldıysam sorarım, ne derse o yönde veririm hükmümü. Böyle futbolcu, hele şu endüstri bataklığında, 3 puan için, kupa için her türlü hilenin meşru sayıldığı ortamda saysak 10 kişi çıkar mı? Bu 10 kişinin içine banko girdiği için Necip Uysal'ı Galatasaray'a layık gördük.

Bu görüşlerim zaten vardı, olmayanı tarihe not düşmekti. Onu da Fenerbahçe- Beşiktaş maçından sonra yazmaya karar verdik. 15-20 sene sonra Necip Uysal Hoca olamazsa, hala kaldıysa Zift Medyasında kendisine bir sandalye bulamazsa, acaba ben nerede yanlış yaptım deyip geriye doğru iz sürmeye kalkarsa belki rastlar, tövbe eder  diye yazıyorum.

Hasta Fenerbahçeli ikiz çocuktan biri, seremonide Necip'e düşmüş, Necip'in elini tutmak istememiş çocuk. Şimdi ben senin elini tuttuğumda Beşiktaş'lı mı oldum? Necip kahramanca cevap verir. Hayır, esas ben senin elini tuttum diye Fener'li oldum.

Duyduğumda gözümden yaş geldi, hala etkileniyorum. O çocuğu bulup hikayesini bana da anlatması için neler verirdim. Yetiştiklerimizi biz anlattık, Metin Kurt'u, Sabri'yi, Ziya Yılmaz'ı, Vedat Oktay'ı, Hagi'yi,,,,, Bizden öncekiler bize anlatırdı Can Bartu'yu, Metin Oktay'ı, Baba Hakkı'yı. Bizden sonrakiler kimi anlatacak, taraftar kazandıran futbolcular yerine kupa aldıran, maç kazandıran futbolcuların hikayesi anlatılır bundan sonra sanırdık. Maç kritikken top benden çıktı diyen Semih Kaya'nın yanına  kimseyi ekleyemedik. Milli takım kampına silahla gelenler, her gittiği stadyumda yuhlananlar, küfür edilenler, kendine yapılan yanlışa yırtınıp, rakibe yapılanı görmezden gelenler, bir korner , bir taç alabilmek için 6 hakemi birden kandırmaya çalışanlar, oynadığı maçta, bir sonra oynayanacak maçın  maç başı parasını düşünenler.

Bazen bir gol kurtarır, tarihe öyle geçersin, bazen bir gol atar oynadığın takımın sembolü olursun. bazen de hiç bir şey yapmazsın, gol, kupa, madalya gelir seni bulur. Kimseye anlatmazsın, yanında, olayı duyan arkadaşın bile umursamaz, kıskanır söylemez. Çıkar 6 yaşındaki bir çocuk hayatın boyunca şanla şerefle taşıyacağın bir madalyayı boynuna geçirir Necip Uysal. Alacağın Şampiyonluklardan bin defa daha kıymetlidir. Futbol bir takım oyunu, bir camia sporudur. Biri bir nişan almaya hak kazanmışsa bütün futbolcular kazanmış sayılır.

Beşiktaş bana göre Vedat Okyar'dan sonra belki de ilk defa Şampiyon olmuştur. Fakat bu başka bir Şampiyonluktur, tek bir madalya takılacaktır. O madalya da Necip Uysal'dadır. Keşke bir Galatasaray futbolcusunun başına böyle bir olay gelseydi de, keşke Galatasaray futbolcusu senin söylediklerini söyleseydi.

Taş yerinde ağırdır, her ne kadar seni Galatasaray sporcusu olarak görmek istesem de, kal kardeşim kaldığın yerde, Beşiktaş'ın efsanesi ol, Hakkı Yeten kadar bekleme 24 yaşında Beşiktaşlı çocukların, Baba Necip'i ol.

Umarım bu hareketin kariyerini etkilemez, Sürüden ayrı eylem koyduğun için Milli Takım kapıları suratına kapanmaz. Yarın futbolu bıraktığında gereğinden fazla adamdı diye sana ceza kesmezler.

Futbolun lağımdan çabuk kurtarılması için keşke her takımın, Necip Uysal gibi, zeki, çevik, ahlaklı futbolculardan oluşan bir rakibi olsa.

Yolun, bahtın açık olsun kardeşim.

5 Nis 2015

Üüüççç, Üüüçççç; Galatasaray 4-2 Karabükspor


Büyük Galatasaray Taraftarının geleneğinde yoktur, kendisinden çok zayıf takıma karşı 2-0 öndeyken 3.yü ve daha fazlasını istemek. Sneijder geometrik bir atış yapmış, durumu 2-0 a getirmiş. Normali bundan sonrası futbol şovu olmalıydı. Ne var ki 2-0 dan maçı vermeyi test etmiş bir taraftar için 3-0 ın bile garantisi yoktu. Biraz bekledi, oyun rölantiye girdiği an gürledi, Üüüüüüüüç,Üüüüüüüüç. Takım, Taraftar gazıyla, kimin basiret bağlanması sonucu futbolcu lisansı almış, hangi Evliyanın dualarıyla kendini Galatasaray'da bulmuş bilinemeyecek olan mucizevi Galatasaray Santrforu'nun golüyle 3 ü bulmuş şov başlamıştı. Sneijder zevk yapıyor futbol seyrediyorduk ki, limon gecikmedi. Galatasaray'ın kiralık futbolcusunun asisti, Hakan Balta'nın golüyle korku filmi tekrar vizyona giriyordu.

Yılmaz Vural bu ülkede futbolu bilen 3 Hocadan biriydi benim için. Bugün itibarıyla verdiğim bu unvanı geri aldım. Gitmiş maça balık bir golle tutunmuşsun. An meselesi Ramiz Köftenin yapacağı salaklık. Beklesen tam Sneijder'i çıkarıp, bir diğer futbol mağarası Olcan'ı oyuna almak üzereydi ki, 2. golünü attı Galatasaray'ın kiralık futbolcusu. Ramiz Köfte değişiklikten vazgeçti. Sneijder'in 10 saniye maçta kalması bile Cehennemin diğer adıydı, geçmiş olsundu Deli Yılmaz. Kısmet bir sonraki düşmek üzere olan takımın başıydı.

Dere geçerken at değiştirilmezmiş, öyle bir değiştirilir ki, at at değil, rodeo boğası, 3-0 da bile rahvan yürüyemiyor. İlla tepinecek. Ezberlemiş Arena'da maçla beraber saldır, golleri bulunca 65 e kadar bekle Yasin'i- pardon sopayı yedikten sonra bundan vazgeçti-, Bruma'yı değiştir, gol yiyeceğin garanti, idare et, kan kustur taraftara, sonra forvetten birini daha çıkar, varsa elinde Yekta gibi bir balta al, oyunu Yüce Gök'e havale et. Uçuk gelecek ama, bu bir bilgisayar oyunu olsa ben de Galatasaray Başkanı olsam, Ramiz Köfte'yi bu gece kovar, takımı Hamit'e teslim ederim. Bu gidişle Galatasaray, Şampiyon olmasına olacak da milyonlarca Galatasaraylının ömründen ömür gidecek.

Taraftar için maçın günü, saatinin önemi yok. Bakmayın hiç bir şeyden anlamayan maymunların ahkam kesmesine. İster gündüz, ister gece, istersen gece 3-5 maçı oynat, ne kadar taraftar maça gidecekse o kadar gider. 50.000 kişi gelecek diye kolpa yaptılar, tribünler yarı yarıya boştu. Mesele çözülmeden, taraftarı tribünlerden kaçıran sebep bulunup, ameliyat yapılmadan bu taraftar sayısı, Şampiyonluk maçında da aynı olur.

Taraftar yok, Yönetici yok, Hoca yok, Golcü yok, Ön libero yok, Kale boş, futbol alemi top yekun saldırı halinde takım lider, inanılır gibi değil. Kale boş dedik ya açalım biraz daha. Yediği iki golde hatası sıfır, nankörlük etmeyeceğim, iftira atmayacağım. Hatta hakkını vereceğim bu maç. Serbest vuruştan gol yemiyor, bu konuda uzmanlığı var. Barajı kendi soluna top gelmeyecek şekilde kurdurdu, çocukken mahalle maçlarında yapardık, penaltı atılacağı zaman ortada durmayıp vuruşun uçacağımız uzak direğe atılmasını sağlardık. Muslera'da aynısını yaptı, barajın kapattığı köşeye yakın durdu, vuruş sahibinin tek seçeneği vardı. Bereket son serbest vuruş golünü yediği adam kendi takımındaydı. Avı sağına bekledi, balık zokayı yutmuştu, mükemmel bir suplajla çıkardı. Bir kaleci kurtarışından ziyade bir hile, bir blöf söz konusuydu. Gelen topları taca doğru şişirdi, pas trafiğinde yoktu, satranç oyuncusu gibi düşünüp topu oyuna sokmaya çalışıyordu. Bugün gol yemez diyenleri acı sürprizler bekliyordu. 2 gol yemese doymayacaktı. İlk yarıyı boynumuza ilmek geçirmeden bitirdik. Kronometre tuttum topun oyunda kaldığı süre 11.23 dakikaydı. En az yarım saat uzaması gereken maça 2 dakika ilave edildi.

Acaba diyorum Prandelli biraz daha kalıp öyle mi kovulsaydı. Şampiyonlar Liginden hezimet yeyip atılmıştık nasıl olsa. Devreyi görseydi de, 2015 i göstermeseydik de Ramiz Köfte'yi öyle getirseydik. Hatta Taraftara narkozu verip son 15 maça kadar dayanmasını sağlasaydık. Yeminle 15 de 15 yapardı. Gazı, yağı tuzu, yemi 15 maçlık Hamzaoğlu'nun. Hani Cevat Güler'i hatırlayın, son 8 maçı alıp Şampiyon yapmıştı.  Cevat hoca 15 maç kala gelse son 8 maçı çıkaramaz, 5. bile olamazdık. Kalp hastası olan Galatasaray Taraftarı bence kalan maçları seyretmesin. Edirnekapı-Habipler minibüs şoförü dayanıyor ben de dayanırım diyenlerin sorumluluğunu üstlenemem. Ben tecrübeli taraftarım, biz ne savaşlar gördük, bunlar tatbikat.

Sneijder'e biraz daha yalvarsak da Emre Çolak'ı da ilk 11 oynatın dedirtsek mi acaba? Yasin Öztekin'i futbolcu yaptı, Emre zaten futbolcu, 3 ü beraber oynasa oyun kalitesi 5 e katlar. Maçlar 3 er kişilik oynansa Sneijder-Emre-Yasin takımı uzak ara Şampiyon olurdu. Yine de takım içinde takım olur, top göstermezler. Melo dönene kadar idare etsek, Burak zaten bu hafta döner, takım ritmini bulur, şer cephesinin büyüklüğüne ve gücüne rağmen Şampiyon olur.

Bizim Kravatlı Eşkiyamız Çakal Ali, Fenerbahçe otobüsüne yapılan saldırıdan ders çıkarmalıyız demiş. Biz de 4 senedir aynısını söylüyoruz, ders çıkaramadığınız için oluyor zaten bunlar.  Hadi diyelim ders çıkaracaksınız, söylesene şebek ne dersi peki. Şike yapılmış ceza verilmemiş ağzınızdan futbolun adaleti için tek laf çıkmamış. Adaletten umut kesilince adalet arayanların yapacağı eylemler ne kadar acımasız, ne kadar kalleşçe olursa olsun sürpriz değil. Fenerbahçe Şampiyon olmuyorsa sanki Dünyanın sonu geliyor. Gamlı Baykuş çok daha büyük provokasyonlara hazır olun diye uyarıyor.

Son gol Burak'ın bebeğine gitti, ben maçı Sneijder'in serbest vuruştan attığı golde kaleciyi hatalı bulan Melih Gümüçbıçak'a hediye ediyorum, maçın adamına Hamit (Sneijder seçenek dışı), maçın bidonuna Umut Bulut  diyor, bu haftayı kapatıyorum.

21 Mar 2015

Taksim'den Aşağı; Ramiz Köfte 2-3 Galatasaray


Galatasaray ilk 11 i belli olunca başlar benim için futbol, son düdük çalınır, bir şeyler karalarız sonsuzluğa ve biter. Zift medyasının katran karası spor kanallarındaki medya maymunları ne söyler, ne yazar ilgilenmem. Ve en ağır sözlerimi Galatasaray kazanınca söylerim. Son söyleyeceğimi ilk önce söyleyerek başlıyorum.

Günahım kadar sevmem Edirnekapı-Habipler minibüs şoförünü, ama kefilim, Büyük bir Galatasaray Taraftarıdır, şaka değil adam geberiyordu. Serum bitince Florya'ya dönüp Ramiz Köfteyi kovsa şerefsizim bütün söylediklerimi geri alırım. Hadi biz profesyonel Galatasaray taraftarıyız, maçı okuyoruz, golü yiyeceğimizi, sonra  atacağımızı, sonra yemeyeceğimizi biliyoruz da rahatız. Abdurrahim ne anlar futboldan, bu maçı atlattı ama bir sonraki maçı atlatacağının garantisi yok.

FED dataları gibi sağlam, hipotezlerim var. Kadroyu öğrenir öğrenmez başlıyorum yardırmaya. Tabeladan bağımsızım, 3 puanı aldık ya rahat rahat yenileyelim. Ve testi kırılmadan su taşıyıcısını bir kez daha sopalayalım. Galatasaray kadro gurubundaki en büyük Türk oyuncu Sinan Gümüştür. Ligin son maçına bakacağız, ilk 11 de yoksa, Olcan ve Umut varsa en iyi ihtimal 3. lük maçı oynuyoruz demektir. Bu teori maç bazında da geçerlidir. Bilinçli bir atak yapma şansımız yoktur. Gol karambolden, kornerden, serbest vuruştan geldi geldi, ama korktuğum mesele bu değil. Galatasaray ne kadar kötü futbolcularla oynarsa oynasın nasıl olsa bir delik bulur çıkar golü bulur. Korktuğum akıllı hocalar, akıllı futbolcular, gereğinden çok daha fazla tehlike yaratır. Hiç bir savunma oyuncusu Umut'a, Olcan'a önlem almaz. Bu yüzden Galatasaray'ı yenme cür'etini gösterir, nitekim gösteriyorlar da.

Koskoca Sneijder Hacı Hüsrev'de maça çıktı. Eskiden ayı oynatırlardı o meydanda hatırlarım. Daha fazla seyirci olurdu. 18 milyonluk İstanbul'da 40 lira verip Sneijder'i Dünya gözüyle seyretmek isteyen 7-8000 kişi yok, biz neyin futbolunu konuşacağız. Bengaldeş'te gezse Sneijder'in peşinden 50.000 kişi gelir. Geçelim, daha ne kadar dip yapacağız görelim. Reyjart-Hagi-Terim-Mancini-Prandelli, paraşüt bir türlü açılmıyor Ramiz Köfte'ye kaldık. Çakılmamız an meselesi.

Maça damgasını vuran futbolcu Umut Bulut'tu. Futbolcu diyenle selamı sabahı kestim. Biraz iyi oynasa 2-0 geriye düşmezdik. Şimdi yazması kolay ama gerçek bu. İdare etse, bir kaç pozisyona girse de ilk yarı berabere bitse, Burak oyuna girmeyecek. Sahanın yıldızı Veysel Sarı gücüne güç katacak, goller geldiğinde çok geç olacaktı. Bir diğer futbolcu olmayan futbolcu Olcan'ın unutulmaz performansıyla gelen 2 gol şok etkisi yaptı. Bereket geri dönüş için hamle üstünlüğü ve zamanımız vardı. İki çöpten birini çıkarıp Burak'ı ateşe attık. Eğri doğruya denk geldi Umut maça mührünü bastı.

Muslera 2 gol yiyip rahatlamıştı, artık yemezdi, içimiz rahat olsundu. Maymuni bir top çıkardı, direk yardımıyla 3. gol girmediğinde kader ağlarını örüyordu işte. Büyük kaleci, Galatasaray iyiyse o da yemez, kötüyse kova.

Döve döve ilk 11 e girmek eskidendi, unutmuştuk. Şimdi devir dost, ahbap, kul köle devriydi. Adamın adamı olmazsan Sinan Gümüş gibi A2 maçlarında şov yapardın. Yasin savaşarak formayı aldı, Sneijder'le ver kaçları futbola dair kırıntılardı. Daldı kesti, Umut Bulut vuramadı, vursa pozisyon kaçmıştı, Selçuk affetmedi.

Yasin bir kere daha kuşandı, cenabetlik var kendisi atamıyor, belki de gol atmayı sevmiyor,  soldan aktı, Umut olsa kendisi vururdu, o Umut'a pas verdi. Tam Umut'luk pozisyon, 7.5 metre boş kaleye dürtecekti topu. Ne kaleci var, ne savunma oyuncusu, ballı ekmek kadayıfı, istatistik metre utanmadan golü Umut attı yazacaktı.

Usta bir kaç maçtır iyi oynuyor, 2-0 dan 2-2 ye gelmekle avunacak gibi değil, bu kez sağdan aktık Selçuk'la, Sabri'ye attı sandım, daha beteri Umut'tu topla buluşan. Kaval kemiğiyle tepti, top yerdeki adama çarparak havalandı, gol pası oldu, Kral golü, gol kralı özlemişti.

Artık Taksimden aşağı Kasımpaşaydı. Ben korkmadım 3. golü yeriz diye, 1-0 galip olsak kesin yeriz derdim, Muslera 2 tane yediği zaman büyük kaleci oluyor, korkma. 4. golü aramakta fazla istekli olmadık. Saldırmadık bu yüzden, ne var ki Apo'nun kalp çarpıntılarını düşürmek için Umut'un yerine futbolu öldürecek biri lazımdı. Futbol ölecekse bizde eksik olmaz katil. Sok Yekta'yı futbol topu icat edildiğine pişman olsun. Makinalı tüfekle yaylım ateşi yapar.

Melo'nun yerini Hamit kelle koltukta idare ediyor. Bu maçta da orta sahayı çok iyi tuttu regule etti. Selçuk'u öne attı. Sabri'de bir sıkıntı var öğreniriz, çıkınca Hamit sağ beke geçti. Sanırsam Emre Çolak girdi ama ben hatırlamıyorum, yanılmış da olabilirim. Var mı yok mu ben göremedim. Babel korkulacak yıllarını geride bırakmış, ben tırsmamıştım, tırsanlar da boşuna tırsmış.

Şimdi başkaları düşünsün, Fener-Beşiktaş maçı ne olur? El Şikesiko'nun sonucu ne olursa biz yarar? sorusunun net cevabı yok, öyleyse kesin biz kazanacağız.


15 Mar 2015

Geçen Maç SERF Demiştim Özür Dilerim Hocam; Galatasaray 2-2 Başakşehir


5-0 yenseydik de aynı şeyleri yazarak başlayacaktım. Kamu görevi yapan bir insana herkes iyi diyorsa, emin olun çocuklar o kuruluştaki en kötü adam odur. Maç bu 3 ihtimalli, katlanırız, neler görmedik? ama buna katlanamam, dayanamam, Aydın'a yanımda otur sana 15.000 dolar verdireyimin iyi insanlığı olamaz. Bu ihanettir, bu hırsızlıktır. Bu bir insan düşmanlığıdır. Aydın'ın çocuğuna yaptığın iyiliğin, bin beter kötülüğünü Birhan Vatansever'e, Sinan Gümüş'e yaptın sen. Fener maçından sonra SERF ilan etmiştim, Büyük Galatasaray Taraftarından özür diliyorum, hak etmediği unvanı vermişim, Ağasının hizmetkarı, Galatasaray'ı bitirmek için görevli Şebeke'nin maşası, bir virüs. Fatih Terim'in Galatasaray'a attığı son kazık.

Ey Büyük Galatasaray Taraftarı; 5 cm uzağa işeyebildiği için Başkan sandığınız prostatlı Liselinin, Dolmuşçu Şebeğin yönettiği takımınızla, bu salağa rağmen 4 yıldızı görebilirsiniz, ana inanın çocuklar değişmesi pek mümkün görünmeyen Kravatlı Eşkiyalar Sistemi sürdüğü müddetçe 5. yıldızı torunlarınızın torunları göremeyebilir.

Sultan   Süleyman, biraz eğlenecek çağırmış Sümbül Ağa'yı,
-Sümbül Ağa öyle bir suç işlemiş ol ki, özrün kabahatinden büyük olsun.
-  Gece Hürrem Sultan'ı pandikledim Hünkarım.
-Neoooo, ağalarrr, alın şunun kellesiniiii, niye yaptın laaaaann
-Kusura bakmayın Sultanım, karanlıkta Hürrem'i sen zannettim

Algoritmayı vermiş Motor Sanat Terk.

Futbolcu çetesi emri altında zaten. Mancini'ye, Prandelli'ye teneke bağlattı. Açıklardan Bruma'yı çakma Çin burma bileziği gibi geçirdi, diğer açığı artık kim aldırmışsa, kupa maçlarında, emeğiyle aklıyla zor kullanarak girdi. 65 de benim aldırmadığım Yasin'i çıkar, galipsen maçı tutacak çöpün birini alıp yat, mağlupsan  18 e alıp banka hesabını doldurduğun forvet çöpü sok. Gerisini Yüce Gök'e havale et. Bizim götümüzü doğarken Evliyalar yalamış. Hacı Yatmaz'ız. Titanik'te yılbaşı partisi için akşam kokteyline şarap mezesi yapılacak canlı yengeç olsak, gemi batar yine bize bir şey olmaz yırtarız.

Hepimiz ağlıyoruz ve soruyoruz, neden bu değişikliği yaptın? özrün ne Sümbül Ağa?

-Ezberimize göre 65 de çıkaracaktık her maç olduğu gibi. Şansımız varmış ki kötü oynuyordu zaten. 2-0 da öndeyim, Bruma ,Ağa'nın futbolcusu, yanılmış olamaz, bakarsın ayağına top çarpar gol atar da hala varsa Fatih Terim kulu taraftar, minnetle anar, Yasin'in kimsesi yok, kafasını koparayım dedim. İyi oynamaya başladı, Koskoca Galatasaray'ın küçücük beyinli Ramiz Köftecisiyim, 5 dakika iyi oynadı diye ilkelerimden mi taviz vereyim. Özür diler geçer giderim.

Rakiplerin bizi yenemeyip, Feneri, Beşiktaş'ı yenmesiyle beleşten atılan fark, 2 maçta kapandı. Objektif olmamız gerekirse şu an en iyi ihtimal 7. 8. olmamız lazımken Şampiyonluk hayalleri kuruyoruz.  Başakşehir maçını baz olarak alsak bile 5 saniyede golü yiyorduk. Maçın hakkı en az 3 farklı yenilgiydi.

3-0 yendiğimiz maç yazısında bile yazdım. Tekrar yazıp not olsun diye sonsuzluğa bırakıyorum.

Ligin son maçını bitiren kadroya bakınca bu notu hatırlayın. Olcan-Umut Bulut var, Sinan Gümüş yoksa en iyi ihtimal ligi 3. bitirdiniz demektir. Bu da demek oluyor ki bu sene de küme düştünüz.

Maçı 4-2 kazandık mı Muslera ne sevimli geliyor değil mi çocuklar. Kedi diyenler Panter diyenler çok sevimli bulanlar. 2 tane kurtarmıştır, 3 lüye icabet etmiştir. Yediği 2 gole kimse aldırmaz, gelsin 3 puan. Bir maçı da sen al be kardeşim. Yan toplarda, serbest vuruşlarda felç geçirirsin, ayağına gelen topu taca şişirirsin. Tamam kaskon var Sinan Bolat'la, Eray'la ömür boyu yapılmış. Hasarlı da olsan tam ödeniyor. Yedeklerin bok çuvalı bile değil, Kentsel dönüşüm şantiyesinde amele olsan, 100 senelik köhne apartman yıkılsa 1 tane tuğla bile tutamazsın. Gel gelelim bizim Polyanna Taraftar gözünde Dünya'nın en iyi kalecisisin.  Kredin sonsuz, tıka basa gol ye, bizim gibi salakların parasını da al götür.

Chelsea maçında stoperler 2 kafa gölü yedirdi, elendiler. Sen de fazla yüklendin dedi birisi maç esnasında. Evet yedirdiler,takım erken elendi, ne var ki seneye o kupayı alma ihtimali var. 10 maç kaldı bir aylık kazancını Galatasaray'ın her hangi bir maçına galibiyet basabilecek taraftar çıkar mı içinizden? Her maçı kaybedebiliriz, her maçı da kazanabiliriz. Tam bir langırt ligi, Sen Şampiyonluk savaşını yaptığın takıma yenil, başka bir takım gitsin onu yensin aradan sıyrıl, takımı ben Şampiyon yaptım de. Defolun lan başımızdan. Yıllardır korkuttular kandırdılar, takımı Ruslar, Araplar alır diye. Alsın ne var bunda? Galatasaray'ın sahibi Adanalı bir ağa olsa bundan çok daha iyi. Hamza, hoca olacağına takımın sahibi olsa 1 puan kaybetmez, 1 doları oynamayan futbolcuya vermez. Son 20 senenin bütün Başkanları, yöneticileri, Hocaları ya salak ya hırsız. Galatasaray'ın muhasebesine bakan müdür senede 5 milyon dolar çalmıyorsa o da ya salak, ya evliyadır.

Sabri sakatlanıp çıktı sandık, meğerse devreye girerken attırdığı muhteşem gol yüzünden cezalandırılmış. Yerine Tarık girdi, Kol saati gibi geçirmişler.  2 sene de kavgasını verdik almak için. Bizde pozitif ırkçılık var, Sinan Gümüş zenci olsaydı, ya da Fatih Terim 10 milyon yuro verip aldırsaydı, Bruma yerine şimdi onu seyrediyor olacak, Fatih Terim'e de tapınacaktık. Nerede onda o akıl? Mehmet Ekici bizde olsa diye iç geçirenlere rastladım. Bizde olsa Florya'da oynanan A2 maçlarında frikik golleri atardı. Arada sırada oynasa kornerlerinde kimse kafaya bile çıkmaz, serbest vuruşun başına geldiğinde Selçuk'tan, Burak'tan sopa yerdi. Buraya yazıyorum Mehmet Ekici bizim sepet kaleciye kornerden gol atacak. 

Başakşehirin hocası bizim, Uğur, Ferhat, Yalçın, Alper Tuğ, Alpaslan bizim, golü atan Mehmet Batdal bizim. Dua ettik, bizim olmayan Semih Şentürk yoktu, olsaydı ilk maçın skorunu arardık. Nitekim daha ağır oldu. 3. gölü yememek için kaleci adamı 18 dışında indirdi.

Prekazi'nin golcüsü Tanju'ydu, Hagi'nin Hakan Şükür. Lincoln'ün Baroş'u vardı, Sneijder'in golcüsü Umut Bulut. Ver kaça girsen biri ayağıyla biri kaval kemiğiyle oynuyor. 1 metre eninde 100 metre boyunda bir hatta topu ver kenarlara değmeden 1 saatte gidemez o yolu. Hamza'nın haklı olduğu bir nokta vardı, onda da arkasında duramadı. Sneijder Hamza'nın futbolcusu değil. Umut Bulut- Sneijder aynı takımda oynamaz. Forvet adamı çıkaracağına Sneijder'i bile çıkarsa maçı vermezdi. Sneijder'in özelliği 3 lük atmak. 2 maçta tek bir pozisyon yaratamadılar. Tıklamayla oynayabildiği adam da Yasin'di onu da çıkarınca pozisyona bile giremeyeceğimizi hepimiz biliyorduk.

Eğri gemi doğru sefer yapamaz. Tüpçü-Aziz-Motor Sanat Terk şebekesi futbolun başından kaybolmadığı sürece, futbol , özelde Galatasaray Taraftarı genelde pis akvaryumda yüzmek zorunda olan temiz balık taraftarları için zulümdür, acıdır, gözyaşıdır. Ömrü yetenler bekleyecek, biz tabelayla, kupalarla ilgilenmiyoruz, Galatasaraylıyız, pis akvaryumdan lağıma da atsalar değerini kaybetmez, çekeriz bu cefayı.

9 Mar 2015

SERF Hamza; Fenerbahçe 1-0 Galatasaray


Demeçlerden başlayalım içini doldururuz nasılsa. Maç arifesinde futbolcuların görüşleri yayınlandı sosyal medyalarda. Bruma Bey için Fener maçının, Balıkesir maçından bir farkı olmadığını öğrendik. Doğru 11 er kişi oynanıyor, saha top kale ebatları aynı, o maçı kazanana da 3 puan veriyorlar. O zaman ha sen oynamışsın ha Aydın Yılmaz, bizim için bir farkı yok kim itelemişse seni, zehir zıkkım olsun, çoluğundan çocuğundan çıksın. Git ekmeğini başka takımda ara, Ronaldo ol, sakın bize görünme. Bize futbolcu lazım değil hıyar, bize Galatasaray yenildiği zaman ağlayacak, başka bir Galatasaraylı ağladığında başını omuzuna yaslayacağı adam lazım.

Maç öncesi Hamzaoğluna soyluluk unvanlarından hangisinin verileceğini divana getiriyorduk. Ben dolduruşa gelerek Arşidük'lüğü uygun görmüştüm Ramiz Köfte'ye. Rakibimize başarılar dilerim dedi. Dileği de gerçekleşti. İyi adam lan tartışmasız. Kan lazım desen verir,  yere düşsen kaldırır, futbolculuğu da böyleydi, sarı kart almaz, riskli toplara girmez, yenen takımı tebrik eder, bir Evliya bir Eren, bir Dalay Lima'ydı. Aynen devam, ha Galatasaray'ın başında ha Akhisar'ın. Deplasmanda 1 puan aldın mı, senden huzurlusu yok, sıçan gibi oynamışsın, senden öncekiler gibi yatmış, tırsmış, pusmuşsun unutulur gider. Hala lidersin, yarın Şampiyon olursan dün geceden beri ağlayan taraftar, seni İmparator ilen eder.

Bakın, 4. yıldız başında hiç hoca, Başkan bile olmasa yine gelir. Görürüz, Arşidük, Kral ilan etmemize ramak kalmış ne var ki SERF gelmiş SERF olarak kalacak Hamza ile devam edersek 5. yıldızı bir nesil göremez. Bala kısmete, son dakikalara sıkışan 3 puanlar, Fenerbahçe'nin beklenmedik puan kayıplarıyla açılan fark, küçük beyinli hocanın tırsmasıyla 1 maçta kapandı. Ne olur? ne bileyim, deveye sormuşlar senin Hocan neden Hamzaoğlu? Deve demiş ki senin Hocan da Arap İsmail. Normal de birinin başında Van Gaal, birinin başında Morinho olması gereken iki takımın bu iki hocayla oynayacağı her maç EL SİKKO'dur.

Maç başlarken Evliya Tarafındaki kalenin arkasından bir perde indirildiğini gördük. Pahalı bir kumaşa basılmış bir resimdi anladığım kadarıyla. Bir kanarya kuşu, bir Aslan'ı stadın içine doğru tekmeliyordu bu resimde. Kareografimiymiş neymiş! yazık bu işin de sahtesi çıkmış. Hiç bir taraftarın elinin değmediği tribün şovu olarak futbolumuzun utanç tarihinde yerini aldı.

Maçtan sonra Galatasaray Başkanı, gelenek bozulmadı niye üzüleyim demiş. Büyük Galatasaray Taraftarına çağrımdır, Galatasaray Başkanlık makamına saygınızı gösterin, hayatınızda etmediğiniz en ağır küfürleri edin. Alp Yalman'dan 5 cm uzağa işeyebildi diye Koskoca Galatasaray'ın başına iki satırlık adamları musallat ettik, bundandır böyle ilkelerdeki dibe vuruşumuz. Şampiyon olsan ne olacak?

Maçın hakemi  Şansal BüyükA olsa, Lig TV'nin ali menfaati için önce Hakan'ı sonra Olcan'ı son adamdan atardı. Olcan'ın bodoslama Gökhan Gönüle girişine sarı kart, faul verirdi. Diego'nun ceza sahasında kendini yere atışına, Emenike'nin Koray'ın ayağına ince takılıp düşüşüne acımaz penaltıyı çalardı. Bu maç için Cüneyt Çakır'a ters bir şey söylersek çarpılırız. Eğri gemi doğru sefer yaptı, Sergen'in yatışıyla, Hamza'nın maçı Fenerbahçeye hediye edişiyle ligi yeniden satma şansını yakaladı.Allah bereketini artırsın.

Maça başlayalım; Burak Yılmaz'ın aşırttığı top, evliyaların dokunuşuyla üstten dışarı çıktı. Selçuk'un vuruşunu Galatasaray Maçlarının en büyük Fener futbolcusu Volkan Demirel yerde yatarken kalkıp kurtardı, Hamit'in cılız şutunu çeldi, attıkları golle morali tavan yapan kaleci, o yüksek motivasyonla golden hemen sonra Yasin'in mucizevi sıyrılışıyla vurduğu insanlık dışı şutunu, insanlık dışı bir suplajla çıkardı. Galatasaray maçları baz olarak alınsa nefret ediyorum ama söyleyeceğim, Dünya'nın gelmiş geçmiş en büyük kalecisi Volkan Demirel'dir. Ülkemizde de tüm jenerasyonların en büyük kalecisidir.  Bizim için kale önünde göründüğümüz toplam 2 dakika sürmeyen aksiyonlar bu kadardı. Geri kalan sürede sıçan gibi oynadık. Topu taca bile atamadığımız pozisyonları içim sızlayarak seyrettim. Koskoca Sneijder kalenin önünden topu Fener yarı saha sahasında hayaletlere şişiriyordu. 6-0 yenildiğimiz maçı izleyin, inanın çocuklar dün geceki maçtan çok daha iyi oynamıştık, 3-0 olmuşken bile geri dönmeye oynadık. Lucescu ile 7 kişi kaldığımız maçta bile saldırdık. Galip gelemediğimiz 19. Kadıköy maçının en berbatını oynadık. Yenildik diye söylüyorsam kahrolayım. Berabere kalabilseydik çok daha ağırını yazacaktım.

Galatasaray iyiyken Muslera'yı seyretmeye doyum olmuyor. Takım 2-3 atmış 1 gol yemiş, 2 gol çıkarmış, kaleci performansı seyrediyoruz. Simoviç varken böyleydik, kaleye top gelse de blokaj, suplaj seyretsek derdik. Bir çataldan bir çatala atlardı. Takım fark atmışken Muslera için de aynısını istiyorum, top gelse de kurtarsa. Maç riskliyse top yarı sahamıza geldiğinde Yusuf Yusuf oluyorum, hele kornerler, serbest vuruşlar. Korku filmi gibi. Emre'nin serbest vuruşunda felç geçirdi. Yedek kaleciler kaleci değil, tamam da bir büyük maçı da sen al be kardeşim. Keşke kurtardığını yeseymişin de zaman kalsaymış çıkarmak için. Öğretmediler mi, söylemedilir mi? Galatasaray son dakikalara 2 farklı girememişse o maçı ya kan kusarak tamamlayacaksın ya golü yiyeceksin. Gol bağıra bağıra geliyor, Galatasaray sanki 8 kişi kalmış, Burak'ın, Sneijder'in ayağına top gelmiyor. Umut Bulut unutulmuş yok hükmünde, Olcan Adın ben niye atılmıyorum diye Cüneyt'in gözünün içine bakıyor. Sabri serseri bir topa vurur takımı Kadıköy'den Şampiyon çıkartırım diye macera aramaya gitmiş. Sahanın en kötü Fenerbahçelisi Kuyt, bom boş buluştuğu topa, Hamit'in vurduğundan daha kötü vurdu, Chedju götünü döndü, Muslera gol yemezsem kontratım iptal olur korkusuyla uzanamadı, boynumuzu büktü, 20. Kadıköy maçına bıraktı hayalleri.

Sinan Bolat yüzünden Muslera'ya, Umut Bulut yüzünden Burak Yılmaz'a laf söylerken boğazım düğümleniyor. Elalemin kalecisi sakatlanıyor, yerine oynayan daha iyi, futbolcusu ceza alıyor, yerine oynayan daha iyi. Fener tek kaleye dönmüş, adam değiştiriyor, bizimkisi maçı Gök Tanrıya havale etmiş yiyeceği golü bekliyor hamle için. Çift forvet oynuyorum diye kendini kandırmış, ikisini toplasan Burak'ın tek olarak oynayacağından daha kötü. Topu onlara aktaracak kanat oyuncusu yok. Arap'la alay ettik, bütün takıma Sneijder savunması yaptıracak diye. 40 metre yaklaştırmadılar kaleye.

Takımda iyi futbolcuyu imbiklerle süzdüm, zar zor Selçuk İnan'ı ayırabildim aralarından. Gol olan şuta sırtını dönmese Chedju'yu, salakça verdiği geri pasla Hakan Balta'nın sakatlanmasına sebep olmasa Hamit'i de ayıracaktım. Sadece bu maç için değil elbet ama Umut Bulut'un futbolcu olmadığını, Olcan Adın'ın Galatasaray futbolcusu olamayacağını söyleyerek diğerlerine kötü oynadılar hükmünü yapıştırıyorum.

Galatasaray'ın başkanı, Hocası, futbolcusu benim kadar üzülmüşse Galatasaraylılığımın hayrını görmeyeyim diyorum. Hepinizi bu Galatasaraylılığının olanca ateşiyle kucaklarım. Ağlamak için bir omuz arayanınız varsa ben buradayım.

SERF; Ortaçağ Avrupası'nda, miras yoluyla kendisine tahsis edilen kiralık arazide toprak ağası adına çalışan köylü