Galatasaray Yönetimi son yıllarda ilk defa taraftarın istediği bir karar alıp, Vatan Gazetesine kapıları kapatmış. Aslında tamamına kapatması lazım. Ne yazmış Vatan, şu son kritik haftalara girilirken. Hemde Galatasaray'lı birine yazdırmışlar ki ibnelik göze çarpmasın. Devlet vakti zamanında Türkiye'yi eleyerek, şampiyon olarak temsil etmiş Galatasaray'a ikramiye vermiş ve bu parayıda Fakir Fukara Fonundan ödemiş. İsterse yeşil kart fonundan ödesin sana ne. Hepsi devletin parası değilmi. Karşı çıkacaksan hepsine karşı çık. Hadi verdi, olduk fakir fukara sana ne. Ayıpmı fakir olmak, hem sen utanmıyormusun fakirle aynı mahallede oturmaya, aynı oyunu oynamaya, aynı puanda olmaya, hatta fakirden korkmaya utanmıyormusun. Hani delikanlılığınız sizin. Haber haber değil, maksatlı, aşağılayıcı. Az bile yapmışlar Vatan Gazetesine. Ama avukatlığını yapmak yine bizim sandığımız Davut'lara düşmüş. At kılçığı ortaya temizlesinler. Yok efendim haber yanlışmıymış, basın özgürlüğüymüş, sana ne lan. Bir sürü salak niye para alıyor bu işlerden. Galatasaray'a saldırmak, haksız olduğunu ispatlamak Galatasaray'lıyamı kalmış. Demokrasi diye diye sığırları başımıza hükümdar ettiler, ne demokrasisi. Sonuna kadar diktatörlük, Galatasaray'a saldırmanın bedeli vardır, her kademede bu bedel şu yada bu şekilde ödenir, ödetilir. Galatasaray'a saldıran eğer Galatasaray'lı ise cezası iki misli artar. Bizdeki infaz yasası böyle işlemiştir bu güne kadar. Tarih en büyük cezayı ihanete kesmiştir.
19 Nis 2008
18 Nis 2008
Es Es'li Ronaldinho
Eskişehirspor'a Ronaldinho müjdesi
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Eskişehirspor'a verdiği Ronaldinho sözünü tutuyorAA
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, “Ziyaret için gittiğim Rio de jenerio'da güzel top oynayan çocuklar gördüm. Brezilya'nın Ankara Büyükelçisinden ismi Ronaldinho olan birini bulmasını rica ettim. O da bulacağını söyledi. Biz sözümüzü tutarız, yeter ki Eskişehirspor Süper Lig'e çıksın” dedi.
Bu gün yeter yazmayayım diyecektim ki, son bir defa düşman ilan ettiğimiz Vatan Gazetesine tıkladım. Başlığı görünce habere daldım. Ulan olurda bu kadarmı olur. Bu millet bu kadarmı salak yerine konur. Bu millet tarihinde iki defa deli tarafından hüküm edildi. Bir deli İbrahim'di biride İrecep Başbakan. Deli İbrahimin hangi takımı tuttuğunu tarih yazmıyor ama İrecep'inki belli. İrecep'in Maliye Bakanı herhalde akıllı bir Galatasaray'lı olmaz. Yani umarım Galatasaray'lı değildir yoksa çok üzülürüm. Gerçi koskoca Es Es taraftarı yerinde olsam onlar adına da üzülürdüm.
Mezarlıktan Geçerken Islık Çalanlar
Atmaya gelince koca topçu Genç Osman oluyorlar. En kolay maçları Galatasaray maçı. 4 atıyorlar, 6 atıyorlar, her maç yeniyorlar. En zayıf takımlarıyla bile yendiler, yenerler. Bir Fener'liyle dayanabilirsen otur sohbet et. Maçı oynamadan kazanırlar, en büyük onlar, en büyük en zengin onlar, en çok taraftar onlarda var. 3 puan geride bile çıksalar farketmez, nasıl olsa yenecekler. Peki o zaman neden bu korku, neden bu yaygara 1 haftadır. Sanane bizim Belediye maçından. İster yenelim ister yenilelim sen nasılsa yenmeyecekmisin beni zaten. Biz senin Denizli maçınla, Yusuf Şimşek'le ilgileniyormuyuz. Ne halin varsa gör maçlarını bile çoğu Galatasaray'lı seyretmez. Ben en son Fener maçının gollerini sonradan bile görmedim. Yine seyretmeyeceğim. Keşke her maç Fener maçı olsa. Hayatımda hiç bir Fener maçından korkmadım. Bunlar korkudan Denizli maçında puan kaybederse şaşırmam.
Ali Sami Yen'e gelirken Şişli Mezarlığı var. Oradan ıslık çala çala geçinde götlerinizin yusuf yusuf attığı belli olmasın.
Temel Spor Yazarı Olmuş
Temel, Fadimeye yazdığı mektubun sonuna eklemiş.'' Mektupla beraber sana para gönderecektim, ama zarfı kapatmışım bir dahaki mektupta gönderirim''.
Okuduğumuzdan değil, yanlış anlaşılmasın. Spor yazarları(ne demekse) ne yazmış diye konumuz gereği göz gezdiriyoruz. Gazete Vakit, yazar Sami Özey, adını ilk defa duyuyorum. Destan yazmış, dağları bekleyen korkuya destek için. Adnan Polat meğerse yeni hocayla anlaşmış ama bu hocayla maça çıkacağına daha kolay yol izlemiş. Abdullah Avcı'nın kafasını karıştırmak işine gelmiş, seneye belki Galatasaray'a gelirim umudundaki hoca , futbolculara emir verir yenilin diye. Yalancıktan teklif etmiş ki umudu artsın bizi yenmesin diye. Bir sürü buraya yazıpta sizin midenizi bulandırmayacağım şey doldurup para almış yazdığı yazıdan. Konu bu değil, bunları herkes yazdı, 2 gün daha yazacaklar. Bir yalama daha yazsa ne yazar. Bizim yazmamıza sebeb ise yazısının sonuna düştüğü not.
''Biz bu yazıyı yayınlamak için gönderdiğimizde Abdullah Avcı'nın 1 yıl daha sözleşmesinin uzatıldığını öğrendik.'' Zarfı kapatmıştık yani. Temel yetiş saat 12 yi geçmeden bitir yazını.
Tersine Evrim
Ne güzel insandılar onları tanıdığımızda. En güvenilir hakem onlardı. Maçlarınıza ikisinden birini verdikleri zaman aklınıza hiç bir şeytanlık gelmezdi. Ne görürlerse onu çalan hakemdiler. Sevmeyenleri yoktu. Çok hata yaptılar, ama hiç bir yönetici, futbolcu, taraftar şüpheye düşmemişti. Tempolu küfür edildiğine şahit olmadım. Tarihe geçen takım yakmaları yoktur Ali Aydın, Cem Papila, Erol Ersoy ... gibi. Övücü yazıları pek yazamam, kısaca hakemlikleri adam gibiydi. Bıraktıklarına üzülmüştük. Bıraktılar ama gitmediler. Gitseydilerdi keşke, hep özlemle hatırlardık kendilerini.
Önce hakem yorumcuları oldular. Birinin ak dediğine öbürü kara dedi. Erman penaltı demişse, Ahmet değil diye parçaladı kendisini. Hep kavga çıkardılar ekranlarda, kaç hakemin ekmeğiyle oynadılar, hakemliklerinde küfür yemeyenler yorumculuklarında dünyanın küfürünü yediler. Adamlıktan tersine evrimmi gerçekleşiyordu ne. Garip yaratıklar oluyorları gün be gün. Google'a adlarını yazdığınız zaman 100 kişiden 90 ı küfür ediyordu. Ne gerek vardı ki, değermiydi bir kaç yüz bin dolar için adamlıktan vazgeçmeye. Sevenleri yoktuda, seyredenleri git gide eksilmekteydi. Uyanan televizyonu açmıyor, kapatıyordu. Bir şeyler yapmaları gerekiyordu. Daha doğrusu birileri onlara bir şeyler daha yaptırıyordu.
Birde baktık ne görelim, her ikiside yarışma programı sunar oldular, gerçi daha önce başka maymunluklar yaptırılmıştı( mahkeme gibi birşeydi) ama şimdi resmen evrim gerçekleşmişti. Darwin çöpe atılmış, insanlar, maymuna dönmüştü. Bekleyelim bakalım daha neler göreceğiz, maymundan önce neymişiz.
17 Nis 2008
Yusuf! Yusuf!
Korku dağları bekliyor, medyayı saldılar üstümüze. Necati kendi kalesine gol atacakmış. Apo Avcı geometri, cebir dersleri alıyormuş. Nasıl maç kaybedilir dersi. Biletleri çok pahalı sipariş etmişler, 40 lira. Parası olmayan takımın götünde don olmayan taraftarı gelemesin diye. Belediye, otobüs hatlarını iptal etmiş İkitelli istikametine. Normal, maç Belediyesporla! Fenerle değil. Adamlar kendi sahasına oynadıkları maçta seyirci üstünlüğünü kaptırmak istemiyor. Vatan Gazeteleri 3 saat içinde hem baskette, hem futbolda Fenerin fii tarihinde Galatasaray'ı yendiğini hatırlatmış. Amaç ne anlamadık, hem fakir hemde geri zekalıyız ya biz o yüzden. Hakemleri baskı altına almayı unutmamışlar, ölümlerden ölüm hakemlerden hakem beğeniyorlar bu maç için. Son 16 dakika çok koymuş, dile kolay, yazdıklarının söylediklerinin kıçına kaçma ihtimali var. Çıkaracak leylek de yok. Her gün Fenerin kadrosu iyi de, zengin de, taraftarı çok de, Başkanı akıllı de, Hocası en büyük de, ne dersen de totalde Türkiyenin en büyük takımı şu kıçı kırık Cim Bom'la nasıl aynı puanda kalır 4 maç kala. Olurmu olur Feneri Ali Sami Yende yenersek bütün söylenenler, yazılanlar çöpe. Umut Belediyespor'da. Ah bir yenselerde Mecidiyeköy'e geçen yıl ki gibi şampiyon çıksak. Meraklanmayın yenerler, hatta Necati atar, ama hesabınız yanlış.
Siz kendi maçınıza bakın. Yusuf Şimşek'e olmayan paramızdan verdik, hayatının futbolunu oynayacak. Güvenç Kurtar'a rica ettik Denizli tarihine yeni bir destan ekleyin diye. Şike yapan Sülaymanoğlu vardı ya hani bilerek gol yiyen, onu oynatmayacak gözünüz aydın. Sizin bir tarafınızın yusuf! yusuf! attığını hissediyoruz. Aman ha bir kazaya kurban gidipte Sami Yen'de tur attırmayın bize. Şansınız varsa, Allahında sevgili takımıysanız bu hafta yenilip gelin, Bizde yenelim. Yok eğer biz yenilip siz yenerde gelirseniz dünyanın en şanssız taraftarı olacak Mecidiyeköy'e gelecekler. Bizde önce insanlık sonra şampiyonluk esastır. Bize boşuna Galatasaray'lı demiyorlar.
16 Nis 2008
İsyancı Takıma ''Çav Bella'' Yakışır
Takım direnme hakkını kullanıp, iç isyan çıkardı. Hastalıklı Hocasını vatanına rehabilitasyona gönderdi. Tribünden tam destek geldi, ölü toprağı atıldı üstündeki. Taraftar isyancı devrimci futbolcuları için klasik tribün desteğini, isyana uygun şekilde taçlandırdı. Her zaman 3 lü ile başlayan maç be defa çok anlamlı ve duygu yüklü tezahüratla başladı. Yönetim futbolcu taraftar coşkusu sahadaydı. Bizde önemli değil maçın sonucu. Yeterki teslim bayrağını çekip oynamasınlar. Her türlü skorun altından kalkabilecek ruhta olduklarını ortaya koysunlar. Sonrası oyundur, 3 ihtimali vardır. Bu devrimci takıma bir de devrimci halk türküsü yakışırdı, Çav Bella'nın tribün jargonuna uydurulmuş şarkısı yayıldı ortalığa.
Böyle devam ederlerse Fener maçında biri Che Guevera gibi oynar, bizde tribünlerden,'' Hasta Siempre Commandante'' diye naralara atarız. Uyarlamasını ben yaparım, Armağanımız olur.
Fener'i "Ateş" Basmış!
Aslında dünkü gazetelerde bekliyordum, demekki maçı beklemişler. Galatasaray elenmiş korktukları başlarına gelmemiş. Bu gün saldırmış medyamız. Fenerbahçeliler Necati'ye ters kolpa yapıyorlar. Neco oynamazmış bu maçta, Abdullah Avcı'da kıymete binmiş. Büyük hoca ya istediği sonucu aldırma yeteneği var. Yatacakmış Galatasaray'a.
Doğrudur ezikler, doğrudur. Necati bu maçta 2 tane yüzde yüz golü atmayacak, Hoca da takımı geriye yaslatıp Galatasaray'a hücüm üstünlüğünü bırakacak. Yardımcısı Arif'ide kafaya almış, oda defans oyuncularına penaltı yaptırın demiş. Bu maç çantada keklik bizim için, çatlayın patlayın.
Kötü bir durum Galatasaray yenerse, senaryolar hazır
1-Necati kötü oynayacak
2-Abdullah Avcı kötü taktik verecek
3- Fark olursa kesin yattılar
4- Fark olmadan yenerse biz demedikmi
5- Belediyeyi büyüklerden kimse yenemedi, nasıl olurda Galatasaray yener.
Say sayabildiğin kadar, peki ya yenemezse, hatta yenilirse ve Necati'de gol atarsa. Boşveerrr balık hafızası okusun diye yazmıştık zaten, unutulur gider. Saldırın sahipsiz sandığınız takıma şerefsizler. Kudurun, işiniz Necati'ye kalmışsa çok beklersiniz daha. Köpeklerin duası kabul olsa gökten kemik yağardı.
Galatasaray'lıların İmtihan Günü
İşte maç, işte meydan. 80.000 kişilik stad ve dağ başını duman almış sahralar. 4 maç kalmış şunun şurasında, imkanı olupta maça gelmeyecek varsa taraftarlığını yeniden gözden geçirsin. Bilet param yok deip beleşine yatan genç Galatasaray'lı kardeşlerimiz, biz 11 yaşında maçlara gitmeye başladık. İnönü Stadını dolduran 45.000 kişi, aç, sefil, fakir babaların çocuklarıydı. Gerekti trenlerde kaçak gittik, gerekti stad demirlerinin içinden maymunluk yaparak maça girdik, gerekti ağladık, yalvardık polislere ama girdik girmemiz gereken maçlara. Bizlerde sizin gibi paramız yok, uzak, soğuk, deseydik bugünlerde sizler taraftar olamayacaktınız. 3 gün var önünüzde 20 lira para kazanamıyorsanız, bulamıyorsanız, bir gün aç kalmaya dayanamıyorsanız bırakın bu işleri. Biz sizin yerinize gider bağırırız. Şu tribünlerden emekli olamıyorum sizin gibiler yüzünden. 20.000 kişi bile stadı dolduramıyorsunuz. Ne gerek var şu yoklukta 52.000 kişilik stad yapılıyor. Ne olacak her maç yenecekmisin, her sene şampiyonmu olacaksın. Biz şampiyonluk kupasını göremeden evlenip çoluk çocuğa karışmıştık. Aranızda şampiyonluk görmeyen taraftar varmı. Hem sadece Galatasaray Taraftarı İstanbulda'mı yaşıyor. Her şehirden 300 kişi gelse buradaki 40.000 kişiyle mahşer yerine döner İkitelli. Daha 2 sene önce Şampiyon Kulupler Finali oynandı, maçtaydım, 80.000 kişiye oynandı. Bu maç daha önemli, burada kaza bela olursa Fener maçının önemi kalmaz, geçen yıldan beter hadiseler yaşanır. Hem Fener maçının seyircisi rezervelidir Ali Sami Yen'de, her maça aynı adamlar gelir. Gün bu maçtır, 3 gün evden, okuldan dışarı çıkmayın, simitle idare edin maça gelin. Bu tarihi davettir, o maçta bende vardım deme fırsatıdır. Galatasaray'lıya da bu yakışır.
15 Nis 2008
Ben Demedimmiciler; Galatasaray 1-Gençlerbirliği 1

Yarın ne yazacaklar bizim satılmışlar, ben yazayım onlardan önce. Yenilmesini elenmesini dört gözle bekleyenler gözünüz aydın, siz demiştiniz. Futbolcuya dayalı sistemmi olurdu. Futbolcunun demesiyle Hocamı kovulurdu. Servet oyundan çıkarmıydı, Ümit Karan yedekte başlarmıydı, Kallinin gözdesi Barış neden oynatılmazdı. Cevattan hocamı olurdu (burası doğru,olmaz) koskoca Galatasaray'ın B planı olmazmıydı(A planı bile yok aslında) Hakan Şükür her maç oynarmı, Fetullah Hoca sarmalına sarmalanmıştı takım. Sabri devamlı Hakan'a şişiriyordu. Nonda'ya neden kimse pas vermiyordu. O golde yenirmiydi.
Aslında hiçbiri değil, maç angarya. Elesen hatta kupayı alsan ne olacak. Bırak Anadolu takımı kupa galibi olarak taçlansın. Kupanın tek bir motivasyonu vardır bütün takımlar için, o da Fener'e aldırmamaktır. Türkiye Kupasının tek eğlencesi budur. Fener elenince bırakacaksın iddiayı. Kasmaya gerek yok, üzülmeye de.
Maçın en güzel hatırası tribün tezahüratı olmuştur. Yünetim, taraftar, futbolcu bir bütünlük sağlamıştır. Şimdi, hemen yapılması gereken şey Yönetimin pazar günkü maça gaz vermesidir. Ne yapılacak, yapılacak it dağının tepesine taşınılacak ve takım oradan sağ selamet teslim alınacaktır. Bunu yapabilecek yürek bizde her zaman mevcuttur. Kafanıza takmayın elendik diye. Sen Avrupanın yeni fatihini! çeyrek final çekmiş, şerefle elenmiş takımını eledin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)