23 Şub 2008

ultrAslan Kime Denir



seyirci değil ,t a r a f t a r, bayramda değil.....k a r a g ü n d e, moda için değil.......f o r m a için, kupa için değil.......a r m a için , hava için değil.......s e v d a için, 90 dakika değil......ö m ü r b o y u , yalanla değil..........k a n i y l a ,ayrı ayrı değil........o m u z o m u z a , şerefsizce değil......o n u r l a , utanarak değil........g u r u r l a, eğilerek değil..........d i m d i k , sefada değil............c e f a d a, koltukta değil...........b e t o n d a , minderde değil..........ç a m u r d a , skorda değil.........v e f a d a, bazen değil..............h e r m a ç t a , yuhlayan değil.......... a l k i ş l a y a n , oturan değil............. z ı p l a y a n , köstekle değil............d e s t e k l e , puroyla değil.............a t k i y l a, çekirdekle değil.........b a y r a k l a , muhabbetle değil........t e z a h ü r a t l a , kendine değil.............c i m b o m ’ a söverek değil............ s e v e r e k , ihanetle değil............ s a d a k a t l e , zaferde değil.............h e z i m e t t e , şampiyonken değil.....h a s r e t k e n , görüntüde değil......... ö l ü m ü n e , G a l a t a s a r a y 'a bağlı yaşayanlara;u l t r A s l a n... denir

22 Şub 2008

Galatasarayın Unutulmaz Başkanı



Takımı teslim aldığında UEFA ve SUPER KUPA daki terli futbolcuların el izi daha silinmemişti. Türkiye Ligi Şampiyonu kupalarını koyacak yer yoktu. Takım o sıralar en çok Şampiyonlar Ligi oynamış takımlar sıralamasında ikinciydi. Ve o zamanlar dünyanın hangi takımıyla oynasa neticenin üç ihtimalli olduğu zamanlardı. Şeref tribününe çıktı ve icraata başladı. Efsanelere bulaştı. Lucescuyu yedi, Fatih Terimi bitirdi, taraftarın sevgili Hagisini maymuna çevirdi. Büyük Kaptanı yüreğinden hançerledi. Yaşasaydı Metin Oktayında hali haraptı. Parası yok denilen kulübe onlarca yabancı futbolcu getirdi. Bir büyük balık Ribery yi yakalamıştı tekrar denize bıraktı. Şimdilerde çok uzaklardan getirdiği yabancı futbolculara Galatasaray yedek kulubesini koltuklarına paspas yaptırıyor. Galatasaray tarihinin Sigi Held i saymazsak gelmiş geçmiş en kötü hocasıyla Gerets'le el ele verdi milyonlarca Galatasaraylıyı canından bezdirdi futboldan soğuttu. Büyük maçları sırasıyla başkan, hoca, büyük futbolcular va taraftarlar alır. Ne yazıkki damgasını vurduğu bir büyük maçı seyredemedik. Kadiköyde maç alınmasını imkansız hale getirdi. Yanarızda futbolun F sinden taraftarın T sinden anlamayan hiç maça gelmeyen ne demekse kongre üyesi denilen iki üç bin fosilin oylarıyla kurulan bu düzende, Galatasaraya gönül vermiş yığınların elinden bir şey gelmemesine yanarız. Ey büyük Galatasaray taraftarı böyle bir başkanın olduğu sürece bu günler iyi günlerindir. Lanet olsun.

Burası Aslan Yuvası, Dingo(Adnangiller),nun Ahırı değil




Büyük ustasın öyle kabul ediyoruz. Yıldızmış, gezegenmiş tanımazsın. En iyi oynayacak 11 i sahaya çıkartırsın. Sana karışabilecek yönetici, akıl verebilecek kimse yok. Onlar monşer, ellerinden cep telefonu düşmez, kimseye selam vermez, tribünlerin dışında bir Galatasaray'lı görseler mideleri bulanır.(bunları bu hafta Konya'da aynı otelde kaldığım takım ile 2 gün geçirdiğim için söylüyorum) ellerinde cep telefonu sanarsınki dünyanın kaderi Adnangillerin elinde. Sen de şu ölümlü dünyada allahtan torpilin olsa kaç sene daha yaşayacaksın, ne istikbalin , ne gelecek kaygın var, kariyer peşinde değilsin. Kim bilir gençliğinde denemek istediğin, aklında kalan yapamadığın şeyleri dene işte şu mazlum ülkenin sahipsiz takımının başındayken. Aldır Nonda'yı, Borussa'yı, Boizid'i,Lincoln gibi taraftarın gözbebeği olmuş ama sakatlanmış büyük ustayı. Sonra oynatma kulubeye oturt, kumarın tuttu, çocuklar da idare etti bas cezayı ustalara. Uyut bizi, kandır bizi, bizim için nasılsa farketmez, biz formanın içindekine değil formaya aşığız.

Her şeye varız, denedin işte belki başkaları da dener, alırlar Dünya'nın en büyük futbolcularını oturturlar kulubede oynatırlar yerlerine ilk defa uluslararası maça çıkacakları. Peki be moruk sen Alman'sın, Kafatasçı olduğun da belli, Kalli'sin. En iyi bildiğin yerden geldi soru, Alman takımı çıktı. Hemde Usta Lincoln'ün düşmanı takım. Bıraksana çocuk oynasın, madem oynatmayacaksın, bunu sen kafana koymuşsun o zaman dinlendirsene bankoları. Çık yedeklerle Konya maçına, Nonda, Song, Barusso, Lincoln, Boızit, Carrusca, Hakan Balta ile, hem bu çocukları! yedekleri! pazarlamış olursun, hemde Emre'yi, Serkan'ı, Topal'ı, Ayhan'ı..... dinlendirirsin. Akıllı ol, biz alışık değiliz Avrupa'nın sıradan takımlarına elenmeye, fark yemeye, kendine gel, burası babanın çiftiliği değil, giderayak kefenine para dolduranların hiç değil, burası bir zamanlar Avrupa'ya nam salmış, korku vermiş aslan yuvasıdır.

Üç kuruş ucuza kaleye geçecek diye al Orkun'u gönder Mondragon'u Almanya'na işçi olarak 2. lig takımına. Ajanmısın sen be bunak, sıkıysa elen de Fener'e gör bak bakalım büyüklere saygımız kalırmı. Biz ne yönetici, ne Hoca, ne futbolcu tanırız, Biz Galatasaray'lıyız, tribünden baktığımızda Galatasaray'a yakışmaz diye racon kestiğimize Ali Sami Yen'i dar ederiz. Nitekim son Fenerbahçe maçında ettiğimiz gibi.

Haydar'ın Hayaleti; Leverkusen 5-Galatasaray 1

Neler çekmiştik bir zamanlar bu kötü kaleciler yüzünden. Simoviç'ler, Taffarel'ller,Mondragon'lar kaledeyken ne kadar huzurlu ve güvenliydik. Onlar beyaz atlarına binip gittiler. Unutulmuş kabuslarımız geri geldi.
Ne zaman hortlayacak diye her maç bekledik.Bugün kaledeydiler, Haydar'lar,Bahattin'ler,Eser'ler, Aykut'lar.Ürkek, şaşkın, serçenin telaşı içinde. Çerçeveye top gelmesin, vurdurmayın kaleye güvenmeyin. Galatasaray 14 yıl üstüste şampiyon olamamıştı. Bunlardan en az 10 defası kaleciler yüzündendi. Haydar, Nezihi, Eser,Bahattin.
Çocuklar bu maça kadar idare ettiler, yediğinden daha fazlasını attılar. Bu maçlar farklı, büyük maç farklı, büyük oyuncularla kazanılır. Büyük maçları normal futbolcular ancak insan üstü oynarsa kazanır. İnsaf be Kalli, Lincoln yedek beklermi. Alman takımını ele ki ben senin hoca olduğunu anlayayım. Takım yorgun, takım diken üstünde, hata yapan ,sakatlanan, ceza alan kaybolup gidiyor. Kolaymı her maç aynı tempoda oynamak. Sen dünyanın en büyük futbolcusuyla oynasan ne yazar, ilk kaleye gelen top gol oluyor. Orkun tartışma yok ki çok kötü bir kaleci. Yedeği kaleci bile değil. Bu maçta ki hezimet, kaleci açısından kötü, şimdi, Aykut geçecek daha beteri an meselesi. Ama birilerininde aklını başına getirecek bu maç. Papaz her zaman pilav yemiyor. Ne günlere kaldık, bir zamanlar biz Reallere Milanlara kan kusturuken rakip sıradan takımlardan fark yerdi. Derviş dervişe sırayla binermiş, sıra bizde galiba. Kim utanacak bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var. Biz Galatasaray'lıyız, herkes gider biz kalırız. Sefasını sürdük yıllardır da cefasını çekiyoruz, çekeceğiz. Biz Galatasaray'ı tur atlasın diye sevmedik, Canı sağolsun, yense de büyük yenilse de.

21 Şub 2008

Orkun ve Tubikandu




Galatasaray - Vestel Manisa maçının ardından başlayan programda, Rıdvan'ın; Galatasaray kalecisi Orkun'un, Selçuk'tan yediği ikinci golün ardındaki yorumu:- Gültekin, bizde ( Fenerbahçe'de) Lukovcan diye bir kaleci vardı,- Bir gün Sakarya ile oynuyoruz,- Adam 40-45 metreden bir gol yedi,- Ondan sonra " Bre bu nasıl savunma" demez mi?- Ulan ne savunması ! 45 metreden gol yemişsin, hala ne savunması, ne barajı diyorsun.


Ligin en az gol yiyen kalecisiyim diyor Orkun. 40 metreden yemiş vurduranlara kızıyor. Orkun'a hiç top gelmese ne güzel olacak, hiç yemeyecek o da en büyük kaleci olacak. Kalecinin büyüklüğü yemediği golle değil kurtardığı toplarla ölçülür Orkun efendi. Seni biz küme düşen takımın kalesinden yediğin golleri sayarak değil, gol olmayan topların nedenini araştırdığımız için aldık.


Rüştü abin neden büyük kaleci oldu sanıyorsun, çok yediği maçlara bak mutlak daha fazlasını kurtarmıştır. Dünyanın hezimeti önleyen en büyük kalecisidir. Yoksa aradan 34 sene geçmiş, 1974 Dünya Kupasında Yugoslavyadan 9 tane yiyipte 19 tane yüzde yüz gol çıkartan büyük Zaire (şimdiki Kongo) kalecisi Tubikandu'yu nerden hatırlayacaktım şimdi.

Dünyanın En Büyük Galip Takım Seyircisi



Düzelten spikere önce bir teşekkür, nihayet 55.000 kişiden gerçek kapasiteye indiler. 52.000 kişi olduğunu öğrendik stadın. Maçın başı çok iyidir Fenerliler için. Maç keşke hiç başlamasa. Yönetimin hazırladığı kareografide en ufak bir katkıları yok. Kartonları cazgır indirin diyene kadar yukarda tutuyorlar o kadar. Dostlar stadyumda görsün hesabı, şansına Fenerliyim diyenlerden parası fazla olan kombine almış maça gitmekte. Formaları var hepsinin, hata yapan futbolcuya tahammülleri hiç yok. Daha düne kadar Kezman'a ettikleri küfür Sırbıstan'a yol olumuşken, gol atmazmı Kezman, ne büyük santrfor( bu arada Fenerden tek istediğim futbolcu geldiği günden beri Kezman'dır). Fener gol attığı ve de galip oynadığı sürece Dünyada üstüne seyirci tanımam. Gel gelelim yenik yada dünkü gibi durum 2-2 iken ve seyirciye en çok ihtiyaç olduğu dakikalarda tıs yok. O esnada ne olduğu belli olmayan ses yoğunluğundan anlıyoruz ki küfür etmekteler münferit olarak.



Gerçi onlarda haklı, nasıl motive edecekler takımı, ne ce bağıracaklar. Müşteri seyirciyle ancak bu kadar olur. Kale arkasında kümelenmiş bir avuç taraftarın ise sesi duyulmuyor ne yazık ki. Sonuçta bir büyük maçta daha gördük ki Fenerbahçe seyircisi(taraftarı değil) iyi gün dostuymuş. Eeee bu günde çok şükür iyi bitti, 15 gün rahatlar, yanlarına yaklaşmamak lazım. Formayı çıkarmadan bir de eş dost görsün maçtan döndüğünü tamam. Alan razı veren razı bize ne.

adam Sandıklarımız; Erdoğan Arıca


Galatasaray maçı sonrasında, "yediğimiz gölü önceden çalışmıştık" deyip, "yani bu şekilde bi gol yiyebileceğimizi biliyorduk" diye demeç vermiş adamımız. ''Beşiktaş karşısında atak yapmak son düşüncemizdi ama kazandık'' bir de bunu demiş iki ayaklı kupa maçında kendi sahasında atak yapmayı düşünmeyen Hoca. Nasıl kazandığını kendisi de bilmiyor. Yıllarca büyük takımlar dahil kazma sol bek olarak oynamış, 305 lig maçında 2 gol atma başarısını göstermiş ve teknik direktör olarak her sene iş bulabilmiştir. Taktik, teknik hak getire. Beceri yok basiretsiz, Kadir İnanır tayfasından olduğu bilinen ama kimin torpillisi olduğu bilinmeyen, çalıştırdığı hiç bir takımda sezon sonunu göremeyen gıcık biri. Erdoğan Arıca imza attı diye sevinen bir taraftar varmıdır acaba. Fener karşısında galip oynayan Gençlerbirliğinden en iyi 2 oyuncuyu birden çıkararak yenilme başarısını göstermiş, nasıl her sene bir takımı çalıştırdığına akıl sır ermeyen bir halt sandıklarımızdandır kendisi.

Balta ile Topal





Tam futbolcu soyadları!. Adam 40 metre dikine bas atıyor, 50 metreden gelen topu göğsüyle yumuşatıyor. Yatarak müdahele ustası. Tereyağdan kıl çekme kolaylığında yapıyor bu işleri. Fizik desen, futbolcu olmasa kesin manken, artist, oyuncu. Kültürü sorsak; Almanya'da doğup büyümüş, yanına yaklaşamazsın. İlk maçında Beşiktaş'a gol atıp tescilli Galatasaray'lı oldu. Taraftar çağırınca utanıyor yumruk şov yaparken. Adı; Hakan soyadı Balta. Halbu ki biz ne baltalar gördük sol kanatta. Hainz'leri, Boızıd'leri, Carrusca'ları, Orhan Ak'ları..... Ne baltası lan aslan gibi Teknik Üniversiteyi 1. bitiren bir mühendis kadar teknik.

Delikanlı ,İnemoto varken takıma katıldı. İnemato'yu Gerets getirdiği için devamlı oynattı. Geçen sene anlayamadık nasıl futbolcu olduğunu. Devamli küfür ettik ruhsuz, kansız İnamota'ya. Bu sene Linderoth geldi. Sandık ki uzun yıllar çapaya ihtiyacımız olmayacak. Soğuk ülkenin sıcak futbolcusunu tam sevecektik ki Linderoth ölüye çıktı. Eyvah dedik, Ayhan bel fıtığından, Okan çapraz bağlarından, Sabri dilinin yüzünden, Şaş delikanlılık belasından hava değişimi almiş yatıyordu revirde. Naftalinlenmiş futbolcumuzu çıkardık dolaptan. Ulan acabamı, oynuyordu, top kapıyor, gol atıyor, pas veriyor, şut çekiyor, çok koşuyor, az dinleniyordu. Barajda duruyor, kornere çıkıyor, reviri aratmıyordu. Üstelik ne olur ne olmaz diye bir yam yam transfer edilmişti yerine. Adı Mehmet soyadı Topal. Ne topalı lan aslan gibi sapasağlam, adam gibi adam işte.

20 Şub 2008

Gavur Takımı Oynayacak Yarın Leverkusen'le!


Yok sayın şerefsizler, hiç bahsetmeyin, konsantre olun Kadıköy'e, Yalvarın bakalım sizleri nerelere kadar taşıyacak. Çok beklersiniz daha kupayla, Fener'le beraber döneriz diye. Tanburacı değinmiş, iki gündür bende araştırıyorum. Maçı D Smart televizyonu verecekmiş. Televizyon kanallarının hiç biri söylemiyor. Kendileri vermeyecek ya, bir de oynayacak takım gavur takımı ya. Ne gerek var sahipsiz nasıl olsa. Maç saat kaçta bilen yok. Maçın hakemini bile söylememiş, yazmamış gazeteler. Dün İnter maçında spiker tam 9 kere İnter'i bu sezon sadece Fener'in yendiğini söyledi. Liverpool koyunca ne çok üzüldü ezik. Tanrı bile Fenerbahçe'li olmuş çıkmış. İstanbul son yılların en büyük kışını geçiriyor, bu gün kısa kolla maça gidecekler. Yarın 2 metre kar yağarsa şaşırmam.
Galatasaray, merak etme sakın, seni bu yollarda asla yanlız bırakmayacağız.

Top Toplayıcı Topa Tut Leverkusen'i


Galatasaray'ın tepelerde dolaşmasına akıl sır erdiremiyorlar. Çok borcu varmış, kadrosu zayıfmış, içerden dışardan çok düşmanı varmış. Düşmesi an meselesiyken bütün maceralarda o varmış. Ligte yabancısız oynayan tek takımmış. Kalesinde küme düşen takımın kalecisi, sağında solunda 20 yaşında delikanlılar, orta sahaya Alman ikinci liginden ne olduğu belli olmayan çocuklar gelmiş. En geride balta diye Fener'li diye transferine kuşkuyla baktığımız , ilk maçtan sonra değil Galatasaray kalesini Cumhuriyet'i emanet edeceğimiz Servet, göbekte kümede kalma mücadelesi veren Ankaragücü'nden Song gelene kadar idare etsin diye alınan Emre, abi denebilecek Hakan'dan başka bir Ümit karan kalmış omuzlarına yaslanıp ağlayacakları. Birde can derdinden yeni kurtulmuş Ayhan varmış. Ama biri daha varmış ki takımda, '' ben büyüdüm, ben bu takımın lideriyim, aratmam kimseyi, yakarım Almanya'yı'' naralarıyla uçmuş.
Ey büyük Galatasaray'ın dünkü top toplayıcısı bu günkü büyük futbolcusu Arda Turan; güle güle git, nasıl ki Hagi attığı topu toplamana gerek duymamış, senin yerine kaleciye toplatmış ve sen havalara uçmuşsun, sırası geldi, susadık Avrupalı takım elemeye, havalara uçur bizi. Sonra güle oynaya gel, çarşamba günü Fenerbahçe kalesinin arkasında küçük Arda'lar bekliyor, onları sevindir.