24 Eki 2015

Fenerbahçe Maçı Nutku

Ey Büyük Galatasaray;

Her türlü pisliğin, iç ve dış saldırının doruğa ulaştığı bu günlerde, bir kez daha, Türkiye Futbol Şebekasyonu'nun düzenlediği ligimizin en büyük maçına çıkacaksın. Gazan mübarek olsun.

Cim Bom Bom'larım,

100 yılı aşan tarihimizde çok büyük işler yaptık. Yaptığımız işlerin en büyüğü, temeli, Galatasaray kahramanlığı ve yüksek Galatasaray inanmışlığı olan Avrupa şampiyonluğudur. Devamında gelen Süper Kupadır. Bundaki başarıyı, Galatasaray'ın ve onun büyük taraftarının bir ve beraber olarak istekli ve kararlı yürümesine borçluyuz.

Fakat bu büyük hadiseleri geride bıraktık, bu başarıları bu zaferleri asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük maçlara çıkmak zorunda ve kararındayız. Galatasaray'ı Avrupa'nın en mamur en büyük olma seviyesine çıkaracağız. Bunun için bizdeki zaman ölçüsü geçmiş yıllarda kalan büyük zaferlerin gevşetici sarhoşluğuna göre değil, günümüz gerçeklerine göre düşünülmelidir. Bu büyük cenklere yolculuk, bunun gibi büyük maçların dikenli yollarından geçmektedir. Geçen yıllara oranla daha çok çalışacağız, en büyük maceralarımızdan birini yaşayacağız. Başarılı olacağımızdan şüphem yoktur. Çünkü; Sırtında Metin Oktay'ın o mübarek, kutsal parçalı forması olacak. O formaların içinde de her biriniz,  teslim ol çağrıları gelirse, ateşle karşılık vereceksiniz. Çünkü; Aklınızdan bir an bile çıkarmayın, Galatasaray'ın şampiyonluklarında ağlayan coşan gülen milyonlarca Galatasaraylı,  Dünya'nın her tarafında, televizyonlar başından, ciğerlerinize, kalplerinize, bacaklarınıza, en büyük enerjilerini iletecekler. Ve çünkü sizler, Galatasaray'ın yürümekte olduğu Savaş yolunda, Podolski'si, Muslera'sı, Sneijder'i,Shedju'su,Selçuk İnan'ı başta olmak üzere gücüne güç katacağımız 11+3, yenilseniz de, yenseniz de asla yalnız yürütmeyeceğimiz Aslanlarımızsınız.

Büyük Galatasaray Taraftarı!

Yıllardan beri çıktığın maçlarda başarı vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki bu sözlerimin çoğunda Galatasaray'a inancımı sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki , futbolcu ve taraftar bütünlüğüyle yürümekte olan Galatasaray'ın kim olduğunu, ne olduğunu yarın geceden itibaren, dost düşman bir kez daha anlayacaktır. Asla şüphem yoktur ki Galatasaray'ın unutturulmaya çalışılan bu büyük yeteneği ve büyük karakteri bu maçtan sonraki gelişmesiyle  yarının gecesinde Florya semalarında yeni bir ay gibi parlayaduracaktır..

Galatasaraylılar!

Sonsuza akıp gidecek yıllarda, bu büyük ve şanlı takımınla daha büyük şeref ve mutlulukla övünmeni; daha da yükseklere taşımanı gönülden dilerim..

NE MUTLU GALATASARAYLI'YIM DİYENE!

22 Eki 2015

Biz Bitti Demeden Bitmez; Galatasaray 2-1 Benfica



Önce taraftardan başlıyorum. Bu maç, eksi 10 derecedeki buzlu sahada oynanan Juventus maçından daha mı önemsiz. Tamam kabul, Dünya'nın belki de en pahalı Şampiyonlar Ligi maçını Arena'ya gidenler izliyor, Juve maçı beleşmiydi. Hadi geçtim,takım haftalardır kazanıyor, 3 gün sonra Fener maçı var, takımı şanla şerefle göndersenize. Taraftarıyla bütünleşmiş Galatasaray'ın yenemeyeceği takım mı var? İstanbul'da yaşayan Galatasaraylıları dışarıda nasıl kıskanıyorlar bilen var mı? Arena'da bir maç bağırabilmek için atını arabasını satacak adamlar var. Ali Sami Yen taraftarının tamamı tribünlerde lafım yok, ama Arena'da oluşan 20-30.000 yeni sempatizanların taraftar olabilmesi için demek ki daha çok zaferlere ihtiyaç olacak.

Bilal Kısa ile de ilk düdüğü çalıp, maçı başlatalım. beğenen çıkar, çok iyi oynadığını söyleyen de. Çok iyi futbolcu olduğuna ben de eminim, Ne var ki Galatasaray futbolcusu değil. Galatasaray orta saha oyuncusu, marketing olacak, sarı kart alacak, oyundan atılacak,taraftarı ateşleyecek, bir iki ve daha fazla çocuğun Galatasaraylı olmasına sebep olacak, rakibi ürkütecek, rakip hocayı önlem almaya zorlayacak, eksikliği hissedilecek, oynatılmadığında hocaya küfür edilecek, forması satın alınacak, cezalı olduğunda rakip takım camiası sevinecek, hakem oyundan atmak için kollayacak,yolda gören Galatasaraylılar etrafında kümelenecek, evini barkını Galatasaraylılar bilecek, takım tatildeyken bile ne yaptığı takip edilecek. uzattım, mevzu Melo'ya doğru gidiyor, ben zaten Melo'dan sonra hiç bir orta saha oyuncusunu sevemem artık. 

Yaptığı faulden sonra topun önüne geçse, o pası attırmayacaktı. Ama çok iyi oldu gol yediğimiz. Golü yemesek ilk yarıyı 0-0 a bağlayacak bir oyun oynatacağı garanti. Futbolcular belki de hocadan bağımsız 10 dakika takıldılar, Benfica'nın tırsılacak bir takım olmadığına kanaat getiirince de oyunu yıktılar. Peş peşe gelen kornerlerden sonra, gol ben artık geliyorum dedi. Beklenen gol, beklemediğimiz bir pozisyondan sonra doğdu. Bilal'in anlamsız, gelişigüzel vurduğu top gitti penaltı oldu. Penaltıyı da Selçuk mükemmel yere vurdu. Gol olmasa bile çok iyi vurdu yazardım. Gençler maçındaki penaltıyı atan Burak'ın o an sada olmadığına şükür edelim, topu bırakmaz % 100 kaçırırdı. Penaltıdan sonra taraftarla şahlanan takımı Hamza dahil kimse durduramayacaktı. Gittikçe canavarlaşan Podolski canını artık Hamza'dan kurtarmıştır umarım. Burak sakatlanmasa şimdi kendisi yedekte çürüyordu.

Bir an düşünün, Podolski, Muslera,Sneijder Banfica'da oynuyor olsa ne olurdu. Korku filmi görürdük. Bu adamlar bizde kardeşim Hamza, nedir bu küçük takım hocalığı kompleksi. Nedir bu Yasin'den alıp veremediğin? Yasin eğer 90 dakika oynayamıyorsa at gitsin arkandayım. Bir dakikada silerim, ne demek koskoca Galatasaray'ın 25 yaşındaki bir futbolcusu 11 km koşamayacak. Çıkar tribüne, yok eğer aynı tempoda oynayabiliyorsa da, onu oyundan çıkaran Hoca'ya hesabını sorarız. 

Son yılların en büyük futbolunu oynuyor takım. Hamza'daki kısmetin % de 1 i Podolski'de olsa bugün 3 top çataldan içeri girerdi. Brezilya Ulusal Takım kalecisi o topları kurtarmaya kalksa kendisi de gol olurdu. Sneijder'in vurduğu direkten döndü, futbol topunun ırz düşmanı 1 metreden yerdeki kaleciye topu çarptırdı, Podolski'de cenabet gününe denk gelince kenardaki küçük beyinli, yine unuttu büyük takım hocası olduğunu. Belki de son dakikaları oynuyorum sandı, atamayacağına inandı ve futbolun idam fermanını verip sehpayı tekmeletmek üzere Olcan'ı oyuna soktu.. Bilmediğimiz bir şeyler olduğuna ikna olmaya başladım. Metafiziğe zerre kadar inansam yukarıyla konuştuğuna da inanacağım. Belki de Miko, korkma Hamza gol yemeyeceksin, al taraftarın en sevmediği oyuncuyu, ben yaptım oldu dersin demiş olabilir. Bize her maç kapak taktırıyor. Hiç maç oynamamış futbol topu tecavüzcüsü Olcan'ı oyuna alıp, taraftarı kendisine küfür ettiriyor. Ne dedi acaba? 3. golü aramadığına göre 35 dakika sol tarafta kimi bulursan özellikle bizim 18 e yaklaştıklarında bas tekmeyi mi demiş olabilir. nasıl olsa gol yemeyeceği vahiy edildi, istediği kadar milyonlarca Galatasaraylıya travma yaşatabilir. yürekleri ağızlardan kusturabilir

Fenerbahçe'yi yenerse de Hamza yenecek. İzah edilemez bir doğa üstü gücü var. Boğaz köprüsünden düşse, Beylerbeyi'nden yüzerek sahile çıkar. İş futbola kalsa ne maçlar oynadık, Lucescu'larla, Mancini'lerle Reykart'la, Terim'le, Hagi'yle yenemedik. Futbolla yine yenemeyiz, bakın göreceksiniz eğer yenersek yine bizi mars edecek bir hamle ile yeneceğiz. 

Astana maçında Semih'in somut hataları olmasa da o maçı bala kısmete kazansak çoktan lige havlu atmıştık. Bu gece ki maçı da Semih'li defans hezimetle bitirirdi. Kötü dediğimiz her şey dönüp dolaşıp hayrımıza oluyor. Semih iptal edildikten sonra Shedju-Hakan Balta son yılların en iyi ikilisi olarak takımın güzel futbol oynamasını sağlıyorlar. Her iki kaledeki kafa topuna dokunuyorlar, Hakan Balta bugün gol atıyordu, Umut çapsızının önüne düşen topu da o verdi. Takım artık kolay kolay gol yemez. Burak sakatlandığından beri bütün maçları kazandık. Milli Takım da o yokken kazandı,kalifiye oldu. Hayırlısıyla şu Umut Bulut'tan da bir kurtulsak, her maç 3 er 5 er atmaya da başlarız.

Vebadan kurtarsak sıtmaya yakalanıyoruz. O çıkıp Burak oyuna girdikten sonra Benfica ofsayt kazanmaya başladı. Burak'a top atılırken içim cız ediyor, ilk defa atılan uzun topta ofsaytta değildi. Onda da demek hakem dersini çalışmış, neme lazım bu adam devamlı ofsayta düşüyor, yine ofsayttır diye çekti bayrağını ki haklı. Ben hakem olsam Burak en az 1 metre geride değilse ofsaytı kaldırırım. İkili mücadelede kim düşerse düşsün çalarım Burak aleyhine faulü. Penaltılık pozisyon bile olsa görmem. Gerçi ofsaytı kaldırmasa ne olacak. Burak 50 metre top sürecek de  o topu golmü yapacak. Kenardan gelen topu futbolcu gibi önüne düşürdü, fizik dışı bir vuruşla üstten auta attı. 

Benfica'yı yenmişiz, çok iyi oynamışız, önümüzdeki Fener maçına gidebileceğimiz en yüksek moralle gidiyoruz, nedir bu Gamlı Baykuş'luk diyen de çıkar. Biz tabelaya bakmıyoruz, tabelaya bakıp sevinebiliriz de işin kolayına kaçarak. ne var ki yeni çocuklar sevinedursun, övünedursun. Biz eski kaşarlar çeşmeye giden çocuğu dövelim. Ki testiyi kırmadan gelsin. 

Umut Bulut hariç, Sabri dahil herkes iyi oynadı. Maçın adamı Podolski'ydi.

Zaferiniz kutlu olsun.

18 Eki 2015

Yasin-i Şerif; Galatasaray 4-1 Gençlerbirliği



Arenada klasik bir lig maçı. Galatasaray'ın karşısında her hangi bir küçük takım, ve onun başında da Takımı'ndan da küçük Hoca. 1. Dakikadan başla vakit geçirmeye, futbolun ırzına geç, bir gol bulursan yat, beraberliğe, hatta tek farklı yenilgiye bile razı ol, yürü git kim tutar seni Şifo Mehmet.

Sneijderin ve Podolski'nin başına birer kazma vermiş, aman şut attırmayın. Onlardan insanlık dışı gol yemezse, diğerleri atsın, nasıl olsa hemen unutulur. Seyir zevkinin içine eden hocalara sarı kart falan vermek lazım, 3 sarı kartta misal 1 puan falan silinmeli. Maçta 22.000 kişi var, 33.000 i kombine, bileti olan bile maça gitmiyor. Niye gitsin? Sabri'yi, Bilal'i, Umut Bulut'u canlı izlemeye giden taraftara üstün hizmet maaşı bağlanması gerek kulüp tarafından. 

Galatasaray maçı öncesi başlıyor heyecan, kadro açıklanınca da eleştiri. Sinan niye yok? Cevabı da yok. Umut Bulut oynayacak, parayı futbolun baş çelişkisi alacak. 1 metreden boş kaleye vücudunu topa değdiremeyen kazma. Ve ilk yarısı heba olan maç. Ve ofsaytı bozan Sabri'nin kademeye girememesi ile gelen beklenmedik gol.

Ve beklediğimiz gibi kötü futbol.

Bereket golü yemişiz, berabere devam etse değişiklik 70 de olacak. Bence her maç Arena'da erken gol yememiz lazım, iyi futbol seyretmemiz için. Hamza'nın kafasında maçın başında iyi futbol oynatmak gibi bir düşünce yok. Sanki ülkeye yeni gelmiş yabancı hoca gibi, rakibi tanımıyor, ilk yarı çözecek, ikinci yarı vakti kalır nasıl olsa operasyona girecek. Beklediğimiz gibi Yasin başlama düdüğüyle beraber oyunda. İlk yarı en çok topla buluşan iki muhteşem kanat akını yapıp içeri kesen Cipsi yok. Normalde Bilal'in çıkması lazım ama şansına güveniyor, Bilal bir şeyler yapacak. ve sol kanat muhteşem çalışıyor. Belki Gençler'in sağ tarafında bir ocak keşfedildi, stoperler bile oradan atak yapıyor. Neyse ki bu maç sağda, unutulanlar dışında hareketlenme var. Sabri iyi maç kontenjanını dolduruyor. Umarız bu maç iyi oynadı diye Sabri'yi, Benfica, fener maçlarında oynatmaz. Ve Poldi geldiğinden beri en iyi maçını çıkarıyor. Hatırlayan çıkar belki, Poldi için takım oyuncusu, takım kötü oynarken iyi oynamaz demiştim. İkinci yarı döktürülen tempoda Poldi ustalığını konuşturdu. Adam asmaca oynadığı pozisyonda şut açısı bulabilseydi, şimdi hepimiz onu dinliyor olacaktık.

Yasin'in şutlarından bunalan kaleci, birini zorlukla kornere çelebildi. Ne var ki belayı sadece bir kaç saniyeliğine savuşturabilmişti. Semih Kaya ile hiç bir kafa topuna dokunamayan stoperlerin ikisi birden havalandı, ikisi birden kafa attı, yere düştüklerinde tabela değişmişti. Yasin'e yedeklik yaramış, eğer bilerek yedek bırakmışsa tebrik etmek lazım. Banko başladığı maçlardan çok daha etkiliydi. Bunlara en büyük ceza yedek kulübesi, kaleciyi dövmeye devam etti. Baktı ki köşelerden yemiyor, artık bilerek veya değil bacak arasından çaktı ve fişi çekti.

Bir de baktık Burak Yılmaz oyuna girdi son 5 dakika. İyiydik oysa. Ne büyük taraftarız, ülkenin oynayan en büyük golcüsü bizde, Fener maçına yetişti diye üzülüyoruz.Hakemi kandırdı, kendi yaptığı faulü penaltı çaldırdı. Çok da kötü bir penaltı kullandı. Buraya not yazalım dursun. Fener maçında veya Benfica maçında penaltı olur da Burak atarsa kesin kaçırır. Bu penaltıyı 10 kaleciden 9 u yemez. Maç berabere olsa Gençlerbirliği kalecisi de yemezdi. Maçta ki tek ofsayta da yakalanıp, siyatik sinirlerimizi kaldığı yerden azdırdı.

Benim için Ülkedeki futbol, Bir sonraki Galatasaray maçının başlama düdüğüne kadar bekleme odasındadır. Muhtemelen, Zift Medyası iyi oyun, farklı galibiyet sonrası, Fener maçı öncesi anaları ölmüş gibi üzülerek yayın yapıyordur. Aslında salyaları akıtan delirenleri seyretmek de bir zevk de, ben onu bile seyretmem, yazılanları okumam.

Ölümüz bu, 45 dakikalık futbolumuzla Şampiyonluğun en büyük favorisi yine biziz. Maçın adamına Poldi'yi yazıyorum, kapatıyorum.

14 Eki 2015

Şanzelize'deki Istakoz

2008 Almanya maçı, son Milli maçımdı, o gün dün, hiç bir Milli Maçı izlemedim. Hele ki Fatih Terim'li son turnuvanın çoğu maçının sonucunu sonradan öğrendim. Başında olduğu sürece-ki uzun yıllar daha sürecek anlaşılıyor- izlememeye, ilgilenmemeye devam edeceğim.

Benim için Milli maça ilgi, o da sevdiğim Galatasaraylı futbolcunun kazasız belasız Florya'ya dönmesiyle sınırlıdır.

Dünkü maçı istesem de seyredemeyeceğim bir yerdeydim. Ama istesem yine bir yolunu bulur seyrederdim, Saygı duruşu yapılmaya çalışılırken de çeker giderdim. Bu bir Millet takımı değildir, bir kere daha bütün Türkiye Halkları'na ispat edilmiştir. Bu bir Ümmet takımıdır, Ümmetin Başkentinden başka bir yerde maç yapamamaktadır. Eğer bu maçı Türkiye Milli Takımı futbolcuları, misal Metin Oktay'lar, Lefter'ler, Baba Hakkı'lar, Turgay Şeren'ler, Can Bartu'lar oynamış olsalardı, inanın çocuklar, santra yapmadan içeri girerlerdi. Onlara da bu maçı kimse oynatamazdı. Yazıklar olsun.

Bir yerde de Konya Tribünlerini dolduranlara teşekkür etmek lazım. En azından takiye yapmadılar, kafa budur, bu kafa katliam yapmıştır. O kafada olup, katliam yapanları yuhlamak, soykırıma uğramışlara saygı duymak çok daha büyük bir şerefsizliktir. Eleştirilecek bir şey varsa Konya tribünlerini dolduran yobaz değil, bu devirde bu örümcek kafadır. Farkında değiller belki ama Izlanda'yı, Yüce Gök korumuştur. Hollanda 2 gol daha atsa, son frikiği İzlanda kullansa, o anda 2. Bedir Savaşı çıkar, Müşrikler kılıçtan geçirilirdi.

Gözünü kapat kendini onların yerine koy. Dünyanın en soğuk  Büyük Ada nüfusundan az  insanın yaşadığı ülkeden gel, yenersen seni gırtlaklayacak 50.000 yobaz, Allahu Akbar sesleriyle salavat getirsin. Ben olsam bırak Konya'ya, Türkiye'ye bile gelmem. İsviçre maçı şahittir, tekme tokat kovaladılar İstanbul'un en medeni yerinde. Hem de o zaman IŞID'ın daha adı bile konmamıştı.

Yazmışlar, hiç hesapta olmadığı için maçtan önce kimsenin dikkatini bile çekmemiş. Olasılığa bakın.
her biri ayrı ayrı birer mucize.

1-Portekiz-Danimarka; Danimarka kazanmayacak
2-Slovenya-Litvanya;  Slovenya yenemeyecek
3-Lüksemburg-Slovakya; Hadi mümkün, Slovakya kazanacak
4-Polonya-İrlanda; Polonya kazanacak
5-Ukrayna-İspanya; İspanya kazanacak
6-Letonya-Kazakistan; Kazakistan kazanacak
7-Türkiye-İzlanda; Türkiye kazanacak

Bahis oynayanlar için böyle bir bahse 5 lira yatıran çıkmaz. Alberto Aynştayn'lar bu ihtimalin matematik hesabını yapsın, çok merak ediyorum kaçta kaçtır?

Ben başka bir ihtimal hesabı yapacağım.

Çok şanslı adamlar gördüm, hele ki şu an ne yaptığımı bir bilseniz, her gece en az bir kişi Erman Toroğlu'nun deyimiyle, Boğaz Köprüsünden balıklama atlayıp, Beylerbeyi'nden yüzerek kıyıya çıkıyor. Olasılıktır, yaradılışın kendisi olasılık. Var bunlar, Hele ki işin ucunda Fatih Terim varsa olmaz denilen her şey olur. Çok kullandım, ezberlettim, doğarken Adana Evliyaları götünü yalamış, bela diye yaşadığımız her şey ona yaramış. Ekleme yapıyorum.

8-Futbolu bilen İstanbul taraftarı, Volkan'la, Emre'yle cebelleşmiş, takımdan kovdurmuş.
9-İstanbul'da takıma maç oynayacak stad vermemiş, konjonktür şehri Konya'ya sürgüne göndermiş.
10- Burak sakatlanmış
11- 2 ölüm kalım maçı oynandığı gün ülkede kıyamet kopmuş,tarihin en büyük terör saldırısı gerçekleşmiş, motivasyon sağlamış.
12-Ligin en formda futbolcusu Gökhan Töre, damadın arkadaşı insan satıcısıyla papaz olup, yedeğe düşmüş.
13- Beraberlik baraj maçına yeterken, takımı ona göre kurmuşken Hollanda hezimeti haberi geliyor, yenilse bile fark etmeyeceği maçı bütün riskleri aldık diye yutturuyor.

Saymaya kalksak 100 e kadar sayabiliriz. Kesiyoruz, kendi literatürümüzle mucizenin büyüklüğünü anlamaya çalışıyoruz.

Türk Ümmet Takımının son maçtan önce en iyi 3.olma ihtimalinden daha küçük ihtimal nedir diye kafa patlatıyoruz. Yaklaşıyoruz ama inanın çocuklar o ihtimal bile bundan daha büyük.

Fatih Terim Hoca, İnsan değil de Istakoz olsa mesela. Titanik'in mutfağının havuzunda beslense. Bir yılbaşı gecesi partisini gemi seyahatinde geçirmek isteyen Dünya'nın en zenginleri o gemiye binse. Aşçılar o gece için şarap ve Istakoz menüsü hazırlamak için hazırlık yapsa. Koca kazanlarda su kaynatsa, haşlamak üzere kepçeyi ıstakoz havuzundaki en baba ıstakozu çıkarmak için daldırsa, tam o anda gemi buz dağına çarpıp batsa, Ve Fatih Terim adlı baba Istakoz kurtulsa. Olup biten budur. ve daha büyük ihtimaldir..

Bu ihtimal, Türk Futbol Lağımının Rögar tarafından kokunun etrafa yayılmasının bir süre daha ertelenmesini sağlamıştır...

Ben seyretmediğimi söyledim seyredenlerin gördüğü illizyondur. Milli takımın ve Fatih Terim'in kazandığı bir başarı hikayesi yoktur. Gurup kuraları çekildiğinde Hollanda 1. biz 2. olarak Fransaya gitme planımız vardı. 1 takım tarihinin en kötü sezonunu geçirip sonuncu oldu, İsmi açıklandığında Hasan Şaş'ın bile gülüp geçtiği 1. İzlanda'ya son dakika frikiğiyle üstünlük sağlandı. Başarı guruptan 1.çıkmak,görevini yapmak ise 2. olmaktı.

Bu millet, takımı Dünya kupasını kaçırıp 3. oldu diye üzülen Hocasını başarısız bulup kovan milletti, Finallere katılmayan ülkelerin dövüldüğü eleme turlarında mucize ötesi grup 3. olduğuna sevindirilen millete devşirildik. Gördüğünüz tatlı rüyadan uyanın.
 
Gerçek olan bir şey varsa da o, Titanik'in batmasıyla kurtulan Baba Istakoz, Şanzelize Bulvarı'nda kurulacak Lordlar sofrasında,Shateau Cheval Blank şarap ve Siyah Havyarla aynı masaya oturacaktır..

4 Eki 2015

Hamza'nın Raporu; Başak Şehir 0-2 Galatasaray



Astana felaketi sonrası bir rapor rivayeti dolaştı durdu. Galatasaray kötü oynuyormuş, sebebi soruluyor. Kime? Hamzaoğlu'na, kim ? Dursun Emmi.

Rapor isteyen zengin, bir futbol zır cahili. Ben olsam Hamza'nın yerinde  Stefan Hawkins'den yardım isterim öyle bir rapor yazarım ki, tercüme etmeye ömrü yetmesin. Girerim Umut Bulut'un mikro organizmasındaki alyuvarların mitoz bölünmesinden, çıkarım Bilal'in nefes verişindeki karbon dioksit çözülümünün, Yasin'e  etkileşiminin uzay geometrisindeki yansımasının çektiği şuta yaptığı basınçtan. Ne raporu lan? eldeki malzeme bu.

Raporu yazacak olan kim? Hamzaoğlu. Dilekçe yazmasını biliyorsa adam değilim. Hatta ileri gidiyorum istifa etmesini bile bilmediğinden şimdiye kadar etmemiştir. Bildiği en güzel şey Allah'ına şükretmek.  Hiç kaçırmaz, Umut Bulut'un attığı golden sonra çok güzel yakarış yaptı. Gavur Podolski'nin söktüğü topu, Hristiyan Sneijder'in boş kaleye doğru al da at dediği pozisyonda, Umut Bulut'un fizik dışı şansla attığı golden sonra ritüeli sürdürdü .

Taraftar baskısı, kaybedilen puanlar, oynanan kötü oyunlar, Galatasaray ilk 11 ini sahaya çıkarıyor. İlk defa sıfır çöp bir forvetle sahaya çıktık. Bir deliği tıkıyoruz, adamımız hendek açıyor. Orta sahada iki monşer oynuyor. Selçuk'un sözleşmesinde var, hadi onu geçiyoruz. Sakat ve cezalı olmadığı her maç ilk 11 çıkacak, maç başı 15.000 yuroyu indirecek. Kurtuluş yakın görünmüyor. Hele ki ite kaka, bala göte alınan galibiyetten sonra unutalım gitsin. Bilal tam şebekenin arayıp da bulduramadığı Galatasaray orta saha futbolcusu. Sinirlenmez, faul yapmaz, kız gibi oynar, maçı elektriklendirmez . Efendidir, rakibe saygılıdır. rakip üzülmesin diye gol bile atmaz böyle futbolcular.

Yasin Öztekin'in tribün terminolojisiyle götü kalkmış. Hacca gitmiş,sorsan Hacı, Allahçı, saç pankçı saçı, Ben oldum, ben banko futbolcuyum. Trip atarım, pas vermem, topu kaptırırım. Kafatasımda beyin taşımasam da olur bundan sonra. Bak kardeş, burası hacı baba tekkesi değil, Aslan Yuvası. Bizler Galatasaray için kavimden kardeşten yardan vazgeçmiş insanlarız. karıncayı incitmeyiz dediysek, böcekler durumdan vazife çıkarmasın. Sarı kart gösterdim, 2. sarı kartı görürsen, büyük katkıda bulunduğun 4. yıldıza elinde köpek öldüren şarapla Florya Sahilinden bakarsın. Mecburmuyuz lan, ileride bir kontenjan mı var? Biri ofsaytta bekleyecek, hücum faul yapacak, hakemi kandırmaya uğraşacak, gol kaçıracak, pas ver diye Sneijder'e el kol hareketi yapacak. Gözüm üstünde, bitiririm.

Bak Semih Kaya'nın hikayesinden örnek al. Asimo, pahalı robot diye korumaya almıştım, 5 lira maaşı varken neştere kafa atıyordu. Şimdi öyle mi, Türk kontenjanından zengin oldu, kaybedecek çok parası var, niye topa kafa atıp da bir ameliyat riskini alsın. Gelen topu ver Hakan'a, Hakan 15 derece ilerideyse dön Muslera'ya, Muslera'ya verince de dön götünü uza, tekrar atamasın, şişirsin ileriye. Şimdi dua etmeye başlamıştır Kartalspor 1. lige çıksın diye. Koskoca Galatasaraylı semih 3. ligte oynayacak değil ya. Bu sezonun en büyük katkısını yaptı, oynamayarak.

Muslera demişken, çok yazdım, topu oyuna sokamıyor diye, artık emin oldum, sokmuyor. Kimse top istemiyor. İleride ofsayttaki şebekler el sallıyor sadece. O da onlara doğru atıyor. Topu bir kere ileri şişirmemiş Taffarel'in bu takımın kaleci hocası olduğuna inanamıyorum. Muslera sezonu maymuni bir kurtarışla açtı, artık kolay kolay gol yemez.Sneijder'de atmaya başlarsa geçen sezonun son düzlüğüne erken girmiş oluruz. Top Muslera'ya geldiğinde top isteyecek en az 2 adam yoksa, oynatmayın kardeşim. Her şey birbirine bağlı, top isteyen ön libero olmayınca Sedju, Hakan gibi tekniği müsait stoper bile olsan, top kullanma riskine giremiyorsun. Hoca olsam, top kaptırana değil, top ayağında olana en az 2 alternatif sağlamayan futbolculara dalar, veririm odunu.

Selçuk İnan, otellerde bulunan tek kullanımlık tıraş bıçağı gibi. Bir kere kullanıp atacaksın, daha fazla kullanmaya başlarsan suratın savaş alanına döner. Selçuk İnan'da ilk geldiği sezon Baroş'la Elmander'le ileriye, Engin Baytar'la, Emre'yle yana oynayarak, Melo'nun da(saygıyla minnete anıyorum) hayvani sezonu sayesinde pik yaptı. Akıllı hocalar bunu tespit edip yavaş yavaş amortismana gidebilir, bir önceki sezon kalamozadan düşebilirdi.  Kravatlı eşkıyalar tam tersini yapıp, yaldızlı hesap cüzdanı verip sözleşmesini uzattılar. Orta sahada ki kan kaybımız devam edecek.  

Milli Takım Ceosu'nun adını taşıyan Stadyumda oynanan sezonun en büyük maçında Ceo yok. Muhtemelen Bodrum'da tatil yapıyordur. Maçı televizyondan izlediyse serefsizim. (bir kere denk gelmiştim, arkadaşın Bodrum'da yapı marketi var, Terim eşiyle geldi, o sırada biz Galatasaray maçı seyrediyorduk, maçtan haberi bile yoktu). Belki de benim gibi maçın sonucunu biliyordu zaten. Şebeke için Galatasaray'ın kaybetmesi intihar olurdu. Hamza bu sabah yoktu, yerine daha kötü Hoca bulunamayacağı için Aslan pusudan çabuk kurtulabilirdi. En azından Fenerbahçe maçına kadar idare edilmeliydi. Zift Medyasındaki Galatasaray maymunları ne yazdılar bilmem, 6-7 senedir gazete okumadım, tv. seyretmedim. Umut Bulut'a da gol attırdılar ya, diller felç olmuştur şimdi yalamaktan.  
Okumam ama haberim olur, Sinan Gümüş çıktı goller geldi demeye cesareti olan biri çıkarsa tek başıma meydan savaşını başlatırım. Biz maç 11 ini görür görmez handikaplı 2 yi bastık zaten. Hem de orta sahadaki durdurulamayan kanamaya rağmen. Bu kafa Sinan Gümüş'ü futbolcu yapmaz. her saniye dışarı alınacağım korkusu, futbolcuyu oynatmaz. Ben razıyım, alın Sinan'ı anlaşma yapın. 5 maç istediğin kadar kötü oyna banko oynayacaksın, beğenilmezen kadro dışısın deyin kabul ederse oynatın, etmez ise zaten ondan da bi bok olmaz deriz, bağımıza taş basarız.

Sabri değişlikliği zorunluluktan olmuş, ihmal ediyorum, kötü bir şey yazmıyorum, tetikteki Umut değişikliğiyle Marmara Denizi'inde yüzen tek kofanayı yakalayan Hamza, en iyi bildiği işi yapıp futbolun ırzına geçmeye karar verdi. Bir an kadrajda Sabri-Olcan-Umut Bulut'u gördüğümde de Yüce Gök'ten, Totem'lerden umudu kestim, futbolun beyin ölümü bu maç için gerçekleşti. 3 puan alıp Hamza'nın koluna serum bağlandı. İnanılır gibi değil ama ligin en kötü futbolunu oynayan takım lider.

Türkiye Süper Ligi değil, Saray kanalizasyonu. Patlayıncaya kadar yiyenlerin defaktolarıyla dolu.

Buraya kadar hayalleri! yazdık, bir cümle de gerçek yazıp önümüzdeki maça bakalım.

Özellikle lafım size dünkü maçta 90 dakika bağıran Büyük Galatasaray deplasman taraftarı, hepinize minnettarım. Ölümüz bu çocuklar, Başkan yok, Hoca yok, 2-3 ü dışında futbolcu yok, kendi çöplüğümüzde seyirci yok, futbol yok, hava yok, gol sevinci bile yok. sadece takımı değil, hepimizi ölüye çıkardılar. Azıcık çırpının, cebelleşin, debelenin, şu ölü toprağını atın üstünüzden, Bu oyunu biz kurduk, Galatasaray bizimdir, başka da Galatasaray yoktur. Galatasaray, kravatlı eşkıyaların değil, atkılı tribün çocuklarınındır.  Yol göstericileriniz,Başak Şehir Stadında sesi kısılanlardır.

1 Eki 2015

Yol Yakın, Silkinin, Atın Şunları; Astana 2-2 Galatasaray



Yalçın Küçük, ODTÜ'de öğrenci lideriyken devamlı eylem yaparlarmış. Okulun kantinini de Satılmış adında biri işletirmiş. Bir gün rektörlüğe karşı yürüyüş planlanmış, başta Yalçın Hoca ''satılmış Rektör, satılmış Rektör'' sloganlarıyla yürüyüşe geçmişler.Kantinin önünden geçerken kantinci Satılmış öne fırlamış, Yalçın Hoca'ya yalvarmış eylemi durdurun diye.''ben rektörlük yapamam''

Bir tane Satılmış yüreği taşıyan var mı ? lan içinizde satılmış, satılık Galatasaray Vatan'ı hainleri. Ben anlamam, ben yapamam, Şebeke beni buralara getirdi, dayanamıyorum, Galatasaray Taraftarı dışarıda gördüğünde hepimize sövüyor, deyip, defolup gidecek olan lan. Neyimizi sınıyorsunuz, dua edin Kravatlı Eşkıyalar, tribünleri kuranlar yaşlandı, pes etti, çekilip gittiler. Yeni gelen nesil de maçlara maç başladıktan 5 dakika sonra gelip, 5 dakika kala maçtan gidiyor. İsteseler tribünden gelen güçlerini kullansalar, sizi Florya'da bile gezdirmezler, ama hepsi başka dertlerin sahibi yapıldı. Çoğu maç bile seyretmiyor, seyretse gole sevinmiyor, yenilse küfür bile edemeyecek kadar mayıştırıldılar.

Biz kaynar suya atılan kurbağalardık, atılır atılmaz sıçrar kurtulurduk. Şimdiki taraftarın kazanını ılık ateşte ısıttılar, yoldaş genç kurbağalar, Drogba'ları, Elmander'i seyrederek ılık suda yüzdüler, yavaş yavaş ateşi harlandırdılar. Şimdi kaynadı su, kurbağaların sıçramaya dermanı yok.

Küçük takım Hocası oynattığı oyuna bakmaz, aldığı 3 puanı sayar, bu yüzden o 3 puanı kim almış, ömrünü 1 hafta daha kim uzatmışsa aynı takımla sahaya çıkar. Şebeke'nin as adamı Selçuk için, yenen takımı değiştirdi sayılmaz. Cipsi o gelene kadar idare etti, ağası dönünce de kenarda zurna çaldırdılar. İt gibi biliyorlar 25 milyon taraftarın her birinin düşüncesini, Selçuk döndüyse, sözleşmesinde yedek bırakılamaz, bırakılması teklif bile edilemez yazıyorsa Bilal'in beklemesi lazım. Büyük futbol düşünürü Hamza, Bilal'i uzaktan şut atar kilidi açar diye oynatıyorum açıklaması yapmış. Gene lütfetmiş, size ne lan? ben istediğimi oynatırım, patron benim dememiş. Neyse ki köre atıp topalı vurmuş, İlahların himmetiyle, Sneijder'in vurduğu değil de Bilal'in vurduğu girmiş, tam isabet kaydetmiş. Kilidi açmış- ne demekse- Cengiz Han'a karşı savaşıyor sanki. Devreyi de unutulmaz, vazgeçemediği lanet olası 1-0 önde kapamış. İkinci yarı, açılmış kilitten içeri sızmalar beklemez mi? kafa tasında beyin olan yaratık. Beklemez, brekisefal kafa sandığımızdan başka işlere çalışmaya başlıyor. Hazır Turan Ellerde, Alman'ı, Hollanda'lıyı, Portekizli'yi maçın sonlarında nasıl oyundan çıkarır, bu maçı 1-0 nasıl bitiririm diye düşünüyor. O sırada Kazaklar Şampiyonlar Liginde ilk golü atıp tarih sayfası açmak istiyor, saldırıyor. Canlı bahis şirketleri Hamza'ya ana avrat söverek bize yardım etseler de takımı bir türlü öne çıkaramıyor. Maçtan sonra galibiyeti koruma iç güdüsü demiş, kime? Arsenal maçında 10 kişi kalmış, 120 dakika savaşmış, son topu kullanan takımın Büyük Taraftarı'na.

Sen Podolski'yi çıkarıp, oyuna korkudan Cipsi'yi alırsan, canına minnet, Bilal'in, Selçuk'un, hakan Balta'nın, Muslera'nın. yatıyoruz arkadaşlar, Yüce Gök yardımcımız olsun. Şansla alınan şeyler şanssızlıkla kaybedilir. Kazaklar'ın 2 golünü de kendimiz attık, şanssızlık deyip geçiştirilebilir tarafımdan, doğrudur, kazanılan 3 kupa maçını da kapsarsa tabi ki.

Semih Kaya 3-4 sene önce Akbil'le antrenmanlara gelirdi, maaşı da 5 bin TL idi. Neştere kafa atardı. Önce pantolon diktiler, şalvar gibi bol, cepleri de büyük biçtiler. İçine dolarları doldurdular, şimdi kaybedecek çok şeyi var, zengin oldu. şebekeye biat etti, direnişten vazgeçti. Atılan şutlara götünü dönüyor. ne gerek var, kötü futbolcu olman Galatasaray'da oynamana engel değil. Burak'a, Selçuk'a yakın ol, aldığın topu, Muslera'ya geri ver, 10 sene idare et. Hamza gitse bile yerine gelecek olan da aynı tekerin kestiğidir nasılsa.( yaşlı, köyde yaşayanlar bilir, kağnı tekeri öküzün bokunun üstünden geçince bok ikiye ayrılır, her iki tarafın da bileşimi aynıdır). Sen ya istifa et Asimo, ben kantinci Satılmış'ım de memleketin de güzel yerde, dön köyüne balık tut ızgara yap. ya da gel bizim ilçeye tekrar geri, Kartalspor senin göz ağrın, balıkçılar anana avradına küfür etsinler.

Beraberlik golünü yediğimizde mutlaka duymuştur, içinizde Hamza'ya küfür etmeden, vakurlukla maçı seyretmeye devam eden var mıydı? Korkudan Sinan Gümüş'ü soktu. Çok daha kolay maçlarda yavaş yavaş oynatarak sokuyorum diyen kafa, gir beni kurtar diye sahaya iteledi. Gölü attığında çıkan ses, gol sesi değil Hamza bu gol bir tarafına girsin diye atılan naralardı. Artık gol sesleri böyle çıkıyor.

Kesin bilgi; Sabri'nin aldığı para 3 e taksim ediliyor. 1/3 ü zift medyasındaki Galatasaray Maymunlarına gidiyor. Misal maçtan önce Hasan Şaş konuşmuyor, kusuyor. Burak'ın oynamaması dezavantaj diyor, meğer oynarsa penaltı aldırabilir, faul kazandırabilirmiş. Demek ki bunlar hakemi kandır talimatı veriyorlarmış. Sabri'yi övüyor ki haklı! Sabri 3, Denayer 1 asistle oynuyor. Hak Sabri'nin, 1/3 ten de hak edişi var. 1/3, Hoca, yönetici dediğimiz Kravatlı Eşkiya payı. 1 dakika oyuna girdi, 15.000 yuro muhasebeden çıktı, bu sabah hesaplara yatmıştır. 1/3 de Sabri'nin karısına Lombarcini, Ferrrari satan galericilerin payı. Son model arabaları parlatmaya başlamışlardır bile.

Hiç bir şeye yanmıyorum da, yarın antrenmana Sabri'nin kırmızı Ferrari'yle gelecek olmasına yanarım. Bu yangın, bu kin beni yer bitirir.

Umut Bulut maçtan önce ısınıyordu, biri top atıyor o stop ediyor, sonra ayağının içiyle pas veriyordu. maç seyretmeye giderken bahçede çocuklar top oynuyordu. 57 yaşındayım 5 dakika onlarla oynadım, daha estetik stop yapmadıysam namerdim. 2 metre eninde 100 metre boyunda bir alan düşünün, kenarları elektrikli çite kaplı. başlangıcına Umut Bulut ve sadece top koyun, 100 metreyi çarpılmadan kat etsin daha beter namerdim. Futbol topunun ırz düşmanıdır. Bilerek yapılıyorsa top yapım mühendislerine bilim ve topun ahlakı açısından binlerce teşekkür. Pakistan'lı top fabrikaları top siboplarını olabildiğince küçük imal ediyorlar.

Bir açıklaması vardır elbet, maç seyretmeyi bıraktık hesap soruyoruz. Sabri'yi, Olcan'ı, Burak'ı Selçuk'u neden oynatıyorsun, Yasin'i, Sinan'ı, Podolski'yi neden oynatmıyorsun. Bizim bildiğimizin dışında daha naif taraftarları tatmin edecek bir savunma vereceksin. Başarısız oldum, istifa ediyorum denekle de kurtulamazsın. Kirlettiğiniz futbolun hesabını hepiniz birlikte ödeyeceksiniz.

Yol yakın Galatasaray taraftarı, 1 kaç maç sonra derenin ortasında olacağız, atı değiştirsek bile boğulup gebereceğiz. Son çağrıyı yapıyorum. Alt yapısı  Türkiye'de bir takımda geçmiş, Fatih Terim'le şu ya da bu şekilde muhatap olmuş bütün Türk futbolcular kadro dışı bırakılacak. Kömürlü, toprak bir sahada antrenman yapmaya mecbur bırakılacak. Dayanamayan üstüne para vererek kaçacak, Hamza'nın Florya'ya girişi bile yasaklanacak.

Aksi takdirde bundan sonraki maç yazıları, kes kopyala yapıştır şeklinde yayınlanacaktır.

Şebeke'yle, Galatasaraylılığımın olanca kiniyle, tek başıma da kalsam savaşacağıma inanınız.



29 Eyl 2015

#DirenGalatasarayTaraftarı; Galatasaray 2-1 Gaziantep



Başın göğe ermiştir; taraftarın göz bebeği Galatasaray'ın muhtemel geleceği, Sinan Gümüş'ü oynatmadın. En az 10.000 kişi sayende maça gelmedi, Egonu tatmin ettin, ileride kendin bile inanmayacaksın, Galatasaray Hocası olduğun hatırlatılınca torunlarına anlatacaksın. Koskoca Sneijder'i, Podolski'yi oyundan çıkardım diyeceksin. Sinan'ı 10 dakika kala Kanije Kalesi savunmasına geçtiğinde oyuna sokacaksın ki, Çocuk pozisyona giremesin, gol mol atamasın. Sen de şans verdim gördünüz çakallığına oynayacaksın. Zift medyasındaki Galatasaray maymunlarını kullanıp 3 puanı Umut'la aldığına tabelacı Galatasaraylıları inandıracaksın.

Artık Hocalığını, insanlığını tartışmayacağım. Elinden geleni ardına koyma. Ligin en kötü takımına karşı, bırak Umut Bulut'u, malzemeci Veli'yi bile oynatsan gol atardı. Sinan atmasın sebebi nedir mutlaka çıkaracağız, vazgeçemediğiniz Umut boş kaleye atsın, koluna serum bağlatıp, ömrüne ömür kattığını sanadur. Siz Umut'un dostu umudun düşmanısınız.

6. hafta kalamozasına 3 puanı yazdık, inanın çocuklar ligin sonuna doğru bu 3 puan, - 8 puan olarak burnumuzdan gelecek. Yol yakın diye saldırıyorum, derenin tam ortasına gelmedik henüz, atı değiştirebiliriz.

Küçük takım hocalarının, amentüsü, mottosudur. ''Galip takım değiştirilmez'', halüsilasyon gördü Trabzon maçını kazandım sandı, Aynı orta sahayı ligin en kötü takımına karşı sahaya çıkardı. İstakoz'un planları aritmetiğe göre tutmuş sayıldı. Aynı takımı bir felakete kadar oynatır. Vikipedya zabitleri, Umut'un boş kaleye kaçırdığı golleri, düştüğü ofsaytları, Burak'ı aratmayan faüllerini yazmaz, boş kaleye vurduğu dandik şutun gol olduğunu yazar. Bir de bu şebekler çıktı, Koşu mesafesi tutucular. O şebeklere göre Bilal Bey iyi koşmuş. Bir tane akıllı Hoca ne zaman çıkacak çok merak ediyorum, al orta sahaya  2 tane zenci 10.000 metreci, her maç banko oynat, Dünyanın en çok koşan takımı ol, Nasıl olsa Avrupa Şampiyonluğuna oynamıyorsun, bari namın böyle yürüsün.

Büyük takımda aptal futbolcu koşar, akıllısı kaytarır, fazla koşmamak için topu koşturur, kaptırmaz. Fazla koşmak, kendisinden daha kaliteli takıma karşı oynayan takımın, dezavantajı minimize etmek için başvuracağı yoldur. 

Önemli olan 3 puandır diyen, beni okumasın. Maçın sonucunda kupa yoksa başınıza çalınsın kötü oyunla alınan 3 puanınız. işte tam bu yüzden, kombinesi olanlar bile maça gitmiyor. Bilal'le Umut'un, Podolskiyle Sneijderin takımında ilk 11 oynaması bizim asla büyük futbol oynamayacağımızın somut belgesidir. Nitekim attığımız ilk golü Hatırlayın, Umut Bulut vasat bir santraforun yapması gerekeni yapıp kaleye doğru gitse, gol olmayacak, kötü futbolcu olduğundan geri döndü, iyi ki de dönmüş, kendisinden sonra 8 futbolcu daha topa dokundu, ve klas bir büyük takım golü izledik. Eğri gemi doğru sefer yaptı. 

Soruyorlar bana abi kim iyi oynadı diye. Bana sorma, Hamza kimi çıkarmışsa bilin ki o iyi oynamıştır. Adam Galatasaray'a kötü futbol oynatmak üzere programlanmış robot gibi. Ne var ki DNA müsait değil, direniyor, pusudan her seferinde kurtuluyor. Her şeyi yaptılar da Büyük Galatasaray Taraftarına beyin ameliyatı yapamadılar. Taraftarın ortalama aklı, gelmiş geçmiş bütün Galatasaray hocalarından daha iyi bilir bu işi. Taraftar 1 kişi olsa ebediyen Galatasaray Hocası olarak kalır. Hele ki mevcut Hocayla mukayese bile etmem.

Bir maçın iyi maç olup olmadığını daha kolay anlamak için metod var. Maçı tekrar izleyebilir misin? Eğer izleyebiliyorsan o maç iyi maçtır. Var mı içinizde Galatasaray'ın her hangi bir maçını yeniden izleyebilecek çıkar mı?

Sinan Gümüş'e artık bir şey yapamam, futbol dışı bir cezası olduğu kesin, benden bu kadar. Tek Başıma başlattığım savaşta ne mutlu ki taraftarı da yanıma almayı başardım, kadroya aldırdım, yalandan da olsa oynatıyorlar. Çocuğu aklı hür, vicdanı hür Büyük Taraftara emanet ediyorum. Bundan sonra adamım Cipsi Rodrigo. Ben artık orta sahada gitar konçertosu dinlemek üzere kendimi rehabilite ettim. Takımdan iyi futbol beklemiyorum.

Biz eskiden Galatasaray forması seyretmek için tribünleri yıkardık. Içinde kim var bakmazdık. Mübarek formayı başka yerde görmemizin imkanı yoktu. Şimdi öyle mi, herkesin sırtında aynı forma var, maça gidenler içindekini de merak ediyor. Sabri'nin, Olcan'ın, Umut'un formasını seyretmek için maça niye gitsinler.

Yekta'dan, Eray'dan, Aydın'dan, Sabri'den takımı kurtaran büyük Galatasaray taraftarının, mevcut çöplerden, Olcan'dan, Umut'tan da kurtaracağına şüphem yoktur. Beklentim ise Kravatlı Eşkiyaların gemlerini ellerine geçirmeleri, bir daha asla Çöp futbolcu aldırmamaları, enerjilerini onları kovmak için harcamamalarıdır. 

Umarım o günleri görmeye ömrüm vefa eder.




20 Eyl 2015

İstakoz Şansı; Trabzonspor 0-1 Galatasaray



Kadroyu çok pahalı kuruyoruz, para olarak değil elbette. Sabri'den kurtulmak için Arena'da maç kaybetmemiz, Atletico'ya çarpılmamız gerekiyor. Olcan'ın oynamaması için edilen küfürlerden, taraftarın yarısının çenesi felç oldu. Umut Bulut'u oynatırsan yakarız diyoruz, ölümle tehdit ediyoruz! sığır çobanı bir delik bulup yine oynatıyor. Sinan Gümüş'ü hiç tanımayan taraftarın attığı tweetler önce kadroya, sonra sahaya soktu. Yüce Gök'ün yardımı olmasa, o bala göte attığımız, gol demeye utandığım, sevinmediğim aksiyonda, Burak yılmaz % 90 ofsaytta yakalanır, % 10 faul yapardı.

Korku filmini geçen yıl sonlara doğru seyrettik, bu sezon bir kaç maç gerilim filmi vizyondaydı, bu geceki maçla birlikte bundan sonra soytarıların başrol oynadığı komedi filmi seyredeceğiz. Şampiyonlar Liginin en önemli maçında banko oynayan adam, hem de Selçuk'un cezalı olduğu hafta maça bile getirilmemiş.Gül Allah gül. 1-0 galibiyete yatıyor, golü yemesi an meselesi, taraftarın tilt olduğu Sabri'yi oyuna sokuyor. Gol yesek, maç berabere bitse Arena'da Sabri'yle beraber taşaklarından asılacak onu bile akıl edemiyor. Ağlamayın, burada gülünecek.

Podolski ile Burak değil aynı takımda futbolcu, aynı masada okey oynamaz. Kurtla kuzunun aynı sürüde dağa otlanmaya çıkması gibi bir şey. Kendisini tanımam, futbolunu bilmem, daha geldiğinde ilk görüşüm sorulmuştu çöp demiştim. Burak'la, Umut'un olmadığı bir maçta yarım saat seyretmem lazım hükmü verebilmem için. Bereket Burak sakatlandı, umarım sakatlığı uzun sürer. Umut Bulut'u da bu kadar küfürden sonra ilk 11 oynatmaya cesaret edemez de, Sinan'lı, Podolski'li, Yasin'li bir forvet seyrederiz.

 657 hakemi Cüneyt maça atanırken aldığı talimat şuydu. Galatasaray'a kurduğumuz tuzağın içine etme, ne yap yap Hamza'nın koluna serum bağla. Daha kötü hoca bulamazlar,hem ligi erken kopartma, hem Fenerbahçenin şampiyonluğu tehlikeye girmesin.lig erken kopmasın. Trabzonlu dostlar bizi 2. bile yapmazlar diye ağlıyorlar.Bence nankörlük edeceklerine dua etsinler şehir AKP li. İzmir takımı olsalardı, değil 4. lük, kendilerini PTT 3 de bulurlardı. Kendimce bir akıl vereyim, takımın adını değiştirsinler, Trabzonia Sancağı Yeniçeri TuğSpor koysunlar. Osmanlıspor'dan düzen bellesinler.

Maçın adamı, kelime manasında adam Hakan Balta'ydı. Bilal'i saymıyorum emanetçidir, üstüne yazı yazmayı bile gereksiz buluyorum. Galatasaray atak yaparken içim acıyor, korkuyorum, Burak ofsaytta yakalanmasın diye topu kaptırsınlar istiyorum. Galatasaray atacaksa kornerden, serbest vuruştan atsın. Ya da  bu maç gibi Semih'in göt yardımıyla atsın.

Boş kaleye atamadılar, Muslera felç geçirmişti, kımıldamıyordu, top Semih'in kafasından direkten auta çıktı. Penaltı bağımlısı Cüneyt'in gözüne inme indi. Balık bir golle kazandık. Hamza doğarken götünü yalayan Evliyalar; İnsafınız kurusun, Sinan Gümüş size ne etti, 1994 Ocak ayı ortalarında kim doğdu başka. Milyonlarcamızın gücü ancak sonradan oyuna sokmaya yetiyor, vurduğu topları direklerden döndürmek zorundamısınız?  Metafizik alemde rüşvet geçiyor mu?

Bir maç daha seyrettik anti futbolla geçen. 3 puandan daha fazla Burak'ın sakatlanmasına sevindim, yerine Umut Bulut girerken de önümüzdeki maç şimdiden kaygılanmaya başladım. Fazla mesai yapıp, Umut yerine Sinan'ı ilk 11 çıkarmalıyız. Bizim Kıro'nun sosyal medya taraftarına çemkirmesine bakmayın, saldırın. Her yazılanı okuyorlar, okumasa Sabri'yi oynatmaya göt isterdi.

Eğri gemi doğru sefer yapacak ister istemez. Sedju yetişir, Hakan'ı kimse kesemez. Kör topal 2. devreyi ruhu teslim etmeden görebilirsek Grosskooper ön liberonun tapusunu Melo'dan alır.2016 yılbaşı partisini Hamza'yla yaparsak en iyi ihtimalle sezonu 3. bitiririz. İmkansız bir temenniyle sözlerimi bitiriyorum.

Alt yapısını Türkiye içinde almış bütün Türk futbolcuları, gözünün yaşına bakmadan kadro dışı bırakmadığımız sürece iyi futbol seyretmek bize haram. Şükür edelim de Hamza'nın doğarken götünü yalayan Evliya, himmetini Galatasaray üzerinden eksik etmesin. İstakoz'un bindiği gemi bu sefer de battı, Yüce Gök taksiratımızı affetsin.

14 Eyl 2015

Kapıcı Hamza; Galatasaray 1-1 Mersin İdman Ocağı

İstanbul'daki tümünün maaşını tek başına bir Hırbo'nun aldığı tüm kapıcılara saygılarımla,

Bu bir projedir, geçen hafta kurulan bu pusuyu da savuşturma fırsatı geçmişti. 2 Sneijder golü, pusuyu kuranlara serum bağladı. Tabelacı Galatasaraylılara artık söyleyecek kelime bulamıyorum, bu yüzden en kestirme cendereden çıkış yolu, Galatasaray'ın Arena'da son dakikalara 2 farklı yenik girmesidir. Sabri'den, Olcan'dan, Umut'tan, Burak'tan, Semih'ten kurtulmanın başka yolu ne yazık ki yoktur.

Proje dedik, Geçen sezon kurdular son pusuyu, en fazla Kordon'da çok katlı bir binanın kapıcısı olması gereken cahilin, milyonlarca taraftarın atacağı bir gole baktığı, hayatını kurduğu, kavimden kardeşten vazgeçtiği koskoca Galatasaray'ın başında olmasının başka izahı yok.

Futbolcu kariyeri desen, satış listesine kondu, hiç kimse almadı 1/5 paraya Galatasaray'ın başına bela oldu. Hakkını yemeyeyim, ülkenin gelmiş geçmiş en iyi tac atan sol bekiydi. Galatasaray'da Hoca olmak bir futbolcu kariyerine göre olsaydı, şimdi kotayı dondursan sıra 150 sene sonra falan gelirdi. Tahsil, desen Ortaokul Terk( ustası daha eğitimli, Motor Sanat Terk), yabancı dil desen, eğer unutmadıysa Meriçten ailesiyle kaçmadan önce yaşadığı Yunanistan'dan dolayı, Grekçe biliyordur. Kim bilir belki de bu yüzden yabancı olarak sadece Gekas'ı sevmiştir. Futbol bilgisini araştırsak, yazmaktan kafa ütüledik, 3 kupanın 3 ünü de alırken söyledik, Galatasaray'a kupa aldırmamak üzere programlanmıştı, Muslera yemedi, Sneijder attı, Yasin Karabük'e gitmedi. Biliç'i kovdular, İsmail'i dövdüler. Inanın çocuklar Hamza'dan daha kötüsü olsa onu hoca yapacaklardı.

Benim için yok hükmünde, kovulması için 1, 2 veya daha fazla taraftarı bilgilendireceğim bir kumpas malzemesidir. 2016 yı görsün kellemi ortaya koyarım, bunu daha önce de yazdım. 2016 ya Büyük Galatasaray taraftarı 12. girmeye rıza göstermez, saydığım çöplerle birlikte aramızdan ayrılır. Arena daha çocuk, gitsin Sami Yen'e sorsun. Gitsin baksın, yerine gökdelen dikilirken çıkan hafriyatta, nice çöp futbolcuların çanak çömlek kalıntılarını görecektir.

Kapıcı Hamza'dan bağımsız, maçı yazmaya çalışacağım. Sanmayın ki maçı Burak yüzünden kaybettik. Dünkü maçı kaybetmemizin bir numaralı sorunsalı, yere göğe sığdıramadığınız, Dünya'nın en büyük kalecisi diye yutturulan sepettir. nankörlük etmiyorum, Maymuni kurtarışları var, bu sayede Şampiyon olduk, kupalar aldık. Bu vasıflar benim için Galatasaray kalecisi olmaya yetmez. İnanmayan, vakti olan maçı bir kere daha seyretsin. 12.5 dakikayı tek başına yedi. Topu her kullanışında en az yarım dakika düşünüp şişirdi. Şişirdiği topların hiç biri bizde kalmadı, topun kazanılması için geçen süreyi hesaba katsam yarım saati bulur. Top kazanma için sarf edilen enerjiyi hiç söylemiyorum bile. Top kendisine her geldiğinde deli oldum, topu oyuna iyi sokuyor beyaa diyen varsa bir maçı söylesin tekrar seyredeyim. Semih- Hakan Balta kazması topu istemiyor ne yapsın diyen çıkarsa da, küçük takım taraftarı olduğunu kabul ediyor demektir. Muslera büyük takım kalecisi değildir, bu yüzden bir çataldan bir çatala top çıkarsa, yine de onu hiç bir büyük takım kalesine geçirmez. Maçlar 0-0 bitsin işine gelir.

Sabri için, taç atışı için bir yazı yazmıştık, üşenmeyen okuyabilir. http://mahalletakimi.blogspot.com/2015/04/sabrinin-uzun-tac-ats.html
Sabri'nin Uzun Taç Atışı
Bir proje futbolcusudur, oynamasının futbol dışı nedenleri vardır. Kurtulmasına kurtulduk da pahalıya patladı. Sayesinde kim bilir kaç Galatasaraylı farkında bile olmadığı marazlara yakalandı.

Olcan Adın için de aynı şeyler geçerli, futbolcu olması imkansız biri sadece Galatasaray'ı çokertme projesinin bir ajanı olarak ilk 11 de kendisine yer bulabiliyor. Üstelik formda, yeri gerçek sol bek olan Hakan Balta'ya rağmen. Muslera- Sabri-Olcan'ın çaldığı zaman, Mersin'li futbolcuların çaldığı zamandan inanın daha fazlaydı.

Selçuk İnan dün takımın en iyisiydi, çok soran oluyor nasıl diye. Burak takımda olduğu sürece artık taraftarın ambarına fare girdi, en ufak hatasında, yenilgilerde ilk homurdanacak futbolcudur. Galatasaray golünü Burak atmadığı sürece, o maçta şampiyon olmamışsak Burak'ın umurunda değildir. Galatasaray her maç 3-2 yenilsin golleri Burak atsın, Burak razı olur. Oynamasının futbol literatürüyle açıklanmasına imkan yoktur. O da bir proje futbolcusudur.

Melo'nun yerine oynayan çocuk fena değil, ama şanssız. Benim onu benimsemem için çok büyük maceralardan muzaffer çıkması lazım. Ciğerimin bir parçası gitti. İlk topa basan Rodrigo'nun daha çok konçerto bestelemesi gerekiyor. Bugün ki kadro planlaması ve menecementle de büyük macera imkansıza yakın olasılık.

Podolski için notu hiç seyretmeden verdim. Burak'la aynı takımda oynamaz, oynarsa çöptür. Pahalı bir Alman zabazingosunun önemli bir parçacığı. Bizim çakma, tel maşa makinaya koydun mu dengeyi bozar,  Hele ki amiri yabancı Düşmanı brekisefal bir kafatası ise unutun gitsin. Çocuk da zaten umudu kesmiş, bayrakla, milli marşla konjonktüre uygun rahat bir gölgelik arama peşinde. Kredisi açılmıştır,Beşiktaş'a şampiyonluğu kaybettiren Şam Baba'nın namaz kılması gibi bir şey. Daum da yalandan milli Marş söylerdi, şimdi bir Türk gördüğünde boka bakar gibi bakmıyorsa alçağım.

Aslında hiç şaşırmamak lazım. Takımın başında Dünyaca ünlü bir profesör olsa, takım Şampiyonlar Liginde kafaya oynayacak bir şekilde kurulsa, asıl o zaman şaşırmak lazım. Ülkedeki tüm kurum ve kuruluşlar nasılsa, biz de öyleyiz. Üstelik hakim sınıfların, egemen oligarşinin desteklediği bir takım var. Galatasaray'ın büyük taraftarı olmasa çoktan Göztepe olmuştuk. Belki prostatlı fosiller buna çoktan razı. Bilmiyoruz, biz ancak şüpheleniyor, teşhisi koyuyor, kendimiz yazıp, kendimiz okuyoruz.

Sinan  Gümüş bu takımın en büyük futbolcusudur, 2 yıldır söylüyorum, 2 maç banko oynasın, Burak Yılmaz tarihin çöp futbolcusu olarak yerini arşivlerde alır. Ama olmaz yapmazlar, oynatmazlar, Şebeke izin vermez. Olcan-Sabri-Umut gibi futbol topunun ırz düşmanlarının biri gider biri gelir.

Galatasaray Taraftarı durumdan vazife çıkarır, takıma her zaman ki gibi el koyarsa, değil Ramiz Köfte, şebekenin alayı gelse, ablukayı yarar, takımı hainlerin, cahillerin elinden alır. Tek güvencem sizlersiniz.

30 Ağu 2015

3 Puan Aldık, Şampiyonluğu Verdik; Konyaspor 1-4 Galatasaray



Geçmiş olsun çocuklar, metanetli olun, gelecek kara günlere hazırlanın, lig 3. lüğümüze şimdiden kendinizi alıştırın.

Bu gece tarihimizin en büyük kader maçlarından birine çıkmıştık. Paradoksal bir durum vardı maç öncesi, kaybetsek kazanacaktık, kazandık kaybettik. Tabelacı veya Polayanna Galatasaraylılara izah etmem çok güç, umarım yanılırım, not alın, bu sezon bizi felaket bekliyor.

Çok yazdık, bir kere daha not düşelim, Hamza Hamzaoğlu Galatasaray tarihinin en yeteneksiz, en vizyonsuz, en çapsız, pozitif bilime aykırı, adaletsiz Hocasıdır. Emir kuludur. Galatasaray'a kurulan son pusuyla memur edilmiş bir cahildir.

Güzel futbol oynamamız mümkün değildir. Dengeyi 3. haftada kurduk, 1 beraberlik, bir yenilgi bir galibiyet. Elbette nice galibiyetler alacağız, Muslera yemezse, Sneijder atarsa önemli olan 3 puanlar alınacak. 3 puanın başına çalınsın. Sen kafa yor, hatta akıl hocana danış, Podolski ile Sneijder'i mümkün olduğunca bir birinden uzak oynat. Paslaşamasınlar ki, mutlaka biri kötü oynuyor görünsün. Futbolun ırz düşmanını ilk 11 e yaz. İt gibi kaptırdığı veya alamadığı topun peşinden koşsun. Sen de ne güzel savunma yapıyor diye sevin. Bilmezsin ki, görmedin ki, iyi santrfor savunma yapar mı? Jardel'e, Tanju'ya beke gelin diyebilirmisin. Adamlar salak mı, kazandıkları topu gol yapıp, aktif dinlenmeye geçiyorlardı. Futbol celladı, kaval kemiğiyle dokunabildiği topu kaptırınca başlıyor deli dana gibi koşmaya.

Muslera sezona nedense çok kötü başladı. Yediği goller için söylemiyorum, topları oyuna çok geç ve gelişi güzel sokuyor, bağırmıyor, coşmuyor, sanki bir ölü toprağı var gibi. vesvese yapmıyorum, bu duruş, çok kolay yapması gereken kurtarışlarına engel oluyor. Cenk'in alınması ürküttü mü onu da bilemiyorum.Takımın kötü oyunu kendisini de etkiledi desem yalan. Geçen yıl son düzlükte bundan daha beter oynadık. Ben yemem dedi, haftalarca yemedi, Hamza'nın omuzuna yıldız taktı.

Podolski için endişelerim vardı, aynen devam ediyor. Takım kötü oynadığı zaman ondan bir halt beklemeyin. Tam takım oyuncusu. Sneijder gibi bağımsız bir futbolcu değil. Umut Bulut ilk 11 oynayacaksa kendisinin oynamaması lazım. Umut Bulut'la aynı takımda oynamaz.

Sabri 2 asist yaptı, Umut Bulut galip takımın futbolcusu olarak oyundan çıktı, Melo kötü oynadı, Podolski rezaletti, ve maç 4-1 kazanıldı. Tam Hamza'nın kurguladığı, beklediği gibi, oldu. Bu hafta Sinan Gümüş'ü niye kadroya almadığı için edilen küfürleri bertaraf etmek için, Bilal Oğlan'ı da almadı. Hazır Melo kötüyken bir sonraki maç onu oynatır,  Bir taşla bir kaç kuş vurur.

Santrfor transfer dedikodusu, Burak Yılmaz'ı fena korkutmuş. Ben demiştim, takımın golcü transferine ihtiyacı yok, Burak'ı korkutacak bir Drakula yeter. Geçen yıl Pandev'i getiriler, sirk palyaçosu vazifesi gördü Burak için. Tırsmayı bırakın, kenarda gördüğünde kahkaha atıyordu. Burak'ı parayla, maç başıyla korkutacaksın. Maç başı parasını almak için adam öldürür. Maçın adamıydı.

Biz bu Aykut Kocaman'dan daha çok ekmek yeriz, takımı ipten aldı. Kaosumuzun sürmesine engel olamadı, Fenerbahçesi için elinden geleni yapacaktı ama elinden de anca bu kadar geliyordu. Galatasaray'ın leşi 4 tane attı.

Sezona ben çok kötü başladım, kötü enerjimi büyük Galatasaray'dan çekmeye çalışacağım. Alışık değilim bu kadar uzun süre kötü futbol seyretmeye. Bari siz umutsuz olmayın, Gamlı Baykuş ben olayım. Kendimi en kötü senaryoya hazırladım, dediğim çıkmaz ise de alırım bu yaşta sarı kırmızı bayrağımı, sırtıma geçiririm bir pardösü, kafama takarım bir huni, Şampiyonuz diye bağırırım otobanlarda. Ne yapalım iflah olmaz, geçmez, derman bulunmaz bir çocukluk hastalığı bizimkisi.

Sonuçtan, kupadan bağımsız, bir duruş, bir haslet, bir hulus, bir imaj, bir hars, bir dert; Galatasaraylılık.