Kabusumdu, Ali Sami Yen'deki son maça, Seyrantepe'deki ilk maça Aykut, Servet, Mustafa Sarp'ın çıkacak olması. Yedi bitirdi beni 2 senedir bu kabus, bu vesvese. Reykart'ı paketlediler, Hagi'yi maymuna çevirmek için elleri tetikte kulakları kirişte. Çıkamadılar işte son maça, en azından verdiğim kavga boşa gitmedi, ilk maça da çıkamayacaklar işte yüzyılın kazmaları.
Karıncayı incitmeyiz dedik, dedik demesine de böcekleri kastetmemiştik be Hagi. Bana Galatasaraylılığımın en uzun travmasını yaşatan adamlar sahada değildi de, Gökhan Zan'la, Balta'yla, Aydın'la mı kalkacaktı bu mübarek stadın cenazesi? Burçlarında salkım saçak gırtlaklarımızı parçaladığımız stadın kalelerine, çuvallar sırayla mı geçecekti. Ömrümüzü yörüngesinde tavaf ederek geçirdiğimiz tapınağımızın sonu böyle mi olacaktı? Her tribününde, her basamağında anım var benim. Hatta soyunma odasına girmişliğim, Cüneyt'le, Papaz Erhan'la, Savaş'la aynı veteran takımında topa vurmuşluğum var.
Ya sizin ne anınız var? Galatasaray Taraftarı namlı çapulcular; takım ikinci golü yemek üzereyken'' tam zamanı şimdi'' diye bağırın lan çektirenlerin emrine girecek kadar mı korkaksınız? Ey mübarek tribün emekçileri siz nerdesiniz? köpeksiz köyde değneksiz gezenler hakim oldu dört bir yana. Sorsalar maçın kaç kaç olduğunu bilmeyen, bir an bile olsa maça bakmayan iğrenç çapulcu liderleri götlerinize kına yakın. Kötü, her zaman iyiyi kovmuştur, kovdunuz bizi, 10 senede Dünya'nın 1 numarası olmuş takımı, 10 senede hep beraber bitirdiniz. Futbolcu lisansı sahibi kişiliksiz organizmaların korkusu yok taraftardan. Aynı kaptan besleniyorlar, futbolcular milyonlarca dolar alırken, aynı çanaktan yalandıkları, 3- 5 bilet parasına sattılar takımı. Biz tribünlerde, Öcüler, Çarliler, Peygamber Hüseyin'ler, Varol'lar, Kenan'lar, İkizler, Cem'ler, Mehmet'ler, Devo'lar, Eski Tüfek'ler...., tepineceğiz ve o Ayhan, o Balta, o Aydın, o bok çuvalı kaleci Galatasaray formasıyla Ali Sami Yen'deki son maçtan sağ selamet çıkacak.
Kimsenin suçu yok gelinen noktada, bir birlerinde telefon numarası bile bulunmayan 20-25 futbolcuyu bir araya getirip takım diye önümüzde oynatanlar hariç. Bin tane hokkabazlığı bir araya getirip stat yapan, arazi alan, şirket kuran, komprodor olanlar, kaledeki sepetlerle sezonun geçmeyeceğini bilmez mi? Ortalama bir taraftar, sezon başı yapılanmasında bu gün oynayanlardan kaç kişiyi koyardı? Adamımızın başı ağrısa Amerika'ya hastaneye gider, milyonlarca dolarlık futbolcuları baytarlara emanet eder mi, işin içinde kendi parası olsa? Ben, 41 yıllık çapulcu, Baros'un bu sene oynayamayacağını yazdım da, koskoca prof.lar bilmiyor mu? Geçin bunları,defalarca yazdım. Başımızdaki şebeke tam isabet kaydetmiştir. Kendi kızını Galatasaraylı yapamamış basiretteki bir Galatasaray Başkanının, Galatasaray futbol takımına yapabileceği en fazla kötülük budur. Futbol takımı dışında her şeyi çok iyi yapmışlar. Doğrudur da, o iki Avrupa kupalı futbol takımı olmasa sen acaba başkan olmaya talip olacakmıydın? Hereke diye bir yer var, benim doğum yerim. Bilen var mı? Hereke kürek takımı dünyaca ünlüdür. Belki de tarihi, Galatasaray'dan bile eskidir. Kimse bilmez, çünkü Hereke Yıldızspor Türkiye'de şampiyon olmadı, Süper Kupayı almadı, Herekeli kürekçiler de, balıkçıların aralarında topladıkları paralarla küreklere asılıyorlar. Kimi kandırıyorsunuz lan, adı başkan olan,yönetici olan, milyonlarca Galatasaraylı saf dışındayken 1000 prostatlı, 200-300 eski sporcu, 200 yeni zengin'in verdiği oylarla şebekeye meşruluk kazandıran çete reisleri. Futbol takımı olmasaydı, Galatasaray tarihi 100 seneyi sollayabilirmiydi?
Liseymiş, İngiltere'de asırlardır iki üniversite kürek yarışı yapar, hangisinin 1000 taraftarı var? Milyonlarca taraftar, güreşle, golfle, boksla, sidik yarışıyla oluşmuyor. Kendi kasalarındaki çuvalla paraları bildiği gibi biliyorlar, Ferhat Öztorun'un Hakan Balta'dan, Uğur Uçar'ın Ali Turan'dan, Serdar Eylik'in Mustafa Sarp'tan daha iyi oyuncu olduğunu. Mondragon varken 5 senede 6 defa kaleciye para verilmeyeceğini, Hasan Kabze, Ümit Karan'ı kovup forvet namlı 10 tane sığırın beslenmeyeceğini. Fakat ticareti yok bu eldeki malların. Alış değeri olmadığından neye satarsa kardır bu zihniyet için.Şimdi değilse ne zamandır, tam zamanıdır, ey futbolcu satıcıları koşun Florya'ya elinizde kalmış, defolu, sakat, hocalarla problemli futbolcuları kakalayın Galatasaray'a bölüşün komisyonları.
Aslında yapılacak bir şey daha var. Hakan Şükür'ü dağa kaldıracaksın, işkenceyle söyleteceksin bütün bildiklerini. İçerde ne kadar irin, cerahat varsa çıkarttıracaksın. Benim bile bildiğim 3-5 ibnelik varken, 20 sene o takımda oynayıp, tarih yazmış, tarihe geçmiş futbolcular neler biliyorlardır?
Maç yazısı değil bu yazı. Sahada oynayanları Galatasaray futbol takımı olarak muhatap almıyorum. O yüzden küfür bile etmiyorum. Ki küfür direk halk edebiyatıdır, netice de bir duygudur, kinin nefretin en kestirme yoldan dışa vurumudur. Ben, Ali Sami Yen'de son lig maçına çıkmış Galatasaray formalı böceklere nefret bile duymuyorum. Dünkü maçın, onların da maç başı alacakları paradan başka bir değeri olduğunu da sanmıyorum.
Son sözlerim Ali Sami Yen Stadına; Ben yoktum, biz yoktuk sevgili ibadethanem. Ömrümü harcadığım tapınak. İyi ki de yoktum, dayanamazdım. Yetiştirdiğimiz, yerimize gönderdiğimiz nesil de, hayatlarında ilk defa maç bitmeden terketmişler seni, onlar da dayanamamış. Bu utanç bizim değil, bunu en iyi sen bilirsin, elveda. Elveda Şir-jiyan, uyan bu hab-ı gafletten.
12 Ara 2010
10 Ara 2010
Elveda Tapınak
Dünyanın en iyi atmosfere sahip statları' listesinde Ali Sami Yen 13., Şükrü Saracoğlu ise 28. sırada yer aldı. Maçlarda yapılan şovlarla dikkat çeken BJk İnönü Stadı ise ilk 50 stat arasında kendine yer bulamadı.
İngiliz basını, Türkiye'de çok tartışılacak bir liste daha yayınladı... 'Bir stattan daha çok mabedi andıran' başlığıyla yayınlanan ve yaptıkları listeyle 'Dünyanın en iyi atmosfere sahip 50 stadı'nı belirleyen İngilizler'in, geçmişte Ali Sami Yen Stadı'nda gördükleri ortamın etkisinden kurtulamadığı açıkça ortaya çıktı. Milliyet.
İngiliz basını, Türkiye'de çok tartışılacak bir liste daha yayınladı... 'Bir stattan daha çok mabedi andıran' başlığıyla yayınlanan ve yaptıkları listeyle 'Dünyanın en iyi atmosfere sahip 50 stadı'nı belirleyen İngilizler'in, geçmişte Ali Sami Yen Stadı'nda gördükleri ortamın etkisinden kurtulamadığı açıkça ortaya çıktı. Milliyet.
Tapınak; En ürkütücü stadyumlarda yerini almış. Yani stadyum olarak çok kötü olmasına karşın babaocağı dillere destan olmaya devam edecek. Kolay değildi, yıllara yayılan büyük mücadelelerden, devrilip giden nice takımlardan, tribünlere akıtılmış göz yaşlarından, kanlardan serpilip gelişerek büyütmüşüz tapınağı. Avrupa da ismini söyleyemeyen yok. Maç be maç ibadete gider gibi gittik. Ne var ki yarın, çimlerinde son lig maçına çıkıyoruz. Biz de gelişen teknolojiye, endüstriye feda ediyoruz tapınağımızı. Bizim ömrümüz, Sami Yen'in adını Dünya'ya duyurmaya yetti, görev sizin çocuklar, Artık Aslantepe'nin adını sanını en azından Sami Yen'in yarısı kadar duyurmamıza ömrünüz yeter mi bilinmez.
Ne kadar duygu katılacak yeni stadyuma, mabetten stadyumda oynamak nasıl bir şey. Tapınak ta bağırmakla, ağlamakla stadyumda bağırmak, ağlamak aynı mı? Kimler gelecek aramıza, biz 20.000 kişiydik bu takımın dünya üzerindeki öncü birliğiydik. Kontenjan arttı iki misli taraftara daha ihtiyaç var. Gelenlerin asimile olması ne kadar zaman alacak. Kaç ömür geçecek, kaç nesil bitecek Aslantepe efsanesinin Dünya'ya yayılması için. Sadece galibiyet yetermi? o tribünlere duyguları, desibel desibel gırtlakları kimler yırtacak. Haykıranlar seslerini duyurabilecekler mi?
Ali Sami Yen'den uzaklaşma menzili yaklaştıkça, takımla aram açıldı çocuklar. Nerde o eski şevk o heyecan, sıradan maçlara bakar gibi bakıyorum artık maçlarımıza. Hiç şüphem yok ki yeni stadyumda eski ben olamayacağım. Bunu Olimpiyat Stadında 1 sene boyunca yaşadım. O stadyumda dolu dolu hiç bağıramadım. Ne kadar görkemli olursa olsun yeni stadyuma benim alışmam çok zor. Yıllarını geçirdiği gecekondusunu müteahhite vermiş de modern bir binaya taşınmış bir baba gibi olurum herhalde.
Ben kapalının koltuklarının yaslandığımız incecik plastiklerinde omuz omuza çekmeyi çok ararım. Elveda Sami Yen diyen en son Galatasaray'lı ben olmak istiyorum.
5 Ara 2010
Semt El Kalasiko; Kasımpaşa 0- Galatasaray 3
Maç seyretmeye tarafımdan sadece 10 dakika dayanılabilmiştir. Fosil, Ersen Martin ayağı kırılmış gibi anırmış, sonra da bi bok olmamış gibi devam etmiştir. Benim için maç o anda bitmiştir. Pazartesi seyrettiğim Barça- Real maçından sonra, tribünü olup seyircisi olmayan bir stadyumda 100 yıllık iki semt takımının maçına daha fazla katlanamadım. Veba Servet'ten kurtulup, Kolera Gökhan hastalığına yakalanmamak için uzadım.
Maçla ilgili bildiğim şeyler, kaleye top gelmediği için muhteşem bir maç çıkarmış olan kalecimiz ve atak yemediği için gol pozisyonu vermemiş defansımızın unutulmaz futbolu. Tabi tabelaya yazan deplasman galibiyeti, alınan 3 puan, küme hattından fiktif uzaklaşış.
Adnan Polat'ın bir haftalık moral izini, saç baş yolma işi, küfürlerin devamı, Ali Sami Yen'de.
Hadi eyvallah,
edit; bir okurdan gelen uyarıyla, başlığı düzelttik, özür.
Maçla ilgili bildiğim şeyler, kaleye top gelmediği için muhteşem bir maç çıkarmış olan kalecimiz ve atak yemediği için gol pozisyonu vermemiş defansımızın unutulmaz futbolu. Tabi tabelaya yazan deplasman galibiyeti, alınan 3 puan, küme hattından fiktif uzaklaşış.
Adnan Polat'ın bir haftalık moral izini, saç baş yolma işi, küfürlerin devamı, Ali Sami Yen'de.
Hadi eyvallah,
edit; bir okurdan gelen uyarıyla, başlığı düzelttik, özür.
30 Kas 2010
Futbola Lanet Ettirenler; Barça ve 3 Nisan 2001
Çok uzun yıllardır futbol maçı seyretmemiştim. Bakmayın siz benim palavralarıma, her maça gidiyorum deyişlerime, her maçı yazışlarıma. Ben, bir kez daha kayda düşüyorum ki futbol maçlarına gitmiyorum. Gittiğim, gördüğüm şeylerin futbolla alakası yok. Ben Galatasaray forması seyretmeye gidiyorum Ali Sami Yen'e. 15 günde bir deseler ki, bu pazar saat 19.00 da kapalıdan numaralıya bir ip gerilecek, o ipe de sarı kırmızı Galatasaray forması asılacak, ben yine aynı sayıda giriş yaparım, Ali Sami Yen'e o formaları seyretmeye giderim. Başka formalara da baktığım yok zaten.
En son gittiğim maçı Collina yönetmişti. Nisan'da o zamanlar Galatasaray, Şampiyonlar Ligi maçları oynardı. Hani logosunda 8 tane yıldız olan turnuva maçları var ya onlardan. Şampiyonlar Liginin kurucu 8 takımından biriyiz biz. Şimdilerde unuttuğumuz, bir daha ne zaman oynarızı kimsenin öngöremediği o maçlardan biriydi gittiğim son maç. 3 Nisan 2001, Real Madrid maçı. 0-2 ilk yarı soyunma odasına gönderdiğimiz takımın, taraftarla bütünleşip, ikinci yarıda koskoca Real Madrid'e Dünyayı dar ettiği maç. O maç benim son maçım oldu. Hakkını yemeyelim, daha sonra oynanan Milan maçı'da maçtı elbet. Ama ben Real Madrid maçını ezbere biliyorum, hangi şarkıları söylediğimizi hatırlıyorum, o maç ta oynayanlar gözümün önünden hiç gitmedi, gitmeyecek. Lanet olsun o takıma! lanet olsun o maça!
Yıllar sonra bir maç daha izledim. Dün gece oynanan Barcelona maçı, ve yine huzurumda Real Madrid. Maç sabaha kadar oynansa değil ben, Dünyadaki milyarlarca insan gözünü kırpmaz, tuvalete gitmez, yemez içmez bu maçı seyrederdi. Bu maça El Clasico diyorlar, bizim bir gece önce oynanan maçı da derbi maçı diye, klasik, tarihi maç diye yutturuyorlar.
Ne fark var ki çocuklar. Barça 52 pas yaparak 2. golü atıyor, bizim maçta da toplam 52 pas yapılmış. Ayhan'da 11 km koşmuş, İniesta'da. İlker Kasillas'da dandik goller yedi, Ufuk'da. Koskoca Sergıo Ramos maymuna dönerken, Ali Turan'a küfür etmek bize yakışır mı? O yüzyılın topçusu dedikleri Messi, 5-0 galip geldikleri maçtai atabildi mi ki Pino atsın. Ya o Ronaldo kolpasına, Türk kafatası taşıyan Mesut'a kızanınız var mı? Servet'e sümkürdü diye kızıyorsunuz. Morinho'yu bile şebek yaptılar bize ne oluyor? Fark yok, bizim futbolcular da zengin, onlar da. Ben eminim, dün gece bizim takım izinliydi, bu maçı seyreden 5 kişi yoktur aralarında.
Lanet olsun sana da Barça. Oynadığınız oyun futbol mu lan sizin? Yok eğer futbolsa biz ne seyrediyoruz buralarda, ne seyredeceğiz? Hepimizi futbolu sevdiğimize pişman ettiniz. Futbol topundan soğuttunuz. Ah ulan futbolun düşmanı, Taffarel'li, Popoescu'lu, Hagi'li, Okan'lı, Suat'lı, Hakan'lı, Bülent'li, Ümit Davala'lı takım! Ne enkaz bırakmışsınız giderken, senelerdir cesedi kaldıramadık. Var mı lan öyle kahramanlık maçları seyretmiş taraftara, Servet'i, Cihan'ı, Orhan Ak'ı, Sarp'ı, Ali Turan'ı seyrettirmek. Ne suç işledik biz lan Hagi? Gırtlaklarımızı parçalamadık mı? siz o büyük maceralarda yürürken kutuplara kadar sizinle gelmedik mi? Vestfaalen'de sen topa vurduğunda biz yokmuyduk? o topla beraber uçmadık mı? Parken'de Taffarel'in arkasında kaleye geçmedik mi?
Dün gece Barça, kedi fareyle oynar gibi oynarken dalıp gittim geride bıraktığımız yıllara. Yok artık,bir daha asla olmayacak, gelmeyecek günlere. Bunlar olduğu yerde kalıp bizi bekleseler 100 sene sonra bile biz bu futbolu oynayamayız. Ya yeni bir spor icat edilecek, o sporu yapanlara bizim parçalı Galatasaray forması giydirilecek, ya da kadere razı gelinecek,o sarı kırmızı parçalı formayı giymiş mahlukatları futbolcu kabul edip seyredeceğiz. Barça diye bir futbol takımını da yok hükmünde sayacağız.
28.11.2010 tarihinde Ali Sami Yen'de ve 29.11.2010 da Noi Camp'ta oynayanlar; Aranızda hiç bir fark yok. Hiç birinizin oynadığı oyun futbol değil. Artistik Patinaj puanlamasına tabisiniz. En kötü puanla en iyi puan puanlama dışı yani. Ne Galatasaray, ne siz futbol takımısınız Barça. Her ikiniz de bana futbolu sevdiğime lanet ettirdiniz.
Mustafa Sarp'da futbolcu değil, İniesta'da. Messi'de futbolcu değil, Pino'da. 2010 senesinin Galatasaray'ı da futbol takımı değil, Barcelona'sı da , Lanet olsun.
En son gittiğim maçı Collina yönetmişti. Nisan'da o zamanlar Galatasaray, Şampiyonlar Ligi maçları oynardı. Hani logosunda 8 tane yıldız olan turnuva maçları var ya onlardan. Şampiyonlar Liginin kurucu 8 takımından biriyiz biz. Şimdilerde unuttuğumuz, bir daha ne zaman oynarızı kimsenin öngöremediği o maçlardan biriydi gittiğim son maç. 3 Nisan 2001, Real Madrid maçı. 0-2 ilk yarı soyunma odasına gönderdiğimiz takımın, taraftarla bütünleşip, ikinci yarıda koskoca Real Madrid'e Dünyayı dar ettiği maç. O maç benim son maçım oldu. Hakkını yemeyelim, daha sonra oynanan Milan maçı'da maçtı elbet. Ama ben Real Madrid maçını ezbere biliyorum, hangi şarkıları söylediğimizi hatırlıyorum, o maç ta oynayanlar gözümün önünden hiç gitmedi, gitmeyecek. Lanet olsun o takıma! lanet olsun o maça!
Yıllar sonra bir maç daha izledim. Dün gece oynanan Barcelona maçı, ve yine huzurumda Real Madrid. Maç sabaha kadar oynansa değil ben, Dünyadaki milyarlarca insan gözünü kırpmaz, tuvalete gitmez, yemez içmez bu maçı seyrederdi. Bu maça El Clasico diyorlar, bizim bir gece önce oynanan maçı da derbi maçı diye, klasik, tarihi maç diye yutturuyorlar.
Ne fark var ki çocuklar. Barça 52 pas yaparak 2. golü atıyor, bizim maçta da toplam 52 pas yapılmış. Ayhan'da 11 km koşmuş, İniesta'da. İlker Kasillas'da dandik goller yedi, Ufuk'da. Koskoca Sergıo Ramos maymuna dönerken, Ali Turan'a küfür etmek bize yakışır mı? O yüzyılın topçusu dedikleri Messi, 5-0 galip geldikleri maçtai atabildi mi ki Pino atsın. Ya o Ronaldo kolpasına, Türk kafatası taşıyan Mesut'a kızanınız var mı? Servet'e sümkürdü diye kızıyorsunuz. Morinho'yu bile şebek yaptılar bize ne oluyor? Fark yok, bizim futbolcular da zengin, onlar da. Ben eminim, dün gece bizim takım izinliydi, bu maçı seyreden 5 kişi yoktur aralarında.
Lanet olsun sana da Barça. Oynadığınız oyun futbol mu lan sizin? Yok eğer futbolsa biz ne seyrediyoruz buralarda, ne seyredeceğiz? Hepimizi futbolu sevdiğimize pişman ettiniz. Futbol topundan soğuttunuz. Ah ulan futbolun düşmanı, Taffarel'li, Popoescu'lu, Hagi'li, Okan'lı, Suat'lı, Hakan'lı, Bülent'li, Ümit Davala'lı takım! Ne enkaz bırakmışsınız giderken, senelerdir cesedi kaldıramadık. Var mı lan öyle kahramanlık maçları seyretmiş taraftara, Servet'i, Cihan'ı, Orhan Ak'ı, Sarp'ı, Ali Turan'ı seyrettirmek. Ne suç işledik biz lan Hagi? Gırtlaklarımızı parçalamadık mı? siz o büyük maceralarda yürürken kutuplara kadar sizinle gelmedik mi? Vestfaalen'de sen topa vurduğunda biz yokmuyduk? o topla beraber uçmadık mı? Parken'de Taffarel'in arkasında kaleye geçmedik mi?
Dün gece Barça, kedi fareyle oynar gibi oynarken dalıp gittim geride bıraktığımız yıllara. Yok artık,bir daha asla olmayacak, gelmeyecek günlere. Bunlar olduğu yerde kalıp bizi bekleseler 100 sene sonra bile biz bu futbolu oynayamayız. Ya yeni bir spor icat edilecek, o sporu yapanlara bizim parçalı Galatasaray forması giydirilecek, ya da kadere razı gelinecek,o sarı kırmızı parçalı formayı giymiş mahlukatları futbolcu kabul edip seyredeceğiz. Barça diye bir futbol takımını da yok hükmünde sayacağız.
28.11.2010 tarihinde Ali Sami Yen'de ve 29.11.2010 da Noi Camp'ta oynayanlar; Aranızda hiç bir fark yok. Hiç birinizin oynadığı oyun futbol değil. Artistik Patinaj puanlamasına tabisiniz. En kötü puanla en iyi puan puanlama dışı yani. Ne Galatasaray, ne siz futbol takımısınız Barça. Her ikiniz de bana futbolu sevdiğime lanet ettirdiniz.
Mustafa Sarp'da futbolcu değil, İniesta'da. Messi'de futbolcu değil, Pino'da. 2010 senesinin Galatasaray'ı da futbol takımı değil, Barcelona'sı da , Lanet olsun.
28 Kas 2010
Gereken Yapılacaktır; Galatasaray 1- Beşiktaş 2
Bu eller rekor kırdı, Galatasaray mağlubiyeti yazma rekoru. Keşke Hagi olmasaydı aramızda. Dedim, gelme dedim, seni de bitirecekler dedim. Sandı ki oynanan oyun futbol, iş futbol olunca da Hagi'den daha büyük adam mı var? Geldi, kurtarırım sandı, ne bilsin şebekenin, bokun, pisliğin içine düştüğünü.
Ya biz ne yapalım şimdi? Koskoca Galatasaray forması lağım çukurunda, lağım fareleri futbolcu lisansı almış her hafta midemizi bulandırıyor. Bunların satıcıları da var, kontrat, sözleşme para, yuro.
Reykart bizi dinlenmedi, kendi ipe gitti. Hagi belli ki Reykart'a sormadı, takımın neden kötü oynadığını? Aslında takımın kötü oynadığı falan yok. Kapasite bu kadar, sırtında sarı kırmızı forma var diye gök tanrı seni daha iyi oynatmaz. Ayhan, emekli hür general, bundan daha iyi oynayamaz. Ali Turan'ı yazmaya bile gerek yok. Galatasaray çekirdek çitleme takımın unutulmaz sağ bekidir. En iyi zamanlarını geçen sezonun 2. yarısında oynamayarak, kendisini bekleterek geçirmiştir. Seyrantepe'de oynatan hocayı bu taraftarın içinden biri vurur benden söylemesi.
Servet, sen benim dünya ahiret düşmanımsın artık. Seni nasıl olsa Kartal'da falan yakalarım. Bu yaşımda beni geberteceğini bile bile, ölmüş anam üstüne yemin ediyorum, sana kafa göz girişip, ana haber bültenlerine, gazetelere çıkacağım. O koca götünü artık benden de kolla kardeşim. Senin allah bin belanı versin emi.
Hakan Balta; Şebekenin, çetelerin adamı. Ruhun olsa ruhuna küfür edeceğim senin. Sen nasıl bir lisans sahibi futbolcusun? Bütün Galatasaray taraftarı yüzüne tükürse, sen yarabbi şükür diyorsun. Seni Galatasaray'a getirenlerin götlerinin yağı aksın, bağırsakları düğümlensin sıçamasınlar.
Pino, Elano yanlış zamanın, yanlış takımının oyuncuları. Bu kadar kötü futbolcuların arasında, küfürü yer oturursunuz. Tez elden siktirin gidin.
Adnan Polat, bana gelene kadar milyonlarca Galatasaraylı senin hatırını soruyor. Şebeke lideri, çete reisi, senin kurtuluşun kolay değil. Seninde cezanı senden sonra gelecek çete reisi verir elbet.
Büyük Galatasaray taraftarı; Her zaman iftihar ettim sizden, bu maçta da çok büyüktünüz. Üzülmeyin bağırsaklarınızı temizlediniz. Servet, Ayhan, Ali Turan, Mustafa Sarp içinizde kalan, ıkına ıkına çıkaramadığınız son boklardı. Onları da sıçıp kurtuldunuz. Sevinin, seviniyorum, içimde bir ölüm huzuru var. Galatasaray forması boka düşmekle değerini kaybetmez. Yıkarız, yeniden giyeriz. Onlar boktur, bok yıkanarak bokluktan arınamaz.
Bir günde kral olmadık, bin yılda tahttan inmeyiz. Gidin hepiniz elinizi yüzünüzü yıkayın, kırmızı bir çiçek bulun, yatarken yastığınızın altına koyun, aldığınız kupaları, kazandığınız zaferleri düşünün. Renk arayın, koku arayın, Galatasaraylı gibi uyuyun. Uyandığınızda, yakın geçmişin çok kötü hatıralarının, yeni Galatasaray'a yenilmiş olduğunu göreceksiniz. İnanın çocuklar, göreceğiz hep beraber.
Ya biz ne yapalım şimdi? Koskoca Galatasaray forması lağım çukurunda, lağım fareleri futbolcu lisansı almış her hafta midemizi bulandırıyor. Bunların satıcıları da var, kontrat, sözleşme para, yuro.
Reykart bizi dinlenmedi, kendi ipe gitti. Hagi belli ki Reykart'a sormadı, takımın neden kötü oynadığını? Aslında takımın kötü oynadığı falan yok. Kapasite bu kadar, sırtında sarı kırmızı forma var diye gök tanrı seni daha iyi oynatmaz. Ayhan, emekli hür general, bundan daha iyi oynayamaz. Ali Turan'ı yazmaya bile gerek yok. Galatasaray çekirdek çitleme takımın unutulmaz sağ bekidir. En iyi zamanlarını geçen sezonun 2. yarısında oynamayarak, kendisini bekleterek geçirmiştir. Seyrantepe'de oynatan hocayı bu taraftarın içinden biri vurur benden söylemesi.
Servet, sen benim dünya ahiret düşmanımsın artık. Seni nasıl olsa Kartal'da falan yakalarım. Bu yaşımda beni geberteceğini bile bile, ölmüş anam üstüne yemin ediyorum, sana kafa göz girişip, ana haber bültenlerine, gazetelere çıkacağım. O koca götünü artık benden de kolla kardeşim. Senin allah bin belanı versin emi.
Hakan Balta; Şebekenin, çetelerin adamı. Ruhun olsa ruhuna küfür edeceğim senin. Sen nasıl bir lisans sahibi futbolcusun? Bütün Galatasaray taraftarı yüzüne tükürse, sen yarabbi şükür diyorsun. Seni Galatasaray'a getirenlerin götlerinin yağı aksın, bağırsakları düğümlensin sıçamasınlar.
Pino, Elano yanlış zamanın, yanlış takımının oyuncuları. Bu kadar kötü futbolcuların arasında, küfürü yer oturursunuz. Tez elden siktirin gidin.
Adnan Polat, bana gelene kadar milyonlarca Galatasaraylı senin hatırını soruyor. Şebeke lideri, çete reisi, senin kurtuluşun kolay değil. Seninde cezanı senden sonra gelecek çete reisi verir elbet.
Büyük Galatasaray taraftarı; Her zaman iftihar ettim sizden, bu maçta da çok büyüktünüz. Üzülmeyin bağırsaklarınızı temizlediniz. Servet, Ayhan, Ali Turan, Mustafa Sarp içinizde kalan, ıkına ıkına çıkaramadığınız son boklardı. Onları da sıçıp kurtuldunuz. Sevinin, seviniyorum, içimde bir ölüm huzuru var. Galatasaray forması boka düşmekle değerini kaybetmez. Yıkarız, yeniden giyeriz. Onlar boktur, bok yıkanarak bokluktan arınamaz.
Bir günde kral olmadık, bin yılda tahttan inmeyiz. Gidin hepiniz elinizi yüzünüzü yıkayın, kırmızı bir çiçek bulun, yatarken yastığınızın altına koyun, aldığınız kupaları, kazandığınız zaferleri düşünün. Renk arayın, koku arayın, Galatasaraylı gibi uyuyun. Uyandığınızda, yakın geçmişin çok kötü hatıralarının, yeni Galatasaray'a yenilmiş olduğunu göreceksiniz. İnanın çocuklar, göreceğiz hep beraber.
Maçtan Başka Her Şey; Galatasaray-Beşiktaş
Oynadıkları futbol, aldıkları neticelere bakılırsa bu maç, sıradan bir lig maçı bile değil. Ligimizin uzak ara en kötü futbolunu oynayan, oynayacak olan iki takımın maçı langırt maçından öte bir şey olmaz. O yüzden başka zaman olsa, eski yıllarda olsa bu maça 10.000 kişi bile gitmez, kahvedeki adam da bu maç için okeye ara bile vermez. Ne var ki bu maç bizim için maçtan öte bir şey.
Aldığımız haberlere göre Mecidiyeköy taraftar tabiriyle yıkılıyor. Adı cehennem diye nam salmış stadı, son bir kez daha ateşe vermek için dakikalar sayılıyor. Birazdan bizimkiler Ali Sami Yen'e ecelinden 3 maç kala kazma kürek dalacaklar, tribünleri ateşe verecek, ve son yılların en büyük coşkusunu sahaya yansıtacaklardır. Biz de uzaklarda bir yerde olanları televizyondan seyredip, zapta geçireceğiz.
Kadro henüz gelmedi, ama artık dedik ya en azından bu maç için kadronun hiç önemi yok benim için. Ben değil Servet'e, Mustafa Sarp' a bile kızmam bu maçta. Yarım asıra dayanan ne maçlar oynandı Beşiktaş'la bu mabette. Ne tavaflar atıldı çevresinde mübarek stadın. Kim bilir kaç kere binildi Beşiktaş tramvayına. Bir daha oynanmayacak lan bu maç burada. Bir daha ki Beşiktaş maçında Ali Sami Yen olmayacak. İnanılır gibi değil ama olmayacak.
Büyük Galatasaray taraftarına güveniyorum. Bu maçta bir kez daha imtihan verecekler. Galatasaraylı olmanın saygı doruğunda sesleri, çığlıkları sonsuzluğa karışacak. Ve siz futbolcular, her şeyinizi sırtınızda taşıdığınız o kutsal forma uğruna affettik, siz de imtihan vereceksiniz. Son yıllarda her girdiğiniz imtihandan çaktınız ama bu akşam da çakarsanız, ruhsuz,silik, kapasite altında oynarsanız. Kısaca her zamanki futbolunuzu oynarsanız,Ali Sami Yen'i bizlere boynu bükük kapattırırsanız, değil Galatasaray'dan ayrılmak,değil futbolu bırakmak benden kurtulamazsınız. Sıçtığınız yere kadar kovalarım sizi.
Bu gün maça çıkmıyoruz, spor yapmıyoruz, Bu günkü maçta puan yok, gol yok, kırmızı kart falan yok. Hakem yok, Antrenör yok, Başkan yok. Ali Sami Yen Bey var, Metin Oktay var, Hagi var, taraftar var. Galatasaraylı evliyaların ruhları, alınan kupaların anıları, kazanılan zaferlerin gözyaşları var.
Bu maçta kötü oynayacak olan futbolcu, dünya ahret düşmanımdır.
Aldığımız haberlere göre Mecidiyeköy taraftar tabiriyle yıkılıyor. Adı cehennem diye nam salmış stadı, son bir kez daha ateşe vermek için dakikalar sayılıyor. Birazdan bizimkiler Ali Sami Yen'e ecelinden 3 maç kala kazma kürek dalacaklar, tribünleri ateşe verecek, ve son yılların en büyük coşkusunu sahaya yansıtacaklardır. Biz de uzaklarda bir yerde olanları televizyondan seyredip, zapta geçireceğiz.
Kadro henüz gelmedi, ama artık dedik ya en azından bu maç için kadronun hiç önemi yok benim için. Ben değil Servet'e, Mustafa Sarp' a bile kızmam bu maçta. Yarım asıra dayanan ne maçlar oynandı Beşiktaş'la bu mabette. Ne tavaflar atıldı çevresinde mübarek stadın. Kim bilir kaç kere binildi Beşiktaş tramvayına. Bir daha oynanmayacak lan bu maç burada. Bir daha ki Beşiktaş maçında Ali Sami Yen olmayacak. İnanılır gibi değil ama olmayacak.
Büyük Galatasaray taraftarına güveniyorum. Bu maçta bir kez daha imtihan verecekler. Galatasaraylı olmanın saygı doruğunda sesleri, çığlıkları sonsuzluğa karışacak. Ve siz futbolcular, her şeyinizi sırtınızda taşıdığınız o kutsal forma uğruna affettik, siz de imtihan vereceksiniz. Son yıllarda her girdiğiniz imtihandan çaktınız ama bu akşam da çakarsanız, ruhsuz,silik, kapasite altında oynarsanız. Kısaca her zamanki futbolunuzu oynarsanız,Ali Sami Yen'i bizlere boynu bükük kapattırırsanız, değil Galatasaray'dan ayrılmak,değil futbolu bırakmak benden kurtulamazsınız. Sıçtığınız yere kadar kovalarım sizi.
Bu gün maça çıkmıyoruz, spor yapmıyoruz, Bu günkü maçta puan yok, gol yok, kırmızı kart falan yok. Hakem yok, Antrenör yok, Başkan yok. Ali Sami Yen Bey var, Metin Oktay var, Hagi var, taraftar var. Galatasaraylı evliyaların ruhları, alınan kupaların anıları, kazanılan zaferlerin gözyaşları var.
Bu maçta kötü oynayacak olan futbolcu, dünya ahret düşmanımdır.
22 Kas 2010
His Takımı Taraftarına Son Çağrı,
Sakin kafayla berabere kaldığımız maçı yeniden yorumlayalım. Önce kendi hislerimi yazayım, dünkü maçın kaybedilmesini o kadar çok istedim ki anlatamam, yazamam. Servet daha maçın başında maymuna dönmüştü ya, o pozisyon, devamında Ali Turan'ın şebek olduğu an gol olsa inanın Galatasaray'ın bu senesi kurtulmuş olacaktı. Şimdi bekleyin bakalım bir daha ne zaman yeniliriz diye?
Dikkat eden var mı? Mustafa Sarp'ın olmadığı oyunlar sonuç ne olursa olsun sezonun en iyi futbolları. Yani sadece bizim değil, yayıncı kuruluşun, normal futbolseverin bile Mustafa Sarp'a tepki vermesi lazım. Ayhan'la Servet'de bir şekilde oynamasa o Galatasaray'ı kimse yenemeyecek. Mustafa Sarp sakat olmasa her iki lig maçında da sahada olacaktı, bu kesindi. Kadroyu nasıl Reykart yapmadıysa Hagi'de yapamaz. Hagi antrenör falan değil, o Galatasaray hissidir. Kayseri'de eşi dostu, akrabası, arkadaşları tribünde otururken 5 tane bile yedirse Ali Turan'ı oynatan, o varken onu değil de Sabri'yi çıkartıp, Ali Turan'ı rencide etmeyen his. Dünyada başka kim hoca olursa Ali Turan'ı çıkartır, Sabri'yi yerine gönderirdi.
Ne var ki başımızda hissizler padişah olmuş vaziyette. Bizi bize bıraksalar, son şampiyonluktaki gibi, hastaneden kaçıp maça gelen Hasan Şaş oluruz biz bazen. Bazen oynamadığı maçta bile gol atan Hakan Şükür oluruz. Biz bazen Ayhan olup, Ayhan'ı aşar 40 metreden Sivas Temeltepe'ye bozuka göndeririz. Sabri olur 3 lü çekeriz, Arda Turan olur tribünlere esas duruş gösterir saygılar sunarız. Bıraksalar hepimiz futbolcu oluruz, Dünyayı dar ederiz. Kaleye geçeriz hepimiz, Ufuk'a yardımcı oluruz. Biz Galatasaraylıyız, hepimiz aynı damardan besleniyoruz, ölüye top oynatırız biz. Biz, Dünya'da hiçbir takımda olmayan enerjinin sahibiyiz, Orhan Ak'a, Cihan Haspolatlı'ya şampiyonluk kupasını elletiriz biz.
Bırakmazlar, o yüzden, ne Lincoln oynayabildi bu takımda, ne Elano oynayabilir, ne Misimoviç, ne Kewell. Bunlar şampiyonluk kupasını elleyemez. Elletmek işlerine gelmez. Servet eller, Mustafa Sarp eller de, Cana elleyemez. Terim eller, Hagi elleyemez. Hagi'nin yapabileceği bir şey olsa yapar, nitekim oynarken yapmış, en büyük Avrupa Kupalarını taşımıştı. Ne yapacak şimdi Hagi? Sezonun en büyük topunu oynamış takımdan, maçın göğüs göğüse çarpışmaya döndüğü anlarda çıkardığı Elano, duşa gidiyor. Sikinde değil Galatasaray'ın akibeti Elano'nun. Hagi o anda bile, gelsin kulübeye diye haber gönderiyor. Sende bizim umurumuzda değilsin Elano bey. Brezilya Ulus takımı da bizim s.kimizde değil. His yok lan sende, her futbol takımında üst düzey futbol oynarsın ama his takımında oynayamazsın sen arkadaş.
Sen hiç oynayamazsın Hakan Balta. Sol çaprazdan adam kaleye şut çekerken götünü topa dön sen. Aman hayalarına falan top çarpar, bu güne kadar top çarpması sonucu bir kaç futbolcu hadım oldu, sende olma nemize lazım. O top gitsin gol olsun, sana ne, sen maç başı al paranı koy cebine, bin cipine. Senin yerine topun önüne gavur Neill yatsın. Onun hayaları parçalansın.
Bir şeyi çok merak ediyorum, 2.5 senedir Mustafa Sarp banko oynadı bu takımda. 3 maçtır yok, arayan soran merak eden var mı? Galatasaray sahaya eksik mi çıkıyor? Servet'de sakatlansa kimse oynamayacak mı orada? Gökhan Zan demeyin sakın, o ilk oynadığı maçtan sonra zaten takımdan ayrı bölmede çalışır, maçlarda da çekirdek çiter. Oynayacak adam hazırdır, kimsenin kuşkusu olmasın. Ama oynatmazlar, oynatamazlar. Devir hesap devri, para devri. Şundan da kimsenin kuşkusu olmasın, Adnan Polat, en az Morinho kadar futbolu bilir. O yüzden yüz yıllardır takımın içindedir zaten. İstese Galatasarayı Avrupa Şampiyonu bile yapar. Ama işte her sene tam isabet kaydetmektedir. Galatasaray'ın her sene Şampiyon olması, aldığı adamların Hagi gibi, Popescu gibi çıkması işine gelmez. Millet Adnan Sezgin'le uğraşıyor, suçu ne ki dallamanın. Adam onursuz, o kadar parayı, erki nereden bulacak, kapıdan kovsan bacadan girer. Galatasaray her sene kötüye gittikçe transfer yapıyorlar, son dakikada kimsenin itiraz edemeyeceği futbolcuları alıyorlar, ne yapalım oynayamadı diye geri gönderip yenisini getiriyorlar. Her alış veriş, kasalarını dolduruyor.
Bakın ben bir kere daha yazıyorum. Seleksiyona aykırı bir şey var ise mutlaka sebebi vardır. Kewell, Baros gibi futbolcular, bu ülkeye futbol oynayamaya geliyorsa iki şeye bakacağız. Ya oynayamayacaklar, ya sakatlanacaklar. Aynı şey Tüpçü içinde geçerli. Kuarizma Beşiktaş'a, rehabilitasyona, tedaviye hava değişimine geldi, sıra Guti'de. Ya sakatlanacak, ya ikinci yarı ortalarında kovulacak. Büyük takımların bir kozmik odası var. Futbolcularını sokuyorlar o odanın içine, çıkarıyorlar, raporu okuyorlar. Rapor 2 ay sonra sakatlanacak diye yazıyorsa, arıyorlar Seramik'çiyle, Tüpçü'yü, soyduruyorlar güzelim kulüplermizi.
Toparlayalım, konudan uzaklaştık. Dün akşam takım sezonun en iyi maçlarından birini oynadı, diğeri Fener maçıydı, bir diğeri Trabzon maçı. Yani deplasman maçları. Ve iyi oynadığı 3 maçtan sadece 2 beraberlik çıkarabildi. Vah Galatasaray'ım vah. Sıradan bir Anadolu takımına evrim geçirttiler seni. Kadrodaki tek Galatasaraylı, oyundan çıkan Sabri. Yani futbolu bıraktıktan sonra, Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra Florya'da volta atabilecek tek adam. Evinde Galatasaray köşesi bulunan tek Galatasaray futbolcusu. Velev ki Kewell'in vurduğu top içeri girse, hiç değinmem buralarda ama o puşt hakem 2.5 penaltıdan birini çalabilse de yensek ne değişecek ki benim için. Hangi Galatasaraylı atılan golde yerlerde takla atıyor. Ali Sami Yen'de bile atılan golde ses çıkmıyor. Futbolcular golde(o da en son ne zaman gol attık unutmuşum?) yalandan gülümsüyor. Sahaya çıkarken tabut taşıyorlarmış gibiler. Maç bittiğinde alacakları parayı hesaplıyorlar. Ayı Servet'in meneceri, yani pazarlamacısı taşşak geçiyor. ''Bize Galatasaray'ın verdiğini kimse veremez'' diye beyanat veriyor ve biz bu adamları sadece sırtlarında bizim formalar var diye baş tacı ediyoruz.
Ortada maç falan, takım falan yok. His bitmiş, ruh uçmuş, yapılacak tek şey var. Cana, Neill, Sabri, Arda Turan hariç bütün takımı istisnasız, acımasız kadro dışı bırakmak. Kimle çıkılırsa çıkılsın, bundan daha beter tabela yapamazlar. Takıma girecek olanlar laktak testinden değil de his testinden geçecekler. Galatasaraylılıktan sınava girecekler. Yeni baştan yaratılacak 20. asrın son senelerinin takımı. İhtiyacımız olan şey, damarlarımızda aktığını iddia ettiğimiz sarı kırmızı kansa, vakit gelmiştir. O kan bizde vardır. Harekete geçmek için, maç beklemeye, yenilgi beklemeye gerek yoktur. Gerekirse, galip gelinen bir maçtan sonra başlanmalıdır eyleme. Yenildiğinde, büyük bir maçı kazandığında ağlamayan futbolcunun bizimle işi yok.
Bizden geçti, bizim artık bir kupa daha görmeye ömrümüz yetmez. Siz ne yapacaksınız peki? Galatasaray ruhunu, gaflet uykusunda olanlardan, hiyanet şebekelerinden kurtaramazsanız, şampiyonluksuz geçen yıllara dayanamazsınız. Bizim yaşımıza geldiğinizde,gelecek nesillere anlatacağınız Galatasarayınız kalmayabilir.
Galatasaray, kayıtsız şartsız, okulsuz, seçimsiz kongresiz sizlerindir. Bizim babalarımız Ekmekspor taraftarıydı, biz onlardan miras almadık Galatasaray'ı. Şimdi tribünlerde özgürce, bağımsız tepindiğiniz, marşlar söylediğiniz Galatasaraylılıkta bizim de payımız var. Bizden miras aldınız, gelecek nesillere daha da büyüterek aktaracaksınız.
Ne mutlu bu günlerde Galatasaraylıyız diyebilenlere...
Dikkat eden var mı? Mustafa Sarp'ın olmadığı oyunlar sonuç ne olursa olsun sezonun en iyi futbolları. Yani sadece bizim değil, yayıncı kuruluşun, normal futbolseverin bile Mustafa Sarp'a tepki vermesi lazım. Ayhan'la Servet'de bir şekilde oynamasa o Galatasaray'ı kimse yenemeyecek. Mustafa Sarp sakat olmasa her iki lig maçında da sahada olacaktı, bu kesindi. Kadroyu nasıl Reykart yapmadıysa Hagi'de yapamaz. Hagi antrenör falan değil, o Galatasaray hissidir. Kayseri'de eşi dostu, akrabası, arkadaşları tribünde otururken 5 tane bile yedirse Ali Turan'ı oynatan, o varken onu değil de Sabri'yi çıkartıp, Ali Turan'ı rencide etmeyen his. Dünyada başka kim hoca olursa Ali Turan'ı çıkartır, Sabri'yi yerine gönderirdi.
Ne var ki başımızda hissizler padişah olmuş vaziyette. Bizi bize bıraksalar, son şampiyonluktaki gibi, hastaneden kaçıp maça gelen Hasan Şaş oluruz biz bazen. Bazen oynamadığı maçta bile gol atan Hakan Şükür oluruz. Biz bazen Ayhan olup, Ayhan'ı aşar 40 metreden Sivas Temeltepe'ye bozuka göndeririz. Sabri olur 3 lü çekeriz, Arda Turan olur tribünlere esas duruş gösterir saygılar sunarız. Bıraksalar hepimiz futbolcu oluruz, Dünyayı dar ederiz. Kaleye geçeriz hepimiz, Ufuk'a yardımcı oluruz. Biz Galatasaraylıyız, hepimiz aynı damardan besleniyoruz, ölüye top oynatırız biz. Biz, Dünya'da hiçbir takımda olmayan enerjinin sahibiyiz, Orhan Ak'a, Cihan Haspolatlı'ya şampiyonluk kupasını elletiriz biz.
Bırakmazlar, o yüzden, ne Lincoln oynayabildi bu takımda, ne Elano oynayabilir, ne Misimoviç, ne Kewell. Bunlar şampiyonluk kupasını elleyemez. Elletmek işlerine gelmez. Servet eller, Mustafa Sarp eller de, Cana elleyemez. Terim eller, Hagi elleyemez. Hagi'nin yapabileceği bir şey olsa yapar, nitekim oynarken yapmış, en büyük Avrupa Kupalarını taşımıştı. Ne yapacak şimdi Hagi? Sezonun en büyük topunu oynamış takımdan, maçın göğüs göğüse çarpışmaya döndüğü anlarda çıkardığı Elano, duşa gidiyor. Sikinde değil Galatasaray'ın akibeti Elano'nun. Hagi o anda bile, gelsin kulübeye diye haber gönderiyor. Sende bizim umurumuzda değilsin Elano bey. Brezilya Ulus takımı da bizim s.kimizde değil. His yok lan sende, her futbol takımında üst düzey futbol oynarsın ama his takımında oynayamazsın sen arkadaş.
Sen hiç oynayamazsın Hakan Balta. Sol çaprazdan adam kaleye şut çekerken götünü topa dön sen. Aman hayalarına falan top çarpar, bu güne kadar top çarpması sonucu bir kaç futbolcu hadım oldu, sende olma nemize lazım. O top gitsin gol olsun, sana ne, sen maç başı al paranı koy cebine, bin cipine. Senin yerine topun önüne gavur Neill yatsın. Onun hayaları parçalansın.
Bir şeyi çok merak ediyorum, 2.5 senedir Mustafa Sarp banko oynadı bu takımda. 3 maçtır yok, arayan soran merak eden var mı? Galatasaray sahaya eksik mi çıkıyor? Servet'de sakatlansa kimse oynamayacak mı orada? Gökhan Zan demeyin sakın, o ilk oynadığı maçtan sonra zaten takımdan ayrı bölmede çalışır, maçlarda da çekirdek çiter. Oynayacak adam hazırdır, kimsenin kuşkusu olmasın. Ama oynatmazlar, oynatamazlar. Devir hesap devri, para devri. Şundan da kimsenin kuşkusu olmasın, Adnan Polat, en az Morinho kadar futbolu bilir. O yüzden yüz yıllardır takımın içindedir zaten. İstese Galatasarayı Avrupa Şampiyonu bile yapar. Ama işte her sene tam isabet kaydetmektedir. Galatasaray'ın her sene Şampiyon olması, aldığı adamların Hagi gibi, Popescu gibi çıkması işine gelmez. Millet Adnan Sezgin'le uğraşıyor, suçu ne ki dallamanın. Adam onursuz, o kadar parayı, erki nereden bulacak, kapıdan kovsan bacadan girer. Galatasaray her sene kötüye gittikçe transfer yapıyorlar, son dakikada kimsenin itiraz edemeyeceği futbolcuları alıyorlar, ne yapalım oynayamadı diye geri gönderip yenisini getiriyorlar. Her alış veriş, kasalarını dolduruyor.
Bakın ben bir kere daha yazıyorum. Seleksiyona aykırı bir şey var ise mutlaka sebebi vardır. Kewell, Baros gibi futbolcular, bu ülkeye futbol oynayamaya geliyorsa iki şeye bakacağız. Ya oynayamayacaklar, ya sakatlanacaklar. Aynı şey Tüpçü içinde geçerli. Kuarizma Beşiktaş'a, rehabilitasyona, tedaviye hava değişimine geldi, sıra Guti'de. Ya sakatlanacak, ya ikinci yarı ortalarında kovulacak. Büyük takımların bir kozmik odası var. Futbolcularını sokuyorlar o odanın içine, çıkarıyorlar, raporu okuyorlar. Rapor 2 ay sonra sakatlanacak diye yazıyorsa, arıyorlar Seramik'çiyle, Tüpçü'yü, soyduruyorlar güzelim kulüplermizi.
Toparlayalım, konudan uzaklaştık. Dün akşam takım sezonun en iyi maçlarından birini oynadı, diğeri Fener maçıydı, bir diğeri Trabzon maçı. Yani deplasman maçları. Ve iyi oynadığı 3 maçtan sadece 2 beraberlik çıkarabildi. Vah Galatasaray'ım vah. Sıradan bir Anadolu takımına evrim geçirttiler seni. Kadrodaki tek Galatasaraylı, oyundan çıkan Sabri. Yani futbolu bıraktıktan sonra, Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra Florya'da volta atabilecek tek adam. Evinde Galatasaray köşesi bulunan tek Galatasaray futbolcusu. Velev ki Kewell'in vurduğu top içeri girse, hiç değinmem buralarda ama o puşt hakem 2.5 penaltıdan birini çalabilse de yensek ne değişecek ki benim için. Hangi Galatasaraylı atılan golde yerlerde takla atıyor. Ali Sami Yen'de bile atılan golde ses çıkmıyor. Futbolcular golde(o da en son ne zaman gol attık unutmuşum?) yalandan gülümsüyor. Sahaya çıkarken tabut taşıyorlarmış gibiler. Maç bittiğinde alacakları parayı hesaplıyorlar. Ayı Servet'in meneceri, yani pazarlamacısı taşşak geçiyor. ''Bize Galatasaray'ın verdiğini kimse veremez'' diye beyanat veriyor ve biz bu adamları sadece sırtlarında bizim formalar var diye baş tacı ediyoruz.
Ortada maç falan, takım falan yok. His bitmiş, ruh uçmuş, yapılacak tek şey var. Cana, Neill, Sabri, Arda Turan hariç bütün takımı istisnasız, acımasız kadro dışı bırakmak. Kimle çıkılırsa çıkılsın, bundan daha beter tabela yapamazlar. Takıma girecek olanlar laktak testinden değil de his testinden geçecekler. Galatasaraylılıktan sınava girecekler. Yeni baştan yaratılacak 20. asrın son senelerinin takımı. İhtiyacımız olan şey, damarlarımızda aktığını iddia ettiğimiz sarı kırmızı kansa, vakit gelmiştir. O kan bizde vardır. Harekete geçmek için, maç beklemeye, yenilgi beklemeye gerek yoktur. Gerekirse, galip gelinen bir maçtan sonra başlanmalıdır eyleme. Yenildiğinde, büyük bir maçı kazandığında ağlamayan futbolcunun bizimle işi yok.
Bizden geçti, bizim artık bir kupa daha görmeye ömrümüz yetmez. Siz ne yapacaksınız peki? Galatasaray ruhunu, gaflet uykusunda olanlardan, hiyanet şebekelerinden kurtaramazsanız, şampiyonluksuz geçen yıllara dayanamazsınız. Bizim yaşımıza geldiğinizde,gelecek nesillere anlatacağınız Galatasarayınız kalmayabilir.
Galatasaray, kayıtsız şartsız, okulsuz, seçimsiz kongresiz sizlerindir. Bizim babalarımız Ekmekspor taraftarıydı, biz onlardan miras almadık Galatasaray'ı. Şimdi tribünlerde özgürce, bağımsız tepindiğiniz, marşlar söylediğiniz Galatasaraylılıkta bizim de payımız var. Bizden miras aldınız, gelecek nesillere daha da büyüterek aktaracaksınız.
Ne mutlu bu günlerde Galatasaraylıyız diyebilenlere...
21 Kas 2010
Neyin Peşindesiniz Lan; Kayserispor- Galatasaray Maçı Öncesi ve Sonrası
Maç kadrosu cep telefonuma geldi. Oynayacağımız daha doğrusu oynayamayacağımız futbolun kurgusu gçzümün önüne perde gibi indi. Sinirden elim ayağım tutmuyor, tuşlara gelişi güzel basıyorum affolaç.
Neyin peşindesiniz lan siz orospu cocuklaruı. Galatasarayı kğüme mi düşiürteceklsinşz. Velevki servet bu maç.ta hayatının en buyuk topunu oynadı, ayhan 25 kmç koştu, Hakan Balta olur ya bu maçta atılan gole şimfdiye kadar hiç sevinmediğikadar sevi,ndi. Ne olacak, seneye gene oynayacaklarmı. bana onu söyleyın lan şebekler, bunlar var mı takımda. İyileşimiş olsa Mustafa Sarp da sahada olacaktı demı, onu da soyleyın ibneler, hırsızlar.
Ne yaptırmakıstıyorsunuz Hagi'ye. Aldığı kupayı bir tarafına sokmaya mı calışıyorsunuz. Boş işler bunlar. Aklınız sıra Reykartı itin götüne sokup gönderdiniz. Adam sizle taşşak geçt,i lan taşşak. Ben Reykart olacam, bana emiri Adnan Polat'la Adnan Sezgin verecek. Aldığın butun paralar helal olsun lan reykart.
Ulan Servet, iş bana düştü. Ne verşiyorsun,i ne yapıyorsun bu takımda oynamak için bilmiyorum ama, kolla kendini bundan sonra. Seni Aslantepeye çıkartırsam Galatasaraylılığımın hayrını gçrmeyeyim. İkimizden biri fazla bu takıma.
Maç ne mi olur. Allah belalatrını versin. İnşallah hezimet olur.
Maçtan sonra;
Devam edelim, berabere bile kalamayız yazmışım onu sildim. Yani yazdığımı yemek falan değil, benim için eğer bir netice değilse beraberlik yenilgidir. Yenilelim daha iyi. 5 kere berabere kalacağımıza 3 kere yenilip 2 kere yenmek daha çok puan topluyor.
Neyin peşindesiniz lan siz orospu cocuklaruı. Galatasarayı kğüme mi düşiürteceklsinşz. Velevki servet bu maç.ta hayatının en buyuk topunu oynadı, ayhan 25 kmç koştu, Hakan Balta olur ya bu maçta atılan gole şimfdiye kadar hiç sevinmediğikadar sevi,ndi. Ne olacak, seneye gene oynayacaklarmı. bana onu söyleyın lan şebekler, bunlar var mı takımda. İyileşimiş olsa Mustafa Sarp da sahada olacaktı demı, onu da soyleyın ibneler, hırsızlar.
Ne yaptırmakıstıyorsunuz Hagi'ye. Aldığı kupayı bir tarafına sokmaya mı calışıyorsunuz. Boş işler bunlar. Aklınız sıra Reykartı itin götüne sokup gönderdiniz. Adam sizle taşşak geçt,i lan taşşak. Ben Reykart olacam, bana emiri Adnan Polat'la Adnan Sezgin verecek. Aldığın butun paralar helal olsun lan reykart.
Ulan Servet, iş bana düştü. Ne verşiyorsun,i ne yapıyorsun bu takımda oynamak için bilmiyorum ama, kolla kendini bundan sonra. Seni Aslantepeye çıkartırsam Galatasaraylılığımın hayrını gçrmeyeyim. İkimizden biri fazla bu takıma.
Maç ne mi olur. Allah belalatrını versin. İnşallah hezimet olur.
Maçtan sonra;
Devam edelim, berabere bile kalamayız yazmışım onu sildim. Yani yazdığımı yemek falan değil, benim için eğer bir netice değilse beraberlik yenilgidir. Yenilelim daha iyi. 5 kere berabere kalacağımıza 3 kere yenilip 2 kere yenmek daha çok puan topluyor.
14 Kas 2010
Hepinizden Özür Sevgili Kazmalarımız; Galatasaray 0- Manisaspor 2
Herhalde devre arasında yazmış biri. ''Ne olur abi maç yorumu yazma, beni Galatasaray'dan soğutacaksın'' halbuki, bizim buradaki varlık sebebimizdi. Bir kişiyi daha Galatasaray sevgisiyle donatabilmek, Galatasaray'ın oynadığı futbol değilde benim yazdıklarım soğutmaya başlamış anlaşılan. Bana müstehak zaten, sezon sonu deklarasyonu yayınlayıp, önce tribünlerden sonra televizyon başından çekilmiştim. Çünkü ben gelinen noktayı ön görmüş, sebebi olanları deşifre etmiştim. Sonradan yazdıklarım fasa fiso bile değil. Koskoca Reykart geldi gitti, koskoca Hagi'yi maymuna çevirmeye çalışıyorlar.
Ben penaltı olduğunda seyretmeyi bıraktım. Maçla ilgili hiç bir şey yazmayacağım. Yalnız son maçlar ve bu maç tabi ki bana bir bok bilmediğimi öğretti. Servet başta olmak üzere, Mustafa Sarp'tan, Ali Turan'dan, Ayhan Akman'dan özür diliyorum. Boşuna saldırmışım, ve bir kez daha çekiliyorum. Bakalım bu sefer sözümde ne kadar durabileceğim.
Futbol tanrılarının sevgili Peygamberi; Tanrılar senin için daha nasıl bir belirti göstersinler? Mustafa Sarp'ı durup dururken revire gönderdiler, Servet'e götüyle gol yedirdiler, taraftarın ciğerine girip Ali Turan'a küfür ettirdiler. Sen bu uyarılara kulak asmadın devam ettin. İşin ne kadar kolaydı oysa Hagi. Alacaktın takımın isim listesini eline, taraftar paylaşım sitelerine tek tek girecektin. Taraftar kimden nefret ediyorsa onları Florya'dan kovacaktın. Kimi seviyorsa onları oynatacaktın. Galatasaray'ın şovu Galatasaray taraftarı içindir. Bizim sevmediğimiz futbolcuları oynatarak bize Galatasaray şovu izletemezsin. Çıksanız Tugay'la beraber sahaya Jübile maçı yapmaya çıkmış Kewell'le, berteraf edilemeyen ayrık otu Ayhan'dan daha iyi oynarsınız.
Lafım yok, buyrun takım sizin. En azından bir halt bilmeyip boşuna ahkam kestiğimizi itiraf ediyoruz. Bu da bir erdemdir. Sen Hagi'sin, sana akıl vermek bana yakışmaz. Reykart'a verdim ama sana veremem. Reykart'la öküz ölür ortaklık bozulur, senle bozulamaz.
Büyük Galatasaray taraftarı; başta da yazdım. Artık zarar vermeye başladım sizlere. Adı geçen futbolcular ve kalecilerden bir kişi bile kalsa yine yokum. Tamamı değil Florya'dan, İstanbul'dan defolup gidene kadar bana müsade. Sanmayın ki, batan gemiyi terk ediyorum. Keşke elimden bir şey gelse. Vah zavallı Galatasarayımız vah.
Not; Yazmayı unuttum, inanın çocuklar bizim gençliğimizde bu saydığım futbolcular 2 maça çıkamazlardı. Taraftar çok geç kaldı çok. Dışarda biraları içip, 10 dakka kala kapalıya çıkan taraftar, en az başkan kadar suçludur bana göre.
Ben penaltı olduğunda seyretmeyi bıraktım. Maçla ilgili hiç bir şey yazmayacağım. Yalnız son maçlar ve bu maç tabi ki bana bir bok bilmediğimi öğretti. Servet başta olmak üzere, Mustafa Sarp'tan, Ali Turan'dan, Ayhan Akman'dan özür diliyorum. Boşuna saldırmışım, ve bir kez daha çekiliyorum. Bakalım bu sefer sözümde ne kadar durabileceğim.
Futbol tanrılarının sevgili Peygamberi; Tanrılar senin için daha nasıl bir belirti göstersinler? Mustafa Sarp'ı durup dururken revire gönderdiler, Servet'e götüyle gol yedirdiler, taraftarın ciğerine girip Ali Turan'a küfür ettirdiler. Sen bu uyarılara kulak asmadın devam ettin. İşin ne kadar kolaydı oysa Hagi. Alacaktın takımın isim listesini eline, taraftar paylaşım sitelerine tek tek girecektin. Taraftar kimden nefret ediyorsa onları Florya'dan kovacaktın. Kimi seviyorsa onları oynatacaktın. Galatasaray'ın şovu Galatasaray taraftarı içindir. Bizim sevmediğimiz futbolcuları oynatarak bize Galatasaray şovu izletemezsin. Çıksanız Tugay'la beraber sahaya Jübile maçı yapmaya çıkmış Kewell'le, berteraf edilemeyen ayrık otu Ayhan'dan daha iyi oynarsınız.
Lafım yok, buyrun takım sizin. En azından bir halt bilmeyip boşuna ahkam kestiğimizi itiraf ediyoruz. Bu da bir erdemdir. Sen Hagi'sin, sana akıl vermek bana yakışmaz. Reykart'a verdim ama sana veremem. Reykart'la öküz ölür ortaklık bozulur, senle bozulamaz.
Büyük Galatasaray taraftarı; başta da yazdım. Artık zarar vermeye başladım sizlere. Adı geçen futbolcular ve kalecilerden bir kişi bile kalsa yine yokum. Tamamı değil Florya'dan, İstanbul'dan defolup gidene kadar bana müsade. Sanmayın ki, batan gemiyi terk ediyorum. Keşke elimden bir şey gelse. Vah zavallı Galatasarayımız vah.
Not; Yazmayı unuttum, inanın çocuklar bizim gençliğimizde bu saydığım futbolcular 2 maça çıkamazlardı. Taraftar çok geç kaldı çok. Dışarda biraları içip, 10 dakka kala kapalıya çıkan taraftar, en az başkan kadar suçludur bana göre.
7 Kas 2010
Anılara Saygım Var, Susuyorum;Trabzonspor 2- Galatasaray 0
Ben 2. golü görmedim. Değişiklikler tamamlanıp, takım bokla sıvazlanınca seyretmeyi bıraktım. Şimdi bütün bir hafta medya şebeklerini dinleyeceksiniz. Daha önceki iki haftada dinlediniz. Ama önce şu deliye kulak verin. Hagi'nin gelişiyle birden bir Türk Futbolunun gelmiş geçmiş en kazma banko futbolcusu Servet'e vahiy gelecek, Servet Thuram'a falan dönüşecek, Mustafa Sarp, Zidane olacak ve bizi kötü oynatan Reykart'ı iyi ki kovmuşuz diyeceğiz.
Bakın çocuklar, ben futbolcuların sözleşmelerini okudum, açıklıyorum!
Mustafa Sarp'ın sözleşmesi aynen şöyle; Banko oynadığı, oyundan hiç çıkmadığı maçlarda 50.000 Euro ceza kesiyorlar Sarp'a. Oynadığı her maç, biz ağız ishali oluyoruz ama Galatasarayımız para kazanıyor. Hele bir de gol mol yedirirse ceza iki misline çıkıyor. Buluşamadığı her topta zavallı Sarp içeri para ödüyor. Sen Hagi ol, gel de oynatma. Adnan Paşa'nın sehpası Metin Oktay Tesislerinde hazır, Sezgin lavuğu ipi sürekli yağlıyor.
boşuna kızıyorsunuz hocaya.
Benzer maddeler Servet'te var. Hatta Servet'te yazılı olmayan başka bir tehlike var. Adamımız Iğdır'lı, aşiret sahibi. Reykart keriz mi, başına iş mi alsın? eline mi yapışacak oynatıyor. Servet'i oynatmasa, o maçta kapalıda en az 5.000 vara vara, bizimkilere kafa göz dalacak. Benden söylemesi, sakın Servet'e küfür falan etmeyin başınıza iş alırsınız. Bunlar evliya torunu, Hocaları korkutuyorlar, Servet'i oynatmazsan rüyana girer diyorlar. Adamlarda para çok üstüne veriyorlar oynamak için. Ha bende olsa ben de oynamak için üstüne veririm Galatasaray'a. Ama ben sevgimden veririm, bunlar bir sonraki seneleri garanti altına alıyorlar. Sen Reykart olacan, Sen Hagi olacan, Servet gibi bir kazmayı takıma koyacan. Hassiktirsinler lan.
Bir zamanlar Lutu diye bir Rumen gelmişti 2. yarı Galatasaraya. Sözleşmesinde eğer bir maç bile banko oynarsa 200.000 dolar alacaktır yazıyordu. O parayı vermemek için zavallı çocuk hiç bir maç ilk 11 çıkmamıştı. Benzer madde Cana'nın sözleşmesinde var. Reykart'a boşuna kızıyordunuz, Hagi'ye de kızmayın. Elinde değil, dayatmayla getiriyorlar,mecburdur Hagi. Eğer Cana bir maçı çıkmadan tamamlarsa eşşek yükü para alacak. Siz Galatasaray'ın zarar etmesini mi istiyorsunuz? Adamı getirirken çakal Adnangiller bunu yazdılar. 3 istiyorsan biz 5 verecez dediler.Ama bir şartımız var, seni taraftar pek tanımıyor, niye aldınız bunu demesinler diye kendimizi garantiye almak istiyoruz yazdırdılar. Cana da kendine güveniyor, nasıl olsa her maç banko oynar iki misli paramı alırım diye çakıyor kafayı sözleşme kağıdına. Tam o sırada bizimkiler geçirdik diye çak çak yapıyorlar. Yani boşuna beklemeyin, her maç Cana oyundan çıkacaktır. Bunun oynadığı oyunla, taktikle falan alakası yok. Muhasebe kasasıyla alakası var.
Ben çok daha fazla şeyler gördüm de şimdilikbu kadar yazabiliyorum. Ben ne Raykart'a kızdım ne Hagi'ye kızarım. Bu iki adam da inanın Galatasaray'ın Hocası değil. Ellerine listeyi veriyorlar şunu çıkar, bunu sok, bunu oynat şunu oynatma. Yoksa ben biliyorum da Hagi bilmiyor mu? sahanın en son çıkacak, hatta bir maç daha oynansa o maçta bile çıkmayacak olan Cana'nın çıkmayacağını. Hadi Cana çıktı, sonra bir şeyler yapma ihtimali olan tek adam Misimoviç'i çıkarmaması gerektiğini Hagi bilmez mi? Hadi hiçbir şey bilmediğini farzedelim, 1.40 boyunda, 30 kilo gelen iddiaya girerim korner atsa topu yetiştiremeyecek olan Emre Çolak'ın futboldan başka bir spor yapması lazım geldiğini nasıl bilmez. Hagi'nin oğlundan daha iyi futbolcuysa eşşek olayım.
Velhasıl çocuklar, zerre üzüldüysem şerefsizim. Sami Yen zaten yıkılacak, Aslantepe'nin başınıza yıkılmasını istemiyorsanız yapacağınız tek yol var. Takımı Adnanlardan kurtarmak. Bunlar soyguncu, hırsız, Galatasaray düşmanı. Ben kendisine bunu bugün söylemiyorum, bilenler bilir zapta geçirmişliğim var. 22 sene önce ''sen Galatasaraylı değilsin'' diye dalaşmışlığım var kendisiyle. İyi ki yazıyorum da, daha önce haklarında ne düşündüğümü hepiniz biliyorsunuz. Eğer başınızda Adnan'la devam ederseniz, her gün, gelecek günlerden daha iyisiniz demektir.
Ben Metin Oktay'ı seyretmedim bilmiyorum, ama futbol denince tüylerimi diken diken eden iki futbolcu vardı dünyada. Biri Maradona, diğeri Hagi'ydi. Birini televizyondan, diğerini canlı izledik yıllarca. Sen Hagi, bu şartları kabul ede ede Galatasaray'a geldin ya. Adnan varken ben gelmem diyen Fatih Terim kadar olamadın ya, Servet'i, Mustafa Sarp'ı banko oynattın ya. Takımın en iyi 3 adamını çıkarıp, en kötü 3 adamı soktun ya. Adam değilmişsin kardeşim. Beni unut. Hakkında bu son olumsuz yazımdır, sen benim için I love you Hagi'sin. Reykart'la anımız yoktu, öküz öldü ortaklık bozuldu, bırakalım bari senle anılar güzel kalsın.
Bakın çocuklar, ben futbolcuların sözleşmelerini okudum, açıklıyorum!
Mustafa Sarp'ın sözleşmesi aynen şöyle; Banko oynadığı, oyundan hiç çıkmadığı maçlarda 50.000 Euro ceza kesiyorlar Sarp'a. Oynadığı her maç, biz ağız ishali oluyoruz ama Galatasarayımız para kazanıyor. Hele bir de gol mol yedirirse ceza iki misline çıkıyor. Buluşamadığı her topta zavallı Sarp içeri para ödüyor. Sen Hagi ol, gel de oynatma. Adnan Paşa'nın sehpası Metin Oktay Tesislerinde hazır, Sezgin lavuğu ipi sürekli yağlıyor.
boşuna kızıyorsunuz hocaya.
Benzer maddeler Servet'te var. Hatta Servet'te yazılı olmayan başka bir tehlike var. Adamımız Iğdır'lı, aşiret sahibi. Reykart keriz mi, başına iş mi alsın? eline mi yapışacak oynatıyor. Servet'i oynatmasa, o maçta kapalıda en az 5.000 vara vara, bizimkilere kafa göz dalacak. Benden söylemesi, sakın Servet'e küfür falan etmeyin başınıza iş alırsınız. Bunlar evliya torunu, Hocaları korkutuyorlar, Servet'i oynatmazsan rüyana girer diyorlar. Adamlarda para çok üstüne veriyorlar oynamak için. Ha bende olsa ben de oynamak için üstüne veririm Galatasaray'a. Ama ben sevgimden veririm, bunlar bir sonraki seneleri garanti altına alıyorlar. Sen Reykart olacan, Sen Hagi olacan, Servet gibi bir kazmayı takıma koyacan. Hassiktirsinler lan.
Bir zamanlar Lutu diye bir Rumen gelmişti 2. yarı Galatasaraya. Sözleşmesinde eğer bir maç bile banko oynarsa 200.000 dolar alacaktır yazıyordu. O parayı vermemek için zavallı çocuk hiç bir maç ilk 11 çıkmamıştı. Benzer madde Cana'nın sözleşmesinde var. Reykart'a boşuna kızıyordunuz, Hagi'ye de kızmayın. Elinde değil, dayatmayla getiriyorlar,mecburdur Hagi. Eğer Cana bir maçı çıkmadan tamamlarsa eşşek yükü para alacak. Siz Galatasaray'ın zarar etmesini mi istiyorsunuz? Adamı getirirken çakal Adnangiller bunu yazdılar. 3 istiyorsan biz 5 verecez dediler.Ama bir şartımız var, seni taraftar pek tanımıyor, niye aldınız bunu demesinler diye kendimizi garantiye almak istiyoruz yazdırdılar. Cana da kendine güveniyor, nasıl olsa her maç banko oynar iki misli paramı alırım diye çakıyor kafayı sözleşme kağıdına. Tam o sırada bizimkiler geçirdik diye çak çak yapıyorlar. Yani boşuna beklemeyin, her maç Cana oyundan çıkacaktır. Bunun oynadığı oyunla, taktikle falan alakası yok. Muhasebe kasasıyla alakası var.
Ben çok daha fazla şeyler gördüm de şimdilikbu kadar yazabiliyorum. Ben ne Raykart'a kızdım ne Hagi'ye kızarım. Bu iki adam da inanın Galatasaray'ın Hocası değil. Ellerine listeyi veriyorlar şunu çıkar, bunu sok, bunu oynat şunu oynatma. Yoksa ben biliyorum da Hagi bilmiyor mu? sahanın en son çıkacak, hatta bir maç daha oynansa o maçta bile çıkmayacak olan Cana'nın çıkmayacağını. Hadi Cana çıktı, sonra bir şeyler yapma ihtimali olan tek adam Misimoviç'i çıkarmaması gerektiğini Hagi bilmez mi? Hadi hiçbir şey bilmediğini farzedelim, 1.40 boyunda, 30 kilo gelen iddiaya girerim korner atsa topu yetiştiremeyecek olan Emre Çolak'ın futboldan başka bir spor yapması lazım geldiğini nasıl bilmez. Hagi'nin oğlundan daha iyi futbolcuysa eşşek olayım.
Velhasıl çocuklar, zerre üzüldüysem şerefsizim. Sami Yen zaten yıkılacak, Aslantepe'nin başınıza yıkılmasını istemiyorsanız yapacağınız tek yol var. Takımı Adnanlardan kurtarmak. Bunlar soyguncu, hırsız, Galatasaray düşmanı. Ben kendisine bunu bugün söylemiyorum, bilenler bilir zapta geçirmişliğim var. 22 sene önce ''sen Galatasaraylı değilsin'' diye dalaşmışlığım var kendisiyle. İyi ki yazıyorum da, daha önce haklarında ne düşündüğümü hepiniz biliyorsunuz. Eğer başınızda Adnan'la devam ederseniz, her gün, gelecek günlerden daha iyisiniz demektir.
Ben Metin Oktay'ı seyretmedim bilmiyorum, ama futbol denince tüylerimi diken diken eden iki futbolcu vardı dünyada. Biri Maradona, diğeri Hagi'ydi. Birini televizyondan, diğerini canlı izledik yıllarca. Sen Hagi, bu şartları kabul ede ede Galatasaray'a geldin ya. Adnan varken ben gelmem diyen Fatih Terim kadar olamadın ya, Servet'i, Mustafa Sarp'ı banko oynattın ya. Takımın en iyi 3 adamını çıkarıp, en kötü 3 adamı soktun ya. Adam değilmişsin kardeşim. Beni unut. Hakkında bu son olumsuz yazımdır, sen benim için I love you Hagi'sin. Reykart'la anımız yoktu, öküz öldü ortaklık bozuldu, bırakalım bari senle anılar güzel kalsın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)